tecavüzden ve yasak ilişkiden öteye gitmeyen cinselliktir.
mutlu bir ailenin veya çiftin seks yaptığına veya seks için hazırlığına asla yer verilmez çünkü bunun sansasyonel birşey içermediğine inanılır.
veya türk halkının tecavüz ve yasak ilişkiyi daha çok sevdiğimizi, bunlar da kendimizi bulduğumuzu düşünüyorlar.
(bkz: dervişin fikri neyse zikri de odur)
ülkenin bütün avmleri ve toplu konutları yabancı isimliyken, markalarımız ve ürünlerimiz ingilizce iken yapılması fazlasıyla absürd olan organizasyondur.
Bu topraklarda Osmanlı zamanında bile öztürkçe kullanılmazken ve 16.yy sonrasında ne kadar çok Arapça tamlama kullanılırsa o kadar iyi edebiyatçı olunurken hangi Türkçeyi neyle kıyaslayıp bir de yarışma yapıyoruz?
Neymiş efendim sözüm ona Türkçe şarkı, şiir vs. okunuyormuş. Türkçe olarak okunan eserlerdeki birçok kelime ingilizce, Fransızca ve Arapçayken neyi yarıştırıyoruz?
Bir de yarışmacıların birçoğu bizim gibi Gelişmekte olan veya Az gelişmiş ülkelerden gelen insanlar..Amerika ve Avrupayı sömürgecilikle suçlarken, sömürgeden geriye kalan birkaç metrekarede de biz mi pilot sömürgecilik yapıyoruz? Bu ülkede gençler iş bulmak için en az bir yabancı dil öğrenmek zorundayken elin Somalilisi Türkçe öğrense ne olur öğrenmese ne olur?
Bununla beraber sen bu dili uzakta değil kendi topraklarındaki çocuklara/insanlara sevdiremediysen veya Türkçe öğrenmek için çocuklar mayın tarlalarının üzerinden geçerek okullarına gidiyorsa kilometrelerce uzaktan insanlar getirip ibrahim tatlısesten şarkı ezberletsen ne olur..?
Bu topraklarda Osmanlı zamanında bile öztürkçe kullanılmazken ve 16.yy sonrasında ne kadar çok Arapça tamlama kullanılırsa o kadar iyi edebiyatçı olunurken hangi Türkçeyi neyle kıyaslayıp bir de yarışma yapıyoruz?
Neymiş efendim sözüm ona Türkçe şarkı, şiir vs. okunuyormuş. Türkçe olarak okunan eserlerdeki birçok kelime ingilizce, Fransızca ve Arapçayken neyi yarıştırıyoruz?
Bir de yarışmacıların birçoğu bizim gibi Gelişmekte olan veya Az gelişmiş ülkelerden gelen insanlar..Amerika ve Avrupayı sömürgecilikle suçlarken, sömürgeden geriye kalan birkaç metrekarede de biz mi pilot sömürgecilik yapıyoruz? Bu ülkede gençler iş bulmak için en az bir yabancı dil öğrenmek zorundayken elin Somalilisi Türkçe öğrense ne olur öğrenmese ne olur?
Bununla beraber sen bu dili uzakta değil kendi topraklarındaki çocuklara/insanlara sevdiremediysen veya Türkçe öğrenmek için çocuklar mayın tarlalarının üzerinden geçerek okullarına gidiyorsa kilometrelerce uzaktan insanlar getirip ibrahim tatlısesten şarkı ezberletsen ne olur..?
Mantık olarak fayda sağlaması mümkün olmayan kremdir çünkü selülit denilen yağlı portakalımsı doku kurtulması mümkün olmayan bir kabus gibidir, büyük oranda kalıtsaldır.
Spor ve düzenli gıda bile kaybolmalarına her zaman çözüm olmaz en azından kalıcı olmaz.
Spor ve düzenli gıda bile kaybolmalarına her zaman çözüm olmaz en azından kalıcı olmaz.
ilhan durusoy un aşağıdaki yazısına yapılan yorumdur.
http://www.haber1903.com/Besiktas-1576-ilhan_durusoy_yazdi_cozum_yok_mu.html
---------------alıntı---------------
SAYIN DURUSOY BEşiKTAşI KURTARMANIN MUTLAKA BiR çöZüMü DEğiL BiR KAç çöZüMü VAR iYi DiNLE BEşiKTAşI BU HALE GETiREN GöTVEREN DEMiRöRENi TAKSiM MEYDANINDA ASMAK çöZüM OLABiLiR..YADA BEşiKTAşI BU HALE GETiREN GöTVEREN DEMiRöRENi HADIM EDiP MUHTEşEM SüLEYMAN DiZiSiNDE OYNATMAK...YADA BU GöTVEREN DEMiRöRENi ERKEK FARELERLE çiFTLEşTiRiP YAVRU DEMiRöRENLER YARATMAK ....YADAAAA SENiN GiBi DEMiRöRENE YALAKALIK YAPAN AşşAğILIK MELUNLARI BU üLKEDEN POSTALAMAK TIR çöZüM...BE iLHAN DURUSOY DENEN SOYSUZ ADAM SEN DEMiRöRENE DESTEK VERMiYORMUYDUN DüNE KADAR ONU YüCELTECEK YAZILAR YAZMIYORMUYDUN AKşAMA KADAR NE OLDU TUTUşTUNMU KiLiSE PAPAZI SENi...BUNU UNUTMA BJK TARAFTARI BU GöTVEREN DEMiRöRENiN EN SEVDiği YAZAR BU SOYSUZ iLHAN DURUSOYDUR KANMAYAN BU şARLATANIN YAZDIKLARINA
---------------alıntı---------------
http://www.haber1903.com/Besiktas-1576-ilhan_durusoy_yazdi_cozum_yok_mu.html
---------------alıntı---------------
SAYIN DURUSOY BEşiKTAşI KURTARMANIN MUTLAKA BiR çöZüMü DEğiL BiR KAç çöZüMü VAR iYi DiNLE BEşiKTAşI BU HALE GETiREN GöTVEREN DEMiRöRENi TAKSiM MEYDANINDA ASMAK çöZüM OLABiLiR..YADA BEşiKTAşI BU HALE GETiREN GöTVEREN DEMiRöRENi HADIM EDiP MUHTEşEM SüLEYMAN DiZiSiNDE OYNATMAK...YADA BU GöTVEREN DEMiRöRENi ERKEK FARELERLE çiFTLEşTiRiP YAVRU DEMiRöRENLER YARATMAK ....YADAAAA SENiN GiBi DEMiRöRENE YALAKALIK YAPAN AşşAğILIK MELUNLARI BU üLKEDEN POSTALAMAK TIR çöZüM...BE iLHAN DURUSOY DENEN SOYSUZ ADAM SEN DEMiRöRENE DESTEK VERMiYORMUYDUN DüNE KADAR ONU YüCELTECEK YAZILAR YAZMIYORMUYDUN AKşAMA KADAR NE OLDU TUTUşTUNMU KiLiSE PAPAZI SENi...BUNU UNUTMA BJK TARAFTARI BU GöTVEREN DEMiRöRENiN EN SEVDiği YAZAR BU SOYSUZ iLHAN DURUSOYDUR KANMAYAN BU şARLATANIN YAZDIKLARINA
---------------alıntı---------------
Isırılan kişinin ciddi bir acı yaşamasına sebebiyet veren eylemdir.ısıran kişinin ise sevgiden ötürü bu eylemi yaptığını iddia etmesi ayrı bir tezattır.
şarkının girişi bile ayrı bir güzellikken sözleriyle hem aşkı hem de özlemi içinizde hissettiren güzel şarkıdır [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
adın deler dağ başında karları
kokun aşar dereleri yarları
çiçek çiçek kuşatırsın dalları telli duvak
dalları mor salkımlı dalları güneş güneş dalları
sevmek demek kavga demek bilirim
türkü türkü şiir şiir söylerim
senden uzak yaşamayı neylerim özlem özlem
neylerim yasak yasak neylerim ayrı ayrı neylerim
yaprak olur savrulursun yellerde
destan olur söylenirsin dillerde
damla damla süzülürsün güllerde özlem özlem
güllerde sevda sevda güllerde susmak bilmez güllerde
adın deler dağ başında karları
kokun aşar dereleri yarları
çiçek çiçek kuşatırsın dalları telli duvak
dalları mor salkımlı dalları güneş güneş dalları
sevmek demek kavga demek bilirim
türkü türkü şiir şiir söylerim
senden uzak yaşamayı neylerim özlem özlem
neylerim yasak yasak neylerim ayrı ayrı neylerim
yaprak olur savrulursun yellerde
destan olur söylenirsin dillerde
damla damla süzülürsün güllerde özlem özlem
güllerde sevda sevda güllerde susmak bilmez güllerde
uzun zamandır ara verdiğin yazarlık günlerine geri dönmek. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
Dişi : oh
Erkek : aa..
The end
Erkek : aa..
The end
kimi hayallerin gerçekleşebilmesi için denge ve fedakarlık olması gerektiğini düşünen erkektir.sağ gösterip, ileride sol vurmak gibi bir hedefi de olabilir. [ybkz]swh[/ybkz]
kırmızı et ve lahmacun yanında olmazsa olmazdır.
bol limonla daha da lezzetli hale getirilir.tabi soğanı duyunca ıyyyy diyen nazik bünyelerin bu zevke varmaları zordur.
bol limonla daha da lezzetli hale getirilir.tabi soğanı duyunca ıyyyy diyen nazik bünyelerin bu zevke varmaları zordur.
uzun zamandır sözlükle haşır neşir olamayan yazarın içten içe yaşadığı hasret ve vicdan azabıdır.
ilk fırsatta tanımlar dökülür elinizden..
ilk fırsatta tanımlar dökülür elinizden..
faaliyet gösteren birçok e-alışveriş sitesinden çok daha iyi hizmet veren sitedir. büyük oranda lap.top satılır ve piyasanın çok altında fiyatlara lap.top bulabilirsiniz.
bununla beraber telefonla ulaşma ve ürün teslimatındaki hızları sebebiyle güven vericidirler.
bununla beraber telefonla ulaşma ve ürün teslimatındaki hızları sebebiyle güven vericidirler.
semavi dinlerden de önce varolan ilahi güce tapınma ve şükran rituelidir.
milattan önceki dönemlerden başlamak üzere insanlar tanrılar canlarını almasın veya güçlerini kullanmasınlar diye ellerindeki hayvanlardan bazılarını farklı merasimlerle kesmişlerdir.bu daha sonra birçok rituel gibi tek tanrılı inançlarda da devam etmiştir.
milattan önceki dönemlerden başlamak üzere insanlar tanrılar canlarını almasın veya güçlerini kullanmasınlar diye ellerindeki hayvanlardan bazılarını farklı merasimlerle kesmişlerdir.bu daha sonra birçok rituel gibi tek tanrılı inançlarda da devam etmiştir.
tiyatrocu orhan aydın tarafından "muhteşem" yükselişine ve "aydın" kimliğine sağlam bir eleştiri getirilmiş yazarımsıdır.
---------------alıntı---------------
kimsin sen
son beş yıldır akp ve sanat dendiğinde hangi taşı kaldırırsanız kaldırın, altından aynı akrep çıkıyor.
okul yıllarında ve kütüphaneci olarak çalıştığı dönemde, aklını divan edebiyatına takmış ve hayatı boyunca orada saplanıp kalmış, askerliğe adımı atar atmaz gericiliğin arka bahçesine seccade sermiş, subaylık, yüzbaşılık derken; laiklik karşıtı eylemlerinden ötürü yakayı ele vererek ordudan atılmış , bir meczup .
iskender pala.
adamın apoletleri sökülünce, şansı parlıyor!
nasıl oluyorsa oluyor, yök denen yapının kendisi gibiler için açılan deliklerinden sızıp, adının önüne profesör takısının konmasını beceriyor ve hiç zaman yitirmeden işe koyuluyor.
gericiliğin sanat alanlarına karşı bin yıldır beslediği nefret, kin ve düşmanlık adamın dilinden ortalara saçılıyor.
tüm yandaş ve yardakçıları yanına- ardına alıyor.
yeni şafak, akit, zaman, sabah, star, taraf gazeteleri, türevleri dergiler ve tv kanalları haberleriyle, köşe yazılarıyla balonu şişirdikçe şişiriyorlar.
birben bire tüm tarihi alt-üst eden ve tamamen düzmece kurgularla dolu kitaplarla, makalelerle gündeme geliyor.
satmayan kitaplara baskı üstüne baskı yapılıyor!
imza günleri, söyleşiler, paneller ve ardı sıra yandaş edebiyat çevrelerinden, vakıflardan, derneklerden gelen ödüller.
gericiliğin ve liberal aymazlığın tapındığı anlı-şanlı bir yazar oluveriyor.
şansı açıldıkça açılıyor.
cemaat onu seviyor, o da cemaati!
akpnin en yüksek düzeydeki bürokratlarına, kurumlarına sanat danışmanlığı yapmaya başlıyor.
para muslukları sonuna kadar açılıyor.
yetinmiyor, sanat tarihçisi kesilip muhafazakâr sanat manifestosu adıyla bir saçmalıklar manzumesi yayımlıyor.
basın manşete çıkarıyor.
bu da yetmiyor, beyimiz tiyatro eleştirmenliğine soyunuyor.
seyretmediği oyunlarla ilgili cehalet kusan yazılar yazıp sanat kişilerini, kurumlarını hedefe koyuyor.
dur durak bilmiyor.
akpnin ve cemaatin sanat kurumları üstündeki tasarruflarına-kara emellerine önderlik ediyor.
şehir tiyatrolarındaki yönetim değişikliğine burnunu sokuyor.
sanatçıların yönetimden uzaklaştırılması anlamını taşıyan yönetmeliğe el altından desteğini sunuyor.
hiç kimseden ses çıkmıyor.
pala efendi, faşizmin ördüğü korku duvarının ardından düşmanlığını kusarken, birden bire ne oluyorsa oluyor, ortalığa saçtığı alavereler tek tek su yüzüne çıkıyor.
tarihçiler, yazdığı düzmece kitapları yerin dibine geçiriyorlar, sesi çıkmıyor.
seyretmediği oyun üstüne yazdığı ipe-sapa gelmez yazı, sanatçılar tarafından hakaretler boyutunda yanıtlanıyor, sesi çıkmıyor.
muhafazakâr sanat manifestosu sanat eleştirmenleri ve sanatçılar tarafından ayaklar altına alınıp paspas yapılıyor, sesi çıkmıyor.
onlarca insan hakkında, artık düzmece olduğu belli olan davaların açılmasına ön ayak olduğu ortaya çıkıyor, beyimiz yine sessizliğini bozmuyor.
balyoz davasının iddianamesini oluşturan tüm belgeleri; taraf gazetesinin eli bavullu yazarı mehmet baransu adlı aracıya iskender pala vermiş diye haberler yapılıyor, adam pişkin pişkin sırıtıyor.
kültür a.ş denen istanbul büyükşehir belediyesi kurumunun, 3 ay önce kurdurulup ihaleye bile gitmeden oyun sipariş edip, yapım bedeli olarak 3 milyon ödediği biliniyor.
tiyatro tarihimizde olmayan bu rakamlar için ortalık çalkalanıyor.
dönen dolaplar araştırılıyor, taşın altından aynı akrep çıkıyor, açık açık bu şirketin gayri resmi ortağı-yemcisi iskender pala deniyor, beyimiz yine sus-pus.
şehir tiyatroları müdürü görevden alınıyor yerine gaziantep il kültür müdürü atanıyor.
gerekçesinin üstü çok acemice örtülmeye çalışılırken işin içinde pala efendinin adı dolanıyor.
yandaşlar, yardakçılar, liberal aymazlar adeta ağızlarına bant çekiyorlar.
yemlenmiş, bildik sanatçılar utançlarını gizliyorlar.
basın susuyor.
tapındığı gericilik susuyor.
o soruyu sormakta bize kalıyor.
kimsin sen iskender pala?
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
kimsin sen
son beş yıldır akp ve sanat dendiğinde hangi taşı kaldırırsanız kaldırın, altından aynı akrep çıkıyor.
okul yıllarında ve kütüphaneci olarak çalıştığı dönemde, aklını divan edebiyatına takmış ve hayatı boyunca orada saplanıp kalmış, askerliğe adımı atar atmaz gericiliğin arka bahçesine seccade sermiş, subaylık, yüzbaşılık derken; laiklik karşıtı eylemlerinden ötürü yakayı ele vererek ordudan atılmış , bir meczup .
iskender pala.
adamın apoletleri sökülünce, şansı parlıyor!
nasıl oluyorsa oluyor, yök denen yapının kendisi gibiler için açılan deliklerinden sızıp, adının önüne profesör takısının konmasını beceriyor ve hiç zaman yitirmeden işe koyuluyor.
gericiliğin sanat alanlarına karşı bin yıldır beslediği nefret, kin ve düşmanlık adamın dilinden ortalara saçılıyor.
tüm yandaş ve yardakçıları yanına- ardına alıyor.
yeni şafak, akit, zaman, sabah, star, taraf gazeteleri, türevleri dergiler ve tv kanalları haberleriyle, köşe yazılarıyla balonu şişirdikçe şişiriyorlar.
birben bire tüm tarihi alt-üst eden ve tamamen düzmece kurgularla dolu kitaplarla, makalelerle gündeme geliyor.
satmayan kitaplara baskı üstüne baskı yapılıyor!
imza günleri, söyleşiler, paneller ve ardı sıra yandaş edebiyat çevrelerinden, vakıflardan, derneklerden gelen ödüller.
gericiliğin ve liberal aymazlığın tapındığı anlı-şanlı bir yazar oluveriyor.
şansı açıldıkça açılıyor.
cemaat onu seviyor, o da cemaati!
akpnin en yüksek düzeydeki bürokratlarına, kurumlarına sanat danışmanlığı yapmaya başlıyor.
para muslukları sonuna kadar açılıyor.
yetinmiyor, sanat tarihçisi kesilip muhafazakâr sanat manifestosu adıyla bir saçmalıklar manzumesi yayımlıyor.
basın manşete çıkarıyor.
bu da yetmiyor, beyimiz tiyatro eleştirmenliğine soyunuyor.
seyretmediği oyunlarla ilgili cehalet kusan yazılar yazıp sanat kişilerini, kurumlarını hedefe koyuyor.
dur durak bilmiyor.
akpnin ve cemaatin sanat kurumları üstündeki tasarruflarına-kara emellerine önderlik ediyor.
şehir tiyatrolarındaki yönetim değişikliğine burnunu sokuyor.
sanatçıların yönetimden uzaklaştırılması anlamını taşıyan yönetmeliğe el altından desteğini sunuyor.
hiç kimseden ses çıkmıyor.
pala efendi, faşizmin ördüğü korku duvarının ardından düşmanlığını kusarken, birden bire ne oluyorsa oluyor, ortalığa saçtığı alavereler tek tek su yüzüne çıkıyor.
tarihçiler, yazdığı düzmece kitapları yerin dibine geçiriyorlar, sesi çıkmıyor.
seyretmediği oyun üstüne yazdığı ipe-sapa gelmez yazı, sanatçılar tarafından hakaretler boyutunda yanıtlanıyor, sesi çıkmıyor.
muhafazakâr sanat manifestosu sanat eleştirmenleri ve sanatçılar tarafından ayaklar altına alınıp paspas yapılıyor, sesi çıkmıyor.
onlarca insan hakkında, artık düzmece olduğu belli olan davaların açılmasına ön ayak olduğu ortaya çıkıyor, beyimiz yine sessizliğini bozmuyor.
balyoz davasının iddianamesini oluşturan tüm belgeleri; taraf gazetesinin eli bavullu yazarı mehmet baransu adlı aracıya iskender pala vermiş diye haberler yapılıyor, adam pişkin pişkin sırıtıyor.
kültür a.ş denen istanbul büyükşehir belediyesi kurumunun, 3 ay önce kurdurulup ihaleye bile gitmeden oyun sipariş edip, yapım bedeli olarak 3 milyon ödediği biliniyor.
tiyatro tarihimizde olmayan bu rakamlar için ortalık çalkalanıyor.
dönen dolaplar araştırılıyor, taşın altından aynı akrep çıkıyor, açık açık bu şirketin gayri resmi ortağı-yemcisi iskender pala deniyor, beyimiz yine sus-pus.
şehir tiyatroları müdürü görevden alınıyor yerine gaziantep il kültür müdürü atanıyor.
gerekçesinin üstü çok acemice örtülmeye çalışılırken işin içinde pala efendinin adı dolanıyor.
yandaşlar, yardakçılar, liberal aymazlar adeta ağızlarına bant çekiyorlar.
yemlenmiş, bildik sanatçılar utançlarını gizliyorlar.
basın susuyor.
tapındığı gericilik susuyor.
o soruyu sormakta bize kalıyor.
kimsin sen iskender pala?
---------------alıntı---------------
(bkz: bomonti)
Her ne kadar alınan Yargıtay kararları olsa da bankalar tarafından çatır çatır kesilip, bizlere paşa paşa ödetilen bedeldir.
Ayrıca artık eskisi gibi kartı iptal ederim blöfünü de yememektedirler, her türlü tehdite karşı ücreti iptal etmemektedirler.
Ayrıca artık eskisi gibi kartı iptal ederim blöfünü de yememektedirler, her türlü tehdite karşı ücreti iptal etmemektedirler.
ülkemizde ilk açıldığında gitmenin bir ayrıcalık olduğu ki halen bazı ailelerin çocuklarını hediye niyetine götürmek zorunda kaldığı gıda zinciridir.
ürünlerinin yağ oranı ve dondurulmuş gıda kullanımları sebebiyle diğer fast food zincirleri gibi kanserin tetiklendiği yerdir.
bununla beraber antiemperyalist mücadelenin saldırı mekanı olmak gibi bir istikrarı bulunmaktadır.
ürünlerinin yağ oranı ve dondurulmuş gıda kullanımları sebebiyle diğer fast food zincirleri gibi kanserin tetiklendiği yerdir.
bununla beraber antiemperyalist mücadelenin saldırı mekanı olmak gibi bir istikrarı bulunmaktadır.
söyleyecek sözü veya yüzü olmayan insanların daha çok bulunduğu yerdir.
bir zamanlar volkanik bir patlamanın coğrafyasını değiştirdiği yunan adasıdır. mavi çatıları ve beyaz evleriyle tanınıp, romantizm abidesi olarak anılır.
özellikle balayı için tercih edilen yerlerdendir.
özellikle balayı için tercih edilen yerlerdendir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?