istanbul avrupa yakasına göre daha sessiz, daha az trafiği olan, daha az gürültüsü, daha az hava kirliliği ve daha az entrikanın yaşandığı yaşanılası yer. şehrin bu bölümü e-5 karayolunun altı ve üstü olarak ikiye ayrılır aradığınız yeri bulma şansınız daha kuvvetli ve kaybola riskinizin daha az olduğu yaşanılası yeridir.
(bkz: gitmek)
kişi anlamsızca yöneldiği tarafa hareket ederken sadece gelir, yanından ayrılmak istemediği yerden uzaklaşıyor ise bunun adı gitmektir. sanırım vakti her geçen gün biraz daha yaklaşıyor istanbuldan gitme isteğinin ve ben bu hissiyattan ürkmeye başlıyorum, kalacak bir sebep yalnız içebileceğim kadar çok mekan, sağlam içebileceğim kadar az arkadaşımın olması. gidecek bir sebep aynı sokakların farklı güçle her gün daha çirkin yönetilmesi ve alışagelen her şeyin çok hızlı değişmesi.
kişi anlamsızca yöneldiği tarafa hareket ederken sadece gelir, yanından ayrılmak istemediği yerden uzaklaşıyor ise bunun adı gitmektir. sanırım vakti her geçen gün biraz daha yaklaşıyor istanbuldan gitme isteğinin ve ben bu hissiyattan ürkmeye başlıyorum, kalacak bir sebep yalnız içebileceğim kadar çok mekan, sağlam içebileceğim kadar az arkadaşımın olması. gidecek bir sebep aynı sokakların farklı güçle her gün daha çirkin yönetilmesi ve alışagelen her şeyin çok hızlı değişmesi.
fakirliğin en utanılacak hali.
saçların rüzgarsız bir havada dahi herhangi bir yana başın hiç kıpırdamamasına rağmen sallanıp ağzın içinde yer alan küçük dil hizasından, ama daha içten geldiğine dair rivayetleri de olan hıh sesini çıkartarak "hıh çekme" hali. çekileni, arada çekileni ve asla çekilemeyecek düzeyleri olarak kendi aralarında üçe ayrılır, devamlılığı insan psikolojisine zarar verir. bazı şiddetli durumlarda öldürdüğüne dair duyumlar aldık.
bugünkü neşet ertaş konulu yazısı ile; anlatılmak istenileni neşet ertaş'a söz de sahip çıkanların bir bölümüne ve aslında gerçekten ne olduğunu unutan ülkem insanına, türk siyasetinin yapay ve yapmacık rüzgarında savrulan kitleye bu ve buna benzer özlerin aslında ne demek ve ne anlatmak istediğini hatırlamış ve tokat şiddetinde yanıtlamış yazardır.
aş erdiğim, öldüğüm, inim inim inlediğimdir.
her kötü futbol, kötü sonuç veya negatif eleştiri de kendisine pay çıkartmadan başkalarını suçlu ve hedef göstermeyi alışkanlık edinecek diye ödümün koptuğu beşiktaş teknik direktörü.
aktif yayın hayatına geri dönen, sözlük içerisinde beğenilen yazıları, haftanın en iyi girilerini sayfasında yayınlayacak olan kartal sözlük resmi twitter hesabıdır.
gülmek için değil de eskisi ile karşılaştırmaya başladığımda sadece eski tadı vermeyen dizi olduğunu görüyorum. söylemeye dilim varmıyor ama gerçekten ismail abi bile replik canlandırıyor ve bunu çok belli ediyor en önemlisi de doğallığını yavaş yavaş kaybediyor gibi geldi. çok önemli değil benim açımdan, ne olursa olsun televizyon kullanmadığım daha doğrusu türk dizilerine bakmadığım için ölüsünü bile izleme gereği duyuyorum, bu sezon son olacağına dair duyumlar var. umarım kısa zamanda toparlar ve tekrar eski performansına yaraşır bir şekilde hareket eder, melis birkan sana da şans vermeye devam edeceğim sempatikliği ve dizide ki ağız söylemini taklit etmeyi bi kenara bırak ve doğal oyna. leyla ile mecnun'un bu denli en az reklamla hit olmasının tek sebebi bizden, kendimizden birilerini orada izliyormuş gibi olmamızdır.
1970 li yıllarının son demlerinin ülkücü genci, 1980 kargaşasında ülkücü olarak adlandırılan güruhun önemli aktörlüğünü yapmış abdullah çatlı nın ölmesinden sonra, doğan boşluğu devlet kendisi tarafından doldurmuş, şehir magandalığı yerine dünya çapında üne sahip enteresan mafya. Artık içerden çıkamayacak gibi görülmekte ve nuriş kardeşler isimli şehir mafyası tarafından sürekli taciz ediliyor.
Bir dönemin kominist olarak adlandırılan sol görüşlü ve benim bildiğim kadarıyla katilliğinin ötesinde aynı zamanda fakirlerin babası olarak adlandırılan türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük kabadayısı dündar kılıç ında kızı ile evlenmiş ve eşini kendi elleri ile öldürmüştür. diyecek bir şey yok dediğiniz duyar gibiyim.
Bir dönemin kominist olarak adlandırılan sol görüşlü ve benim bildiğim kadarıyla katilliğinin ötesinde aynı zamanda fakirlerin babası olarak adlandırılan türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük kabadayısı dündar kılıç ında kızı ile evlenmiş ve eşini kendi elleri ile öldürmüştür. diyecek bir şey yok dediğiniz duyar gibiyim.
sadece beşiktaş söyleminden yola çıkarak, kişinin kendi fikirlerinin sözlük içerisinde beğenilip değerlendirilmesi husuna verdiği önemin gereksiz olduğunun hatırlatılması.
ilgili cümle bizim stadyum programında ümit özat ile simge fıstıkoğlu'nun arasında geçen gereksiz bir diyalog esnasında sarfedilmiş. buyrun efendim o anlar.http://webtv.hurriyet.com.tr/4/38647/21548851/1/umit-ozat-canli-yayini-terk-etti.aspx
bir ümit özat görüşü. senelerce futbol namına emek dökmüş bir futbol emekçisine hiç yakışmayan, daha doğrusu gereksiz bir çıkış ile karşısında ki kadınla muhattaplıkta erkeklik egolarına yenik düşerek kendisini küçük düşürmüş ne yazık ki. eşini niye katıyorsun işin içine, neden kadınların futbol bilmesine bu denli karşısın, yahu erkek için bulunmak bir fırsat işte oturup nasıl koyduk dediğinde neyi demeyecek kadın sayısı artıyor, şaka bir yana yakışmamış.
kolay gerçekten çok kolay kazanacağımız bir maçtı, ellerimizle verdik alın siz yiyin bu pastayı dedik o kadar ihtiyacımız varken. şimdi bunu not alıyoruz bir köşeye gerek uefa gerek şampiyonlar ligi aşamasında son üç hafta hep bu giden puanı hatırlayacağım.
oturup neşet ertaş dinliyorum çığlıkları atmayan dört arkadaşımdan gelen dört mesaj. akşam rakı içmek için uzun zamandır ilk defa haklı mazeretimiz oldu. neşet ertaş öldü diyorlar, arıyorum ağlıyorlar. genç neslin kurtarılmış çocukları onlar. büyük ozan, belki de senin gibilerin sayesinde çıkmamamız gereken yoldan çıkınca, geri girmemiz için sizin bir şarkınızı dinleyip yeniden zahide ismini sevebileceğimiz aklımıza geliyor ve bu sayede özümüz şuramız da bir yerde hep duruyor. gitmeseydin iyiydi, gitmenin bir anlamı yoktu. yani ben sevinirdim hiç yoktan. gideceğini bile bilmiyorken iki gün önce radyoda tesadüfen denk gelip sesini duyduğumda, müziğin volmünü olmasından bir kaç basamak daha artırdım. yine çok iyi yahu dedim içimden. dışımdan sevdiğimi seni ölünce söyleyebildiğim için belki de sevmiyorum bu gün kendimi.
gittiğin yerin adı huzur olsun.
gittiğin yerin adı huzur olsun.
okudukça ve dinledikçe bu güne kadar gözlerim doldu, öldüğünü görünce aktı. bir değerimizi değil öz değerimizi kaybettik.
bünyenin verdiği alışkanlıktan mıdır nedir normal karşılanması gereken "HASTALıK"
medya tarafından mağlubiyeti iple çekilen futbol takımı.
21 eylül 2012 tarihli haber1903 internet portalı üzerinden yazdığı köşe yazısında tehlikeli açıklamalarının yanı sıra bir çok taraftarın hislerine bütünlük katarak gerekli yerlere gerekli mesajları doğru cümleler ile iletmiştir.
söz konusu yazı
---------------alıntı---------------
Henüz ligin dördüncü haftasındayız.
Beşiktaş, beklenen iBB çelmesini yedikten sonra, takım hiç kimsenin beklemediği bir düzeyde futbol oynayarak, Galatasaray karşısında galibiyeti, bu defa hakem çelmesiyle kaçırdı, üç puandan oldu.
Taraftarlarımız haklı olarak yönetimden, MHK'ya yönelik bir serzeniş beklerken onlar, Burak Yılmaz'ı hedef alan açıklamalarda bulundular.
Burak Yılmaz nevi şahsına münhasır bir futbolcu kardeşimiz Daha öncede bu tür hareketler yapmış, gelecekte de yapacaktır
Bu sebeple, ben Burak'ı hedef göstermek yerine, hakemlerin doğru karar vermelerini sağlayacak, adalet sisteminin oluşmasına yardımcı olacak açıklamalar, ya da eylemler yapılmasının, Beşiktaş Yönetim Kurulunun öncelikleri içinde başı çekmesi, gerektiğini düşünüyorum.
Beşiktaş Yönetim Kurulu'nun ilk görevi Beşiktaş Jimnastik Kulübünün haklarını korumaktır.
Sayın yöneticilerimiz geldikleri günden beri yaptıkları söylemlerle sadece Beşiktaş forması giymiş futbolculara yönelik ağır söylemlerde bulunmuş takımdan uzaklaştırmışlardır. Taraftar bazı futbolculara gönülden bağlı olduğu halde #feda kapsamı içinde bağrına taş basmış yönetimin yanında olmuştur. Son iki sezona bakıldığında, bu sene fiyat uygulamaları tavan yapmış, yine #feda kapsamı dâhilinde, taraftar en çok forma ve kombineyi bu sezon almıştır. Beşiktaş'ın kalbini teşkil eden taraftar bu sezon Kapalı tribünden tam anlamıyla sürgün yemiş Eski Açığa yollanmıştır
Forvet alacağız diyerek transferin son günü son saati "almak zorunda değiliz transferi kapattık" diyerek yine taraftar hayal kırıklığına uğratılmıştır
Bütün bunlara rağmen sustuk yeni yönetim onlarda birçok zorluk içindeler dedik aylardır tek satır yazmadık
Ama dün hiç yoktan gelen Saha Kapama Cezasına YK'dan ses çıkmayınca hiç kimse kusura bakmasın destek bir yere kadar, ama siz Beşiktaş'a köstek olmayın yeter dedik.
Beşiktaş'ın hakkını koruması için Aziz Yıldırım'dan mı yardım isteyelim?
Beşiktaş taraftarı bu cezayı hak edecek ne yapmış?
Elazığ maçında?
Küfür mü edilmiş?
Meşale mi yakılmış?
Sahaya adam mı girmiş?
Maçın bitiş düdüğü ile birlikte soyunma odalarına giderken Bülent hoca'nın kafasına isabet ettiği söylenen bir cisim (muhtemelen bozuk para) yüzünden Beşiktaş'a saha kapanma cezası verebiliyorlar?
Bu cezayı bozuk para yüzünden veriyorsanız bundan sonra her hafta saha kapatırsınız.
Taraftarın sebebiyet verdiği olaylar diyorsanız, maç içinde, böyle bir olay yok, bu olayları bize tek tek göstermeniz gerekiyor
Aksi takdirde biz Beşiktaş taraftarları; tribünlerden atlayan, meşale yakan, forma alıp kaçıran, daha nice taraftar olayı ile çıkarız sizin karşınıza.
Ertelenen Teknik Direktör cezalarını dile getiririz.
Atılan içki şişeleri yüzünden ceza almayan nice kulüpleri koyarız önünüze Siz zararlı çıkarsınız. O zamanki PFDK ayrı biz ayrıyız diye kaçamazsınız
Birçoğu sizin dönemizde yaşandı ve öyle anlaşılıyor ki yaşanmaya devam edecek
önce kendi Yönetim Kurulumuza Saygılarımı yolluyorum, susmalarının sebebini bir türlü anlamıyorum
Sonra
PFDK çok "ADi"LSiN çok
Diyorum
---------------alıntı---------------
söz konusu yazı
---------------alıntı---------------
Henüz ligin dördüncü haftasındayız.
Beşiktaş, beklenen iBB çelmesini yedikten sonra, takım hiç kimsenin beklemediği bir düzeyde futbol oynayarak, Galatasaray karşısında galibiyeti, bu defa hakem çelmesiyle kaçırdı, üç puandan oldu.
Taraftarlarımız haklı olarak yönetimden, MHK'ya yönelik bir serzeniş beklerken onlar, Burak Yılmaz'ı hedef alan açıklamalarda bulundular.
Burak Yılmaz nevi şahsına münhasır bir futbolcu kardeşimiz Daha öncede bu tür hareketler yapmış, gelecekte de yapacaktır
Bu sebeple, ben Burak'ı hedef göstermek yerine, hakemlerin doğru karar vermelerini sağlayacak, adalet sisteminin oluşmasına yardımcı olacak açıklamalar, ya da eylemler yapılmasının, Beşiktaş Yönetim Kurulunun öncelikleri içinde başı çekmesi, gerektiğini düşünüyorum.
Beşiktaş Yönetim Kurulu'nun ilk görevi Beşiktaş Jimnastik Kulübünün haklarını korumaktır.
Sayın yöneticilerimiz geldikleri günden beri yaptıkları söylemlerle sadece Beşiktaş forması giymiş futbolculara yönelik ağır söylemlerde bulunmuş takımdan uzaklaştırmışlardır. Taraftar bazı futbolculara gönülden bağlı olduğu halde #feda kapsamı içinde bağrına taş basmış yönetimin yanında olmuştur. Son iki sezona bakıldığında, bu sene fiyat uygulamaları tavan yapmış, yine #feda kapsamı dâhilinde, taraftar en çok forma ve kombineyi bu sezon almıştır. Beşiktaş'ın kalbini teşkil eden taraftar bu sezon Kapalı tribünden tam anlamıyla sürgün yemiş Eski Açığa yollanmıştır
Forvet alacağız diyerek transferin son günü son saati "almak zorunda değiliz transferi kapattık" diyerek yine taraftar hayal kırıklığına uğratılmıştır
Bütün bunlara rağmen sustuk yeni yönetim onlarda birçok zorluk içindeler dedik aylardır tek satır yazmadık
Ama dün hiç yoktan gelen Saha Kapama Cezasına YK'dan ses çıkmayınca hiç kimse kusura bakmasın destek bir yere kadar, ama siz Beşiktaş'a köstek olmayın yeter dedik.
Beşiktaş'ın hakkını koruması için Aziz Yıldırım'dan mı yardım isteyelim?
Beşiktaş taraftarı bu cezayı hak edecek ne yapmış?
Elazığ maçında?
Küfür mü edilmiş?
Meşale mi yakılmış?
Sahaya adam mı girmiş?
Maçın bitiş düdüğü ile birlikte soyunma odalarına giderken Bülent hoca'nın kafasına isabet ettiği söylenen bir cisim (muhtemelen bozuk para) yüzünden Beşiktaş'a saha kapanma cezası verebiliyorlar?
Bu cezayı bozuk para yüzünden veriyorsanız bundan sonra her hafta saha kapatırsınız.
Taraftarın sebebiyet verdiği olaylar diyorsanız, maç içinde, böyle bir olay yok, bu olayları bize tek tek göstermeniz gerekiyor
Aksi takdirde biz Beşiktaş taraftarları; tribünlerden atlayan, meşale yakan, forma alıp kaçıran, daha nice taraftar olayı ile çıkarız sizin karşınıza.
Ertelenen Teknik Direktör cezalarını dile getiririz.
Atılan içki şişeleri yüzünden ceza almayan nice kulüpleri koyarız önünüze Siz zararlı çıkarsınız. O zamanki PFDK ayrı biz ayrıyız diye kaçamazsınız
Birçoğu sizin dönemizde yaşandı ve öyle anlaşılıyor ki yaşanmaya devam edecek
önce kendi Yönetim Kurulumuza Saygılarımı yolluyorum, susmalarının sebebini bir türlü anlamıyorum
Sonra
PFDK çok "ADi"LSiN çok
Diyorum
---------------alıntı---------------
damada damadın arkadaşından damat traşı hediye etmek istediğim etkinliktir ayrıca.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?