ozdemirozdemir

gıdıklamak da buna dahil mi diye düşündürtür durur bu kavram. ne kadar kolay olmaz mıydı? bir kızdan çok mu hoşlandın? konuşamıyor musun? sorun değil! git ve gıdıkla!

ilişkide kapıyı sorgulatan kavramdır. en önemli anahtarlar arasında, trip durumlarını ortadan kaldırmak ve pipi vardır.

kartal sözlük markasının herkesçe farklı bir anlamı var. yoğun olarak bir spor sözlüğü algısı var, ancak, ben de bunun aksini düşünen taraftayım. ve bunun beşiktaşlılığımla ilgili olmadığına da eminim. gerçekten açılan konuların büyük çoğunluğu ya entry kasmak -ki nedenini hala anlayabilmiş değilim- ya da "saat x te başlayacak karşılaşma" şeklinde iddaa bülteni kıvamında olması inanın benim veya benim gibi düşünenlerin beşiktaşlılığı ile ilgili değil. oturup 24 saat "abi demba ba çok iyi yea" muhabbeti yapmayı çok isterim ama bunun sözlüğe ve bu sözlüğü okuyan insanlara yararını anlayamıyorum. uzman olduğun konu futbolsa -ki ben bu yaşıma kadar türk olup teknik direktör olmayan görmedim- yaz eyvallah ama, rica ediyorum kaçta başladığını, kimin gol attını yazma. bunu öğrenmek için sözlük iyi bir yol değil.

ayrıca not: yazdığım entry bir tanımdır, en nihayetinde sözlük ve yazarlarda nesnedir. dolayısı ile bu bir açıklama değil tanımdır.

sonradan gelen düzenleme: bak ilk defa merak ediyorum bunu. bu sözlük tarihinde ilk defa; neden eksi oy verdin? sadece merak ediyorum.

kahvede maç izlemek veya daha genel bir ifade ile kafede maç izlemek sıkıntı bir olaydır. bir kere maçın büyük bir çoğunluğu ile ilgili fikrin tamamen taraflı ve kendi tarafına olacaktır. sonra maçtan keyif almak gibi bir derdinde olmaz; sadece karşı takımdan fazla gol atmayı düşünürsün. ayrıca televizyon izlemeyi bile beceremeyen ayuuların gerzek bağırışları ve küfürleri yüzünden maçı izlemekten çok elinde olsa o heriflere nasıl işkenceler yapacağını hesaplarsın. maç bittiğinde beynin 40 kişi tarafından tecavüze uğramış fıredi krugırın annesi gibi hisseder filan.

evde izlersen, üsttekilerin tam tersi işte. oh keyif.

bazı yerlerde "benim ferrarim var" demekle aynı şeye sebep olan kelime. söyleyeceksen içinden söyle, hükmünü ben vermeyeceğim çünkü.

ilkokul birde okuyacak yaşa gelmiş çocuğu alıp, dört duvar arasında kafasını sikmekten kaynaklı davranıştır.

hiçbir zaman anlayamayacağım bir cinsiyetçiliği içinde barındıran mantık. arkadaş arkadaşı rezil de eder vezir de diyebilirsin; insan insanı... diyebilirsin ama neden kadın ve erkek. neden çok daha güzel ve kapsayıcı bir açıklama getirmek varken tuvalet kağıdı bittiğinde çıkan o karton rulonun içinden bakıyoruz. neden büyükanne? neden?

yeni çağın aptallık temelli pragmatizminin doğurduğu insan. çıkarcılığı bile gerizekalıca yapmaya başladıysak zaten bu insanlardan fikir üretmesini beklemek, ölüden su böreği istemeye benzer.

bu konuda zeki müren beste ve güfteleri oldukça etkilidir. nitekim zeki'nin seslendirdiği bir şarkıyı bir kerede tüketmek mümkün değildir. on defa dinlersiniz, sonra sıkıldığınızı zannedersiniz; bir gün sonra bir on defa daha dinletir kendini.

abartılan tabir. kan genelde beyine sıçrar zaten; sorun olan sıçramamasıdır. sonra mazallah bitkisel hayata girersiniz maksat yeşillik olsun diye.

(bkz: doğuştan aşığız siyah beyaza)

düzensiz ve canının istediği hayat tarzında hiçbir sorun yaratmayan olaydır. ama ne zaman ki düzenli bir hayata başlama girişiminde bulunsanız, her bir defasında büyük engel olmuştur. diyeceğim o ki, sleep tight.

içlerinden biri olmak öyle kolay değildir. takip eden linkten ücretsiz derslerimizden yararlanabilirsiniz.
ksyss 101;
http://www.izlevideo.net/pasa-dedigin-gozleri-ates-sacar-636691.html

bize sadece izleme eyleminin düştüğü birleşim. [ybkz]swh[/ybkz]

çok iyi çok da güzel olurdu. aralarında bir fark kaldı o farkla çok güzel olurdu.

tanım: hiç sevmemiş olurduk. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

sözlükte "elimde pipim, odamdan bildiriyorum" durumu yaşatmış olay.

perhidrol ile birlikte, baskı devre kartı yapımında kullanılan asit.

sol framede ismimi görünce öldüğümü zannettiğim yazar. kafamda deli sorular; anne ben manyak oldum.

eğer biri sizde öfke yaratıyorsa, ondan yirmidört saat isteyin.
bkz:https://www.youtube.com/watch?v=vWusi24n-90

insana kimlik bunalımı yaşatan bir vukuat. ben o komik adam mıyım yoksa takım elbiseli para avcısı mıyım, karşımda kim var, ben kimim vs. neredeyse "yarın seninle işim var işyerine geleceğim" diyen babama "gel panpa" gibi ilginç bir cevap vecerektim ki insanlığımı zorlukla da olsa hatırlayabildim. böyle ciddi duygusal veya maddi çıkarların konuşulduğu buluşma veya toplantılarda bir anda ortalığa "pipiiii" diye bağırıp kaçasım geliyor falan.

yani uzun lafın kısası; zaman, mekan ve kişilik kavramı üzerine oluşan şizofrenik bir durum.