konuşkankartal

savcı esra'nın öldürülmesinden ve tabi diğer bütün hatun karakterlerin azalarak yok edilmesinden sona hatun kontenjanının kiminle değerlendirileceği belli olmuş dizidir. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: sezin akbaşoğulları)

12 eylül döneminde polis şefliği yaparken uyguladığı işkenceler, yaptığı tecavüzler ve öldürdüğü insanlar için ödül olarak içişleri bakanlığınca terörle mücadele birimine müdür yardımcısı olarak atanmış kızıl komünistlerin ve solcuların baş düşmanı olan devlet kahramanıdır.
işkencelerde neler yaşadık diyerek timsah gözyaşları döken başbakan ise bu insanımsının göreve getirilmesini gayet normal bulmuştur ki bu kişinin işkence esnasındaki tecavüzü kanıtlanmıştır.
sadece bu terfi bile bu adamların ne insanlık ne dindarlık sıfatlarına sığmadığını göstermiştir.

bugünki köşe yazısında olimpiyatlardaki kadın sporcuların sportif şiddete maruz kalıp meme, kalça vb. gibi çok mühim organlarının işlevlerinin kaybettirildiğini tespit etmiş müthiş feylozoftur.

http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Yazarlar/aytug/2012/08/08/kadinlik-olimpiyatlarda-oluyor

bu adam senelerdir televizyon ve gazetelerde -bilirkişi- olarak görev yapıyor ve kadınlığın am-göt-meme üçlemesinden ibaret olup, sporun sadece güzel vücutlar için yapıldığını sanıyor...ve biz bu oksijen israfı sıfatsızlar sebebiyle üçüncü dünya ülkeleri arasında sayılıyoruz..

görsel şov olarak pekin'in gerisinde ancak anlam ve içerik bakımından kısa metrajlı bir tarih filmi tadında olmuş törendir. özellikle ingiltere 'nin tüm dünyaya "size keyif ve medeniyet veren herşeyi biz yaptık" mesajı vermesine sebebiyet vermiştir ki çok büyük oranda da haklıdırlar zannımca...
tarımda ilerleme, sanayi devrimi, kadın hakları, sendikalaşma ve işçi örgütlenmeleri gibi insanlık tarihi için dönüm noktalarına dem vurmuşlar ayrıca ingilizce 'nin neden yeryüzünün resmi dili olduğunu hatırlatmış ve yine "hey gençler bizim şarkılarımızla eğlenip, internette bizim sayemizde sörf yapıyorsunuz" diyebilmişlerdir.
ayrıca kraliçeleri için hazırladıkları şov ile kompleksten ne kadar uzak olup, monarşi ve demokrasiyi ne kadar güzel idare edebildiklerini de göstermişlerdir.
özellikle ismini hatırlayamadığım bir düşünürlerinin "eğer bir ülkede bir çocuk parası olmadığı için bakımsızlıktan ve hastalıktan ölüyorsa orada medeniyetten bahsedemezsiniz." şeklindeki anlamlı tespitini gosh [ybkz]swh[/ybkz] ile bağlamaları cidden adamların hangi boyutta yaşadıklarını göstermiştir.
biz mi?
zevksiz takım elbiselerle yürüyüp, ertesi gün çok önemli bir maçta oynayacak as oyuncularından bir tanesine bayrak taşıtacağız diye gece üçe kadar ayakta tutacak kadar organizasyondan, spordan, medeniyetten ve akıldan uzağız...

her şekilde sınıfta kaldığımız spor organizasyonudur.birkaç tane şovalye olmasa, elimiz böğrümüzde kıtlık içindeki afrika ülkeleri ile beraber madalyasız yuvamıza döneceğiz.
2020 olimpiyatlarına aday olan bir ülkenin spor dallarında bu kadar başarısız olması hakikaten tirajikomik.işin diğer bir komik tarafı ise spor olarak sadece futbolun kabul edildiği bu ülkede futbolun da şike çukurunda olmasıdır.
kimi sporcuların mikrofonlara " kem küm elimden gelen budur, bu kadar oldu." şeklindeki aymaz açıklamaları ise hakikaten sinir bozucudur.tamam milletçek sana önem vermedik, tamam senin yaptığın sporun üç kuralını bile bilmiyoruz ama kardeşim sen oraya bir ülkeyi temsilen çıkmışsın, birileri sana -yalandan- bile olsa umut bağlamış..iki üzül, çok çalıştım olmadı de,hiç olmadı sitem et...!
olimpiyat ruhuna uygun ve ingiltere için bir yüz akı olarak hatırlayacakları bir organizasyon ancak bizim için yine bir kalp burukluğu...

kendisinden ancak bir deterjan markasının reklamıyla haberdar olduğum için utandığım ancak başarıya olan özlemine, hırsına ve "ısrarla" ülkesini temsil etmeye çabalamasına saygı duyduğum sporcudur.
diğer branşları bilmem ama bu kadın taa en başından beri "başaracağım" diyerek gitti, bu bile insanı onure ediyor.
bununla beraber dün akşamki koşuda en büyük şanssızlığının en hızlı iki atletin arasında koşması olduğuna inanıyorum zira diğerlerinin koşudaki hızı kendisini demotive etmiş olabilir.

görme şansını kasım ayında yakalayacağım, kendisi ile ilgili özellikle lezzetsel çok büyük hayallerimin olduğu ve sıcak insanlara memleket olmuş sıcak şehirdir.

bugün itibariyle başlatılan kampanya ile kısıtlı bir süre için yurt içi herşey dahil kırk dört tl ile uçacak olan hava yolu şirketidir.
ilk hedef adana

final setini 15-12 yitirerek, 3-2 mağlup olduğumuz karşılaşma

son şampiyona [ybkz]swh[/ybkz] kök söktüren takım. setlerde 2-2 durum
(bkz: 29 temmuz 2012 brezilya türkiye bayan voleybol maçı)

adı üzerinde 2016 yılında yapılacak ve brezilyanın ev sahipliği yapacağı organizasyondur
(bkz: başlık parsellemek)

setlerde 2-1 geride olduğumuz mücadele

Sanki piyango çıkmışçasına verilen haberlerdir.. medya utanmasa şehit haberlerini “veeeee yapılan çekilişte bu sefer şehit veren şehir diyarbakkkkııııııırrr” diyerek verecek ve sonrasında izleyici olan diğer şehirler, kuranın kendilerine çıkmamasına sevinirek alkışlayacakmış gibi haberler veriliyor.
Hoş en çok şehit veren şehirler listesi halihazırda var ve yakında en az şehit verenler de ilan edilerek vatanseverlikleri sorgulanabilir..

bir yaşından küçük çocuklara yedirilmesi yasaklanmış gıda maddesidir.

sadi'nin benim de sözleşmem var diyerek cebinden çıkardığı tükenmez kalemle yazılmış, buruşuk ve tarihsiz sözleşme sahnesi, rambo'nun mahkemesi, cafedeki gelmiş geçmiş tüm komedyenlere selam çakmaları ve sordum sarı çiçeğe ilahisi ile yine unutulmayacak işler çıkarmışlardır..[ybkz]swh[/ybkz]

ülkemizde f tipi cezaevlerinde mahkumlardan bazılarını çeşitli bahanelerle hücrelere alarak "terbiye etmeyi" hedefleyen uygulamadır.

Toplu gelir elde etmek gibi ulvi bir görevi hedef almış ancak yanında sınırsız dedikodu gibi bonusları olan, kadınların hamaratlıkları konusunda şov yaptığı, hamur işi tariflerinin ve dantel örneklerinin yarıştığı organizasyonlardır.
Katılımcıların çoğunda göt göbek beslenme şekli sebebiyle iki yarım ayın paralel ama ayrık bir yerleşimi gibi durmaktadır.

birileri artık eskisi gibi dinlenilmiyor dese de gün geçtikçe sisteme ve egemene karşı diyecek bir lafı olan birçok kişinin müthiş bir katılım gösterdiği, insanların merdivenlerde, çimenlerde ve hatta ayakta izlediği konserdir.
çav bella ve gündoğdu ile herkes ayağa kalkmış çocuksu bir hayalle güzel günler için marşını söylemiştir, türkülere olabildiğince eşlik edilmiş ve halaylarla horonlarla coşulmuştur.
şehir tiyatrolarının başına bir bürokratın getirilmesi sebebiyle kimi şehir tiyatroları sanatçılarının sahneye çıkıp meramlarını dile getirdikleri konser olmuştur aynı zamanda..
haklarında 110 yıl hapis istenen ve halihazırda bir üyeleri cezaevinde olan bir grubun gözükaralığından bahsediyoruz.ve buna rağmen;

- suriye kandırmacasını,
- f tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamasını,
- parasız eğitim istedi diye hapsedilen gençleri,
- özgürlüklerin gittikçe kısıtlanmasıni vs. korkusuzca dile getirmişlerdir.

önce sadece 28 ağustos için planlanan harbiye konseri yoğun talep sebebiyle 1 eylül'e kadar uzatılmış şahsına münhasır sanatçıdır.

taraflardan bir tanesinin alttan almayı başaramaması sebebiyle oluşan "nasıl da laf soktum" mastürbasyonunu yaşatan, lafsal kısır döngüdür.tüm taraflar -en haklı- olduğunu düşünür ve fikrine saygı beklerken diğer fikirlere saygı göstermez.