confessions

last director

3. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 2719
  2. takipçi 0
  3. puan 41719

çaya kaç şeker

last director
elif şebnem akal şiiri, başarılı veya değil ama mogollar'ca bestelenmiştir.

"yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla.
yaşlanmak hoş değil öyle duvarlara baka, baka.
bir dost göz arayışıyla.
saat tıkırtısıyla…
korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla.
ama; ‘’günün aydın, akşamın iyi olsun'’
diyen biri olmalı.
bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
yoksa, zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.
ama; ‘’çaya kaç şeker alırsın ? ‘’
diye bir ses sormalı ya ara sıra…"

deniz gezmiş

last director
bugün [ybkz]swh[/ybkz] deniz gezmiş'in yayınlanmamış mektupları ve hikayeleri ile cumhuriyette yayınlanan yazıya konu olmuş 68 kuşağının sembol isimlerinden biri. Yazının bir kısmı şu şekilde;

alıntı--

1960’lardan günümüze taşan iki gençlik lideri. 68 kuşağının efsaneleri. kendileri dahil kimsenin bilmediği bir tesadüf, onları çok genç yaşta, aynı eylemde bir araya getirdi. yıl 1963 idi. ikisi de haydarpaşa lisesi’nde öğrenciydi. deniz 1’de, mahir 3’te. onları bir araya getiren eylem, hürriyet gazetesinde çıkan bir haberle başladı. habere göre, “haydarpaşa lisesi’nin pansiyon müdürü, fenerbahçeli ünlü futbolcu ömer boncuk, orta ve lisede okuyan yatılı öğrencilerden altısına, ‘sizi sınıf geçirteceğim’ diyerek odasına götürmüş ve tecavüzde bulunmuştu.”

bu bir iftiraydı.

okulda “boncuk ömer” diye tanına beden öğretmeni ömer boncuk, öğrencilerin sevgilisiydi. genç yaşta bir oğul yitirmiş, o yüzden bütün sevgisini öğrencilere vermişti.

cemil gezmiş’in de arkadaşıydı. bir ihbar üzerine atılan bu iftira, onu seven öğrencilerini ayağa kaldırdı. haberden sonra boncuk ömer’in görevden alınması ise bardağı taşırdı. hocalarına iftira edildiğini düşünen öğrenciler, büyük bir öfkeyle ayaklandı ve protesto kararı aldı. 500’ü aşkın öğrenci, okulda toplanıp vapurla sirkeci’ye geçti. cağaloğlu’na gidip hürriyet gazetesinin önüne geldi.

ellerindeki pankartta, “boncuksuz haydarpaşa olmaz, böyle palavra atılmaz” yazıyordu.

sloganlar atarak gazetenin camını taşladılar. o günkü hürriyet’in nüshalarını yaktılar. binaya girip çıkanları tartakladılar. hürriyet çalışanları, -o dönemin adetince- camlara türk bayrağı asarak canlarını kurtarabildi. gazete yönetimi, başbakan inönü’ye telgraf çekerek yardım istedi.

kızgın öğrenciler bu eylemin ardından milli eğitim müdürlüğü'ne yürüdü. boncuk ömer’i görevden alanlara ateş püskürdü. müdürle görüşerek, okullarına kara leke sürülmek istendiğini söylediler.

müdür, boncuk ömer tahrikatta aklanırsa hemen göreve iade edileceğinin teminatını verdi. boncuk ömer, kendisine destek eylemini, odasının penceresinden gözyaşları içinde izledi. ancak ertesi gün emniyet’in karşı atağı geldi. gazete önündeki eylemde çekilen fotoğraflardan tespit edilen öğrencilerin okuldan atılacağı duyuruldu.

bunun üzerine öğrenciler ortak bir kararla, tanınmamak için saçlarının üç numara asker tıraşı yaptırdı. işte o eylemde, başı çeken öğrencilerden biri, son sınıf öğrencisi mahir çayan’dı. diğeri, birinci sınıf öğrencisi deniz gezmiş.

deniz’in ilk eylemiydi bu. mahir’in ilk yargılanışı. 8 yıl sonra, biri, diğerinin kurtarmak için ölümü göze alacaktı.

alıntı--

tamamı cumhuriyette.

yök

last director
6 kasım 1981'de adeta eğitime tepki olarak kurulan kurum.

darbe anayasasının değişeceğini vaadedip ne seçim barajına ne yök'e ne atama yöntemlerine dokunan hükûmetin bir türlü düzeltemediği, bir türlü sisteme koyamadığı eğitim sisteminin en kokan organıdır. her 6 kasımda ankara başta olmak üzere ülkenin hemen her yerinde "yöksüzlük" eylemi yapılsa da elbette kimselerce iplenmiyoruz.

güzel günler göreceğiz güneşli günler

last director
sözlüğün hatırlaması gereken söz.
başkaları üzüyor biz üzmeyelim bari beşiktaş'ı. serin olun biraz. eğrisiyle doğrusuyla o bizim tek umudumuz ya. söve söve olur mu hiç o formaya emek etmiş bir insana. güzel günler gelecektir.
avrupada göğsümü kabartan bu futbolun sahibi de dünkü oyunun sahibi de aynı adam. her şey planlandığı gibi gitse neden oynuyoruz ki öncesinde yazalım puanları.
üzmeyin birbirinizi lan!

yalnızlığım

last director
ferdi özbeğen'den dinleye dinleye bitiremediğim şarkı

alıntı--

yeni tanıştık belki de
ama kim bilir belki de hep vardın
eşlik ediyordun sessiz ve sinsice belki de
şimdi şimdi anlıyorum kurnazca ayırdın beni belki de
lime lime savurdun sevdiklerimi belki de
yalnızlığım, yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin...

alıntı--

can sıkıntısı

last director
ne bir şeyler yazmama ne de okumama heves bırakmayan durum.
twitter'da ilk defa 140 karakterin bile çok gelmesine sebep oldu. öylesine boş ki beynim ve öylesine sıkıldım ki tek kelime yazamıyorum. buradan içime davetsizce yerleşen öküze sesleniyorum; siktir git lan içimden.

kartal sözlük

last director
yazarlarının an itibari ile 70lik rakının dibini görmüş tavırlar sergilediği sözlük. ulan gözümden uyku akıyor şu saate kadar inanılmaz bir proje satış planlamasına gömülmüşken, sözlüğe giriyorum uyumadan önce sözlük modu "kaaaarşim şu dünyada bir sen bir abim amk" modunda.

kasımda aşk bize böyle başka anlaşılan...

hepinizi seviyorum...

beşiktaş'ın arkası da boş

last director
talihsiz bir beyanat.

alper potuk geçen hafta maç sonrasında daha beşiktaş'ın maçı oynanmamışken haftaya beşiktaş'ı da yenip liderliğe yükselmek istiyoruz demişti. yenildik puan farkı tek maçla düşecek hale geldi.

şimdi de bu beyanat.

yahu akp'yi geçtiniz oyunlarınızı ifşa etmede...
30 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol