confessions

konuşkankartal

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3957
  2. takipçi 0
  3. puan 106162

tanrı yı güldürmek

konuşkankartal
Kimi kullarının fazlasıyla gerçekleştirdiği eylemdir.
Kendi adıma zaman zaman kendisini fazlasıyla güldürdüğümü düşünmekteyim.. “kullar plan yaparken, tanrı yukarıda gülermiş.” şeklindeki efsanevi bir mottodan hareketle, muhtemelen şahsımı izlerken bi ara çekirdek, cipse bile bağlamıştır.
Yukarıda baya eğleniyor olmalı…

fabian ernst

konuşkankartal
gönderilirse yemişim gençleştirmeyi, küçülmeyi dedirtecek oyuncudur.
şimdiye kadar söylenen hiç bir söz, yapılan hiç bir hata kel kahramanın gönderilmesinin yaratacağı yara kadar olmayacaktır.
bizim sözümona yıldızlarımız sahada aylaklık, yedek kulübesinde tatil, gece kulüplerinde playboyluk ve gereksiz kırmızı kartlarla keyif sürerken bu adam her maçta deli gibi çaba sarfediyordu.
en son feda dendi, bunu da yaptı.
ernst ciddi anlamda beşiktaş için bir değerdir!

her grevden sonra halay çekmek

konuşkankartal
grevler bir isyan belirtisi olup, içerisinde öfke barındırsa da sizin gibi düşünen, ezilen ve buna tepki verebilen diğer güzel insanları görünce, vücudun mutluluk sarhoşu olmasından mütevvelit yapılan eylemdir.
madem omuz omuza dik durup patrona karşı koyuyoruz, hadi bir de bunun davullusunu yapalım denir.

anne

konuşkankartal
ayrı kalınca kıymeti daha çok anlaşılan, kucağının sıcaklığı sevdicekte bile olmayan, sığınılacak en güzel limandır.
gün gelir kızması, küsmesi bile tatlı gelir.bazen kucağına girip, oraya saklansam dersiniz.hani belki ilk doğduğunuz güne beraber geri gidersiniz.sütünüzü verip, uykuya dalmanızı bekler belki yine hatırlayamadığınız eski günlerdeki gibi...

kalan müzik

konuşkankartal
popülist kültür örnekleri yerine kaliteli müziğe ve etnik müzik sanatçılarına yer veren yapım şirketidir.
sayelerinde belki de ismini bile duyamayacağımız şahsına münhasır müzisyenlere ulaşabiliyoruz.

taksim burger king

konuşkankartal
özellikle istanbul da yaşıyorsanız yolunuzun elbet bir gün düşeceği mekandır.
Asli görevi olan hızlı gıda tedariğinden ziyade buluşma noktası ve tuvalet ihtiyacı gibi farklı fonksiyonları da bulunmaktadır.
Ayrıca beklediğiniz kişi sizi ektiyse küçük bir kahve karşılığında bekleme odası olarak ta kullanabilirsiniz.

ankara pavyonları

konuşkankartal
Farklı bir eğlence veya pavyon kültürün olduğu mekanlardır.
Hayatında hiç pavyon görmemiş bendenizin bile bu fikirlere gark olmasını sağlan şarkıları vardır.farklı bir kafada eğlenip coşturuyorlar.
Ankara zirveleri için alternatif yer olarak değerlendirilebilinir.

(bkz: Elvan dalton)

doğum kontrol hapı

konuşkankartal
Faydasından ziyade zararı olan, reçetesini okuduğunuzda kaçarak uzaklaşmak isteyeceğiniz ilaç çeşididir.
Metabolizmaya yaptığı etkilerin yanı sıra, hergün aynı saatte alınması ve asla unutulmaması gerekliliği sebebiyle de pratik değildir.
Ancak ilaç firmanın egomonyası altındaki doktorlarımız şiddetle bu yöntemi önerirler.

alen markaryan

konuşkankartal
Harakiri yaptığını düşündüğüm eski tribün lideri.
Son günlerde önerdiği fikirlerde mantık aramak sözkonusu bile değil bununla beraber taraftarın neredeyse tamamı yeni yönetimi ve icraatlerini desteklerken, herkes feda 'ya konsantre olmuşken bu tür köstekvari söylemler çok fazla eğreti duruyor.
işin ilginç tarafı ise anket yaptık cümlesini bu kadar rahat kullanabiliyor olmasıdır. Forzabeşiktaş ta veya herhangi bir Beşiktaş temalı sitede böyle bir anket yok, sanırım kendi çevresindeki müridleri arasında böyle bir anket çıktı.
Güvenilirliği zaten tartışılır idi ancak son olanlardan sonra kolay kolay eski profiline kavuşamayacaktır.

(bkz: Kariyere vurulan hançer darbesi)

savaş çığırtkanlığı

konuşkankartal
Tanım: Suriye hakkında aylardır yapılan propogandanın yavaş yavaş amaçlanan hedefine gitmesi için son birkaç gündür yapılan kahramanlık söylemleridir.
Suriye'yi halihazırda Esad ve ailesinin yıllardır yönettiğini ve sözümona insanlık suçlarının yeni mi fark edildiğini tartışmayacağım artık.
Nato veya BM nin şu an iç savaşın sürdüğü Irak’a nasıl bir fayda sağladığını veya demokrasi için girilen Mısır’da islamcı kesimin galip gelmesini ve bunların hangisinin demokrasiye hizmet ettiğini de değerlendirmeye gerek yok..
Mesele bizim meselemiz oluyor artık…
Büyük Ortadoğu Projesi –birilerinin- istediği gibi ilerliyor ve elbette bu projenin eşbaşkanı olan başbakanımız da koşa koşa elinden geleni yapıyor .Tabi bu projenin son ayağının Türkiye olduğunu da biliyordur muhtemelen.
Hükümet kendi ülkesindeki muhalefeti hapse atarak yönetebiliyor ve ayrılıkçı grupları kck operasyonu ve birkaç sınırötesi operasyonla ve tabi birkaç “kellenin” ölümüyle geçiştirirken, başka bir ülkedeki muhalefete silah yardımı yapıyor ve başka bir halka demokrasi götürmeyi hedefliyor.-hükümet ve demokrasi- gülmek gerekli burada sanırım…
Asıl varmak istediğim konu ise halkın tutumu; savaşı birkaç askerin bi koşu gidip birkaç bomba atmak olduğunu sanan “muhteşem Türkler” ve “facebook kahramanları”na birilerinin gerçeği anlatması gerekli.içeceği sudan, aldığı maaşa, yolda yürümenin tehlikeli olmasından, siren seslerinden birilerinin bahsetmesi gerekli.He bu arada biz Suriye’de mezhep kavgasını körüklerken, bizim ülkemizde olabilecek iç savaş alternatiflerini de anlatması gerekli.
Sanırım “heyecanlı” Davut efendi tüm bunları biliyordur ama amaçları huzur içindeki bir Türkiye değil tam tersine korkan/sinen/ezilen bir halk iken tüm bunlar işlerine geliyor olmalı…

biz emredersek olur

konuşkankartal
Korkulması gerektiğini düşündüğüm açıklamadır çünkü devletin gittikçe otoriterleşen ve “ben yaptım oldu” zihniyetinin iyice yerleştiğini ispat etmektedir.
Devletin en azından bu tür konularda “emretmek” gibi bir yetkisi yok.ortada milyonlarca insanın düşünce ve duygularını etkileyen bir durum var ve bununla ilgili sorun sadece emretmekle çözülemez.
Belki de kimilerimiz tt arena’nın kullanım haklarının galatasaray’ın insiyatifine bırakılmamasına seviniyoruz ancak bazen adil ve objektif olmakta yarar var.nasıl ve neden ne olursa olsun mecidiyeköy’deki çok kıymetli olan arazileri bir şekilde devlet müdahalesi ile ellerinden alınıp, çok alakasız bir yerde yeni stad yapıldı ve her ters düşülecek noktada hükümetin “bu stad bizim” gibi bir tehditi var.
şu günlerde bizim stad için de kimi görüşmeler yapılıyor.Farkında mısınız bilmiyorum ama bakanlarla, cumhurbaşkanı ile vs. yapılan görüşmelerin sonucunda verilen demeçler sadece birkaç cümle içeren ve –olumlu- mesajları olan söylemler.
Futbolcularının bile parasını ödeyemeyen bir kulübün yeni bir stad yapabilmesi herhangi bir ipotek, söz vs. olmadan böyle bir işe soyunması kulağa pek te mantıklı gelmiyor…korkarak söylemeliyim ki inönü veya şeref bey stadı elimizden yavaş yavaş gidiyor ve gün gelecek bizim için de emirler verilecek…

femen

konuşkankartal
farklı bir muhalefet ve protesto anlayışları olan aktivist gruptur.kadın bedeninin ticari değer olarak kullanılmasını soyunarak protesto ediyorlar mesela.
bu sebeple de ister istemez teşhirci eleştirilerine maruz kalıyorlar.
bu arada sözlükte hayranı olan tek kişi de başlık altını doldurmuştur. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

sarp apak

konuşkankartal
---------------alıntı---------------
Sarp Apak, Futbol Extra’nın bu ay ki konuğu...

YILMAZ ERDOğAN'DAN FUTBOL FiLMi

Türkiye'de futbolla ilgili çekilen bir kaç film oldu. Sizin böyle bir film içinde bulunma düşünceniz var mı? şu anda sanırım sizin de kıyısından da olsa içinde bulunduğunuz bir proje var...

ibrahim Kendirci'nin bir projesi var, evet. Herkes bu kadar Play-Station oynuyor, herkes FIFA bağımlısı. Acaba bu oyunun özel hayata etkisi nasıl olur üzerine bir belgesel. Sevgilin aradığında nasıl konuşuyorsun, aranız bu yüzden açılıyor mu ya da annen-babanla ilişkiniz yani gerçek hayat üzerine eğlenceli bir şey. Kötü de bir fikir değil çünkü ciddi oynuyoruz, ciddi de bir mesai veriyoruz.

Sinemaya yönelik peki...

Biz her zaman güzel bir proje olursa içinde olmak istiyoruz ama pek öyle bir şey gelmedi. Sadece olursa inşallah ileride Yılmaz Erdoğan'ın futbol filmi projesi var. çok güzel bir proje. Hep böyle izleyip imrendiğimiz başarı hikayeleri vardır ya; küçük takımın başına teknik direktör gelir, onu alır ve son dakikada, en sorunlu adamın golüyle şampiyon olur. Nefret ettiğimiz adam kahraman olur filan. öyle güzel bir hikayesi var.



Bu zamana kadar Metin Oktay'ın kendi hayatını oynadığı film dışında hiçbir 'futbol figürü' beyaz perdeye taşınmadı. Size böyle bir teklif gelse ve seçme hakkınız olsa kimin hayatını oynamak isterdiniz?

Ben böyle bir şeyi çok isterim. Hele ki Zeki (Demirkubuz) Abi, futbolu çok iyi bilen, futbolun içinden gelen, tribünde de zaman geçiren bir insan. Zeki Abi yapsa öyle bir şeyi, onun kalitesiyle, onun sinema diliyle bir şey olsa ben seve seve oynarım. Hangi futbolcu dersen? Belki Baba Hakkı gibi bir Beşiktaş efsanesi, eğer benziyorsam ve enerjim de uygunsa çok isterim.

Bu filmler demişken, Aşk Tutulması adlı filmde başrol size gelmiş ancak kabul etmemişsiniz ve sebebi de çok ilginç...

Evet kabul etmedim hatta o konuda da şöyle bir durum var. Murat şeker abimizin daha önce bir filminde oynadım, Lerzan'ı oynadım yani kadın oldum. Bu filmde de Fenerbahçeli olmamı istedi. Ben de ona dedimki 'Tamam kadın olurum ama Fenerli olmam' (gülüyor). çünkü bu şöyle bir şey; bunu yapmak ayıp geldi. Hasta bir Fenerliyi oynamam istendi. Tamam işin bu, her rolü oynarsın 'Ben gay oynamam' falan gibi saçma bir düşünce değil ama tribün filan da biliyor beni ve özdeşleşmişim artık. 'Beşiktaş'ın çocuğu' diye bahsediyorlar. Yemezdi yani... Ben içime sindiremedim.

BEşiKTAşLI DURUşUNUN içi BOşALDI

Beşiktaşlı ünlülerde farklı bir duruş var sanki?

Aslında bu Beşiktaşlılık duruşu denilen şeyin de içi boşaldı biraz söylene söylene. Gerçekten futbolu ciddiye alan bir insan olduğum için tuttuğu takımın felsefesinin taraftarına yansıdığını ve bir erkek çocuğu için bu felsefenin önemli bir ilham verdiğini öğrendim. Kızların takım tutmaları konusunda... Eyvallah sağolsunlar ama fasulyeden sayıyoruz onları. Kızarlar şimdi de... (gülüyor) Ama öyle yanı kızmasınlar. Oynamadıktan sonra anlamak zor. Ben sekiz yaşımdan beri sokakta top oynuyorum. Topun ne demek olduğunu biliyorum. Ben öyle sosyalleştim. Sokakta top oynamasam bambaşka birisi olurdum. Statüleri sokakta, mahallede öğreniyorsun. Fubolun böyle temel dengeleri olduğu için Beşiktaşlılık da bir yerde herkes bir taraftakini severken senin diğer tarafını seçmen gibi bir şeydir. Normalde insanlar refleks olarak her zaman kazananı seçer. Ben kundaktan Beşiktaşlıyım. Kundağım siyah-beyazmış. ilk erkek torun geliyor, ortalık yıkılıyor, çok değerliyim ve dayım gelip direkt Beşiktaşlı yapıyor beni...

Benim için Beşiktaş'tan başka takım olmadı. Zamanla iliğime kadar işledi Beşiktaşlılık. Hayatın içinde başıma gelen şanssızlıklar, kaybetmeye karşı verdiğim tepkiler, kazanmaya karşı verdiğim tepkiler vs. manyakça bir bağ oluştu. Ama bu bilinçli değildi çünkü ben zaten böyle olduğum için bu takımlıydım. Bizim için 3. takım olmak sorun değil, yeter ki derbi kaybetmeyelim, Avrupa'da yolumuza devam edelim. 'En çok taraftar bizim', 'Biz cumhuriyetiz' gibi iddiaları olan bir takım değiliz. Böyle bir fark var. Ha bu fark benim için çok özel bir şey, başka takım taraftarı için sıradan olabilir ama doğru takımı tuttuğumu düşünüyorum. çok tatsız bir sezon geçirsek de duygusal olarak kurduğumuz bağ var. 'Yağmurlu bir günde görmüştüm seni, üstünde çubuklu formalar vardı' sözleri gibi, karşılıksız sevgi, iyi insan olmak, bir şey almadan bir şey verme kültürü... Bu düzenin delirmiş bencilliği içinde Beşiktaş'ı çok kibar buluyorum. Naiftir... Mesela bu yüzden ben Yıldırım Demirören'i çok büyük bir başkan olarak görürüm ama Beşiktaş'ın başkanı değildi bana göre. Fenerbahçe başkanı gibi bir duruşu vardı. Fikret Orman'dan bu yüzden umutluyum.

Yıldırım Demirören'den sonra yeni bir yönetim ve umut var. Beklenti nedir?

Umut zaten bizim beslendiğimiz yer. Ben Fikret Orman'dan umutluyum. ilk açıklamalarını izledim. Doğru bir yerden yaklaşıyor; "Bir dakika arkadaşlar, biz bu değiliz. Beşiktaş bu değil." Beşiktaş, Fenerbahçe'yle, Galatasaray'la en iyi transferi biz yaparız yarışına girecek bir takım değil. Her zaman altyapından en çok yıldız kazandıran takım olmak hedefimiz. şöyle söyleyeyim sana şu anda bütün tribünü, stat konusunda ikna edebilirsin. Mevzu transfer değil, bir istikrar bir takım felsefesi koymadılar. Metalist Kharkiv bizi eledi, Ertuğrul Sağlam'ı gönderdiler. Filmi başa sar; Ertuğrul gönderilmese ve hala Beşiktaş'ın başında olsa. Ben en azından şu an takımımın kadrosunu, nasıl oynayacağını bilirdim. Ben şunu istiyorum takım maçın 10. dakikasında kendini belli etsin. Bu anlamda Fenerbahçe'ye imreniyorum. Alex geldiğinden beri 4-4-1-1 oynuyorlar, bütün transferlerini buna göre yapıyorlar. Bu nasıl bir lüks düşünebiliyor musun? Bizimse tüm enerjimiz dağılıyor. 15. dakikada Fenerbahçe kendini belli eder. Ev arkadaşım Kaan hasta Fenerbahçeli, beraber çok maç izleyip analiz ediyoruz.

Deplasmanlara da giden bir taraftarsınız. Tribündeki hava nasıl oluyor. Sonuçta şöhretli birisiniz?

Denizli'ye deplasmana gitmiştim. izmir'de ve Bursa'da yaşadığım dönemlerde de Beşiktaş gelince giderdim. Beşiktaş tribünü şöhretli tiplere çok alışık. 'Nasıl gideceksin sen maça ya?' diyorlar bazen ama yok öyle bir şey. 'Ooo kardeşimiz gelmiş' durumu oluyor bizde ve bu yüzden çok rahatız. Onlar ev sahibi oluyor ve biz aralarına gidiyoruz ki bence doğru duruş budur. Orada ünlü olamazsın. Orada ünlü olan çarşı'dır. Mesela dikkat et, yakın zamanda 4 tane filan gol attığımız maç çok azdır. O kadar alışık değiliz ki bir maçta 4 atınca saçmalarız. Amokachi'ye filan bağlarız. Yani biz hep şunu konuşuruz; Barcelona taraftarı olarak doğabilirdik. Doğamaz mıydık? Nasıl bir şey acaba...

Biraz da Yalan Dünya'dan bahsedelim. Dizide oynadığınız karakter; Emir Danışman'dan bahsedersek. ilk izlenim olarak çok itici bir adam...

Evet, gerçekten çok itici bir adam. Zamanla insanlar tanıyacaktır aslında şöyle bir herif Emir; yalnız kalamayan, egoları olan, kendini çok seven ve şehrin, sektörün kafayı yedirttiği çocuklardan bir tanesi. Tabii ki sit-com olduğu için karakteri karikatürleştirmemiz gerekiyor. Abartı gerekiyor. Zaten sit-com kültürü budur. Geek kültürü dedikleri, slogan kültürü yani "aaa çok sert!" filan bunlar hep slogan kültürü ve bu stilden yürür. ilk başta ben çok tepki çektim. çünkü ben kendi seyircimi biliyorum. Twitter'dan olsun ekşi sözlükten olsun. özellikle ekşi sözlük ne kadar eski ekşi sözlük gibi olmasa da halen bir ölçüdür hepimiz için, biraz saçma durumlar olsa da çok iyi yazarları olduğunu düşünüyorum ve bakıyorum.

Peki dizideki karakteriniz Emir Danışman'la normalde arkadaş olur musunuz?

Yok! Yapamam ben Emir'le. Onunla gece takılırsın. Adam tam bir kız radarı, hemen buluyor. En uygun kızı seçiyor, yanına çekiyor filan yani o adamla gece hayatında iyi bir ikili olunur ama normalde takılacağım bir adam değil. Bir defa meyve salatası yiyor ya daha ne olsun (gülüyor).

Röportaj: Serkan AKKOYUN
Fotoğraflar: Mustafa öZDEMiR

RöPORTAJIN TAMAMI FUTBOL EXTRA HAZiRAN SAYISINDA
---------------alıntı---------------
15 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol