konuşkankartal

sözlükten kimsenin hoşlanmadığı ve veryansın ettiği insan modelidir..herkes bu başlığın açılmasını bekliyormuş meğer..yoksa herkes aynı insandan mı bahsediyor diye sormadan da edemiyor insan..

Et lokantası olması hasabiyle bol etli yemeklerin olduğu ve işlerine gerçekten saygılı, yemekleri olması gerektiği gibi hakkıyla pişiren bir lezzet durağıdır.Fiyatları ise cümle et lokantalarının fiyatlarının yanında sadece bir bahşiş kadardır.
Malatya ya gidildiğinde ziyaret edilmesi şiddetle tavsiye edilir..

Dün itibariyle başlattığı 500.000 koltuk kampanyasıyla yurtiçinde 40 tl’ye uçuran havayolu şirketidir.
Kısa yolculuklar ve tabi ki kısıtlı bütçeler için kaçırılmaması gereklidir.

özellikle akşam saatlerinde mahşeri bir kalabalığın olduğu, metrobüse binip oturmanın artık müsabaka değeri taşıdığı duraktır.

haftalar öncesinden yapılan reklamı hak etmiş, daha ilk bölümüyle bile [ybkz]swh[/ybkz] bizi televizyona bağlayacak yapımdır.özellikle oyuncuların birçoğunun karakterlerini şimdiden oturtmuş olmaları ayrı bir takdir sebebidir.

kendine has bir üslubu olan, devrin adamı olmamış, gerçek bir halk ozanıdır.arkasında bıraktığı eserler, o'nu hep yaşatacaktır.

26 mayıs saat 18.00 da düzenlenecek olan, kartalsözlük sayesinde tanışmış ve evlenecek olan ilk çiftin nikah törenidir.
yazarların coşkulu katılımları beklenmektedir..

(bkz: siyahıma beyaz olur musun)

bundan sonraki anma ve lanetleme törenlerinde artık eskisi gibi olamayacağı, daha güzel yıldönümlerinin olacağı tarihtir.

(bkz: dingoc konuşkankartal nikah töreni)

Siyad’ın 44. ödül törenine hırka giyerek katılmasıyla tepki çekmiş insandır.
Ne olmasını bekliyorlar ki?
6 ödül verilen filmine kaç kişi gitti? Adamın tekrar film çekilebilmesi için gerekli kazanç sağlandı mı? Recep ivedik gibi filmler çevirmedi, ağalı paşalı diziler çevirmiyor diye bildiğiniz ceza veriliyor bu ülkede…
Kültür Bakanlığı işine gelen eserlere para akıtırken, bu adama gerekli finansmanı sağlıyor mu? Hayır..
Adam Cannes’da ödül alırken “benim yalnız ve güzel ülkem” dediği için bile demediğimizi bırakmadık..
Sanatına ne katkıda bulunduk ki ,bir de saygı bekleyelim…

Nereye elini atsanız bir saçmalığın karşınıza çıktığı, adaletine, askerine, kolluk kuvvetlerine, iş adamına güvenmediğiniz ülkedir.
Hangi sosyal ünvana sahip olursanız olun, bir şekilde insanların veya sistemin sizi ezmek için işbirliği yaptığını hissedersiniz.
Hastanede paranız kadar insansınızdır, paranız kadar okuyabilirsiniz, yargının hep güçlüden yana olduğunu düşünürsünüz, güvenliğinizin esasen o kadar da güvenli olmadığını bilirsiniz, takip edilir fişlenirsiniz..
Kimi zaman kendinizi çirkin ördek yavrusu kadar yalnız ve siyah görürsünüz aynada…
Zorla sizi isyankar ve karşıt yaparlar...işin en çok acıtan tarafı da sizi ilk dışlayanlar diğer çirkin ördek yavrularıdır çünkü belki birgün aynanın onları da güzel göstereceğine inanırlar..

Bu sisteme ve devlete muhalif olmak için başlıbaşına bir sebeptir.
Konu şudur ki; 25 yaş üstünde olan (öğrenci bile olsa) ve herhangi bir sağlık sigortası olmayan herkes asgari gelir kazanıyor gibi varsayılıp 213 tl gibi bir prim ödeyip, sağlık sigortalı olacaklar.
Bunu ödeyemeyen kişiler ise sosyal güvenlik kurumu’na başvurup, mağduriyetini dile getirecek sonra uzmanlar gelip evinizde hakikaten “fakir” olup olmadığınızı kontrol edecek.
Nereden baksan saçma, nereden baksan aptalca bir uygulama şöyle ki;

1 25 yaş üstünde doktora öğrencilerini yök öğrenci sayıyorken, ssk neden saymıyor? Halihazırda zaten zor şartlarda doktorasını tamamlamaya çalışan bu kesim bu ek harcamayı nasıl karşılayacak?
2 bu ülkenin başbakanı “ her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok” diyebilirken, işsiz kalmakla zaten mağdur olmuş insanlara bir de ek gelir eklemek ne kadar adil bir durum?
3 taşeron firmalarda veya merdiven altı atölyelerde ssk’sız karın tokluğuna çalışan işçilere ve ailelerine devletin yapamadığı mali kontrolün yükünü bindirmek hangi sosyal devlet uygulaması?
4 evlerinde çocuklarına bir tas çorba yapmak için didinen ev hanımları bu parayı nerelerden bulsunlar?
5 diyelim ki bu insanlar “fakir” olduklarını beyan etti..ne olduğu belirsiz bir görevli gelip bu insanların mahremlerine girip fakirliğini neye göre tescil edecekler? Tv ve buzdolabı sahibi olmak zenginlik alameti midir?
Gibi gibi..
Tam bir “ne sıçtın avucuma, ne sıvayıyım suratına?!” durumu..

Bu adamlar 11.000 tl ile bile zor geçindiklerini iddia ederken, işsizlikle ve çılgın vergilerle mücadele eden vatandaş ne yapsın?

Kurban kişidir..
Gittikçe yükselen faşizmin, tükenen adaletin, küçük Polat alemdarların, hoşgörüsüzlüğün, vicdansızlığın kurbanıdır.
Utanmamak, lanet okumamak elde değil!
Bugün cinayet davası sonuçlandı ve birkaç çapulcu tarafından bir anlık hevesle öldürüldüğüne karar verildi..
Ve bu lanet olası ülkedeki herkes yine adalet,sevgi, hoşgörü, pıtırcık mesajları yayınlamaya devam edecek.
Adalet o soğuk kaldırım taşında bitti baylar, bayanlar!!
Vicdan o delik ayakkabı ile beraber hafızalar da hoş bir anı olarak kalacaktır bundan sonra…

Bir şekilde, birilerinin isteğiyle ve hep birilerinin güdümünde olan, adil olamayan, adalet kelimesini hakketmeyen tanımdır.
Bu ülkede bir insanın sığınmak istemeyeceği, korkacağı ve mütemadiyen küfredilecek olandır.
Bir adamı soğuk kaldırım taşı üzerinde yüzüstü yatmış bırakabilen ve müdafayı sadece gazete kağıtlarına bırakmış, vicdansız ve utanmazdır!!
Kahvede oturan birilerinin “insan öldürme heveslerine” aferin diyen, adam öldürmeyi oyun sayandır..
Bu ülkeye de, insanına da lanet okutandır!

Farklı bir egoya sahip olan zanaatkardir.
Hem sanatçı hem kopyacı hem de işletmecidir..bu kadar karmaşık bir ruh halinden de çok tutarlı şeyler beklemek yersizdir kanımca.
Sanatçıdır çünkü çirkince bir hatuna yaptıkları makyaj ve saçla, bir güzellik yaratabilirler..
Kopyacıdır çünkü gelene geçene aynı tonda röfle ve aynı topuzu yaparak, basmakalıp hatunları çevrenizde bol bol görmenize sebep olurlar.
işletmecidir çünkü tamamıyla kar amacıyla ah senin kırıkların çoğalmış, aman senin dibin gelmiş, şu önlere bir sarı mı atsak diyerek, hatunların kanlarına girer ve masrafı çoğaltırlar.

italya 'da toscana açıklarında meydana gelen kazadır.kaptanın kaza süresince sergilediği tavır sebebiyle ya sarhoş, ya italyan görünümlü bir türk ya da hem sarhoş hem de türk asıllı olmasından şüphe etmekteyim..

http://www.hurriyet.com.tr/planet/19697319.asp

başbakanın ilk türk otomobilini yapacak bir yiğit aranıyor veryansınlarından sonra çeşitli haberlere konu olan otomobildir.
yalnız birisi başbakana hatırlatsın, ilk türk otomobili 1961 yılında devlet demir yolları bünyesinde üretilmiştir.. başbakan ya bir yiğit aramadan evvel önceki yiğitleri unutmasın ya da bu otomobile tayyip'in yiğidi otomobili ismi verilsin.

Yanına bir kardankadın konulmamak suretiyle saplığı ve yalnızlığı kader haline gelmiş, kısa bir serüveni olan heykeldir.

çok ta heyecanlı olmayan klasik muhabbetlerin döndürülüp, rutin eylemlerin yapıldığı organizasyonlardır.
Muhabbet konuları:

- Aga bir gün askerdeyim, çavuş geldi…
- Lan o değil de o topa nasıl vurdu a.m.k…
- Anlatmaktan pek hoşlanmam ama bir güne yine bardayız kızın teki geldi sonra gece…
- Bira mı? Olar..

Eylem alternatifleri:

• içmek,
• Geyik
• içmek
• Geyik
• içmek
• Geyik

Yeryüzünde başka hiçbir masa yoktur ki oturmadan evvel milyarlar harcanıp, onlarca kişi birbirine gitsin gelsin, göbekler atılsın, kaprisler yapılsın..
Ayrıca yine oturabilmek için ailelerden, sağlık kontrollerinden, muhtardan ve nüfus müdüründen onay alınan masadır.

“Kedi patisinin altı görmüş, eneeem ne pati var bende” demiş…
üç beş tane kar tanesi gökyüzünden istanbul’un sokaklarına düştü diye büyütülen durumdur..
Bu şehre gerçekten kar yağdığını anlabilmemiz için tem’de mahsur kalan araç olup olmadığına, depolarda tuz stoğunun bitip bitmediğine, kadir topbaş ’ın tv’lere çıkıp her şey yolunda mesajı verip vermediğine ve Mehmet ali birand ’ın ben böyle karı ilk defa görüyorum deyip demediğine bakmak lazım..