ö.k.b

uykusuz her gece ile bir şişe viski kazanıp arkadaşlar arasında efsane olduğum olay.karaoke de en geçerli tespitim ise kızların duman şarkılarını söylemeyi becerememeleri,bir kız veya bir kaç kız duman şarkısıyla sahnedeyse sigara molası vermenin vakti gelmiştir.eğer acemiyseniz herkesin bildiği parçaları seçin ki size eşlik etsinler sesiniz arada kaynasın.

takma adı muhabbeti seven anlamında olan muhibbi dir.kanuni sultan süleyman şiirlerini bu mahlasla yazmıştır.

küfür bizdendir,samimidir ama ağza da sakız yapmamak lazım.sinirini böyle ifade ediyorsan yada arkadaşınla konuşma tarzın buysa kişiler öyle rahat ediyorsa, kim tutar seni be abi!! tek beklenti yer,zaman,kişi üçlemesine dikkat etmen. tek bir hassasiyetim var o da kızlara yakıştıramamam.neden ya onlarda insan ...vs diye yüklenmeden bir dinleyin,benim için küfür literatür de iki ye ayrılır kızın edebilecekleri,erkeğin edebilecekleri.aksi durumunda karşı taraftan çok pis laf yersiniz daha da siniriniz bozulur.hee kendi orijinal küfürlerinizi bulun sözüm yok ona.

futbolu,koşmayı sevmeyen ama biraz adam eksikliğinden birazda arkadaşlarını kıramadığından halı saha maçını kabul etmiş kişinin yapacağı şeydir.hatta bu yüzden kavga eden arkadaşlara bile sahibim.

sonunda o çok beğendiğiniz,defalarca dinlediğiniz şarkınızı hiç dinleyemeyecek duruma gelirsiniz.

kurtuluş savaşı yıllarını tezli roman tekniğiyle anlatan yakup kadri karaosmanoğlu kitabıdır.bu eser yayınlandığında amacı konusunda bir tartışma ortaya çıkmıştır,iki görüş vardır.bunlar;
1.yakup kadri'nin de savunduğu ve yaygın olan, aydın ve halk arsında ki uçurumu anlatmak istediği için yazmış olması.
2.halkı kötülemek,atatürk devrimlerinin önünde köylüyü direnç olarak görüp onlardan intikam alma amacıyla yazılmış olması.(romanda emine dışında güzel hiç bir şey yoktur.) r

benim fikrimi sorarsanız birinci görüş daha yakın.

sözlük karşılığı olarak; türk bilimi,türk dil bilimciliği anlamına gelmektedir.bizim için ne acı ki ilk türkoloji kürsüsü paris'de açılmıştır,ardından moskova ve londrada ciddi türkoloji çalışmaları yapılmıştır.bu dönemlerde osmanlı aydınları daha eserlerinde türkçeyi bile kullanmazken, avrupalılar ileride türk dilli için referans olacak kaynakları yazmışlardır.türkolojiye katkısı olan bilim adamlarına bakarsak durum daha da netleşir;
divanı lügati-t türkü saymazsak ilk grammer kitabımız bergamalı kadrinin müyessiretül ulum adlı kitabıdır(16.yy civarı. türkçenin bir taslağı olarak kabul edilebilir.)
daha sonralar ahmet cevat paşanın kavaidi lisani osman-i si vardır ki türkçe yerine osmaniyi tercih etmiştir.
profesyonel anlamda türkçeyi inceleyen ilk insan ise messierdir.eserinin adı;dört bölümde türkçenin grammeri.sonrada meninski ve thomas ciddi çalışmalar yapmıştır.
cumhuriyet sonrası ise tahsin banguoğlu bu konuyla ilgilenmiştir.yaklaşık on yıl sonrada muharrem ergin türk bilgisi grammerini yazmıştır. tarihi 1956 olması lazım ki o tarihten günümüze bu çalışmayı geçebilecek ciddi bir çalışma olmamıştır.

video,müzik ve özelikle filmlerde kullanılan,bilinç altına gizli mesaj verme tekniğidir.(sübliminal mesaj)
bir saniyede 24 kare olması gerekirken 25.kare sıkıştırılıyor araya ve bu normal karelerin görünme hızından çok daha çabuk kayboluyor.fark edilemediği içinde açık reklamlardan daha etkili olup,kişi kendi düşüncesiymiş gibi algılıyor.

haluk levent'inde gayet başarılı seslendirdiğini düşündüğüm azeri şarkısı.

kişi şizofrense eğer hoş karşılanabilecek durum.yok değil sadece aşık olduğu için garip şeyler kuruyorsa teşhis bellidir,romantizmin pençesinde kıvranıyordur zavallı.buradan yakın arkadaşlarına ve ailesine sabır diliyorum umarım yakın zamanda atlatır...

bir zamanlar kanal d de yayınlanan ali adlı karikatüristin hayatını anlatan.bazı esprileri güzel olan ama genel olarak vasat olan dizinin adı.efendim ayrıca göte oturma organı dendiğini ben bu diziden öğrendim ilk.

klasik türk edebiyatı şairlerinin eserlerini topladığı kitap.

görünce yanından koşarak uzaklaşmanızın farz olduğu insan tipinin kurmuş olduğu cümledir.bu kadar mı üşengeçsin, bu kadar mı sığ görüşlüsün? allahın sana verdiği beyni kullan ve düşün o romandaki ince detayların filmde işlenmesi mümkün mü,hem kendi hayal gücün varken neden yönetmeninki ile yetinesin.o değil birde izlediği filmin daha hangi kitaptan uyarlandığını bilmeyenler var onlar için kelimelerim kifayetsiz...

Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın hurafeler ve korkularımızla nasıl baş etmemiz gerektiğini anlatan,çok eğlenceli olmamasına rağmen bir çırpıda okunabilecek eseri.

iyidir,hoştur leblebinin hassıdır ama velhasılıkelam çok yiyince dudakta beyaz iz bırakıp,kendisine yakışmayan hareketlerde bulunur.

çantaya koyup taşımaya başladığında ilk başta hafif gelen gittikçe ağırlaşan bir müddet sonra yolda yamuk yürümeni sağlayan bilgisayar türü!!

orhan pamuk'un yazarlığıyla aram pek iyi olmasa da başarılı bulduğum kitabının adıdır.teknik olarak kusurlu üslup olarak tatmin edicidir.konu bazı kısımların tepkisine yol açabilir ön yargılı davranmamak lazım.bir okuyun derim ben...

genelde uyku tutmadığında erken kalkılması da gerekiyorsa sabah ki tehlikenin farkında varıp, hesap peşine düşmüş bünyenin kendine sorduğu soru.

öğrenciyken çekmeye çalışıp taktikler geliştirdiğim,fakat dersi geçememe durumu yoksa yüksek not almak için çekilmesinin pek de etik bulmadığım olay.ayrıca mesleğe atıldığımda kopya çekenleri hak geçmesin diye yakalamaya çabasına girip, sonra kendimle çelişip izin ver ne olacak sen öğrenci olmadın mı sanki ? hem sen sınav sistemlerine de karşı değil misin?, bırak çocukları stres olmadan öğrensinler deyip serbest bırakıp,sonra müdürün kulağına gider korkusuyla külyutmaz kesilip,sonra çaresizliklerini görünce ufak tefek olanlarına göz yumacağım,yani kısaca beni çelişkiden çelişkiye düşüren şey.

derinden bir gönül bağı kurduğum,bir çok karakteri hayatıma kazandıran eğlendiren güldüren çizgi film kanalı.bir kaç sevmediğim çizgi filmi var (çizgi film çok severim ama denedim olmuyor be sözlük,sevemedim) onlarda kaldırılırsa günün her saati izlenebilecek kanaldır benim için.