peter brand

aşağıdaki dizilişle sahaya yayılacağımız ve bol gollü bir galibiyetle sonlandıracağımız stsl 19.hafta maçıdır.

------------------tolga---------------- : cenk
----------------------------------------
--serdar--pedro--ersan--motta-- : ismail, uğur
----------------------------------------
---------atiba--fernandes---------- :
----------------------------------------
----gökhan---oğuzhan---olcay---- : kerim, muhammet
-----------------------------------------
-----------------almeida-------------- : mustafa, holosko


ayrıca şuan için kurulacak en mantıklı diziliş ve kadro da budur kaatimce.


ancak, jones'un transferiyle fernandes tribüne, jones dmc'ye atiba mc'ye geçmeli ve lescott'un transferi ile sivok'un dönüşüyle stoperi bu ikisi almalıdır. bu iki takviyeyle beşiktaş ciddi anlamda sınıf atlayacaktır.

serdar ve ramon'un performansından memnun olmayanlara da stoperde iki adet commandantenin yanında (sivok-lescott), bu ikilinin performanslarının 2 katına çıkacağından hiç bir şüphem olmadığını da belirtmek isterim.

beşiktaş'a transferi gerçekleşirse, spor toto süper ligde forma giyen en iyi stoper oyuncusu ünvanını eski bir beşiktaşlı olan egemen korkmaz'dan alacak futbolcudur.

beşiktaş ve özellikle futbol sevgisidir.

zira sol framedeki başlıkların kabaca yüzde 95'i futbol içeriklidir.

beşiktaşlı olması, hayatı daha yaşanılabilir kılan insandır.

çok iyi bi stoper oyuncusudur. stsl'nin en iyi 10 stoper oyuncusu arasında 7. sıradan falan rahatlıkla girebilir kendisi.

ligin 19. haftasında kadar (ki bazen sakat olmayan tek stoper kendi olmasına rağmen) takıma girememesinin tek sebebi, teknik ekibin onu ön plana çıkarmak istememesi gibi bir garip bir sebep olmalı. çünkü slaven bilic'in, hadi onu geçtim yardımcıları nikola jürcevic'in ya da edin terzic'in, pedro franco'nun ersan'dan ve escude'den iyi, sivok ile kapışabilecek potansiyele sahip bir stoper olduğunu görmemesi mümkün değil.

dünyanın en iyi 10 liginin, kalburüstü hiçbir takımında forvet arkası mevkisinde oynayamayacak bir futbolcudur.

beşiktaş'ta forma giydiği süre boyunca duran toplar harici yaptığı asist sayısı olcay şahan'ın bir sezonda verdiği asist sayısından azdır.

ama kendisinin bu konuda bir suçu yoktur. şöyle ki beşiktaş'a transfer olana kadar forma giydiği hiçbir takımda ne forvet arkası mevkide oynamıştır, ne kendisine serbest rol verilmiştir ne de yıldız rolüne bürünmüştür.

beşiktaş'a gelene kadar forma giydiği tüm kulüplerde mc (ve zaman zaman az da olsa dmc) mevkisinde oynamıştır ve bu mevkide zamanın avrupanın en iyi mclerinden birisi olarak gösterilmiştir.

kendisine bu büyük kötülüğü kim yaptı bilmiyorum ama fernandes'in beşiktaş'ta sonun başlangıcı amc mevkisinde geçmesiyle başlar.

artık mc mevkisinde değerlendirilse bile beşiktaş'ın ilk 11'inde yeri yoktur çünkü atiba hutchinson ve jermaine jones orayı kapatmışlardır.

tek kötü yanı bizim gibi tezcanlı olmamasıdır.

kerim frei gibi (nispeten) potansiyelli oyuncuyu oyuna almak yerine, şuanda beşiktaş futbol takımından lisansı olan futbolcular arasında en çok gol atmış ve daha genç sayılabilecek bir yaşta olan filip holosko'yu kazanmaya çalışması,

veya

ömer şişmanoğlu yerine ciddi anlamda kendisini gol atmak için heba eden ancak telaşından ve günden güne büyüyen stresinden dolayı bambaşka bir futbolcuya dönüşmüş mustafa pektemek'e yanında olduğunu, ona inandığını göstermeye çalışması,

veya

3-0 öndeyken yenilen (kendisinin hiçbir suçu olmayan) saçma sapan, talihsiz iki gol sonrası oyunu okuyamamakla suçlanmasına ve kötü hoca olarak değerlendirilmesine sebep olmamalıdır.

beşiktaş maçları öncesinde, futbolcularına cebinden prim teklif etse şaşırmayacağım teknik direktördür.

bence beşiktaş maçları öncesinde böyle bilenmesinin tek sebebi medyatik olmayı sevmesi ve kendisini medyada ön plana çıkaracak ve kazanması en kolay maç olarak beşiktaş maçlarını görmektedir.

belki de galatasaray ve fenerbahçe maçlarında da böyledir bilemiyorum ama beşiktaş maçlarında oldukça hırslı olduğunu anlamak için 2 maçını seyretmek yeterli.

slaven bilic'in kadro kurduğu tahtaya, sol kanada adını silinmeyen kalemle yazması gereken oyuncudur.

bugün yine bir anahtar pasla takımın kısır pozisyonlarından birisinin gol olmasını sağlamış ve usulca mantıksız bir oyuncu değişikliğine kurban giderek kulübeye çekilmiş yerini filip holosko'ya bırakmıştır.

tolga-sivok-pedro-atiba-jones-oğuzhan-almeida ile birlikte beşiktaş'ın vazgeçilmezidir bana kalırsa.

zaman zaman federico guinti'yi hatırlatıp mazide tatlı bir gezintiye çıkmaya sebep olan mc'mizdir.

kendisi hakkındaki tek temennim umarım jermaine jones'un gelmesiyle slaven bilic; bu iki amerika kıtası menşeili orta saha oyuncusunu yanyana (mc-dmc) oynatır ve bu gözler fabian ernst - eduard cisse ikilisini yeni versiyonunu izlemiş olur.

salih uçan'ı istediği kadar cebinden çıkarmaya çalışsın şimdilik bunu başaramayacak oyuncudur, kendisinde bulunan futbol zekasının, oyun görüşünün neredeyse tamamen aynısı salih uçan'da mevcuttur çünkü.

ancak sahip oyun zekası kadar fizik ve disiplin de edinirse, önünde bırakın salih uçan'ı, miralem pjanic, sergio canales, kevin de bryne veya ne bileyim oscar bile duramaz.

ciddi anlamda mental eğitime ihtiyacı olan futbolcu. kendisinin bildiği ve sahada oynadığı şey futbol değildir zira. kendisini iyi hissettiği şekilde top sürüyor, pas veriyor, çalım atıyor veya orta açıyor yani tamamen keyfine oynuyor oyunu. profesyonel bir eğitim alması gerekiyor. zaten kariyerinde 0 gol atmış bir kanat forvet oyuncusu olarak 10 milyon euro bandında bir ücretle transfer olmasının sebebi de budur. çok ciddi bir potansiyel var içinde değerlendirilmesi gereken.

örneğin gökhan töre jürgen klopp'un elinin altında olsaydı, klopp'un kendisinden kagawa'dan iyisini yaratması işten bile değildi.

sonuç olarak bizim beklediğimiz klopp'un öğrencisi olan edin terzic'in bu olaya bir el atması, gerekirse arada bir klopp abisini arayıp yardım istemesidir.