Bazı yanlışlarına rağmen taktir ettiğim yönetim, bu yanlışları tekrar dillendirmenin bi manası yok.
Bir sene öncesine kadar keşke bir petrol zengini takımımızı satın alsa diyen tipler vardı, o derece alıştırılmıştık yıldız futbolcuya. Eldeki nimetlerden faydalanmak nedir bilmiyorduk, şimdi ise her şey bambaşka. Guti gibi Quaresma gibi tek taraflı kazanç peşinde koşan oyuncular yok. Aldığı parayı hak eden oynucular var. takımın yıldızı 2 milyon ya aldığımız 26 yaşındaki fernandes. Sağ açıkta yıllardır istenmeyen adam Holosko her maç elinden geleni yapıyor. Sol açığımızda yetenekleri sınırlı olan olcay. Her maç 10 bin km üzerinde koşuyorlar. oyundan çıkan oyuncu triplere girmiyor. Kaçan 3 puan sonrasında takımın yarısından fazlası üzüntüden yere yığılıyor. Kalecisi boşa çıktığında forveti bile kale çizgisine koşan bir takım olduk ve başarıyı bu zemin üzerine yükseltme planları kuruyoruz. Takım olgusunun oturmadığı yerde kaliteli oyuncudan verim almak mümkün değildi. önce takım olduk, herkes önce arkadaş oldu. rekabet bundan sonra başlıyor. Kaybettiğimiz bu özellikleri takımımıza geri kazandıran yönetime ve teknik direktör samet aybaba'ya da sonsuz teşekkürler. son olarak eklemek istediğimde şudur; kapalıya beleş giremediği için, yıldız futbolcu izleyemediği için bu yönetimi eleştirenler cidden sölüyorum adam değildir. Fikret Orman yönetiminin icraatlarını beğenirsin beğenmezsin, ama eleştiri sebebinin altında yatan sebepler bunlarsa şayet, ne yazık ki adam değilsin.
iyi değerlendirdiğimiz taktirde, bizi şampiyon yapacak sürecin başlangıcıdır.
fikret orman'ın kararlı tutumu sonrasında kurtulduğumuz futbolcu. aynı zamanda taraftar profilimiz hakkında da detaylı bilgiye sahip olduk sayesinde.
Beğendiğim, çalışmalarını takdir ettiğim yönetimtir. şu ana kadar yapılanların doğruluğunu yanlışlığını sorgulamayacağım, gerek de yok zaten. Klubün finansal durumunu klub yönetimi kadar bilmiyoruz elbette ama bir iki düşüncemi paylaşmak istiyorum.
1) Ayda 2 kez dolan ve şu anki stadımızdan kapesite olarak çok da buyuk olmayan, otoparksız ve avm siz yeni bir stadyum sanıldığı gibi rakiplerimizle aramızdaki stad gelirleri farkını ortadan kaldırmayacaktır. evet ulaşım olarak çok iyi bi yerde bulunabilir ama yeni stadımız avm,sinema,otopark vs gibi ek gelir kaynaklarından yoksun olduğu takdirde asli amacına ulaşamayacaktır.
2) futbol takımımıza sol bek şart. ortalama bi kalitenin üzerinde, direkt takıma katkı saglayacak, uyum sorunu yaşamayacak bi sol bek takıma kazandırılmalı ve emre özkana kupa maçlarında bu mevkide şans verilerek sol bek mevkisinin alternatifsiz olmadığı bu yenş oyuncuya kanıksattırılmalı. işin bu kısmı samet hocaya kalacak ama uğur'u sol açıkta degerlendirmeye calışmalı. kalite açısından top tekniği yuksek ve fiziki durumu yeterli seviyede bir nene bu takımda çok iş yapar. mucadele gücümüzü yuksek olması gereken maçlarda fizik durumuna göre nene yerine uğur'u açıkta kullanabiliriz. olcay da nene'den çok şey öğrenecektir. Bu maddeye ek olarak kesinlikle tecrübeli az maliyetli son vuruşlarda becerikli ve devamlı hareketli bi forvet şart. bu transferler sadece kadroyu değil klubeyide zenginleştirecektir. 3 kişilik takviye hem klube kalitesini hem ilk 11 kalitesini oldukça arttıracaktır. Bunu gerçekleştirirken takım dinamizminden kesinlikle ödün verilmemeli.
3) Basketbol takımına bir an önce spornsor kazandırılmalı ve gereği yapılmalı. Geçen seneki gibi yukselen bi grafik elde etmemiz imkansız değil.
1) Ayda 2 kez dolan ve şu anki stadımızdan kapesite olarak çok da buyuk olmayan, otoparksız ve avm siz yeni bir stadyum sanıldığı gibi rakiplerimizle aramızdaki stad gelirleri farkını ortadan kaldırmayacaktır. evet ulaşım olarak çok iyi bi yerde bulunabilir ama yeni stadımız avm,sinema,otopark vs gibi ek gelir kaynaklarından yoksun olduğu takdirde asli amacına ulaşamayacaktır.
2) futbol takımımıza sol bek şart. ortalama bi kalitenin üzerinde, direkt takıma katkı saglayacak, uyum sorunu yaşamayacak bi sol bek takıma kazandırılmalı ve emre özkana kupa maçlarında bu mevkide şans verilerek sol bek mevkisinin alternatifsiz olmadığı bu yenş oyuncuya kanıksattırılmalı. işin bu kısmı samet hocaya kalacak ama uğur'u sol açıkta degerlendirmeye calışmalı. kalite açısından top tekniği yuksek ve fiziki durumu yeterli seviyede bir nene bu takımda çok iş yapar. mucadele gücümüzü yuksek olması gereken maçlarda fizik durumuna göre nene yerine uğur'u açıkta kullanabiliriz. olcay da nene'den çok şey öğrenecektir. Bu maddeye ek olarak kesinlikle tecrübeli az maliyetli son vuruşlarda becerikli ve devamlı hareketli bi forvet şart. bu transferler sadece kadroyu değil klubeyide zenginleştirecektir. 3 kişilik takviye hem klube kalitesini hem ilk 11 kalitesini oldukça arttıracaktır. Bunu gerçekleştirirken takım dinamizminden kesinlikle ödün verilmemeli.
3) Basketbol takımına bir an önce spornsor kazandırılmalı ve gereği yapılmalı. Geçen seneki gibi yukselen bi grafik elde etmemiz imkansız değil.
yıllar sonra dudaklarımdan dökülecek cümle. an itibariyle fakirliği yaşamaktayım. cepte kalan son 1.45 tl nin 1 tl si sahte çıktığından dolayı 45 kuruş, bir adet yumurta, bir adet demlik poşet çay ve iki sarımlık tütünümle aç vaziyette bu akşamı atlatmak zorundayım. öğrenciliğin en acı kısmını yaşamaktayım. 7-8 liralık cüzi bir menu[ybkz]swh[/ybkz] ısmarlamak isteyen gönlü zengin yazarlarımız özel mesajla irtibata geçebilirler.[ybkz]swh[/ybkz]
bir link bulsam da izlesem dediğim karşılaşma.
ürünlerini posta teslim yoluyla ulaştırırlarsa, aynı ürünleri rakiplerine göre daha yüksek kar marjı ile satabilirler diye düşünmekteyim.
Türkiye'den çok ingiltere'ye benzeyen ülke. askeri ücreti 1300 tl. hayat pahalı. araba,benzin,mazot,alkol ve tütün ürünleri oldukça makul fiyatlarda buna karşın iki salkım üzüm ataş pahası. Night clubları gezip görülmeli, kumarhanelerinde içilen beleş içkinin kalitesi istanbul'un en kral mekanlarında uçuk fiyatlara satılan içkilerin kalitesinden daha yüksek ya da beleş içtiğimiz için bile öyle geldi.
istanbul'da hizmet gören toplu taşıma araçları. eğer bu otobüsleri sık kullanıyorsanız çok boktan bi hayatınız var demektir. istanbul'un sikim sonik trafiğinde iett otobüslerine mahkumsunuz. Tuvaletiniz geldiğinde en yakın avm nin orada inmek zorundasınız. sümük krizine girdiğinizde içinde mendil olmadığını zaten bildiğiniz çantanızı biraz kurcalama gereksinimi duyarsınız sonra mendilimi unuttum mimikleriyle ezile büzüle birinden mendil rica edersiniz. hatunun biri '' pardoonnn şu camı biraz açabilir misiniz? '' dediği vakit sıçtınız demektir. çünkü o hatun her zaman taş gibidir ve o cam hiçbir zaman açılmaz. iett otobüsleri kısaca hayatın mini bir simülasyonudur.
galatasaray dan cırt diye ses gelmesine sebep olan karşılaşma. (bkz: bekaretin kaybedilmesi)
an itibariyle biletimi aldım ve maç saatini bekliyorum.
Hayatım boyunca unutmayacağım. Göz göre göre o takımı dağıtanları da ne olursa olsun affetmiyorum. Benim için videolarda, fotoğraflarda değil tamamen gönlümde saklı kalacak efsane basket takımı. Rotasyonsuz, sakatlarla dolu bir takım. 3 kupa.
Anlam veremediğim insan modeli. Ulan yavsak, takımın sahada iyi top oynuyor, gençlerle mücadele ediyor ve bu gençlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey taraftar desteği. o gençleri ateşli taraftardan mahrum bırakma hakkın var mı? Benim Beşiktaşım senin gibi eğitimsiz biri yüzünden neden ateşli taraftarından mahrum kalıyor? Ola ki sözlük okuruysan ve bu yazıyı okuyorsan (sanmıyorum ama), burdan sülalenin kulaklarını çınlatıyorum bilesin.
2 eylül 2012 galatasaray-bursaspor maçında yorgun bursa defansının hatasıyla bulduğu komik golden sonra kameralara sus işareti yapan futbolcu. galatasaray gibi şerefsiz bir klube çok yakışan onursuz biri. aynı zamanda hırsızdır, emek hırsızlıgı yapıp ben hırsız değilim diyecek kadar da arsızdır. üzerinde taşıdığı forma kanımca genel ev vesikasından farkı değildir.
zevkten dört köşe izledim ilk yarıyı. olcay ve batuhan'dan da gol bekliyorum. son yarım saat muhammet demirci yi izlemek isterdik ama ne yazık ki 18 kişilik kadroda adını göremedim.
internetten bilet çıkarmayan biletix sayesinde gidemediğim maçtır. ligtv aboneliğim de yok. link bulsam da izlesem dediğimdir.
ilk olarak bir gece ansızın 81 düzce 82 musul 83 kerkük şeklinde, beşiktaş-liverpool maçında açılan pankartın upgrade edilmiş hali.
geleceğin mesleği falan değildir. bana bir tane motor sürücü devresi yapabilen mekatronik mühendisi gösterin desem gösteremezsiniz. ha ben stajımı bitirdikten sonra yıldız teknik üniversitesi gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği'ni bırakıp mekatronik mühendisliğine geçeceğim orası ayrı. sebebi ise geleceğin mesleği gak guk değil, bilimsel olarak tatmin olmadığım bir meslekte diretmemek ve alt yapım olan bi alana kaymak.
"tuzla'ya kadar gelsin ve mümkünse kaynarca'ya istasyon koymasınlar." diye tepki verdiğim ulaşım ağı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?