ben bu insanlardan biri değilim. futbola zaafımız malum. beşiktaş maçlarını çok sakin ve olabildiğince sessiz izlerim. küfür edene genelde kızarım. kendi takımına sövene apayrı ayar oluyorum. en son ölümüne gol sevinci yaşadığım an, yani kendimden geçtiğim an 17 nisan 2005 fenerbahçe beşiktaş maçında koray avcı'nın attığı son golden sonra oldu desem inanmak zorundasın lan. önümdeki fenerli arkadaşımın boynunu kırıyordum sıkarken. çok iyiydi amına koyim la.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: ararım seni her yerde)
(bkz: kapalıdaki çan)
kapalıdaki çan da dahil olunca tadından yenmez.
Herşey senin ,senin için Karakartal
Senin sevgin bütün sene
içimizde yatıp kalkar
Seninle şarkılar
Söylemek paha biçilemez birşey
önce üçlü bir kartal gol sonra saldır Beşiktaşım oley
Elbet bir gün beni arayacaksın
Telefonun ucunda hüngür hüngür ağlayacaksın
Değerimi er geç anlayacaksın
Benim için artık sen sadece sıradan bir yabancısın
Artık çok geç kızım hiç boşuna uğraşma
Bana ait cümleler aramam öpülmüş dudaklarında
http://www.facebook.com/video/video.php?v=138419212917159
Senin sevgin bütün sene
içimizde yatıp kalkar
Seninle şarkılar
Söylemek paha biçilemez birşey
önce üçlü bir kartal gol sonra saldır Beşiktaşım oley
Elbet bir gün beni arayacaksın
Telefonun ucunda hüngür hüngür ağlayacaksın
Değerimi er geç anlayacaksın
Benim için artık sen sadece sıradan bir yabancısın
Artık çok geç kızım hiç boşuna uğraşma
Bana ait cümleler aramam öpülmüş dudaklarında
http://www.facebook.com/video/video.php?v=138419212917159
birimiz hepimiz için hepimiz beşiktaş için
armanın aşkına müebbettir sevgimiz
beşiktaşın askeri çarşının neferiyiz biz
sen ben yok beşiktaş var
varoldukça canımız siyaha beyaza devam
armanın aşkına müebbettir sevgimiz
beşiktaşın askeri çarşının neferiyiz biz
sen ben yok beşiktaş var
varoldukça canımız siyaha beyaza devam
çoğu zaman haketmesine rağmen yönetim ve taraftardan yeterli desteği hiçbir zaman alamamış amatör branşlardan sadece biri.
(bkz: beşiktaş basketbol takımı)
(bkz: beşiktaş hentbol takımı)
(bkz: beşiktaş voleybol şubesi)
(bkz: beşiktaş bedensel engelliler spor kulübü)
(bkz: beşiktaş basketbol takımı)
(bkz: beşiktaş hentbol takımı)
(bkz: beşiktaş voleybol şubesi)
(bkz: beşiktaş bedensel engelliler spor kulübü)
genç yeteneklerin beşiktaşımıza kazandırılması konusunda beni umutlandıran ortaklık.
taktik bilgisi ve başarılarıyla değilde insanlığıyla sevgimizi kazanmış hocamız.
doğum günü renktaşlarımız tarafından bir pasta bir mum ile antalya havalimanında kutlanmıştır.
iyi ki doğdun carlos carvalhal.
doğum günü renktaşlarımız tarafından bir pasta bir mum ile antalya havalimanında kutlanmıştır.
iyi ki doğdun carlos carvalhal.
2002-2003 sezonuydu soğuk bir gün olduğunu hatırlıyorum altay-beşiktaş maçı . 0-1 kazanmıştık.altaylıların içinde oturmuştuk.golden sonra babamın sırtına yüzümü kapattım öyle yaşadım sevincimi..golü kim attı hatırlamıyorum. [ybkz]swh[/ybkz]
hiçsizlik isteği gibi. bırakıyorum kendimi boşluğa, boşluğuna. ne olacaksa olsun der gibi. belkide bir kabulleniş. onca hayat arasından payıma düşenler, bunlar mı olmalıydı? sorgulamaktan bile nefret ediyorum biliyor musun?
bazı kelimeler vardır. duyduğun ve yüklediğin anlamlara göre şekil değiştiren. kabuksuz yara gibi. sıkıntılı aslında bu izdüşümleri. savrulmamak için, fırtınanın dinmesini beklersin. bazı insanlar vardır hani, bir kitap okuyunca hayatını değiştiren. bir kelime, bir kitap kadar sığ mıydı yaşadığım hayat! bilmiyorum biliyor musun?
bir çok yaralı bileşkenin toplaşıp, bana geldiği zamanlarım var benim. sorgu sual göstermeden çatkapı içerime giren hüzünlerim var. büyüyorlar içimde, benimle yada bensiz. varlıklarından çeşitli anlamlar çıkarmaya başladığım sancılarım. hepsini çocuğum gibi sever olmuşum. kollayan gözeten bir baba şefkatiyle.
hüzün saplandı mı ciğerine, kayıtsız kalamıyorsun yere ve zamana. canlı, cansız her türden görüntüsü olanın, salt bir meta olduğunu yadsıyamıyorsun. korkutuyor bu. bir defteri, kurşun kalemiyle defalarca ve öylesine karalayan bir veledin elleri gibiler. kanatmak için çırpınan bir bilge gibiler sanki. hem senarist, hem yönetmen onlar. senin başrol oynama isteğin, figüranlığa evriliyor zamanla. it gibi korkuyorsun işte. hep korkacaksın böyle.
benimle yaşamayı öğrenemeyenlere bakıyorum uzaktan. onlarla yaşamanın dersini iyi çalışmıştım oysa. neden önemsemediler beni, bilmiyorum. oyun adında bir filmde görmüştüm bu yaşadığım buhranı. adamın etrafında olan bütün olayların, aslında büyük bir oyun olduğunu anladığı final sahnesi geliyor gözlerimin önüne. ben o sahneyi beklemek zorunda mıyım? belkide bekliyorumdur, farkında olmadan. bilmiyorum.
neden ben bilmiyorum. neden sen değilsin bilmiyorum. neden biz değiliz bilmiyorum. nedenini bilmediğim o kadar çok şeyim birikmiş ki, her iki adımda durup dinlenmem lazım yolum bitene kadar. durup düşünmek bile anlamsızlaşıyor, taşıdığım yükün neden omuzlarımda olduğunu sorgulamak anlamsızlaşıyor. ben anlamsızlaşıyorum. neredesin diyeceğim insanlar anlamsızlaşıyor. yabancılaşmanın dibini görüyorum.
sırtlanların saldırısından kurtulmak isteyen bir ceylan geliyor gözlerimin önüne. çaresiz. ölüm bu kadar basit mi olmalıydı, sorgulamıyorum. o ceylan ölmesin derdim küçükken, büyümüşüm. büyüdüğümü sorgulamıyorum. hayata, yaşamaya, insanlara anlamlar yükleyen bok yığınlarını sorgulamıyorum. sonuna gelinmiş bir hayatın geçmişini sorgulamıyorum.
içimde zaptedilmez bir kırma isteği. bütün yaralarını lime lime edercesine kanatmak istiyorum sevdiğim herkesi, herşeyi. neden yaptığımı sorgulamak istemiyorum. çekip gitmekte istemiyorum aslında biliyor musun? kalmayı hiç istemiyorum. yardım istemiyorum. sorgulamak istemiyorum.
herşeyin bir sebebi olduğuna inandırdığın yığınlarını sorgulamıyorum, ey tanrı! bu tarafta cevabını bulamadığım bu soruyu, bu taraftayken artık sorgulamıyorum. dereyi geçince merasim istemiyorum. görkemli bir seramoni istemiyorum. kimselerden hoşgeldin istemiyorum.
sadece karşına geçip, sorgulamak istiyorum.
neden ben?
bazı kelimeler vardır. duyduğun ve yüklediğin anlamlara göre şekil değiştiren. kabuksuz yara gibi. sıkıntılı aslında bu izdüşümleri. savrulmamak için, fırtınanın dinmesini beklersin. bazı insanlar vardır hani, bir kitap okuyunca hayatını değiştiren. bir kelime, bir kitap kadar sığ mıydı yaşadığım hayat! bilmiyorum biliyor musun?
bir çok yaralı bileşkenin toplaşıp, bana geldiği zamanlarım var benim. sorgu sual göstermeden çatkapı içerime giren hüzünlerim var. büyüyorlar içimde, benimle yada bensiz. varlıklarından çeşitli anlamlar çıkarmaya başladığım sancılarım. hepsini çocuğum gibi sever olmuşum. kollayan gözeten bir baba şefkatiyle.
hüzün saplandı mı ciğerine, kayıtsız kalamıyorsun yere ve zamana. canlı, cansız her türden görüntüsü olanın, salt bir meta olduğunu yadsıyamıyorsun. korkutuyor bu. bir defteri, kurşun kalemiyle defalarca ve öylesine karalayan bir veledin elleri gibiler. kanatmak için çırpınan bir bilge gibiler sanki. hem senarist, hem yönetmen onlar. senin başrol oynama isteğin, figüranlığa evriliyor zamanla. it gibi korkuyorsun işte. hep korkacaksın böyle.
benimle yaşamayı öğrenemeyenlere bakıyorum uzaktan. onlarla yaşamanın dersini iyi çalışmıştım oysa. neden önemsemediler beni, bilmiyorum. oyun adında bir filmde görmüştüm bu yaşadığım buhranı. adamın etrafında olan bütün olayların, aslında büyük bir oyun olduğunu anladığı final sahnesi geliyor gözlerimin önüne. ben o sahneyi beklemek zorunda mıyım? belkide bekliyorumdur, farkında olmadan. bilmiyorum.
neden ben bilmiyorum. neden sen değilsin bilmiyorum. neden biz değiliz bilmiyorum. nedenini bilmediğim o kadar çok şeyim birikmiş ki, her iki adımda durup dinlenmem lazım yolum bitene kadar. durup düşünmek bile anlamsızlaşıyor, taşıdığım yükün neden omuzlarımda olduğunu sorgulamak anlamsızlaşıyor. ben anlamsızlaşıyorum. neredesin diyeceğim insanlar anlamsızlaşıyor. yabancılaşmanın dibini görüyorum.
sırtlanların saldırısından kurtulmak isteyen bir ceylan geliyor gözlerimin önüne. çaresiz. ölüm bu kadar basit mi olmalıydı, sorgulamıyorum. o ceylan ölmesin derdim küçükken, büyümüşüm. büyüdüğümü sorgulamıyorum. hayata, yaşamaya, insanlara anlamlar yükleyen bok yığınlarını sorgulamıyorum. sonuna gelinmiş bir hayatın geçmişini sorgulamıyorum.
içimde zaptedilmez bir kırma isteği. bütün yaralarını lime lime edercesine kanatmak istiyorum sevdiğim herkesi, herşeyi. neden yaptığımı sorgulamak istemiyorum. çekip gitmekte istemiyorum aslında biliyor musun? kalmayı hiç istemiyorum. yardım istemiyorum. sorgulamak istemiyorum.
herşeyin bir sebebi olduğuna inandırdığın yığınlarını sorgulamıyorum, ey tanrı! bu tarafta cevabını bulamadığım bu soruyu, bu taraftayken artık sorgulamıyorum. dereyi geçince merasim istemiyorum. görkemli bir seramoni istemiyorum. kimselerden hoşgeldin istemiyorum.
sadece karşına geçip, sorgulamak istiyorum.
neden ben?
6 kez nitelikli dolandırıcılık, 4 kez şike, 3 kez de teşvik ile suçlanıp 49 yıldan 132 yıla kadar hapsi istenen, fenerbahçe taraftarının adam sandığı kişi. gerçi fenerbahçe taraftarı rte içinde aynısını söyleyip sonra çark etmişti. neyse. fenerbahçe taraftarının adamlıktan anlamadıklarının en somut göstergesi olan kişi diyelim, bitirelim.
kendisi de bitti zati.
kendisi de bitti zati.
şükrü Saraçoğlu Stadında en son Gençlerbirliğine yenilen ( 5 Mayıs 2000) Fenerbahçe, o maçtan sonra kendi sahasında oynadığı 24 maçta hiç yenilgi yüzü görmezken 1 maç daha kazanırsa, 25 maçlık kendi sahasında kaybetmeme rekorunu elinde bulunduran Arjantinin Boca Juniors takımının rekorunu egale edecekti. 25. maçta ise rakip ligde sıkıntılı günler geçiren Beşiktaştı.
ve beşiktaş 1-0 geriye düştüğü maçı 1-2 kazandı..
02.12.2001 02.12.2011 Japon Bayrağı 10 Yaşında
ve beşiktaş 1-0 geriye düştüğü maçı 1-2 kazandı..
02.12.2001 02.12.2011 Japon Bayrağı 10 Yaşında
bir çocuğun gözlerinde ölümü beklerken türküler söylemektir..
şşş kendi aranızda sevişmeyin.
en sevdiğim bestelerden hele ki beşiktaş yollarına düşüldüyse düşmez dillerden ...
sözleri mert yan ve uğraş polat şahin adında iki arkadaşımıza ait.
Her Gece Adını Sayıklar
Efkarlanırım Bile Bile
Sen Siyah Beyaz Düşlerimin
Mutlu Sonusundur Belkide
Yağmurun Damlaları Gibi
Islatırsın Bizi Sevginle
Sen Benim Vazgeçemediğim
Tek Aşksın Beşiktaş işte
Canımın Canısın Beşiktaş
ömrümün Yarısı Beşiktaş
Sen Benim Vazgeçemediğim
Tek Aşksın şanlı Beşiktaş
http://www.facebook.com/photo.php?v=191065360953989
sözleri mert yan ve uğraş polat şahin adında iki arkadaşımıza ait.
Her Gece Adını Sayıklar
Efkarlanırım Bile Bile
Sen Siyah Beyaz Düşlerimin
Mutlu Sonusundur Belkide
Yağmurun Damlaları Gibi
Islatırsın Bizi Sevginle
Sen Benim Vazgeçemediğim
Tek Aşksın Beşiktaş işte
Canımın Canısın Beşiktaş
ömrümün Yarısı Beşiktaş
Sen Benim Vazgeçemediğim
Tek Aşksın şanlı Beşiktaş
http://www.facebook.com/photo.php?v=191065360953989
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?