pazar günü işe gelicem diyipte akşamdan cep telefonunu kapatmak...
kadayıf tatlısı gibi tel tel olan saçlarına rağmen müzikleri hoşuma giden ender şahsiyet...
benim gibi ilk buluşmada parka götürüseniz ve şans eseri orada bir akli dengesi yerinde olmayan bıçkın bir delikanlıya denk gelirseniz,birde üzerinize elinde taşıdığı yarım karpuzu atarsa işte o an tüm karizmanız bitti demektir..bu arada karpuz üzerinizde kuruyunca birde gömlek beyazsa renkten dolayı gömlek izci gömleğinin renklerine bezeniyo ...
tavuğun makat kokusunu aklıma getiremiyorum bile...
msn in bir nevi iletişim aracı olduğunu bildiği halde yokum yazmanın kendisine küfür edilmek zorunda bırakılacağını kestiremeyen,zihinsel olarak çevrimdışı hatta evrimdışı olan uranüslü tanımlanamaz yaratıklar...
özellikle tansiyonu üst düzeyde olan maçlarda şortuyla yaşadığı problemler nedeniyle elini şortuna götüren, hacetini gidermek için duvar dibini münasip gören, türkiye'yi çok seven; benim tabirimle 'yürüyen kömürlük.'
mutfakta burunun üzerine yatarak uyuyan ender insanlardan biri olan benim burun üzeri yatma aracım...
31 olsa çekilmez lafının yaşayan ender örneklerinden...
muhabbet kuşunun sülale boyu olanı...
çarpışma yaşandıktan sonra yaklaşk 3-4 gün arkadaşlarının yanında sürekli apışaranı karıştırırsınki arkadaşlarında sorar sende havanı basarsın...birde üzerine ekleyerek ' ulan çok yordu zalımın gızı' şeklinde cila atarsın...
bizimkiler böyle bişey yapsa muhtemelen adı 'neptünlü cevdet' olurdu...
italyan fonlara karşı beslediğim kerkinme duygusu...
genç bir kzımızın, sandalyede otururken şiddetli bir şekilde gaz çıkardım ve kasığımda ağrı olduğunu hisettim.hocam acaba kızlık zarım yırtımışmıdır' şeklindeki sorusuna ; ziraa bende gelen mektuplara cvp verirken şiddetli bir sarsıntı oldu. yoksa o sendenmi geldi... diye cevap veren ve insanların cinsel olmaktan ziyade zeka sorunlarıyla ilgilenen haydar dümenden gelmesini asla tahmin edemeyeceğim özlük hakkı...
çocuk olduğum dönemlerde,üşümeyim diye sobanın başında yaptığım kardan adamın sonradan likit adama dönüşen şekli...
hiç kullanmadığım halde zevk olsun diye kurup sabah tınlamadığım cinnet geçirme sebebi ..
yeni kankası sultanla beraber sanki ülkenin başka derdi ykmuş gibi ekranlarda uzun süre yer kaplayacağına emin olduğum seside zikilmiş tavuk gibi çıkan alacakaranlığın eccinli yaratığı
yağmurlu bir günde serengita ormanlarından kaçarak ülkemize sığınma talebinde bulunan elleri elden ziyade toynağı andıran ve dişlerinin arasından tır geçecek kadar boşluk bulunan mardinin yağız delikanlısı...
bayanlar tarafından ısrarla savunulan 'erkek değil mi ? allah topunun belasını versin' tezini çürütmemize engel olan akraba evliliği...ara sıra garip laflarıyla insanların olur olmaz yerde gülmesi vesonundada aptal yerine düşmesine neden olan otistik...bunu bizzat kendisine ait olan bir cümleyle özetleyecek olursak;
çok su içersem aşık olduğumu anlarım..!
Allah belanı versin nihat doğan
çok su içersem aşık olduğumu anlarım..!
Allah belanı versin nihat doğan
kurtla dans ederken 'yala beni' repliği dillerden düşmeyeceğini düşündüğüm düşük maliyetli olmasına rağmen ilgi çekecek kadar güzel olan bir film
brunch diye davetedildiğim bi yerde mahluğun kendi tabiri ile 'çökelik zündürtmesi' dedikten sonra gözümün kan bürümesine sebep olan şeytan icadı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?