eriyorum yahu. bir insan bu kadar yürekten nasıl sevilir. ömrümden alsın tanrım ömrüne versin.
kartalım nice senelere tercih edilmeliymiş. yine naif naif şarkılarla kutluyoruz.
beşiktaş logosundan markasından ambleminden utanmak gibi bir şey söz konusu değil öncelikli olarak belirtmek isterim ancak lütfen sadece beşiktaşla ilgili küçük bir göstermelik işaret sonrası günlük yaşantımızda giyebileceğimiz bir şeyler üretin.
son haftalarda çok zor bir süreçten geçiyor lazio. ortada bir maç. hakkeden kazansın [ybkz]swh[/ybkz]
zor bir maç olacak. hakkeden kazansın [ybkz]swh[/ybkz]
rakiplerinin bir tanesinin mali açıdan en kötü sezonunda istenilen hiçbir transferi yapmamasına rağmen hemen peşlerinde olduğunu, diğer rakibinin mahkeme şike şu bu gibi bir çok konu hatta taraftar tepkileri vs. konularıyla boğuştuğunu unutarak lig de kaybetsek bile lider hala biziz diyen bir taraftar grubuna sahip spor kulübü.
armağan olsunhttp://www.swfme.com/swfs/109229siklemiyoruz.swf
armağan olsunhttp://www.swfme.com/swfs/109229siklemiyoruz.swf
10 mart 2013 fenerbahçe bursaspor maçında çıkan iki takım taraftları arasında yaşanan kavganın videoları yavaş yavaş düşmeye başlamış. yine mi geri vites görüyoruz acaba?
http://amkspor.com/video/kadikoyde-olay-var.html
editeyşın: videoya bir kez daha baktım ve internette dönen yorumları okuyunca sanırım olay bdp lilerle başlamış ve sonra fener taraftarı işin içine karışmış eğer durum böyleyse sokayım o fenerbahçe taraftarına, ha zaten sokayım da.
editeyşın 2 : ne olursa olsun senin arkadaşının ağzına sıçıyorlar orada ister bdp ister fener, bırakıp kaçan da türk ordusu mu? sizi gidi sultandördüncügerivitesler sizi
http://amkspor.com/video/kadikoyde-olay-var.html
editeyşın: videoya bir kez daha baktım ve internette dönen yorumları okuyunca sanırım olay bdp lilerle başlamış ve sonra fener taraftarı işin içine karışmış eğer durum böyleyse sokayım o fenerbahçe taraftarına, ha zaten sokayım da.
editeyşın 2 : ne olursa olsun senin arkadaşının ağzına sıçıyorlar orada ister bdp ister fener, bırakıp kaçan da türk ordusu mu? sizi gidi sultandördüncügerivitesler sizi
#251699 lazio tribünleri tarihi ayar vermiş kendilerine, güle güle kullanınız efendim, çok yakışmış.
uzun zamandır beklediğim ve heyecandan kendimi yerden yere vurmama sebep olmaması ve beklentilerimi üst seviyelere çekmeden filmi izleyip kendimi mutlu etmek için gün saydığım ve en sonunda filmi izleyerek kendimi ödüllendirmeyi başardığım organlarıma kadar titrediğim film.
yılmaz erdoğan’ın tüm şiir severlere armağan ettiği film. öyle ki unutulmaya yüz tutmuş ve tarihte paslanmaya kadar giden rafların arasından alıp günümüze o kadar iyi taşımış ki, ellerinden öperim.
iyi film. bileti alıp koltuğa yaklaştığımda kalbim çıkacak gibi oldu, hatta filme girmeden önce kağıt ve kalem eşliğinde mi izlesem notlar alırım birebir eve geçip ajandaya dökerim diye düşünmedim değil. abartmadım tabii o kadar, utandım sanırım.
film izleyicisi çok yönlüydü, bir grup sevgilisiyle birbirine daha sıkı sarılmak için gelmişti, bir grup ağlamaya ve bir grupta şiire olan merakından oradaydı, bu gruplar film bitiminde şu reaksiyonları gösterdi, sevgilisiyle gelenler evet daha sıkı sarıldılar ama ağlamadıkları için kızdılar filme hatta bir çifte hadi canım incir reçeline deme lüksünü gördüm kendimde, biraz kızdırlar ama yapacak bir şey yok, diğer grup aman çok uzun filmdi biraz daha kısa sürseydi yürürdü bu iş dediler sağlarına sollarına ve ağlamadıkları için onlarda pek olumlu not vermediler ve sürekli filmi eleştirmeye devam ettiler, son grubumuz ise hiç konuşmadı filmin sonunda belirli bir süre, kilitlenip kalmışlardı acımasızca bitmişti film çünkü sonunun böyle olacağını bile bile bitmesin ister gibi izlediler filmi. ama bitti.
oyunculuklara bakacak olursak.
belçim bilgin ; olmamış, yani oyunculuk çok kötü değil ama o küçük kız rolünü bir türlü kıvıramadı, biz izleyiciler mesela bu tarz filmlerde bu karakterlere aşık oluruz film boyunca olamadık. farklı bir rol ile karşımıza çıkabilirmiş film içerisinde bir karakter daha doğabilirmiş neyse yılmaz erdoğan’ın kıyağı olmuş biraz. olsun. filme gölge düşmemiş.
farah zeynep abdullah ; sen nasıl bir oyuncusun ve ben nasıl sana aşık oldum tüm film sürecinde? o kadar güzel ölüyordun ki, ölme diyemedim yahu.
kıvanç tatlıtuğ ; kuzey rolünde kalmışsın ancak yine harika bir oyunculuk örneği gösterdin. o tırnak yeme sahneleri ve üzülüşlerin en kral aktörüm diyene taş çıkartır çocuk, bir kere bir film için bu denli zayıflaman bile oyunculuğa gösterdiğin emeğin hakkını alman için yeterli.
mert fırat ; sen olmuşsun çocuk, çok zor bir karakteri nasıl bu denli güzel oynadın, rol icabı bile olsa nasıl bu kadar güzel sevdin, nasıl yürüdün gittin peşinden ve bu kadar güzel ölürken nasıl o denli yaşamayı hakkettiğini bize gösterdin. filmi tek başına sırtladın götürdün, geleceğin en iyi aktörlerindensin oyunculuğun filme katkıların ve boğazıma doldurduğun düğümler için teşekkürler..
filmde akılda kalan belirli bölümlerden bahsetmeden geçmeyelim, aslında çok fazla var ama vaktim yok şimdi
“sen çok güzelsin, sebepsiz de gülebilirsin.” nedir bu? nasıl bir söz bir filme yakışmayı bırak insanlığın hayatına yakışır. nasıl bu kadar güzel anlatılır güzel olan bir şey.
“diyecekler ki arkamdan
ben öldükten sonra
o, yalnız şiir yazardı
ve yağmurlu gecelerde
elleri cebinde gezerdi
yazık diyecek
hatıra defterimi okuyan
ne talihsiz adammış
imanı gevremiş parasızlıktan”
muzaffer tayyip uslu’nun hastaneye kabul ediliş sebebi olan şiir, bir insan nasıl bu kadar içini bu kadar az kelimeyle döker anlamak güç. en beğendiğim sahnelerden biriydi sanırım.
“korkma bulaşmaz, belki biraz sevgi bulaşır”
buna ne demeli? rüştü onur’un elini tutmayan suzan sonrası hastalanması ile muzaffer tayyip’in verdiği acıtmayan ayar, müthiş.
vaktim olsa daha bir şeyler yazabilirdim belki zaman zaman uzatabilirim birkaç kez daha izlemek gerekiyor bu filmi.
iyi ki varsın şiir.
yılmaz erdoğan’ın tüm şiir severlere armağan ettiği film. öyle ki unutulmaya yüz tutmuş ve tarihte paslanmaya kadar giden rafların arasından alıp günümüze o kadar iyi taşımış ki, ellerinden öperim.
iyi film. bileti alıp koltuğa yaklaştığımda kalbim çıkacak gibi oldu, hatta filme girmeden önce kağıt ve kalem eşliğinde mi izlesem notlar alırım birebir eve geçip ajandaya dökerim diye düşünmedim değil. abartmadım tabii o kadar, utandım sanırım.
film izleyicisi çok yönlüydü, bir grup sevgilisiyle birbirine daha sıkı sarılmak için gelmişti, bir grup ağlamaya ve bir grupta şiire olan merakından oradaydı, bu gruplar film bitiminde şu reaksiyonları gösterdi, sevgilisiyle gelenler evet daha sıkı sarıldılar ama ağlamadıkları için kızdılar filme hatta bir çifte hadi canım incir reçeline deme lüksünü gördüm kendimde, biraz kızdırlar ama yapacak bir şey yok, diğer grup aman çok uzun filmdi biraz daha kısa sürseydi yürürdü bu iş dediler sağlarına sollarına ve ağlamadıkları için onlarda pek olumlu not vermediler ve sürekli filmi eleştirmeye devam ettiler, son grubumuz ise hiç konuşmadı filmin sonunda belirli bir süre, kilitlenip kalmışlardı acımasızca bitmişti film çünkü sonunun böyle olacağını bile bile bitmesin ister gibi izlediler filmi. ama bitti.
oyunculuklara bakacak olursak.
belçim bilgin ; olmamış, yani oyunculuk çok kötü değil ama o küçük kız rolünü bir türlü kıvıramadı, biz izleyiciler mesela bu tarz filmlerde bu karakterlere aşık oluruz film boyunca olamadık. farklı bir rol ile karşımıza çıkabilirmiş film içerisinde bir karakter daha doğabilirmiş neyse yılmaz erdoğan’ın kıyağı olmuş biraz. olsun. filme gölge düşmemiş.
farah zeynep abdullah ; sen nasıl bir oyuncusun ve ben nasıl sana aşık oldum tüm film sürecinde? o kadar güzel ölüyordun ki, ölme diyemedim yahu.
kıvanç tatlıtuğ ; kuzey rolünde kalmışsın ancak yine harika bir oyunculuk örneği gösterdin. o tırnak yeme sahneleri ve üzülüşlerin en kral aktörüm diyene taş çıkartır çocuk, bir kere bir film için bu denli zayıflaman bile oyunculuğa gösterdiğin emeğin hakkını alman için yeterli.
mert fırat ; sen olmuşsun çocuk, çok zor bir karakteri nasıl bu denli güzel oynadın, rol icabı bile olsa nasıl bu kadar güzel sevdin, nasıl yürüdün gittin peşinden ve bu kadar güzel ölürken nasıl o denli yaşamayı hakkettiğini bize gösterdin. filmi tek başına sırtladın götürdün, geleceğin en iyi aktörlerindensin oyunculuğun filme katkıların ve boğazıma doldurduğun düğümler için teşekkürler..
filmde akılda kalan belirli bölümlerden bahsetmeden geçmeyelim, aslında çok fazla var ama vaktim yok şimdi
“sen çok güzelsin, sebepsiz de gülebilirsin.” nedir bu? nasıl bir söz bir filme yakışmayı bırak insanlığın hayatına yakışır. nasıl bu kadar güzel anlatılır güzel olan bir şey.
“diyecekler ki arkamdan
ben öldükten sonra
o, yalnız şiir yazardı
ve yağmurlu gecelerde
elleri cebinde gezerdi
yazık diyecek
hatıra defterimi okuyan
ne talihsiz adammış
imanı gevremiş parasızlıktan”
muzaffer tayyip uslu’nun hastaneye kabul ediliş sebebi olan şiir, bir insan nasıl bu kadar içini bu kadar az kelimeyle döker anlamak güç. en beğendiğim sahnelerden biriydi sanırım.
“korkma bulaşmaz, belki biraz sevgi bulaşır”
buna ne demeli? rüştü onur’un elini tutmayan suzan sonrası hastalanması ile muzaffer tayyip’in verdiği acıtmayan ayar, müthiş.
vaktim olsa daha bir şeyler yazabilirdim belki zaman zaman uzatabilirim birkaç kez daha izlemek gerekiyor bu filmi.
iyi ki varsın şiir.
az önce kin kustuğum versiyon oldu. uzunca bir yazı yazdım ve gönder dediğimde online olma süresi geçtiği için yazı kayboldu.
--haber--
İnönü'deki son derbide inanılmaz rekor
Spor Toto Süper Lig'de geçen hafta oynanan Beşiktaş - Fenerbahçe derbisinde bir rekor kırıldığı ortaya çıktı.
Mayıs ayında yıkılıp yeniden yapılması beklenen BJK İnönü Stadı'nda oynanan son derbi olma özelliğini taşıyan Beşiktaş - Fenerbahçe maçı için gelen bilet talep sayısının tam 378 bin olduğu öğrenildi. Biletix'in Beşiktaş Kulübüne verdiği rapora göre bu rakam Türkiye tarihinde bir ilk!
kaynak:sabah
--haber-- [ybkz]swh[/ybkz]
hadi bakalım dernekler aynı talebi kasımpaşa maçında da görmek isteriz.
zorlananlar için; rüya görünce uyuyamayanlardanım.
korkak hakem kararı.
başlıkta da belirtildiği gibi çalınan. hakikaten hırsızlıktır bu düdüğün yorumu ve kararı. ben hakemler hakkında en az konuşan insanlardan biriyim ancak buna penaltı çalıyorsan gel bir de buna çal. [ybkz]swh[/ybkz]
başlıkta da belirtildiği gibi çalınan. hakikaten hırsızlıktır bu düdüğün yorumu ve kararı. ben hakemler hakkında en az konuşan insanlardan biriyim ancak buna penaltı çalıyorsan gel bir de buna çal. [ybkz]swh[/ybkz]
galiba kalpten gideceğim, kendimi iyi hissetmiyorum, içimde inanılmaz bir heyecan, koşup koşup havaya zıplayıp topuklarımı bırak iki kereyi sekiz kere birbirine üst üste değdirmek istiyorum. bayıltsalar maç saatine kadar yok demem, ölüyorum doktor.
ölürse, yazması bile ellerimi titretti şu an eğer ölürse, şimdi de gözlerim doldu, eğer ölürse, çok üzülürüm.
inanç. evet uzun bir aradan sonra tüm medyanın fikstürü önümüze serdiği şu haftalarda, beşiktaş o fikstürle bir yere gidemez haberlerini daha fenere koymanın hemen ertesinde dillendirmelerinde tek ihtiyacımız olan şeyin inanç olduğunu gördük. eğer bu maçı kazanırsak kolay kolay durmaz bu takım ligin sonuna kadar. şampiyonluk umrum değil benim de sizin gibi ancak en kötü sezonumuzda çok yaklaştık be çocuklar ve sanırım işin en önemli dönüm noktası bu maç. yürü be beşiktaş.
88. bölüm itibariyle ağaçtan düşen yaprağı yerden alıp ağaçtan helallik isteyen ismail abi, şirince kasırgası dansı ile kendini hepten sevdirip bakkalına verdiği önemin her şeyden önemli olduğunu yavuz'un ölümünde dahi bize ıspatlayan erdal bakkal ve yavuz'un hayatını kurtaran asıl kahraman hırsız nisan'ın akıllarda yer bıraktığı dizi.
nisan o bereyi çıkart yoksa ben gerçekten sana aşık olup ev ev dolaşıp plazma çalıp kapına bırakacağım. eylül sen de öl umrum değil inan.
şirince kasırgası dansı.http://www.youtube.com/watch?v=Yuf1fRD_gYg
nisan o bereyi çıkart yoksa ben gerçekten sana aşık olup ev ev dolaşıp plazma çalıp kapına bırakacağım. eylül sen de öl umrum değil inan.
şirince kasırgası dansı.http://www.youtube.com/watch?v=Yuf1fRD_gYg
sahaya atılması halinde cezası 12.000 euro, çaya attığınızda ise paketi 3 tl.
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/54971
http://www.bjk.com.tr/tr/haber/54971
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?