paulpiercebjk

kendi modelini yaratamayan bir ülkeyiz sürekli porto modeli barcelona modeli, ingiliz bilmemnesi. dortmund modeli insan da hayranlık uyandıran bir çalışmadır ama şu an bizimle tek ortak noktası borçlardan dolayı krize girmesidir. dortmund alt yapısıyla ilgili bir belgesel vardı oyuncuların nasıl yetiştirildiğini anlatan bizde durum nedir bilmiyorum ama bildiklerimi göz önüne getirirsem oldukça farklı bir durum var ortada.

kadro yapımızı incelersek. geniş kadronun yaş ortalaması 24'tür. ilk 11 ve sonradan giren oyunculara bakarsak. yani düzenli oynayan oyuncularımıza baktığımız da alt yapıdan bir tek necip uysal ki o da 2 sezondur kadroda ve oğuzhan dışında 25 yaşın altında oyuncu yoktur. defansta oynayan oyuncuların yaş ortalaması 30 orta saha biraz daha genç forvet hattı ise 27 civarındadır (almeida-holosko-olcay) ki bunun üzerine 33 yaşındaki niang transfer edilmiştir. sezon başında çok umutlu olan ben, şu an ki durumu inceleyince geleceğe dair pek umutlu bir görüntü oluşturamıyorum. sezon başında baskı yokken gençler oyuna giriyordu. şimdi ise şampiyonluk iddiası oluşunca bir anda risk alınmamaya hasan türk ler erkan kaş lar görünmemeye başladı ama bu bize iyi mi geldi tam tersine sürekli puan kaybetmeye başladık. yani işler ciddiye binince gençleşme vs. falan rafa kaldırıldı. bu da demek oluyor ki biz hala günlük yaşıyoruz.

samet aybaba çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir beşiktaşlı. sezon başında o ortamda koşa koşa beşiktaşa gelen gerçek bir beşiktaşlı ve teknik direktörlüğü de iyidir idare etmiştir heyecan yaratmıştır amaaaaaaaaaa transferlerde çok başarısız olduğu bir gerçektir. oğuzhan özyakup ibrahim altınsay'ın çok kısa yöneticilik süresinde alınmıştır. olcay'ı tam bilmiyorum ama mcgregor, escude, uğur boral, gökhan süzen vs. çok başarılı sayılmayan transferlerdir.

eğer beşiktaş günü kurtarmak istemiyor ve geleceğini yapılandırmak istiyorsa öncelik alt yapıya maddi manevi destek verilmelidir ve kaynak ayrılmalıdır. tabii ki bu süreçte a takımında başarısı sağlanmalıdır. şuan a2 takımda oynayan her beşiktaşlı 11 kişilik kadro türkiye liginde ilk 4 e bir şekilde girer. transferi gerçekten bu işi iyi bilen adamlara teslim etmelidir. samet aybaba sadece elindeki kadroyu yönetmelidir ve 3 maç üst üste kazanınca şampiyonluk sonra 3 maç üst üste kaybedince de biz gençleşiyoruz gibi söylemlerden kaçınılmalıdır.

son olarak diyeceğim şu ki o modeli bu modeli diye yurt dışında kendimize sistemler arayacağımıza, çok uzak uzaklara bakmadan kendi en başarılı dönemimizde ki özkaynak modelini örnek alırsak başarılı olacağımıza inanan, vizyonunu misyonunu buna göre belirleyen yöneticilerden oluşan bir ekiple kendimizi bulabileceğimize inanıyorum.

(bkz: beşiktaş modeli)

kimse kendi yazdığı entry den bir öncekini bile okumaya tenezzül etmediği için, polemik olacak bir durum olmamasıdır.

edit: teşekkürler hurremsoultan

(bkz: ben )

25 yaşında ki genç! yeteneğine dair henüz bir şey göremediğimiz futbolcumuz. geldiği günden beri tıpkı uğur boral gibi sol tarafımızı koridora döndürmüştür kendisi. uğur boral gibi gereksiz bir futbolcudan hiç bir farkı olmadığı gibi bir de üstüne sürekli adı disiplinsiz davranışlarıyla gündeme gelmiştir. iyi futbolcudur kötü futbolcudur tartışılır fakat daha 3-4 aydır türkiye'nin en büyük kulubünde oynayan bir futbolcunun bu kadar olayla gündeme gelmesi tuhaftır. beşiktaşlı agresif futbolcuyu sever evet (bkz: ilhan mansız ) (bkz: pascal nouma ) vb. fakat bu isimler hep önce agresifliklerini futbol oynayarak göstermiş ve çeşitli nedenlerle sahada kavga etmiş hakeme laf etmiş, teknik direktörüne kızmıi vs. ama sen hiç birşey yapmadan bu tarz olaylarla gündeme gelmemelisin, gelemezsin.

peki bizim saygı değer yöneticiler, teknik direktör ve transfer komitesi siz bir oyuncuyu beşiktaş'a alırken ve hatta hiç değilse bile yarım sezondur izlerken -çünkü sezon başı alacaktınız bu adamı- hiç mi nasıl bir karakter, bu kulübü kaldırabilir mi hiç mi bakmadınız hiç mi izlemediniz?

an itibariyle aykırı sorular programında; sağcı, solcu, muhafazakâr, demokrat biraz darbeci vs her şey olduğunu iddia eden kişi. enver aysever tarafından fena sıkıştırılıyor. sıkıştırıldıkça ne dediğini şaşırıyor.

drogbalar geliyor şınayder ler onlar bunlar gs maşallah 20-30 milyon euroları gözünü kırpmadan harcıyor. çoğu kişi yahu bunlar hükümetin yalakalığını yapıyordu beş kuruş paraları yoktu şimdi bu transferleri nasıl yapıyor diyordur umarım. bu zamana kadar da neden sözlükte açılmamış şaşkınlık içindeyim.
bi kere şu ahmet çakar ın olduğu program da tartışılmıştı ki o zaman bile aslında geçti. nedense basının çok ilgisini çekmiyor ama zamanın da futbol da teşvik primi şikeler, oyuncu şikesi vs. türk utboluna kattığı bir çok şeyin yanına artık bunları başkaları da yapıyor yeni bir şey yapalım çünkü türkiye de bunlara bakılmaz diyerek olayı borsaya taşımasıdır. küçük yatırımcıları yok eden tuhaf bir sermaye artımı işlemiyle galatasaray bir anda düzlüğe çıkmış gibi görünüyor. türkiye'nin en sağlam kurumlarından olan SPK ise buna göz yumuyor. Çünkü büyük yatırımcı küçük yatırımcıyı yermiş demek ki.

16.10.2012 de bu haberi görmüştüm.

http://tinyurl.com/blhd8s5

daha fazla haberlerde var tabii. Zamanında uefa kupasını alan başkanları da (bkz: naylon fatura ) dan yargılanmıştı. 96-2000 yılları arasında ki mehmet ağar haluk ulusoy fatih terim ambargosuyla bir takım yaratılmıştı. geçen yıl şike olaylarından umursanmadıkları için kurtulunca bir anda kendilerini süt gibi ak zannettiler ama bu ülkede ki en karanlık takımdır galatasaray. Seneye de birilerinin hakkını çalarak ronaldoyla messi yi getirsinler.

Manipülasyon; İnsanları kendi bilgileri dışında veya istemedikleri halde etkileme veya yönlendirme işlemine denilmektedir.

spk ya göre manipülasyon ise; Yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının, arz ve talebini etkilemek aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak manipülasyon anlamına gelmektedir.

(bkz: galatasaray )

Kaynak:http://manipulasyon.nedir.com/#ixzz2NorTt7L8

face te orda burda konuşan kişiliksiz gs lileri gördükçe 2 saat önce girdiğim yazdıklarımdan vazgeçiyorum sözlük. benim için tek beşiktaş vardır amaaaaaaaaaa bu gay ler yenilsin diye herhangi bir real madridli den daha çok destekleyeceğim, gerekirse balkona bir real bayrağı asacağım. her geçen gün daha da tiksiniyorum. manipülasyon kralı takımdan

Dün yarısı fener yarısı real madrid atkısı gördükten sonra benim için son noktaya ulaşmıştır. gs den nefret ederim (fb den de) maçı izlerken de yenilmesini isterim ama yılışık herifin suratına kapatmak istedim.

geldiğinde neden geldiğini anlamamıştım sonra neden inatla her maç ilk 11 de oynardı bu işe yaramaz adam diye düşünürdüm en sonunda kurtulduk derken dava falan açtı utanmadan. hakkıdır vs denmesin haketmediği paraları aldı bu adam zaten.

en son tarlabaşı tarafında saat satarken görülmüştür. nefretim

futbolcusunda da, taraftarının çok büyük bir bölümünde de olan bir durum. futbolcuları sahada sürekli kendini yere atar, sürekli haketmediği bişeyleri ister, karşı tarafın emeğini çalmaya uğraşır ve buna başarı için her yol mübah gibi de kılıf uydurur. taraftarı 3 kuruş paraları yokken, mustafa sarplarla oynarken. futbol önemli deeel yeaaa amaaan ben ilgilenmiorum abiğğğ triplerine girerken bir anda işler değişince fanatik taraftar olur hele de böyle avrupa maçlarından önce ülke puan ıg bıg bilmenne derken. kazanınca kuşlar menemencilere koyduk zaa en büyük biziz yeaa gibi dediklerini unuturlar.

teşviki şikeyi bu ülkeye getirmeleri cabası

(bkz: balsaray)

gerçekten çok iyi bir kaleci, şınayderler drogbalar falan değil de bu adamı isterdim bizim kalede ki sığırın yerine

çok çok az oynadığı maçlarda yetenekli olduğunu belli etmişti aslında. tanım yapacak olursa mustafa denizli nin harcadığı bir başka futbolcu

galatasaray balı diye bişey var ve allah umarım bütün insanlara bu balı verir. ne yapmaya çalıştığı belli olmayan maç öncesi biri size yaklaşırsa atın kendinizi taktiğiyle çıkmış bir takım. bir anda güzel gol olmasına ragmen tuhaf bi anda golü buluyor sonra riera farkında olmadan hayatının pasını atıyor vs vs.

kimse kusura bakmasın da.. hiç desteklemiyorum kazanırlarsa çok ta s.kimde olmaz ama elenirlerse sevinirim.

bir şeyler söylüyor da ne söylüyor kimse anlamıyor.. iki kelimeyi bir araya getiremeyen eski futbolcu.

0-0 biten karşılaşma.

en başından başlarsak cenk'in kaleyi devralması için iskoçun sakatlanması mı gerekiyordu sorusu geliyor insanın aklına. bütün sezonu düşünüyor kaçan puanlar ve iskoçun hataları geliyor ister istemez insanın aklına.

sonra vasat sol bek gökhan süzen'in fb maçında ki tavrından dolayı yedek kalması ama sanki geldiğinden beri oyuna bir katkısı olmuş gibi 35 dakika geçmeden oyuna girmesi ki ersan'ın çıkacağı az çok belliydi. yani bir oyuncu değişiliğinin heba edilmesi.

2. yarı bir bakıyoruz escude girmiş oyuna ersan'ın yerine. ben belki hiç anlamıyorum ama bizim şampiyon olmamız için kazanmamız gerekmiyor mu? hele de formsuz trabzon karşısında nedir bu korku samet aybaba. toraman'ı defansa çekip necip'i alamaz mıydın? beraberlik bize yetiyorsa o zaman doğru değişiklik.

dakika 91 fernandes topu aldı yavaş yavaş bekledi bekledi bekledi..... pas verdi. ne koşan var ne saldıran. demek ki biz şampiyonluğu haketmiyoruz. geçen hafta ilk yarı fb ye ezildik ama maçı kazandık çünkü bir etki ye tepki vardı. kötü oynayarak bir kere de biz kazanalım ulan dedik. ama sen bu maçı alamadıktan sonra geçen haftanın hiç bir değerei kalmadı beşiktaşım.

yazık oldu.

sustum bekledim fb maçından sonra da bişey demedim ama gerçekten gayet vasat bir futbolcu

futbolunu beğenirsiniz beğenmezsiniz fakat bu adam bu sene takımın lideridir,canını dişine takıyor her topa ayağını kafasını vs sokuyor. gerçekten forma için oynuyor.