musalla tasi

tromsö maçımızdan önce saklanmış, son düdük çalınca ortaya çıkmış, "içerde eleyebilirsiniz ama bize bu bile yetti meheheeh" diye ortalıkta dolanmaktadırlar. tromsö'yü biz eleyince muhtemelen girdikleri deliğe geri döneceklerdir.

kötü oynayarak 3 puan alacağımızı düşündüğüm mücadele. oyuncularımızın aklı avrupa maçında olmasından kaynaklanacaktır. cas için pek ümitli konuşmayan yöneticiler var. olası bir tromsö faciası bizi iki yıldan edebilir. bu yüzden bu maça pek odaklanamayacaklarını düşünüyorum. ama,

4-2-3-1 dizilişiyle defansı garantiye alayım mantığıyla oynayan beşiktaş'ın gol yemeyip atacağı tek ya da 2 golle galip geleceğini düşünüyorum. gökhan töre ve franco'nun ilk 11 de başlayacak, eneramo ve oğuzhan skorun durumuna göre yine sonradan girecektir. yumuşak karnımız olan sol bek pozisyonuna artık kesin olarak çare bulunması gerektiğini gözler önüne bir kez daha serecek maç olacak.

gs nin 4 yıldır kazanamadığı ve çıkış arayan bursa deplasmanında, fenerbahçe'nin de sağlam eskişehir önünde olası puan kayıpları da düşünülürse burada alınacak galibiyet takımı havaya sokacaktır.

çok köklü bir futbol mantığı değişikliği ile lige girdi beşiktaş. böyle durumlar hep ilk haftalarda dezavantaj getirir. bu maç üzerinden değerlendirme yapmak belki erken ama beşiktaşımın uzaktan sağlam şut atan oyuncuya çok ihtiyacı var. kanatlardaki olcay ve dentinho-gökhan ikilisi içeri kat eden adamlar, fernandes hakeza. ama tıkanan oyunda oyunu açmak için bu içeri kat etmeler bazen işe yaramayabiliyor. bu sıkıntının ilk ayağı olacak maçtır benim gözümde. yine de büyük takım olarak galip gelmesini bilecektir beşiktaş. tromsö maçı öncesi kendine güvenini iyice artıracaktır.

albert camus türk olsa kesin beşiktaşlı olurdu diyerek desteklediğim durumdur.

benim için dün akşamki tromsö beşiktaş maçı için hakan candır. durumum olmadığından fanatik'teki maç anlatımından takip ettim maçı. bu da yorumcuydu. ilk yarı beşiktaşı bir övdü bir övdü, ben zannettim herhalde güntekin onay olsa kesin sürklase etti derdi. ikinci yarı başlamadan da methiyeler düzdü ersan'a atiba'ya falan. sonuç malum.

bu iki maçın oynanacağı yerle ilgili öncelikle söylemek gerekir ki iki maç da olimpiyat stadında. 3. hafta programı belli oldu oradan bakılabilir. gs maçı öncesi takım sahaya alışsın diye buraya alınmış. tromsö maçı içinse cas 29 ağustos'taki maçtan sonra açıklayacak kararını. yani bu konularda sıkıntı yok bu iki maça ortak bilet satılması için. ortak bilet derken kombine gibi kart değil sadece iki bileti de aynı anda satışa çıkarırlar, iki kez bilet peşine düşmek zorunda kalmayız. işlemi yapmışken ikisini de alırız. tek istenen bu ve bence yapılabilir bir istek.

saldırın kartallar dediğim maçtır. bu maç 2-3 bitecektir.

beşiktaş'ımızın 29 ağustos perşembe tromsö ve 1 eylül pazar günleri gaziantepspor ile olimpiyat stadındaki iki maç için tek işlemde iki maçın biletininin satılması istenen kampanyadır. hem iki kez bilet aramak zorunda kalmayız hem de biletix denen lanete iki kez para kazandırmamış oluruz dediğim kampanyadır aynı zamanda. internetten bilet alımları için alınan biletlerin gişeye gidilip bastırılması ya da internetten aldığımız bileti kargo ile gönderilmesi seçeneğini sunup o bileti evde bekleme gibi saçmalıkları da teke düşürmüş oluruz. her iki internet işleminde zaten 2 lira hizmet bedeli alan biletix'e 4 ya da 6 lira da bayılmamış oluruz ekstradan ikişer kez. bilet için gişeye gitmeyi saymıyorum bile. ayrıca daha çok taraftarın bu iki maça geleceğini de düşünüyorum. lütfen yapın bunu.

almeida'nın yazdığı maç. fark geliyor.

çok istediği fenerbahçe'ye en saçma zaman ve şekilde gelmiş teknik direktördür. elindeki kadronun bir oyuncusu bile ki buna emenike de dahil, ona sorulmadan takımda tutulmuş ya da transfer edilmiştir. siz bakmayın emenike'yi hoca istedi laflarına, aslında cardozo'yu benfica ucuza bırakmadı. elinde topu orta sahadan ileri götürecek tek ilk 11 futbolcusu alper'dir. bir takım sürekli ön libero alır mı? avrupa kariyerlerinde sadece pozisyon almayı öğrenmiş, ileri bir tane akıllı pas atamayan oyuncular var ve her maç bu tip adamlardan 3 ya da 4 tanesi sahada oluyor. burada mesele, elindeki bu aynı aynı tip adamların maliyeti. siz meireles'e 10, mehmet topal'a 4.5 milyon euro öder, emre'yi kaptan, baroni'yi yeni alex, selçuk şahin'i maçı kurtaran adam yaparsanız, bu adamlardan her vaz geçişiniz sizin için risk olur. saydığım aptallıkları yapan aziz ve aykut'tur. ersun yanal'a is şu an üzülüyorum. bence yapması gereken cristian, emre, kuyt gibi adamları kulübeye hapsetmek. işi zor olan adamdır. sadece bu hafta bile es-es dürterse fener'i, akıbetini merakla takip ediniz.

tüpçü gazetesi milliyet tarafından sanki gs'ye gönderme yapmış gibi gösterilmiş topçumuz. olay şu:

muhabir: gs bu takıma yenilmişti.
olcay: biz avantajlı skorla döneceğiz.

haberin başlığı: olcay'dan gs'ye gönderme.

tıklanma sayıları artmasın diye link paylaşmayacağım.

fenerbahçe'nin 1-2 mağlup olacağını düşündüğüm maçtır. sonunda yine maçla ilgili yorumlarda bol bol ersun yanal'ın adının geçeceğini tahmin ediyorum.

olmayan mantık hatasıdır. ama oluşacak bir mantık hatasının ilk kıvılcımıdır. şimdi emre o işareti çekti, secdeye de gitti. bu birilerine hoş gözüktü. belki bir katliama karşı duruş gösterdi diye kimse de bir şey demedi ki zaten protokole de gitti o selam. peki o selam siyasi mi değil mi? siyasidir. burada anlaştık.

peki, yarın bir oyuncu baroni gibi değil de gerçekten taksime selam çakarsa. bir beşiktaşlı oyuncu dakika 34'te tribünlere dönüp alkışlarsa mesela en basitinden, sonra da çıkıp orda olmak isterdim ben de bağırırdım derse maçtan sonra. bu da siyasi mi değil mi? siyasi.

şimdi geldik mantık hatasına yol açacak soruya. hangi oyuncu ceza alacak? birilerinin istediği gibi siyaset yapan mı, aynı birilerinin istemediği gibi siyaset yapan mı?

takımı aykut kocaman'ın fenerbahçesi gibi oynatmaya başladığı fikrine katılmadığım teknik direktördür. günümüz futbolunda büyük avrupa kulüpleri hariç her takımın oynadığı gibi oynatmaktadır. aslında daha birebir örneklerle açıklarsak daha iyi olur. aykut kocaman'ın feneriyle bizim takımın en büyük farkı sağ ve sol açıklardan beklenen roldür. aykut'un sol açığı caner erkin ve sonradan webo'nun gelişiyle sow'dur. caner solda oynarken gol atma özelliği olmadığı için sow insanüstü çabalar ve acayip goller atarak fenere tabela yaptırmıştır. sağ açıktaki kuyt, bence bizim veli'nin sağ açıkta oynayanı. yani adam geçme, ver-kaça girme falan hak getire. bilic'in beşiktaşındaki açık oyuncularından beklenen ise içeri girmeleri, gol atmaları vs. yani sow-almeida karşılaştırması burada bana göre yanlış.

onun gibi bunun gibi değil, oynaması gerektiği gibi oynatıyor beşiktaş'ı. yani neticede futbol bu diyoruz ama inönü'de oynayan anadolu takımı dakika 80 de 2-0 gerideyse acaba beraberliği kopartabilir miyim diye düşünmemeli, o maç psikolojik olarak bitmiş olmalı. bu galatasaray'da böyle maalesef. bu sene bilic'in oynattığı bu takımla bizim içinde böyle olacak eğer trabzon maçından anladığımızı tüm sene sahada görebilirsek.

bence doğru yolda bilic. ben aykut'un feneri gibi akhisar'a istanbul'da gol atınca geriye yaslanacağını sanmıyorum beşiktaş'ın. bence beşiktaş bu sistemle doğru yolda. bilic ile şampiyonluğa sezon başlamadan inanmıştım, artık daha da inanıyorum.

kuzey tribününden aldığım biletimle doğu tribününde izlediğim karşılaşmadır. beşiktaş öyle takım gibi oynadı ki dün gece. şöyle anlatayım. dakika 83 olmuş. 2. golü henüz atmışız, uzatmalarla beraber en az 10 dakika var ve takım 3. golü atma niyetinde değil. trabzon cılız sayılabilecek atak girişimleri yapıyor. normal şartlarda bu durumda beşiktaş taraftarı ne yapar: tırnak yer, soğuk soğuk terler, elini kalbine götürür vesair ki (bkz: beşiktaş kanseri). dün akşam bu anlattığım durumda pınarbaşı söyledi taraftar.

yalnız takım taş gibi taş. bu takım bu sene böyle devam etsin en fazla 3 bilemedin 4 maçı mağlup bitirir. çok zor olur bu takımı yenmek. cas'tan devam edin kararı çıkarsa uefa'da bizi heyecanlandırır.

rüyalarıma giren ve son dakikada attığımız golle 1-0 kazanacağımızı gördüğüm maçtır. kuzey tribününden aldığım biletimle birazdan yerimi alacağım.

geçen seneye oranla daha kontrollü, topun arkasında duran, orta sahada alan daraltan bir beşiktaş bekliyorum. topla oynama oranımız %55-60 arasında olacaktır. bu maçın kilit adamı atiba olacaktır. rize maçındaki performansını tekrar ettireceğini düşünüyorum. çünkü bilic'in bu sene istediği oyunda atiba önemli gibi.

iki takımında forvet hatlarında tatmin edici oyuncular olmayacağı için maçın bol gollü geçmesi sürpriz olur.bunda iki kalede de güven veren kalecilerin rolü de var. bizim gol yollarındaki etkili oyunumuzda fernandes'in rolü bu sene daha büyük olacak ve bu da bunu gösteren ilk maç olacak. umarım bu maçta kendinden beklenen reyizliği yapar.

özledik beşiktaş'ı ve binlerce taraftar uzun yolları aşıp gelecek ve tribünde şenlik olacak. buna yakışır karakterli futbol ve futbolcular olur sahada ve gurur duyacağımız bir takım izletirler inşallah. hadi kartallar. vira bismillah.

son sol beki de aldıktan sonra taş gibi takımdır ve şampiyonluğun (1) yazıyla bir numaralı takımıdır. bu yeni türeyen ya da türetilen (bkz: tetikçi medya) kişilerce "yok 3. olsa başarı, yok trabzon, bursa, kasımpaşa ile yarışır, yok parası yok bik bik bik" diyen foseptik çukuru ağızlılara ders vermesi gereken takımımdır. beşiktaş taraftarı takıma güvenmiyor ve lig başlamamışken güvenmiyor. yani hiç resmi maçını izlememiş. transferi beğenmiyor. gs geçen sene real madrid'den hamit altıntop'u aldı ki adam ne geçen sene ne şimdi zerre top oynamıyor ve bu adam gs de değişmez adam. fenerbahçe geçen sene başında emre yi sattı, yerine aynı özellikte meireles'e 10 milyon euro verdi, yetmedi mehmet topal'ı aldı, yetmedi selçuk şahin'i her maç oynattı, yetmedi ikinci yarı emre'yi tekrar aldı, adam bunu orta saha zenginliği kadro derinliği olarak görüyor da iş beşiktaş'a gelince nerede yıldız, hepsi yedek 10 oyuncu aldılar bu kadro ile 3. başarıdır diyor. ulan deve taraftarım benim, bursa şampiyon olunca lig başlarken ligin en kaliteli futbolcuları vardı, herkesçe favoriydi değil mi?

sevgili beşiktaş taraftarı, büyük beşiktaş taraftarı ya bu sene bu takımın şampiyonluğuna şimdi inanın ya da mantıklı eleştirin. ya da siktirin gidin.

an itibariyle basın toplantısında beyaz parmak arası terliklerle konuşmaktadır.

bu eylülde beklenen olaylar malum. gezi olaylarının tribünlerde tezahüratlara yansıyacağını artık herkes kabullenmiş ve ilgili birimler açıklamaları yapmaya başlamış.
(bkz: geziyi stadlara taşıyan bedelini öder)
(bkz: elektronik bilet)

bunun dışında beşiktaşımızın kasımpaşa imzalamak zorunda kaldığı siyasi içerikli slogan atılması halinde bizim de atatürk olimpiyat stadına atılmamız gibi çokça durum bu beklenen olaylara hazırlık niteliğindedir.

bunun bir diğer yansıması da tribünlere gelecek yüzlerce sivil polis olacağı. bunu bilmek için siyaset bilmeye, devleti tanımaya falan gerek yok. mal olmamak kafi.

burada beşiktaş taraftarının talebi bu gelecek polis arkadaşlara emniyet bütçesinden kombine biletler alınmasıdır. kendi ceplerinden alsınlar demiyorum çünkü yine o maça bedava gireceklerini bilmek için de mal olmamak kafi. o zaman emniyet biber gazı masrafından kısıp sayın polis arkadaşlara birer kombine kart çıkarmalıdır. hem sivil oldukları da belli olmaz. bir de bu maçlara gelecek sivil arkadaşlara önerim, eğer arada sırıtmayayım diyorlarsa fb'ye gs'ye falan sallamasınlar. yıldırım demirören'e yoğunlaşsınlar. zira o adamı ve saz arkadaşlarını ve de gazetelerini savunanların beşiktaşlı olmadığı hemen anlaşılıyıor.

hakkında bilgi almak isteyenler için bir iki şey söylemek isterim. benim de maddi zorluklardan feda diyerek bilet aldığım tribündür. ilk maçımızı maalesef buradan izlemek zorundayım. atmosferine gelirsek, hani almeida çaykur rize maçında ceza alanı içine gelen ortayı rize defansı sektirdi de karşı karşıya kalıp topu tribüne attı ya, hah işte o top tribüne yetişmedi. havada süzüldü süzüldü süzüldü ve tribünün önündeki 896748357483 metrekare boşluğa düştü. top toplayıcı çocuk o topun peşinden koşarken dalağı şişti. ben dürbünümü alıp geleceğim. bu arada ağustos ortası denmesin en azından tişört ya da formanın altına atlet giyiniz. bu öneri kuzey doğu batı fark etmeksizin geçerlidir.

çöpteki domates ya da salatalık kabuğudur. ıslak olduğu için fısss sesi ile birlikte işlemi tamamlar. bir diğer avantajı kültablasında söndürdüğünüz sigarayı yani taze izmariti tutup bir de çöpe atmanıza gerek kalmaz. fıss sesinden sonra elinizden bırakınız işlem tamam.