çok uzatmadan yazayım: koyup geçeceğimiz maç. kadıköy falan hikaye. çok gol pozisyonuna gireceğiz. kontrollü geçecek ilk yarım saatten sonra seyirci çıldıracak ve fener'i üzerimize itecek. bu da bizi bol bol pozisyona sokacak. gomez iyi gününde olursa lig biter. pereira gider. aziz sene sonu çin'e bir kaç topçu satar. birkaç da transfer yapar.
1-2 osmanlıspor üstünlüğü ile biten maçtır.
buradan ohaio'ya yol olur.
ilk yarısı golsüz biten maç. cüneyt yine dışarıda iyi maç yönetiyor.
hakemin ince ince doğradığı teknik direktördür. sana taktik veren polisin copunu öpeyim mustafa.
0-0 sona ermiştir.
arsenal barcelona maçından sonra derbiyi yönetecek hakem.
buram buram sıkıcı futbol, kısır orta saha mücadelesi ve sonuç olarak beraberlik kokan maç.
kimsenin umrunda olmayan maç. kim yenerse yensin. gerçi galatasaray avrupa'ya gidemeyecek yerde bitirirse daha iyi olur. hem trabzon da bu galibiyetle küme düşme hattından uzaklaşmış olur. böylece bizim maça fazla asılmazlar.
hmmm en iyisi trabzon kazansın.
hmmm en iyisi trabzon kazansın.
önümüzde oynayacağımız en kritik 6 maçın ilkidir. iddia ediyorum bu 6 maçtan 16 puan çıkarırsak lig biter. ama bu o kadar kolay değil tabi ki.
önümüzde gençler, fener(d), es-es, rize(d), arada erteleme trabzon(d) ve içeride antalya maçları var. bu maçlar bittiğinde ligin bitimine 8 hafta kalıyor. şimdi bu maçlardan 16 puan alırsak ki tek beraberliği fener maçı'na verdim, rakip teknik direktör falan kovar. çünkü biz bu 6 maçı oynarken rakip ligde sadece 4 maç oynayacak. onların maçlar içeride biz, akhisar(d),kayseri ve telekom'da galatasaray. 22 maçta puanları 50. bu dört maçta bizden 1, kayseri'den 3; galatasaray ve akhisar deplasmanlarından maksimum 1 puan alsalar 26. hafta sonunda 55 puan yaparlar. biz ise bu süreçte oynayacağımız 6 maçtan 16 puan çıkarabilirsek 64 puanı görürüz. ikili averajı da elimize alınca al sana asıl fark 9 ama gizli fark 10. yani kalan 8 haftaya 3 mağlubiyet kredisi ile çıkarız ki fener kalan maçlar da hiç teklemezse.
şimdi burayı okuyanlar "e kardeşim sen her maçı yenelim, fener de hiç yenemesin diyorsun, sonra da şampiyonuz diyorsun, senin de yapacağın hesaplamaya sokayım derse" haklılar. ama bu senaryo bu sene bana hiç uzak gelmiyor. herkes kora kor son haftaya kadar sürecek ikili çekişme bekliyor ama bence bizim 32. haftada oynayacağımız galatasaray maçında bir beraberlik bizi şampiyon yapacak ya da o hafta bizden sonra oynayacak fener'in başakşehir'e verdiği puanlar bizi şampiyon yapacak.
hemen havalara girmeyelim diyenler haklılar ama eğer bu 6 maçtan 16 puan havalara girilip alınırsa o havalardan hiç çıkmayalım.
be sevgili kartallar, ben gecenin köründe bir yanımda fikstür bir elimde kağıt kalem bunları hesaplarken siz gençlere saplamaz da daha 6 maçlık serinin ilkinde benim hesabı elime verirseniz olmaz.
maça gelecek olursak, ikinci yarıdan beri yokları oynayan töre, oğuzhan ve onlar kadar olmasa da son maçlarda topu içeri atmayı beceremeyen gomez kendine gelmezse zor maç olur. ama ben coşkulu bir beşiktaş'ın önünde ne deli ibo, ne de iyi savunmaların duracağını sanmıyorum. oyun tahminim ise ilk bölümlerde bulacağımız bir gol, ardından kaçan ve kaçmayan gollerle keyifli bir maç izleyeceğimiz.
önümüzde gençler, fener(d), es-es, rize(d), arada erteleme trabzon(d) ve içeride antalya maçları var. bu maçlar bittiğinde ligin bitimine 8 hafta kalıyor. şimdi bu maçlardan 16 puan alırsak ki tek beraberliği fener maçı'na verdim, rakip teknik direktör falan kovar. çünkü biz bu 6 maçı oynarken rakip ligde sadece 4 maç oynayacak. onların maçlar içeride biz, akhisar(d),kayseri ve telekom'da galatasaray. 22 maçta puanları 50. bu dört maçta bizden 1, kayseri'den 3; galatasaray ve akhisar deplasmanlarından maksimum 1 puan alsalar 26. hafta sonunda 55 puan yaparlar. biz ise bu süreçte oynayacağımız 6 maçtan 16 puan çıkarabilirsek 64 puanı görürüz. ikili averajı da elimize alınca al sana asıl fark 9 ama gizli fark 10. yani kalan 8 haftaya 3 mağlubiyet kredisi ile çıkarız ki fener kalan maçlar da hiç teklemezse.
şimdi burayı okuyanlar "e kardeşim sen her maçı yenelim, fener de hiç yenemesin diyorsun, sonra da şampiyonuz diyorsun, senin de yapacağın hesaplamaya sokayım derse" haklılar. ama bu senaryo bu sene bana hiç uzak gelmiyor. herkes kora kor son haftaya kadar sürecek ikili çekişme bekliyor ama bence bizim 32. haftada oynayacağımız galatasaray maçında bir beraberlik bizi şampiyon yapacak ya da o hafta bizden sonra oynayacak fener'in başakşehir'e verdiği puanlar bizi şampiyon yapacak.
hemen havalara girmeyelim diyenler haklılar ama eğer bu 6 maçtan 16 puan havalara girilip alınırsa o havalardan hiç çıkmayalım.
be sevgili kartallar, ben gecenin köründe bir yanımda fikstür bir elimde kağıt kalem bunları hesaplarken siz gençlere saplamaz da daha 6 maçlık serinin ilkinde benim hesabı elime verirseniz olmaz.
maça gelecek olursak, ikinci yarıdan beri yokları oynayan töre, oğuzhan ve onlar kadar olmasa da son maçlarda topu içeri atmayı beceremeyen gomez kendine gelmezse zor maç olur. ama ben coşkulu bir beşiktaş'ın önünde ne deli ibo, ne de iyi savunmaların duracağını sanmıyorum. oyun tahminim ise ilk bölümlerde bulacağımız bir gol, ardından kaçan ve kaçmayan gollerle keyifli bir maç izleyeceğimiz.
1-0 geriye düşen antalya'nın ömer şişmanoğlu'nun golü ile 2-1 kazandığı maç.
17 şubat 2016 beşiktaş mersin idman yurdu maçı için ideal manşettir. telif istemem.
bir kaç sene sonra için (bkz: robert levandovski). kimse olmaz demesin.
17 şubat 2016 beşiktaş mersin idman yurdu maçında görevini iyi yaptı. hata yapınca gömüyoruz iyi oynayınca da övelim. hem stoper sorunumuz varken iyidir. gerçi mersin bugün gol atmak için gelmemiş ama yine de tosic iyi günündeydi. temiz oynadı.
2-1 sona eren maç.
ayağında çok top tutma huyu hiç değişmemiş eski futbolcumuz. illa 2-3 kişinin içine girip çıkmayı deneyecek. bu adamı izlediğim zamanlar geliyor aklıma. hep iyi hoş ama çabuk oyun adamı değil derdim. hala aynı yerde.
14 şubat 2016 medipol başakşehir beşiktaş maçına girip olaya müdahale etmiştir. ve maçı çevirmiştir. oyuna isyan derler ya işte bunu yapmıştır.
şimdi gelelim olcay-q7 tercihine. bu olcay tercihi q7'den daha iyi olduğu için değil, defansif açıdan ele alınan bir konu. fener'in ersun yanal ile şampiyon olduğu sezonu hatırlayalım. iki bek, caner ve gökhan ile şampiyon olmuşlardı. hatta o sezon caner yılın futbolcusu oldu. şimdi o zaman da fener yine ortada topal, emre, baroni ya da meireles gibi çok da ofansif özelliği olmayan oyuncularla oynuyordu. takımın farkı emre'nin ortadan kanatlara dağıttığı topların ceza sahasına iyi servis edilmesiydi. yani ortadan gelen yaratıcı ve ofansif katkısı olmayan oyuncuları defansif özellik beklenen ama kanat gibi oynayan ve ileri çıkan beklerle desteklediler. ki mehmet topal üçüncü stoper gibi bu ikilinin açıklarını kapatıyordu.
bizim takımımız da orta sahada çok ofansif bir kadro ile oynuyor. geçen sene atiba'nın yanında oğuzhan gibi defansı zayıf bir oyuncu oynamadı hiç. veli, necip ya da tolgay vardı. yani ortada iki defansif yönlü oyuncu. bu yıl şenol hoca "saldır beşiktaşım oleeeyy" tezahüratından çok etkilendiği için, ofansif futbol oynatıyor ama bu durum geride sıkıntıya yol açacak sorusuna verdiği cevaptır, olcay şahan. geriye çok gelip, rakip beki devamlı kovalaması, kendi bekinin kademesinde hep hazır bulunması nedeniyle o forma onda. gökhan töre bu defansif katkının yarısını vermiyor mesela. ya da kerim. özetle olcay tercihi ofansa değil, defansa yönelik.
ama bu akşamki maç ile yeni bir yöntem denenebilir. zira q7 çarşamba oynayacağımız mersin maçında yedek oturmaz, oturamaz. ayrıca olcay geldiğinden beri her sezon 8-10 gol ile oynayıp, 5-6 da asist yapıyordu. ama bu yıl olcay formunun çok uzağında. artık q7 ile başlayıp, skoru bulunca olcay'ı oyuna sürmek fikri oluşmaya ve yerleşmeye başlamalı. zira bence q7 şampiyonluk istiyor. adamın her halinden belli.
şimdi gelelim olcay-q7 tercihine. bu olcay tercihi q7'den daha iyi olduğu için değil, defansif açıdan ele alınan bir konu. fener'in ersun yanal ile şampiyon olduğu sezonu hatırlayalım. iki bek, caner ve gökhan ile şampiyon olmuşlardı. hatta o sezon caner yılın futbolcusu oldu. şimdi o zaman da fener yine ortada topal, emre, baroni ya da meireles gibi çok da ofansif özelliği olmayan oyuncularla oynuyordu. takımın farkı emre'nin ortadan kanatlara dağıttığı topların ceza sahasına iyi servis edilmesiydi. yani ortadan gelen yaratıcı ve ofansif katkısı olmayan oyuncuları defansif özellik beklenen ama kanat gibi oynayan ve ileri çıkan beklerle desteklediler. ki mehmet topal üçüncü stoper gibi bu ikilinin açıklarını kapatıyordu.
bizim takımımız da orta sahada çok ofansif bir kadro ile oynuyor. geçen sene atiba'nın yanında oğuzhan gibi defansı zayıf bir oyuncu oynamadı hiç. veli, necip ya da tolgay vardı. yani ortada iki defansif yönlü oyuncu. bu yıl şenol hoca "saldır beşiktaşım oleeeyy" tezahüratından çok etkilendiği için, ofansif futbol oynatıyor ama bu durum geride sıkıntıya yol açacak sorusuna verdiği cevaptır, olcay şahan. geriye çok gelip, rakip beki devamlı kovalaması, kendi bekinin kademesinde hep hazır bulunması nedeniyle o forma onda. gökhan töre bu defansif katkının yarısını vermiyor mesela. ya da kerim. özetle olcay tercihi ofansa değil, defansa yönelik.
ama bu akşamki maç ile yeni bir yöntem denenebilir. zira q7 çarşamba oynayacağımız mersin maçında yedek oturmaz, oturamaz. ayrıca olcay geldiğinden beri her sezon 8-10 gol ile oynayıp, 5-6 da asist yapıyordu. ama bu yıl olcay formunun çok uzağında. artık q7 ile başlayıp, skoru bulunca olcay'ı oyuna sürmek fikri oluşmaya ve yerleşmeye başlamalı. zira bence q7 şampiyonluk istiyor. adamın her halinden belli.
dafansif yönden stoper sorunumuzun başımızı ağrıtacağı maç. bu maçta anahtar "gol kaçırmamak". stoperlerin uyumlu olması, orijinal mevkisi stoper olmayan necip'in stoper oynaması değil mesele. duran top. başakşehir zaten akan oyunda hücum yapamayan bir takım. planları o değil. önde pivot santrfor mehmet batdal'a atılacak yüksek toplara güveniyorlar. rakip biz olunca da iyice geriye yasanacak ve açık alan bırakmamaya çalışacaklardır. olası duran toplardan da, kısa stoperlerimizden ve yan top zaafı olan tolga'dan yararlanmak isteyeceklerdir.
burada işte kilit nokta bu yönlerimizin ortaya çıkmamasını sağlamak. yani atmak. oyunun 0-0'a kilitlenmesine izin vermemek. zira beşiktaş'tan golü yiyen takımlar "aha yarraa yedik" diyorlardır. son maçta antep'in yediği 3. ve 4. gol gözlerinin önüne geliyordur. iki golde kendi sahamızdan iki pasla çıkıp attığımız goller.
kapanan takımların en planlı olanı başakşehir'e muhakkak erken gol atmalıyız ya da geriye düşmemeliyiz. vurduğunuz gol olsun.
burada işte kilit nokta bu yönlerimizin ortaya çıkmamasını sağlamak. yani atmak. oyunun 0-0'a kilitlenmesine izin vermemek. zira beşiktaş'tan golü yiyen takımlar "aha yarraa yedik" diyorlardır. son maçta antep'in yediği 3. ve 4. gol gözlerinin önüne geliyordur. iki golde kendi sahamızdan iki pasla çıkıp attığımız goller.
kapanan takımların en planlı olanı başakşehir'e muhakkak erken gol atmalıyız ya da geriye düşmemeliyiz. vurduğunuz gol olsun.
18 kişilik kadronun şu şekilde olduğu maç:
Denys Boyko, Serdar Kurtuluş, Alexis Delgado, Marcelo Guedes, Dusko Tosic, Necip Uysal, Veli Kavlak, Kerim Frei, Ricardo Quaresma, Jose Sosa, Cenk Tosun.
Yedekler: Günay Güvenç, Andreas Beck, Oğzuhan Özyakup, Tolgay Arslan, Olcay Şahan, Mustafa Peketemek, Mario Gomez
doğru tercihler yapmış şenol hoca. bence erteleme maçlarında oynayacak stoperleri denemek yerine ikilisinin birbirlerine alışması daha iyi.
Denys Boyko, Serdar Kurtuluş, Alexis Delgado, Marcelo Guedes, Dusko Tosic, Necip Uysal, Veli Kavlak, Kerim Frei, Ricardo Quaresma, Jose Sosa, Cenk Tosun.
Yedekler: Günay Güvenç, Andreas Beck, Oğzuhan Özyakup, Tolgay Arslan, Olcay Şahan, Mustafa Peketemek, Mario Gomez
doğru tercihler yapmış şenol hoca. bence erteleme maçlarında oynayacak stoperleri denemek yerine ikilisinin birbirlerine alışması daha iyi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?