konuşkankartal

şu günlerde kendisinden 14 yaş küçük olan bir beyle yaptığı ani evlilik ve müstakbel kayınpederinin yaptığı [ybkz]swh[/ybkz] yorumlarla adından söz ettiren oyuncudur.aşkın insanı rezil de edebileceğine dair enteresan bir örnek..

beyoğlu cihangir 'de sinan çetin ' in işlettiği ve yüzlerce film arşiviyle insanlara istedikleri filmi izlettirme imkanını sunan ilginç mekandır.
iki kişilik veya gruplar halinde gidilip yemekli&yemeksiz istediğiniz filmi izleyebiliyorsunuz.

özgür suriye ordusu ismindeki -terörist- grubun üssünü veya karargahını konuşlandırdığı şehirdir.bu üsse ise milli iradeyi temsil eden milletvekillerimiz giremiyor ancak yabancı gazeteciler vs. röportaj için girebiliyorlar.
tabi milletçe farkında olmadığımız bir durum var:
komşumuzca terörist olarak tanımlanan bir grubun karargahının bizim sınırlarımızda olup, batılı güçlerden silah ve teçhizat desteği almalarına izin vermiş durumdayız.yani savaşa hatay üzerinden dahil olmuş durumdayız...

30 ağustos zafer bayramı sebebiyle haluk levent konseri düzenleyen belediyedir.

istikrarı ve futbol zekasıyla her takımın bünyesinde isteyeceği kalitede bir oyuncudur.ancak son zamanlarda aykut kocaman ve aziz yıldırım ile aralarında geçen diyalog hakikaten merak konusu olup bir yandan da ürkütücüdür.
atsan atılmaz, satsan satılmaz bir durum var.hükümetin bile pes edip serbest bıraktığı aziz yıldırım'ı bile anonsçu durumuna düşürüp, arabulucu konuma getirmiştir tabi diğer yandan "transfer edilecekler" listesine koymaya da henüz cesaret edememiştir.
bizim portekiz çetesi ve bu üçlü olmasa spor medyasının yazacak başka da birşeyi yok maalesef...

şimdiye kadar kendisi hakkında sözlükte olumlu ve olumsuz bir çok tanım, yorum yapılmışken hiçbir galeyana gelmeden niyetinin apaçık belli olmasından mütevellit yorum yapmadığım ve hatta kimi entrylerinin yaratıcı olmasından dolayı da beğenerek takip etmekle yetindiğim yazardır.
Ancak an itibariyle kafasının galaksi güzelliğinde olduğunu düşünmekteyim zira Beşiktaş temalı bir sözlükte “şakacıktan bile olsa” ve trol kıvamında yazsa da Beşiktaş taraftarı hakkında bu kadar absürd hakaretler etmesi, yaptığı ironiyi alıp bir tarafıyla tekrar düşünmesini gerektirmektedir.

Kartalsözlük’ü en kutsalını Beşiktaş olarak belirlemiş ve yine hayattaki öncelikleri arasına Beşiktaş’ı koymuş insanların buluştuğu yegane sanal platform olarak tanımlayabiliriz.Ancak bu zamanla sanal boyuttan somutlaşmış bir sevgiye ve nice güzel paylaşımla büyüyen bir aileye dönüşmüş.Bu sebeple Kartalsözlük sadece bir sözlük değil veya Beşiktaş temalı bir forum hiç değildir…

Kurulduğu gün itibariyle siyah-beyaz renklere gönül vermiş insanlara ulaşmayı hedeflemiş ve Beşiktaş için çeşitli platformlarda faydalı çalışmalar yapmayı tasarlamıştır.Bunlardan bazıları;
Deplasman organizasyonları ile şehir dışında futbol takımımızı desteklemek, Anadolu’dan destek isteyen ilkokullara kitap ve oyuncak desteği sağlamak, “Bir derdim var Bin dermana değişmem asla!” bestesini hazırlayıp Beşiktaş tribünlerine hediye etmek, şehir dışından maç izlemek için gelen yazarlara lojistik destek sağlamak, öğrenci olan yazarlara bilet temin etmek, hentbol ekibinin antremanına moral sağlamak amacıyla ziyarette bulunmak, tüm amatör branş maçlarına istikrarlı bir yazar kadrosu ile katılım sağlamak, iftar&piknik gibi organizasyonlarla yazarların paylaşımlarını arttırmak, Beşiktaş ile özdeşleşmiş büyüklerimizi unutmayıp mezarlık ziyaretleriyle anmak vb…

Ve tüm bunların arka planında karşılıksız bir Beşiktaş aşkı bulunmaktadır.Zaman içerisinde yaşanan paylaşımlar ve bu sevgi yazarların da kendi içerisinde bir aileye dönüşmesini sebep olmuş ve normal hayatta da bir dirsek teması sağlanmıştır.

Kartalsözlük’ te yazar olmak ayrıcalıktır çünkü entry kalitesi, değerlere saygı, demokratik ortam, güncellik ve tabi Beşiktaş’la ilgili tüm gündemi ve tarihsel&deneyimsel bilgi ile bunlara ortak olunabilecek tek web sitesidir.

Osman pamukoğlu ‘nun yazdığı kitabın ismidir
Kitapla ilgili bir yazı yılmaz özdil tarafından kaleme alınmıştır.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21290906.asp

Hakkari şemdinli ’de yaşanan olaylardan sonra halen olmadığı iddia edilen savaştır.
Kafayı kuma sokmak görmezden gelmenin diğer bir yoludur ancak gün gelip savaş artık yanıbaşımızda yaşandığında kaba etimize batacak olanlar her şeyin bir oyun olmadığını bizzat yaşatacaktır.

şüphesiz ki biz onlara yalancı nimetler sunarak gerçek yüzlerini çıkarmalarını sağladık ve onlar doğru yoldan sapınca ebabilleri üzerlerine yolladık.onlar ki cemaatin ve renklerin sevgisini kazanmış müzmin müminlerdi ancak putlara tapmaya başladılar.şirki affetmedik ve cennetimizden kovduk.

yavaş yavaş maskelerinin düştüğüne dair alametlerden bir tanesidir. şaşırmamak gerekir bu tür adımlara,bu adamlar yola çıktığında hep uyarılmış ve bilgilendirilmiştik başımıza neler geleceği hakkında ama oy oranlarını yükseltmekten başka hiçbirşey yapmadık.
hep beraber "mecburen" dindar insanlar kisvesine bürüneceğiz.
türkiye iran olmaz diyenler mi var yoksa halen...en yararlı organımla gülüyorum bu pollyannalara..

bugün itibariyle kartal yuvası ürünlerini kargo bedava avantajıyla satışa sokan internet sitesidir, çok uygun fiyata tişörtler vb. var, değerlendirilmeli mutlaka..

Tanım: Kendi adıma iyisiyle kötüsüyle, günahıyla sevabıyla bu iki öncü ve cefakar kimlikli taraftara teşekkür etmeme sebebiyet vermiş açıklamadır.
Bu tür kriz veya sancılı dönemlerde yaşanan olaylar genellikle pek iç açıcı olmaz maalesef..
ilk anda telaş ve heyecan haliyle herkes sağa sola bakınıp, hemen bir şeyler yapılmalı, bir şeyler yapmalıyız, ne yapabiliriz gibi teşvik edici ve gaz özelliği olan cümleler kurar..sonra işin ağır ve külfet yönü önlerine serilir ve işte orada kemkümler, ah keşkeler, belki başka bir zamanlar sıralanır.Ve kriz ilk anından daha kimsesiz ve çaresiz durumda öylece ortada kalır.
Diğer bir ihtimal ise bir şovalye ortaya çıkıp, olayı sahiplenir ama bundan birkaç zaman sonra da sahiplenmeyenler gazelden nağmeler okurlar…
Niyetim karamsar bir tablo çizmek değil tam tersine “ya herru ya merru” diyeceksek hep beraber diyebilmek için ortak bir platform oluşturabilmek.
önerim; isteyen yazarların katılabileceği bir toplantı ayarlayıp, kurucu ve yönetici yazarların bu işin ne gibi sorumluluklarının olduğunu öncelikle net bir şekilde anlatması ve sonrasında bu işi yürekten yapabileceğine inanan yazarların da yine destek alarak yola koyulması yönündedir.En azından yeni bir soluk getirilecekse, buna nelerin eklenebileceğini de hep beraber görüşmüş oluruz.Ama yine de bir sahiplenen olmazsa elveda sözlük mektubumuzu yazar, sanal alemde hoş bir seda olarak kalırız…

bir daha entry girememekten ve kendisine hazırladığım sözleri son kez de olsa yazamamaktan çok korktuğum sözlük..
eğer bir gün gidecek olursan, haber vermeden gitme sözlük..beni en çok habersiz ve helalleşmeden gidenler üzdü...

show tv 'de 19.30 gibi yayınlanmaya başlayan iki aşçının aynı anda stüdyoda yemek yapıp, temizlik ve sunum hazırlığını da beraberinde yaptığı yarışma programıdır.
jüri üyeleri mehmet özer, nalan aksoy, yağız izgül 'dür..kayda değer bir yemek kültürüne ve tekniğine sahip tek kişi mehmet özer'dir.

her bayram öncesi ajitasyon dolu reklamlar ile adından söz ettiren, özellikle yaşlılık ve yalnızlık teması üzerine yoğunlaşmış reklamlardır.

hakkari terör örgütünün kuşatmasındayken, kürdistan denilen oluşum artık şekilleniyorken ve suriye ile sıcak savaş çanları çalıyorken doğal olarak chp'nin yaptığı olağanüstü çağrıya olumsuz yanıt veren partilerdir.

(bkz: akp)
(bkz: mhp)

şaşırdık mı? hayır..!
çünkü parlemento denilen oluşum tek adamların [ybkz]swh[/ybkz] olmadığı, halkın ve tüm siyasi partilerin şeffaf bir şekilde bilgilendirildiği ve milletvekillerinin "gerçekten" halka hizmet için çalıştıklarının farkında olduğu ülkelerde olur..

muhteşem padişahımızın tv'de yayınlanan bir söyleşi sırasında karacahmet cemevinin bir ucube olduğunu belirtmesinin arkasından aslında ne kadar hoşgörülü olduğunu belirttiği cümledir.
aynı başbakan;
- belediye başkanlığı sırasında aynı cemevini yıktırmak için elinden geleni ardına koymamıştır,
- alevilere aleviliği öğretebilecek kadar [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
- diyanet işleri'nin saçmasalak yer ve yapıdaki camilere döktüğü paraya gık çıkarmayıp, alevilerin kendi paralarıyla yaptığı cemevine mimari yorum getirme hakkını kendisinde görmüştür,
- kiliseler, sinegoglar vb. su, elektrik vb. ödemezken cemevleri ödemek zorunda bırakılmasına ses çıkarmamıştır,
- gayrimuslim vakıfları ve hatta yabancılar koşulsuz olarak gayrımenkul alabilmesi yasalarla onanmışken, aleviler ibadethanelerinin tapularını alamamasına çanak tutmuştur,
- ve tabi kendince bir alevi müslümansa namaz kılmalıdır, yeri camidir...namaz kılmıyorsa müslüman değildir...

sabah 08.00 sularındaki foça daki askeri birliğe giden askeri araca yapılan saldırıdır.bir asker şehit ve birçok asker de yaralıdır.
terör örgütü çok belli ki hükmünün sadece güneydoğu'da değil "heryerde" olduğunu ispat etmek istiyor.
sonrasında izmirlilere yapılan kan bağışı çağırısından sonra vatandaşların gösterdiği ilgi gözyaşartıcıdır. herşeye rağmen seviyorsunuz bu ülkeyi ve insanını...

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21188492.asp

9 ağustos izmir terör saldırısı sonrasında sadece "bu maalesef terörün yayılma noktasındaki attığı adımların bir başka örneği" diyebilen ne yapmak istediğini kendisi bile bilmeyen başbakandır.
bahsettiği şey sanki bir terör saldırısı değil, insanlar hayatlarını ve uzuvlarını kaybetmemiş ve bir sempozyum sırasında günlük olaylar konusunda yorum yapıyor...
10 senedir bu adam başbakan değil, gelene geçene atarlanan kendisi ve delisi değil, tüm komşularıyla düşman değil, pkk'lılarla bir kanka bir düşman değil, terör örgütünün beslenebileceği en güçlü ülkeye silah yardımı yapanlar bunlar değil, insanları alevi-kürt diye ayıranlar kendi kabinesi değil...
başbakan ve ahalisi suçsuz, bihaber, savunmasız.tek suçlu kürtler, medya, chpliler, aleviler, içki içen üniversiteliler, tinerci gençlik, hapishanedeki yazarlar, parasız eğitim isteyen öğrenciler, yaratıcılığı baltalanmış sanatçılar bla bla...
son kalan umut kırıntılarıyla dileğim; bir gün bu adamın ve çrevresinin vatana ihanetten yargılanmasıdır.