tribünden canlı takip ettiğim, efes'in bizden güçlü olduğu ama hakemlerin beşiktaş düşmanlığının da sadece futbolla sınırlı olmadığını anladığım ve 2 gün kısık sesle dolaşmama sebep olan müsabaka.
yıllardır gönlümde sarsılmaz bir yeri olan "en antipatik adam" ödülünü aziz yıldırımdan alan yeni sancaktar.
yabancı sınırını 40 olarak hesaplayıp, kalan 30 adamı tribünde oturtması muhtemeldir.
ne kadar büyük beşiktaş'lı olduğumun ispatı olacak olaydır. o durumda bile vazgeçmem beşiktaş'ımdan.
her taşın altından çıkan, adını duymaktan bıktığım gazeteci.
metin-ali-feyyaz efsanesini bile doğru düzgün kabullenemeyen fb-gs karması, (vurgula: benim milli takımım da beşiktaş ulan) dedirten oluşumdur.
o koltuğa şu an itibariyle en çok yakıştırdığım adamdır.
eğer seçilirse medya tarafından ve özellikle de camia içerisinden tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hızla yıpratılacak, dolayısıyla beşiktaş'ımızın da yıpratılmasına vesile olacak adamdır.
bu sezon kırmızı formasıyla inönü'de antep'e golünü attıktan sonra gözleri yaşlı ve eli göğsünde tam armanın üstünde, ağlamaklı gol sevincini unutamadığımdır.
yıllardır yolunu gözlediğimdir. bugün geldiğini öğrenince yemeği memeği bırakıp sevgiliye koşar gibi koştuğumdur.
çArşı'nın olduğu yerde kaçınılmaz olan kelime öbeği.
bundan 5 sene sonra başkanlık koltuğunda görmek istediğim güzel Beşiktaş'lı.
logosundaki "A" nın hakkını fazlasıyla veren sivil toplum örgütü.
Bir anlamda Seba ile Demirören zihniyetlerinin kapışmasına sahne olacak Genel Kurul'dur.
8 yılı çöpe atılmış bir camianın kendi değerlerine sahip çıkmak ile popülist transfer aymazlığı arasında tercih yapacağı kritik dönemeçtir.
8 yılı çöpe atılmış bir camianın kendi değerlerine sahip çıkmak ile popülist transfer aymazlığı arasında tercih yapacağı kritik dönemeçtir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?