(bkz: çöpçüler kralı)
eeevevevvuranşok
taksiarasındursunpezevenk
taksiarasındursunpezevenk
insanların söylemekten en çok korktuğu kelimedir. pür ve basittir aslında, çok anlamı yoktur, kafa karıştırmaz vs. ama söylediğin kişi bunun çok ağır olduğunu hisseder, hemen yarın evlenmeli ve 250 çocuk doğurup 5 milyon sene yaşamalıyım eğer bunu kabul edersem diye düşünür. aslında tek bir anlamı vardır, seni seviyordur.
hayata dahil edilme çabaları (bkz: panda reklamlarında oynayan müslüm gürses) kadar tuhaftır.
allah tekrar rahmet eylesin.
allah tekrar rahmet eylesin.
şalvarlı et. fena mı haftada 27 gün mangal yaparlar.
(bkz: başlık açacakken vazgeçmek)
gitmesi, kalması çok problem olan kişidir.
trt müzik kanalında yayınlanan imece programında abdurrahman tarikci tarafından çalındığı bol bol görülebilecek enstruman. perdesiz bir alete nasıl şan oturtabildiği, şaşkınlıkla izlenir.
gökten büyücülük yeteneği yağsa da sahip olacağım ünvan. nitekim şanssızlık konusunda çok şanslıyımdır.
bir ara erol büyükburç'un uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ederken ki savıdır. kendisinin deha olduğunu fark edip spermini çalmak istemişler ve sonunda da başarmışlar. hayır o hâlâ saksı değil.
sosyolojik olarak, "kız kısmısı" prototipinin hangi örneklemden oluşturulduğu bir türlü anlaşılamamıştır. eğer ben-sen-o çapında bir fikir ise nasıl dünya üzerindeki tüm dişilere genellenebilir ve bu genelleme ne kadar geçerli olur anlayabilmiş değilim. ama kız kısmısı bakımlı olmalıdır, gerçi erkek kısmısı da olmalıdır ancak... amaan neyse işte.
her ikisi tür de etçil ve otçul olabilmekle beraber, hayvanların kasap, çiçekçi, kürkçü gibi endüstriyel iş alanları yoktur. şahsen hiç ceylan derisinden cüzdan yapan aslan görmedim.
uçaklı pornoyu doğuran etmendir. yolcuların arasında tinto brass mevkiinde biri varsa hemen bunu fikir olarak kullanabilir neticede. tıpkı film yönetmenlerinin gerçek dramadan beslendiği gibi...
bir adet aspirin ile yüreği buruk olarak geri dönecek erkek söylemi. kızlar nedense kendilerini o kadar beğenmiş erkekleri beğenmezler -kıvanç veya brad durumları dışında-.
genellikle bayram arifesine denk getirip "malum bayram, bizde de yok" ayağına yatan, sanki lütuf ediyormuş gibi beş yüz tlyi kendine aşırı emin tavırla elden getiren garip yaratıklardır. çok canın sıkılır "bayram bir tek size mi he bir tarafına koyduğum" diye yüklenmek istersin ama iş ahlakı, etik, toplumsal sözleşme, aile baskısı, çok iyi yetişmiş biri olmak gibi faktörler genelde engel olur.
bu müşteri bir daha geldiğinde, piyasa durumu ve maddi güce göre ciddi şekilde süründürülmeli, işini görebileceğiniz en maksimum sürede, yumurtayı ışığı görecek seviyeye getirerek ciddi bir ders verilmelidir.
bu müşteri bir daha geldiğinde, piyasa durumu ve maddi güce göre ciddi şekilde süründürülmeli, işini görebileceğiniz en maksimum sürede, yumurtayı ışığı görecek seviyeye getirerek ciddi bir ders verilmelidir.
günün birinde siz farkedinceye kadar sizden çok parası olmuş -veya zaten var olan- arkadaştır. bu arkadaş cinsi her gün buluşma teklifinde bulunur, hesap geldiğinde ortadan kaybolması ile veya masadan kalkarken adisyon'u alıp kasaya gitme vakti geldiğinde o kağıt parçasından birbir türlü şebeklikle kaçma çalışmaları ile fark edilir. bu muhteşem varlıklar olurda bir gün hesabı öderse, yüzünün düşüklüğünden de tespit edilebilir.
karşısında ki insana feci "fors" yaptığını düşünen, yalan söylemeyi beceremeyen ama becerdiğini zanneden aptal insan sendromu. bunu abartılı göz kontağı ve daha alaya almaya çalışan bir üslup izler. bu insanın kendini çok zeki sanmasından kaynaklanır. yalanı söylerken önce kendi inanır ise karşısındakinin de hiç şüphesiz aynı aptallığa düşeceğini varsayar.
bu insanlara sürekli, neden ve nasıl içerikli sorular sorularak, yalanın ipi kopana kadar bu insanlar alaya alınmalı ve sonunda ne kadar aptal olduğu hissettirilmelidir.
bu insanlara sürekli, neden ve nasıl içerikli sorular sorularak, yalanın ipi kopana kadar bu insanlar alaya alınmalı ve sonunda ne kadar aptal olduğu hissettirilmelidir.
yazacak bir tane bile başlık bulamamak. yanlış anlaşılmasın, başlıklarımız çok güzel ama bilgi alanım dışında olabiliyor art arda beş veya on kere tıklayışımda.
kendime not: 400 başlık eder; çok az şey biliyorum.
kendime not: 400 başlık eder; çok az şey biliyorum.
cennete gideceğine inanan bir insanın bile kaçmak istediğidir. neden daha az dramatik şekilde "dünyayı terk etmek" şeklinde var olmamış da, bir an sonra yoksun durumu olarak olmuş anlayamadığım bir kavram. koskoca yaratıcı, neden bunu gidenin adına "sevinebileceğimiz" şekilde tasarlamadı, anlaşılamaz.
küçücük, bir saatlik bir iş de olsa insanı delirtir. bir gün de, fütursuzca film izleyeyim, kitap okuyayım, sudoku çözeyim ne biliyim hiçbir şey düşünmeden kâr getirmeyen aktivite yapayım diye düşünürken "hadi bugün de iş var" baskısı saç beyazlatır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?