öncelikle (bkz: çarşı'ya sorulan soruları arka sokaklar senaristlerinin hazırlaması). önce beşiktaşlıların, ardından herkesin normal görmesi gereken olaydır. biz zaten çarşı'yı bu tür eylemlerde önde durduğu için çarşı olarak tanıdık. bunun bir bedeli olacaktı ve oldu da. aslında daha da büyüyor çarşı. her doğum her büyüme sancılıdır. sorulan sorularla hazırlanacak iddianame kabul edilirse ve hakikaten yargılanırlarsa bile türk adalet sistemi çökmüş demektir. çarşının ismini öne çıkarmak başlığında da söylediğim gibi bu olaylar bir şekilde bittiğinde hatırlanacak bir kaç güzel şeyden biri olacaktı, şimdi daha uzun yıllar hatırlanacak. diğer güzel şey için (bkz: duran adam)
o değil de gerçekten federasyon başkanı seçilirse boşta kalan yıldırım demirören ne yapar acaba. (bkz: yıldırım demirören'in 48789. kez beşiktaş başkanlığı). evlerden ırak. bence bu ihtimal ciddi değerlendirilmeli ve gerekli çalışmalar yapılmalı ve bu zat yunanistan'a itelenmelidir. (bkz: yunanistan futbol federasyonu başkanı yıldırımos demirorenokis)
istenmediğini hemen anlayamayan adamdır. git denmeden gitseydin de kendini kovdurmasaydın ya be adam. biri başkanına dese "oturduğu yerden kazanıyor, neden tutuyorsunuz takımda" dese ne cevap verilebilir ki. ama bu adamı 2008 avrupa kupası'nda hırvatistana attığı gol için seviyorum, ne yalan söyleyim.
beşiktaş'a bu yıl gelmemesiyle beni memnun eden teknik direktördür. taraftarın gözünde kredisi olan, en ufak başarısızlıkta homurdanmalara başlanmayacak bir teknik adam bekliyorum ben bu sene.
(bkz: kavga var) lanet olsun prosinecki'nize demiştir.
dediklerine göre seneye de bu seneki çizgide devam edeceğimiz sonucu çıkmaktadır transfer bütçesi açısından. mantıklı takviyeler yapılırsa başarı, göze güzel gelen futbol zor değildir. geçen sezon ilk yarıdaki bursa ve antalya gibi maçlardaki tadı verirse takım tadından yenmez. tesisleşme için, kurumsallaşma için, antrenman ve atletik departmanlar için söyledikleri benim duymak istediklerimdi. beklentilerimi şimdilik karşıladı. inşallah böyle de devam eder ve ne oynadığını bilen, herkesin maçtan önce aşağı yukarı ilk 11'a sayabileceğimiz bir takım izletir bize. inşallah dediği gibi gençler de çıkar bu takımdan. seneye bizden avrupa'ya takıma kar getirerek giden oyuncularımız olur ve yerleri dolar.
18 haziran 2013 önder özen basın toplantısında bahsedilen kişidir. o adam hani bir tabir var ya "istese verecez" diye, beni o moda sokmuştur. öyle bir adam mı varmış? çok saygı duydum. önder özen camiayı yeni şeylerle tanıştırmaya devam ediyor.
internette sıkıldım, az da televizyonda sıkılayım dediğim muhtelif saatlerdir. o değil de televizyonda da izlenecek hiçbir şey yok ya.
bence bir an önce üretilmesi gereken tişörttür. ben vakit geçirmeden alırım. maçın ilk yarısında formamızı giyer, ilk golü atınca golü atan kartalla birlikte biz de formamızı çıkarır, maçın kalanını alta giydiğimiz bu tişört ile izleriz. zevkli olur. yetkililer el atmalı.
aslı sıkıntıdan buzdolabının kapısını açıp uzun uzun bakmaktır benim için. hiçbir şey yemem. ama bakarım dolaba bakarım. yemeyeceğimi bilirim ama bakarım.
banu avar ile aynı kaderi paylaşmıştır. güldürmüştür. bunlar işte hep heyecan. buldum bir şey hemen yapıştırayım mantığı. bu adamı kaç senedir ankara belediye başkanı seçen arkadaşlar, artık görün lan.
yanlış önermedir. doğrusu; herkesin sindiği yerde ayakta duranın isminin öne çıkmasıdır. gezi eylemleri ilk başlayınca örgütsüz kitle, ilk polis baskınında sayıca az kalmanın da etkisiyle kaçışmak zorunda kalınca çarşı ortaya çıkmış ve direnişi sürdüren grup olmuştur. ardından yaptığı poma işi, "aranızda helikopter kullanmayı bilen var mı?" twiti, duvar yazıları hep sembol olmuştur ve ortaya çıkamayan gruplar içinde ortada duran grup olmuştur. hatta terör örgütü sayılabilecek kadar da korkutmuştur. çünkü çarşı toplanacak ve herhangi bir yere yürüyecek deseler gelecek binler artık onbin hatta yüzbinler olmuştur. elhasıl çarşı adı oradadır, olması gereken yerdedir. adının öne çıkması kimseyi korkutmasın, bunların hepsi geçtiğinde akıllarda kalan 3-5 güzel şeyden biri olacaktır çarşı.
gerçekten "11 saniye izle 11 gün gül" başlığını hak eden videodur.
polis devleti olunca, polislerin hepsinin milletvekili değil mahalle bekçilerine dönüştüğünü bir kez daha gösteren videodur. polis bu memlekette işi en zor olan meslek gruplarından biridir.
(bkz: engin baytar)
ayrıca onun dediğine göre (bkz: lionel messi) ve (bkz: zinedine zidane)
http://skorer.milliyet.com.tr/-messi-ve-zidane-da-sigara-iciyor-/galatasaray/detay/1640487/default.htm
ayrıca onun dediğine göre (bkz: lionel messi) ve (bkz: zinedine zidane)
http://skorer.milliyet.com.tr/-messi-ve-zidane-da-sigara-iciyor-/galatasaray/detay/1640487/default.htm
açılan sandık 6
fikret orman 1099
serdal adalı 636
sigara molası verildi resmen.
fikret orman 1099
serdal adalı 636
sigara molası verildi resmen.
açılan sandık 5
fikret orman 941
serdal adalı 482
fikret orman 941
serdal adalı 482
verdiği tepki halkın tepkisi olmayan basketbolcudur. en fazla halkın bir kesiminin tepkisini yansıtan bir tepkidir. zaten bu gezi parkı eylemlerinin başından beri en sevmediğim söz bu sözdür: "halk". hangi halksınız siz. onlar hangi halk. size benzeyenler halk da sizin gibi düşünmeyen, onlar kim. onlar hangi halk?
mesela pkk sempatizanı olan bir kişi halk değil sizce, ama aynı kişi gezi parkına destek verdiğinde o kişi halk mı oluyor? ha ama pkk sempatizanı olan "halk" zaten gezi parkına destek vermez de mi?
mesela pkk sempatizanı olan bir kişi halk değil sizce, ama aynı kişi gezi parkına destek verdiğinde o kişi halk mı oluyor? ha ama pkk sempatizanı olan "halk" zaten gezi parkına destek vermez de mi?
habertürk muhabirine tokat atan eylemci ile aynı kategoridedir. habertürk'ün sahibi para kazanmak daha doğrusu daha çok para kazanmak için yanlı yayın yapar. muhabirine de bu yönde yayın yaptırır. oradaki eylemci bunu bilir ama bunu gözetmeksizin bu muhabir arkadaşı tokatlamaktan çekinmez. nerede o emekçi kardeşin onuru. o önemli değil. tüm türkiye'nin önünde dayak yemesi hiç önemli değil. dahası tokadı atan kahraman olmuş. aynı durum bu arkadaşın ntv mikrofonunu yere atması olayında da vardır. ntv sahipleri belirler yayın politikasını, o mikrofonu uzatan adam değil. aynı mantıkla ultraslan'ın tarafsızlık bildirgesini okuyan ben tüm galatasaraylıları karaktersiz belleyip, ona göre tavır koyayım. gerekirse döveyim mesela.
hak aranmalı, tepki gösterilmeli ama bir ağaç için başlayan bu eylemlerde, binler orman kadar değerli herbir kimseyi kırmadan, aşağılamadan. birine tokat atanı, bir çalışanın iş yapmasını engelleyeni alkışlarsak, hatta kahraman ilan edersek bizim başbakanımız, valimiz böyle olur.
hak aranmalı, tepki gösterilmeli ama bir ağaç için başlayan bu eylemlerde, binler orman kadar değerli herbir kimseyi kırmadan, aşağılamadan. birine tokat atanı, bir çalışanın iş yapmasını engelleyeni alkışlarsak, hatta kahraman ilan edersek bizim başbakanımız, valimiz böyle olur.
zaten ana akım medya taraflı yayın yapıyor ki taraflı yayın demek yanlış yönlendirmek ve verilecek bilgiyi seçmek, seçilmiş bilgileri sunmak kısacası her boku yemektir. hani iki taraf olduk ya biz (ya çapulcu olan ya çapulcu diyen), olarak. paranın peşinde medya çarpıtır da sen neden çarpıtıyorsun ey çapulcu arkadaş demek istiyorum.
(bkz: haklıyken haksız duruma düşmek)
(bkz: haklıyken haksız duruma düşmek)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?