musalla tasi

bu sorunun cevabı genelde aynıdır.
+sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-yooo, bilmiyorum kimsin?

şeklinde gelişir. eğer soruyu soran kişi telefon ettikten 3 dakika sonra soruyu soranın telefonu çalıyorsa olaylar gelişmez ama çalmıyorsa olaylar gelişir. bu sorunun anlamı telefonda gizlidir.

gazetecilere dönüp "onu çekme bunu çek" diyen teknik direktöre yapılan yavşaklıktır. bunu en çok dillendirenlerden biri de aykut kocamandı. siz tırsarsınız ondan demişti gazetecilere. ama o da adam değildi ki sözü dinlensin.

2 sene önce rakip tribünlerin kendisi için bas bas bağırdığı zamanları unutan bir takımın taraftarları tarafından dillendirilen saçma iddia. (bkz: kümede kal kümede kal kümede kal galatasaray)

bu takımın yüzsüz taraftarı kaynağı hala merak konusu olan paraları bulup (bkz: mehmet batdal)lı forvet hattını drogba ile değiştirince ve toki arena'yı alınca şımarmıştır. bu şımarıklık bünyede bik bik bik sesleri çıkarmaktadır.

diğer büyük denilen acıların takımı fenerbahçeye ise zaten değinmeye gerek yok.

evet bugün beşiktaşımda bu diğer 2 takım kadar para yok ve bu sene 9 transfer yapan beşiktaş bir alper potuk kadar para harcayabildi transfere. ya da yıldız futbolcuların yıllık maaşlarını ödeyemediği için bu oyunculardan vazgeçti. bu da belki önümüzdeki sezona da yansıyacak ve arada kalite farkı oluşacak ama bugün durum bu diye beşiktaşın büyüklüğünü sorgulayanların yüzü kızarmayacak malesef.

katıldığım ve bir şeyler eklemek istediğim söz. nasıl ki size akp ile değil kur'an ile gelelim siz de islama ya da dine dil uzatırken bize akp'yi değil kur'an'ı eleştirerek gelin. yani dine eleştiri ya da hakaret hakkınız var. ama bunu akp ya da akplilerin yaptıklarını bize göstererek" bakın sizin dincileriniz adam kayırıyor, hırsızlık yapıyor, haksızlık yapıyor" diye gelmeyin. evet akp dinden çıkar elde ediyor ve dinen sakıncalı ya da haram çok şey yapıyor. ama sanki kur'an'ı onlar yazmış da, onlar haram işleyince kur'an geçerliliğini yitirmiş gibi gelmeyin. son söz olarak; sayın ateist ya da dinin insanların çıkarları için kullanılmaması gerektiğine inanan kardeşlerim, bilin ki dindarla ile akp arasında gram bağlantı yok. yani din akp üzerinden eleştirilecek bir kurum değil. siz dini böyle eleştirdikçe havanda su dövüyor ve asıl dindarlarla aynı şeyi söylüyorsunuz.

katıldığı neredeyse tüm program ve röportajları izlemiş biri olarak artık ntvspor'da metin tekin, güntekin onay, bağış erten gibi adamlarla yapılacak bir programa katılmasının neredeyse farz olduğunu söylemeliyim. basit reyting kaygılarıyla sorulan sorulara cevap vermek zorunda kaldı hep ve sorulan sorulara hep "bu ne hımısıkıym" türü tepkileri içinden verip öyle cevap verdi. yok küpeniz gümüş mü, yok fatih terim mi hakemleri önce döver siz mi, yok önder özen'e "benden önce gelmiş olabilirsin ama patron benim taam mı" dedi mi, yok hırvatistan türkiye maçında çok acıdı mı gibi saçma sapan sorular. şu adama bu sezon oynatacağı oyun şablonunu, nasıl bir takım izleteceğini, oynatacağı sistemi ile ilgili sorular sorulmadı henüz. biz de dinleyemedik. sezon başlamadan, hazır istanbul'dayken böyle bir programa katılıp işin magazin kısmından arınmış bir programda futbol konuşmasını, işin tekniğini taktiğini konuşmasını bekliyorum artık. bunu yapabilecek şimdilik tek kanal ntvspor olduğu için bu kanalı yazdım.

ergenekon davası kararlarıyla yeni bir şenlik başladı. türk hukuk sistemine bok atma, iktidara küfür etme, lanet okuma, mahkum olanların mesleklerini ve devlet hizmetlerini ön plana çıkarma ve sayamadığım sayısız şenlik. can yücel şiirleri gibi paylaşılan 14 yaşında kıza tecavüz davası ve deniz feneri karşılaştırmaları. inanın hepsine hak veriyorum. ama şuna hak vermiyorsanız, bu kararlar kadar sizde de yanlışlık yok mu? danıştay saldırısında ölen mustafa yücel özbilgin'in ailesine, o işte ergenekon bağlantısı yok, alparslan arslan vakit gazetesi okuyup gaza gelmiş, öldürmüş diyebiliyor musunuz? hani çok değer verdiğiniz adalet duygunuz elverecek mi bunu onlara söylemeye. bu ceza alan insanlar zamanında çok yanlış yapmışlar, gelin kabul edelim. ve gelin bu kararların toplum vicdanındaki basit mukayeseli adalet duygusuna tecavüz ettiğini de kabul edelim. ve bu kararlardan umutsuzluğa kapılan arkadaşlar, 10 sene önce bir başbakan bir genel kurmay başkanının içeri atılmasını izleyecek desem ne düşünürdünüz? el hasıl hesap kapanmış değil. verilmiş yüzlerce yıl hapisler ve 19 müebbet sadece mustafa yücel özbilgin'in masum annesinin gözyaşına değer ve eğer bugün başka annelerin masum gözyaşları akıyorsa, sadece sabredin.

(bkz: sigmund freud)

takımın iyi sinyaller vermediği kamp olmuştur. daha önce bol gol atma avantajımız, bol gol yeme dezavantajımız vardı. bu kampta bol gol yeme sorunu üzerinde durulmuş belli ama gol atma konusu unutulmuş gibi. ama bunlar daha hazırlık safhası. umarım gol yeme sorununu çözmek için adımlar atmıştır bilic. ayrıca bu kamp dönemi ile ilgili genel bir sorun, takımın neredeyse hiç büyük maç yapmamış olması. sadece shalke maçı oynadık. ama onu da izleyenler, bu maçın ciddi maç standardının çok altında oynandığını hatırlayacaktır. simurq, laçi gibi takımlar ile oynamak da iyidir ama yanlarına şöyle takımı ciddi sınavda göreceğimiz bir maç da izlemek isterdik.

bu başlıktaki 6. enrty de demiştim maç öncesi çaya bekliyorum diye. ama tff diyorki artır musalla taşı. ben de artırıyorum. maç sonrası yatıya beklerim tüm taraftarı.

kesinlikle ben değilimdir. sıcaktan geceleri uyuyamayan herkes de değildir. kış gelse de yorganıma sarılıp uyusam.

polo yaka tişörtümü giyip geleceğim turnuvadır.

100 milyon euro gibi pornografik (bkz: gökmen özdenak) bir paraya real madrid'e transfer olmuştur.

kale arkası tribünlerinin tamamı satılan kombinelerdir.

(bkz: gökhan süzen)

kendisi için "eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi"şeklinde bir hadis olan namazdır.

sezonun ilk maçı olan trabzonspor karşılaşmasına hazırlık için olimpiyat stadında oynanacak maçtır. tribünlerdeki yerimi alacak ve muhammed demirci'yi 90 dakika yardırırken izlemeyi umacağım.

avrupa yakası dizisinde cem karakterine müthiş uyan hakaret sözüdür. şesu diyordu galiba. (bkz: levent üzümcü)

(bkz: gri forma)

ingilizcesi asktır. ortaokul bebeleri tahtada bu kelimeyi yazdığınızı görünce "hocam aşk ne demek orda yazıyo, hihihih" derler. bir de sick var, o ayrı.