kerami pestenkerani

iki fayans arasında kalan ince boşluk.

jeneriğinin başında bart cezaya kaldığı okulda tahtaya her bölümde başka bir şey yazar, sonunda ise ailenin kanepe ile ilişkileri farklı olur. bir de dizide şunu gördüm; dizinin ilk dakikalarında gerçekleşen bir olay çatının kurulduğu olay değil, tali bir olay oluyor.

aralıksız giydiği sarı tulumunun fermuarını açarak cüretkâr bir dekolteyle spikerlik yapan bir çalışanı nasıl işe aldığını da kimse kanal 6'ya sormaz hiçbir bölümde. levent kırca'nın yanındaki uzun elemana benzer bir ofis arkadaşı vardı april'in. bordo bir gömlek mi ne giyerdi.

donatello'yla yaşadıkları fırtınalı aşk da sümen altı edildi durdu hep.

(bkz: kafayı vurup yatmak)

bal köpüğü sakalları, bön bakışları ve stajyer pornocu gibi sevişmesiyle dikkat çeken ıssız adam alper'in ilaçlı gazozu.

adıyla müsemma olan amon göth, nazilerin toplama kamplarında görev yapmış ve kendisine haybeden esen delüzyonları yüzünden yahudileri öldüren bir ss-hauptsturmführer'idir.[ybkz]swh[/ybkz] bi ara üçkağıtçılıktan tutuklanmışsa da almanya'nın dünya savaşı'ndaki makus kaderi onun yargılanmasını önlemiştir. daha sonraları deli raporuyla hastaneye yatsa da amerikalıar tarafından savaş suçlusu diye tutuklanıyor. polonya mahkemesi idamına karar veriyor ve bilinçli veyahut bilinçsiz bir şekilde süregelen aksaklıklar neticesinde ancak birkaç denemeden sonra infazı gerçekleşebiliyor.
schindler'in listesi'nde kendisini ralph fiennes canlandırmıştır. içeride hatun, kendisi üstü çıplak bir şekilde balkondan sniper'la dinlenen tutsakları öldürüyordu hani. o amon göth işte.

buradan başarısızlıkla sonuçlanan iki deneme de dahil infazını izleyebilirsiniz:
http://www.youtube.com/watch?v=aroAPNeTyJY

bu da filmdeki infazı. saçını düzeltmesi yönetmenin ve oyuncunun yeteneğidir:
http://www.youtube.com/watch?v=nFe_MVpvQUc

emekli olmuş at. insanlara nazaran çok farklı emeklilik hayatları var. bireysel emekliliğe hayvan kadar para gömmüş ssk'lılar gibi yurt dışı gezisi niyetine hacca gitmiyor bunlar. bizler gibi ıskartaya çıkmıyor, damızlığa giriyorlar.
atların emekliliği insanların balayınına tekabül ediyor.

fiili ehliyeti kaybettiren, zihnin baştan firar etme durumu.

dahilik şahikasının en tatminkâr patikalarından korunmasız geçen gerçek bir aktivist.

yahudilerin tam ifadeyle dünyevi hayatlarını askıya aldıkları kefaret günleri. o gün oruçlar tutulur, sinagoga gidilir, tokea'lar çağrılır, dualar edilir.

çok beğendiğimi ve obsesif protagonistin tenevvür maksadıyla sürekli bir grandmaster'a giderek onunla go oynadıklarını hatırladığım kült film.

ks. very important person

hayatta kalma mücadelesi veriliyorsa idrar. çevrede başka kişiler daha var ise birbirinizin ağzına işeyerek kati yaşam mücadelesini marki dö sad boyutuna taşıyabilir, son saatlerinizi edepsiz bir iğrençlik içerisinde geçirebilirsiniz. tabii aniden karşınıza boynunda rom fıçısı taşıyan bir saint bernard çıkmazsa. çıktıysa da zaten muhtemelen soğuktan benliğinizi kaybetmişsinizdir, iyi uykular.

az önce galatasaray'ın tur atlamasının ardından muhtemel rakiplerini "fener neyse de beşiktaş'ın rüyasında bile göremeyeceği takımlar" alt metniyle vererek 90'ların yavan mizahıyla taraflı yayın yapsa bile aktüeliteyi anlatan sevimli site.
ben çok güldüm. sporda bunlar olmalı.

türkiye futbol külliyatında gördüğüm iki liderüstü futbolcudan birisi. ikincisi gheorghe hagi'dir. bu adamlar doğal ya da sonradan edinilmiş, futbol ya da futboldışı bazı üstün vasıflarla kutsanmışlardır. bir sporcunun böyle birisi olup olmadığını şöyle anlarız. müsabaka esnasında bu kişilerin bastığı yerler michael jackson'un billie jean klibindeki gibi farklı bir düzleme sahip olarak ışıklar saçıyor ya da oyun konsollarındaki gibi kafasının üstünde bir seçilmiş kişi ibaresi yer alıyorsa bu kişi liderüstü bir kişidir. çevresindekiler görünmez iplerle kendisine bağlıdır ve onun insiyatifindeki hareketleri, diğerlerini gayriihtiyari şekilde yönlendirir.

bireyin sözlük ortamında hakaret etmeyi sözlüğün bekası için istemeyip twitter'ın kara deliğine istifra etmeyi yeğlemiş olması mümkündür.

bu skorla galatasaray, bizlerin kalpazanlığından ver almadığımız avrupa'nın en üst kupasında iki sene aralıksız grup aşamasını yüz akıyla tamamlayarak bir kez daha boktaki boncuk olduğu gerçeğini yüzlerimize tokat gibi çarpıyor.

galatasaraylılar her şey hak ediyor.

looney tunes'un küçüklüklerinin yayımlandığı çizgi dizide bir karakter vardı. kız çocuğu kedileri, tavşanları böyle boğarcasına sıkarak seviyordu. adını unuttum. onun sevgisi de görülmeye değerdi.

ibrahim tatlıses'in doğum yeri.

21. yüzyıla kadar türk erkeğinin tipik bir özelliğiydi. liberalizm, modernizm, globalizm, beckham falan derken çok bozuldu ortalık.

ayrıca lütfen tom selleck'i de unutmayalım.