isyan devrim beşiktaş

başkan fikret orman'ın 15 aralık 2013 kasımpaşaspor beşiktaş maçında gerçekleşen olaylarla ilgili düzenlediği basın açıklamasında söylediği söz. tüylerim diken diken oldu. bundan korkuyordum, 101. yılda yaşadığımıza benzer olaylarla karşılaşıyoruz. ama yönetim de bunun farkında ve bu kez 2004 gibi olmayacak inşallah.

(bkz: 101. yılda yediğimiz golü bir daha yemeyeceğiz)

başlamak üzere. başkanın yüz ifadesi oldukça sert, siniri belli oluyor. haydi yanılt bizi başkan. ben tükürdüğümü yalamaya razıyım, siz yeter ki gerekeni yapın.

çok bir şey değiştirmeyecek şeylerin söyleneceğini düşündüğüm açıklama. daha önce de gördük bu tarz şeyleri. taraftarın gazını almak için biraz bağırılır, masaya yumruğumuzu vuracağız denir, sonra başvuru yapılır biter. umarız ki gerçekten vursunlar masaya yumruklarını, karartsınlar gözlerini ne olursa olsun desinler ama olmayacak. pek umutlanacak bir şey yok yani.

fernandes'e sarılmaya geldiği, aslında çok iyi niyetli bir insan olduğu çok belli olan taraftardır. canımdır o benim ya, ne kadar masum. sevdiği futbolcuya sarılmak istedi sadece abartmayın. şu fotoğraf onun ne kadar masum olduğunu gösteriyor zaten;

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=242347502598400&set=a.104241283075690.10524.103609539805531&type=1&theater

kendisine çok kızgın olduğum yazar. onun yüzünden bir akşam yemeği borcum oldu! dünkü maçın devre arasında kalbim beşiktaşa zikreder ile sözlük üzerinden konuşurken bu arkadaşın adı geçti. nickinin ne kadar güzel olduğundan bahsederken ben dedim ki; haydi arka arkaya hiç durmadan 5 kez pepük diyene diğeri yemek ısmarlar. kabul etti tabi sevdiceğim de. ben kendime çok güveniyorum, tekerlemelerde falan başarılıyımdır diye. bir de çakal gibi ilk ben söylerim dedim. ilk söyleme çalışmamda ikinci pepük'te karıştırdım. daha sonra ikinci şanslarda ben yine söyleyemezken sevgilim hiç bozmadan 7 kez söyledi, benim bozma çalışmalarıma rağmen. ben yine çirkef yapmaya çalıştım ama olmadı, şu an bir akşam yemeği borçluyum.

seni affetmeyeceğim pepük! [ybkz]swh[/ybkz]

hakkında çokça sözler söylenebilecek birisi fakat bunların ne kadarını burada söyleyebiliriz onu bilmiyorum.

öncelikle hakemliği hakkında birkaç şey yazacağım. maç boyunca yaptığı eyyamın haddi hesabı yok. bu maçın böyle gergin bir ortamda oynanacağı belliyken böyle bir maça böyle vasıfsız bir hakemi atayan mhk ilk suçludur. ama onların istediği düdükleriyle beşiktaş'ı kesip biçecek bir adamdıysa eğer bunu gayet iyi başardı. maç boyu verdiği abuk sabuk fauller, vermediği fauller, ikili mücadelelerde inisiyatifini daima kasımpaşa'dan yana kullanması, gözünün önünde aynı dakika içinde biri 15 biri 6.5 metre olmak üzere yerinden uzakta atılan taçlar, buna itiraz eden adama verilen sarı kartlar... sayılacak, tartışılacak çok karar var elbette. sahaya dışarıdan giren kişiye rağmen maçı devam ettirme çabası ve buna hiçbir şey yapmaması da tuhaftı tabi. ayrıca o malum donk'un pozisyonunda yaptığı saçma yorum, kuralı bilmediğini apaçık ortaya koyuyor. bunların hepsi kabul edilebilir, kötü hakemdir dersin geçersin. ama bundan sonrası o kişinin karakteriyle ilgili sonuçlardır.

bariz bir kural hatası yapmıştır maçta. defalarca izledim, hatta trt ısrarla hakemi korumaya çalışırken anlattıklarıyla gösterdikleri arasında çelişki varken bile belli oluyordu topu atmadan düdük çalınmadığı. ama bu kişi ne yaptı, düdüğü daha erken çaldığını rapor etmiş. bunun böyle olacağı belliydi ama bu kadar alenen yapılması çok ayıp gerçekten. maç bittikten sonra tüm kanallarda olayın kural hatası olduğu konuşuluyordu, iki tanesi hariç. evet biri lig tv diğeri de trt doğru olduğu söylenen kanallar. özellikle markus merk'in ısrarla doğru olduğunu söylemesi, hatta bu olayın mağdurunun donk olduğunu söylemesi komikti. daha sonra rapor ortaya çıktı ve oynana tiyatronun son perdesi de açığa çıkmış oldu.

siz kötü hakem olabilirsiniz, evet küfür yersiniz hakkınızda konuşulur ama kötü hakemdi denir yıllar sonra sizin için. ama siz tüm türkiye'nin gördüğü olayı bambaşka bir şekilde raporlarsanız hakkınızda kötü hakem değil, kötü insandı denir. sen iyi bir insan olamazsın, sen yalancı, karaktersiz, şerefsiz bir insansın barış şimşek. yıllar önce ali aydın verdiği yanlış karardan senin gibi dönebilirdi. ben victoria'ya değil başka birine gösterdim sarı kartı diye sıyrılabilirdi işin içinden. ama o hatasını kabul etti maçı tekrar oynattı. onun hakkında söylenebilecek yorum hakemliğiyle ilgili oluyor sadece, kişiliğiyle değil. ama senin kişiliksizliğin anılacak hep. şimdi senin arkanda duran mhk ve federasyon elbette dönecektir ve sen tek başına kalacaksın. o zaman ne olacak bakalım.

bir daha beşiktaş maçları göremeyeceksin eminim. ama keşke görsen, keşke inönü'ye gelsen de sana yaşarken cehennemi gösterebilsek.

15 aralık 2013 kasımpaşaspor beşiktaş maçında söylenen hareketleri yapmış sanırım. birkaç yerde daha buna benzer yorumlar okudum, inanmak istemiyordum ama inanılmayacak bir şey yok, onda bunu yapacak potansiyel var.

sahaya girme olayı olmadan birkaç dakika önce bir korner kullanıyorduk, o pozisyonda bir şeylerin olduğunu anlamıştım, hatta kalbim beşiktaşa zikreder'e de söyledim; orada bir karışıklık oldu diye. ben kasımpaşa taraftarıyla tartıştı sandım ama o beşiktaş taraftarıyla laf dalaşına girmiş ve tükürmüş, olay da oradan patlak vermiş. aşağıdaki linkte maça giden bir arkadaş anlatmış. uzun süredir takip ettiğim bir site ve o arkadaş da gayet güzel yazılar yazıyordu, yani troll değil. ben de ondan duyunca inandım olaylara zaten. neyse bu dakikadan itibaren artık formamı giyemez, giymemeli bu kadar basit.

http://www.burasikapali.com/2013/once-bilic-sonra-fernandes-hepsinin-basinda-yonetim/

malum maçtan sonra twitter'ında niyetini belli etmiş o. çocuğu, pardon oyuncudur.

https://twitter.com/nedenttoldu/status/412338043199029248/photo/1

hayır madem bir bok yiyorsun neden geri vites yapıyorsun amın oğlu. yiyemeyeceğin sikin altına yatmayacaksın diye bir laf vardır, bilir misin sen?

yapılmaması gereken bir hareketi yapan ama kesinlikle kızmadığım adam. evet profesyonellik bunu gerektirirdi fakat bunu gerçekleştirmek kolay değil. saha içinde ne idüğü belirsiz bir herif gelecek benim takım arkadaşıma saldıracak ben de bir şey yapmayacağım, bunun imkanı yok.

ben de amatör kümede oynarken buna benzer bir şeyler yaşamıştım. bir takım arkadaşımıza birisi saldırmıştı ben de kale arkasında ısınıyordum ve olay çıktığı an sahaya girip müdahale ettik. orada sahaya girmeyelim kart görürüz düşüncesi aklımızın ucuna bile gelmedi ve girdik bu kadar. sonuna kadar hak veriyorum, az bile yaptı o amına koyduğum çocuğuna.

türkiye'de artık futbol oynamak istemediğini söylediğine dair iddialar olan futbolcu. muhtemelen kulüp tarafından hafta içi kadro dışı bırakılır ve devre arasında takımdan ayrılır. çok sevmiştik ama olmadı, yapılmaması gereken şeyleri yaptı, olsun yolu açık olsun.

ayrıca bir konuda kendisine hak veriyorum, ben de böyle bir türkiye'de artık futbol izlemek istemiyorum. midem kaldırmıyor. biraz vicdan, çok değil.

ilk yarısı 34-26 anadolu efes üstünlüğüyle bitmiş maç.

yer değiştirmek, gitmek, ulaşmak anlamlarında kullanılan söz öbeğidir. bu söz öbeğine özellikle polisiye filmlerinde rastlamak mümkündür. polisler arasındaki telsiz konuşmalarında bu söz kullanılır, gidiyorum değil de intikal ediyorum derler.

bir yerden başka bir yere geçme ve anlama, kavrama anlamlarına gelen kelimedir.

(bkz: intikal etmek)

yaptığım sinsice planda [ybkz]swh[/ybkz] bana yardımcı olan, sürprizin bozulmaması için o başlık hakkında entry bile girmeyen adamdır. sağ olsun çok mutlu etti beni. sevgilimin yüzündeki mutluluk ifadesini görmemi sağladığı için kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır.

heyecanı kasıp kavuran maç. hatta kasıp kavuran maçlardan biri, hatta hatta içinde beşiktaş olan her şey kadar heyecan verici bir maç daha. her maç günü bir öncekinden daha heyecanlı oluyorum sanki ya da ben hepsinde aynı heyecanı yaşıyorum ama o seferki daha heyecanlıymış gibi geliyor bilmiyorum. maçın kritik olduğu kesin, korku elbette var çünkü bu maçı kaybetmemeliyiz. fakat geçen sene yine bu statta oynadığımız maçtan da korkuyordum ben ve 3-0 yenmiştik. bugün de öyle olacak diye umut ediyorum, mutlu oluyorum. hayat da böyle değil mi zaten? umut edince mutlu oluyor insan.

(bkz: aslolan hayattır hayat da beşiktaş)

bugün taraftarlar siyah gidecekler maça, tolga zengin'in acısını paylaşmak için. biz simsiyahken beşiktaşım bembeyaz bir galibiyet alır ve biz yine simsiyah bembeyaz oluruz umarım.

(bkz: beşiktaş ulan)

demirören yönetiminin lanetinin hala geçmediğini bizlere gösteren takım. daha neler göreceğiz bakalım senin yüzünden demirören.

dünden beri içim buruk, hüzünle takip ediyorum her haberi her fotoğrafı. gördükçe kötü oldum, okudukça dağıldım. fakat son darbe yine kendisinden geldi. yönetimin süresiz izin verdiğini söylemesinin ardından takımı yalnız bırakmak istemediğini, pazar günü oynanacak kasımpaşa maçında kaleyi korumak istediğini söylemiş. eh be kardeşim, bu kadar büyük yıkımın ardından bunu söylemek, başarabilmek ne kadar zor harbiden yürekten helal olsun sana.

http://www.ntvspor.net/haber/futbol/99735/oynamak-istiyorum

annesini toprağa verirken çekilmiş bir fotoğrafını gördüm, zaten kocaman bir hüzün vardı içimde iyice dağıldım. allah'ım bu nasıl bir acıdır böyle, sabır ver sen, dayanma gücü ver. fotoğrafı paylaşmaya yüreğim el vermiyor, zaten fotoğrafları karıştıranlar görmüştür ve ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlardır.

2013'ün bizden aldıklarından bir yenisi daha. bitsin artık şu lanet sene daha fazla can yakmadan.