genellikle yaptıkları nedeniyle sevdiğim ve saygı duyduğum başkanımızdır. fakat ibrahim kızıl denen adamın "at hırsızı" benzetmesine verdiği cevap yüzünden ben üzüldüm açıkçası. yakıştıramadım kendisine. beşiktaşımın başkanı böyle seviyesiz, haysiyetsiz adamlara bu tarzda cevaplar vermemeliydi.
eti'nin şu zamana kadar yaptığı en muhteşem krakerdir. fiyat performans açısından bakınca oldukça başarılı olan bu krakerin sade ve biberli-kekikli olmak üzere 2 çeşidi vardır. biberli-kekiklisi de güzeldir lakin en harika olanı sade olanıdır.
öeeh dediğinizi duyar gibiyim, ben de o tepkiyi vermiştim. yine eti'nin ürettiği ilginç tatlı çubuk kraker çeşididir. denemedim, denemek bile istemedim açıkçası. onun için tadıyla ilgili yorum yapamayacağım.
eti'nin bokunu çıkartırcasına ürettiği krakerdir. madem tuttu aromalı çubuk kraker neden abartmıyoruz diye düşünülüp üretildi tahminimce.
ilk olarak eti tarafından üretilen alternatif krakerdir. fakat en azından benim açımdan pek tercih edilesi değildir.
biranın yanında müthiş giden krakerdir. bira olmadan da zevkle tüketilebilir lakin en güzel ikiliyi birayla oluşturur. ilk gençlikte 70'lik marmara 34 ve baharatlı çubukla az sarhoş olmadık.
kokusu garip olsa da tat konusunda harika olan krakerdir. eti crax, diğer rakiplerine göre ön plandadır.
allahın bir lütfu adeta. özellikle ülker'in susamlı çubuğu muhteşemdir. çocukluktan kalma bir alışkanlık olarak önce susamlar yenir ardından çubuklar yenince en güzelidir.
çıtır çıtır giden, hele heyecanlı bir şeyler izleniyorsa nasıl bittiği anlaşılamayan güzel kraker. çocukluktan beri değişilmeyen tatlardan.
sonunda bakkala göndersen gider yazar karmasından kurtulmuş yazar. bugün bayramım olsun! artık ben de azimli yazarım!
bir yere, mekana/ülkeye girdiğiniz anda verdiğiniz para. giriş ücreti veya vize ücreti de denilebilir.
(bkz: ayakbastı parası)
bir de bunun bir üst modeli vardır, çükten sıkıştıran kişi "oku bakayım istiklal marşını tersten!" der. o anda zaten canı yanmakta olan kişi gelen abuk teklif karşısında ne yapacağını şaşırır ve canının yandığıyla kalır.
2003-2004 sezonunda benzer olaylar dönerken ağzını açmayanların şimdi hüngür hüngür ağlamasına neden olan maç. evet fenerbahçeliler haklılar, buz gibi penaltı verilmedi. bu olaylar da üst üste geldi evet. lakin, o sene bizimle uğraşan hakemler varken, mhk'nın devre arası kampında zago'nun çok tehlikeli girdiğini ısrarla anlatan hakem hocaları varken onlar görülmüyordu. ne diyordu fenerli arkadaşlarımız? hak ettik kazandık, 11 puan geriden geldik kazandık. öyle değilmiş o işler değil mi kardeşler? biz bizim üzerimize oyunlar oynanıyor derken 5 kırmızı kart da haklı diyordunuz. şimdi görüyorsunuz gününüzü işte. hiç üzülmüyorum, biz çektik kahrolduk şimdi sıra sizde. tek üzüntüm şampiyonluk fener'den galatasaray'a geçerse olur. seyrantepe gençliğinin çenesi asla kapanmaz böyle bir durumda.
önümüzdeki 3'ü deplasman olmak üzere çok çok önemli 4 maçlık periyodun başlangıcı olan maç. bu maçı almalı, ardından tayyip'in köpeklerine, sonra da sırasıyla bursa çocuklarına ve fransız çakmalarına vurmalıyız. vurmalıyız ki bu ligde sözümüzün geçtiğini hatırlatabilelim. hatırlatabilelim ki seneye stadımız açıldığında avrupa kupalarında da oynayabilelim. oynayabilelim ki bu takıma güzel transferler ve akıllı hamleler yapılsın.
hepsinin başlangıcı gibi bir şey yani kısacası. haydi kartallarım, vurduğunuz gol olsun!
(bkz: benim bir tek hayalim var o da kartal şampiyon olacak)
(bkz: inşallah)
hepsinin başlangıcı gibi bir şey yani kısacası. haydi kartallarım, vurduğunuz gol olsun!
(bkz: benim bir tek hayalim var o da kartal şampiyon olacak)
(bkz: inşallah)
(bkz: silmeyen fenerli olsun mu)
ağızda mayhoş bir etki bırakan tattır. limon, greyfurt, mandalina, yeşil erik bu tada güzel örnektir.
alternatif ciğerci ismidir.
doğrusunun asla bulunamayacağı taraftardır. din gibi bir şeydir bu da. kimse kimsenin nasıl dinini yargılayamaz, senin dindarlığın benimkinden daha az ya da çok diyemezse bu da aynısıdır. benim kendisinden daha az ibadet ettiğim için benim dindarlığımı yargılamaya çalışan kişi nasıl bok yiyorsa benim beşiktaşlılığımı da yargılamaya çalışan bok yemiştir. herkesin beşiktaşlılığı kendine doğrudur. hayatında istanbul'a gidemeyen, gitse de maça gidemeyen kişiler, maça gidenlerden daha az beşiktaşlı demek son derece mantıksızdır.
burada kendi fikrimi beyan ediyorum tabii ki.
burada kendi fikrimi beyan ediyorum tabii ki.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?