confessions

nilhanim

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 817
  2. takipçi 0
  3. puan 23688

yaşamaya dair

nilhanim
bir nazım hikmet şiiridir. üçlemedir daha doğrusu.


1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...

karın gurultusu

nilhanim
bir ortamdaki sessizlik anına denk geldiğinde insanda utanma hissi yaratan doğal olay.
bu bir hastalığa da dönüşebiliyor imiş, kendi kendimize de bu yöntemleri uygulayıp bundan kurtulabilir imişiz;

---------------alıntı---------------
1) Yavaş yiyin ve elma, kuru fasulye, kepek, brokoli, lahana, karnabahar, fındık, soğan, şeftali, patlamış mısır, kuru erik ve soya fasulyesi gibi gaz yapan yiyecekleri azaltın.

2) çiklet çiğnemeyin ve kamışla bir şey içmeyin.

3) gazlı yiyecekleri, birayı, süt ürünlerini ve karbonatlı içecekleri azaltın.
---------------alıntı---------------

ilya repin

nilhanim
rusyanın önde gelen ressam ve heykeltraşlarından biridir. 1844 doğumludur. sosyalist realisttir, gerçekçi eserlerinde ağır psikolojileri işler.
geçtiğimiz yıl peradaki frida kahlo sergisinin üst katında önemli rus eserlerinin sergilendiğini duyup frida gezmemiz bittikten sonra bir kaç fikir edinelim diye çıkmıştık. ve ilya repin'in 1870–73 yılları arasında tamamladığı Volga'da Sal çekicileri adlı tablosu ile göz göze gelmem ile etkisi altına girmem bir olmuş idi.

frank capra

nilhanim
1897 doğumlu italyan asıllı amerikalı sinema yönetmeni. bildiğimiz amerikan rüyası filmlerinin başını çekmiş olan adamdır.

bazı filmleri;

American Madness (1932)
The Bitter Tea of General Yen (1932)
Lady for a Day (1933)
It Happened One Night (1934)
Broadway Bill (1934)
Mr. Deeds Goes to Town (1936)
Lost Horizon (1937)
You Can't Take It with You (1938)
Mr. Smith Goes to Washington (1939)
Meet John Doe (1941)
Why We Fight (1942-45)
Arsenic and Old Lace (1944)
The Battle of China (1944)
It's a Wonderful Life (1946)
State of the Union (1948)
Riding High (1950)
Here Comes the Groom (1951)
A Hole in the Head (1959)
Pocketful of Miracles (1961)

mecidiyeköy

nilhanim
haftaiçi her sabah metrobüsten inmemle sınırları içerisine girdiğim semt. hep iş saatlerine denk gelişim ile mecidiyeköy çalışanlar sürüsüne dahil oluyor ve nereye gideceğimi bile sorgulamadan kendimi insan deresine bırakıyorum, bu sayede ne denli samimi bir millet olduğumuzu bir kez daha keşfettim sözlük.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol