sosisli sandviçin içine amerikan salatası konmasıyla yapılan muazzam yiyecektir. orijinali istanbul fındıkzade'de goralı büfesinde yenebilir. 1945'ten beri babadan oğula geçen bu büfenin sahiplerinin soy isimleri bile goralı'dır. başka yerlerde yediğiniz goralılar genellikle kötü birer kopyadan ibarettir.
platin rengi boyattığı saçlarıyla hafızalarımızda yer eden kalecidir.
yıllar yıllar önce çağla şikel'in şenol ipek'e attığı söylenen mesaj. o zamanlar çok moda olan televoleleri uzunca süre meşgul etmişti ve o dönem birçok arkadaş arasında geyiği yapılmıştı bu konunun.
kaşar peyniri ile yapılan tost çeşididir.
müesseselerin kaşarlı tost dediğinizde kaşar peynirini az koymaları yüzünden türetilmiş tost çeşididir.
karışık ya da kaşarlı tostun dışına salça sürüp kekik dökmek suretiyle yapılan tosttur. bandırma çarşı'da sıra sıra dizilmiş tostçularda bu enfes lezzete ulaşabilirsiniz. yanında bir de bol köpüklü ayran isteyince insan zevkten dört köşe olur. ayvalık tostu kadar bilinmiyor ne yazık ki.
ayvalık harici pek iyisi yapılamayan güzel yiyecek. etrafta yapanların birçoğu genellikle kötü çakmalardan öteye gidemez.
iki parça ekmeğin arasına kaşar peyniri, sucuk, sosis, beyaz peynir, domates, salça gibi malzemeleri koyarak tost makinesi ya da tava ve bir tabak yardımıyla pişirilen enfes yiyecek. bazen insanın canı fazlasıyla çeker.
(bkz: olsa da yesek)
(bkz: olsa da yesek)
sakin'in en güzel şarkılarından biri. denek hayatım gibi ölümleri hatırlatan insanın ciğerini sızlatan bir şarkı.
90'lı yıllarda özellikle güneydoğu anadolu bölgesindeki faili meçhul cinayetleri, o kayıpların gömüldüğü ölüm kuyularını/asit kuyularını anlatıyor. sözleri de şöyle;
günaydın memur bey
uzun zamandır hasretim
hem güneşten, hem tenimden nefesimden
mahrumum hepsinden
günaydın memur bey
simsiyah bir çukur
tıkıldığım, sıkıldığım
kemiklerimi saydırdığım
dünya yıkıldı ben giderken
erimiş cesedim ne fayda
ıslak yağmuru emdim de
kurtlara karıştım
biraz dur memur bey
ahir zaman cevaplarım hazır değil
neden insan, neden gelir
sorular kuyumda
düşün sen memur bey
zaman almaz
nasıl bir karanlık getirdi bak
eritti yaktı asitle
dünya yıkıldı ben giderken
erimiş cesedim ne fayda
ıslak yağmuru emdim de
kurtlara karıştım/kurtlara yem oldum
dünyam şu naylon torbalarda
http://www.youtube.com/watch?v=0Vf8-b7QjVo
90'lı yıllarda özellikle güneydoğu anadolu bölgesindeki faili meçhul cinayetleri, o kayıpların gömüldüğü ölüm kuyularını/asit kuyularını anlatıyor. sözleri de şöyle;
günaydın memur bey
uzun zamandır hasretim
hem güneşten, hem tenimden nefesimden
mahrumum hepsinden
günaydın memur bey
simsiyah bir çukur
tıkıldığım, sıkıldığım
kemiklerimi saydırdığım
dünya yıkıldı ben giderken
erimiş cesedim ne fayda
ıslak yağmuru emdim de
kurtlara karıştım
biraz dur memur bey
ahir zaman cevaplarım hazır değil
neden insan, neden gelir
sorular kuyumda
düşün sen memur bey
zaman almaz
nasıl bir karanlık getirdi bak
eritti yaktı asitle
dünya yıkıldı ben giderken
erimiş cesedim ne fayda
ıslak yağmuru emdim de
kurtlara karıştım/kurtlara yem oldum
dünyam şu naylon torbalarda
http://www.youtube.com/watch?v=0Vf8-b7QjVo
11 şubat 2014 atletico madrid real madrid maçının 7. dakikasında attığı golle maçların her dakikasında gol atmış oyuncu olmuş. vay arkadaş gerçekten insan değilsin sen!
(bkz: http://futbolmuzik.blogspot.com.tr/2014/02/dakika-dakika-ronaldo-golleri.html)
(bkz: http://futbolmuzik.blogspot.com.tr/2014/02/dakika-dakika-ronaldo-golleri.html)
hande yener, demet akalın, ajda pekkan, bengü gibi birçok şarkıcının bilinen pek çok şarkısında, söz, müzik, aranjman olarak emeği geçen samsunlu müzisyen. sezen aksu'nun öptüm remix albümündeki şarkılardan bazıları olmak üzere yine pek çok mix'i de bulunmakta. çok yakın bir tanıdığın söylediğine göre iyi bir müzisyen olacağı çocukluğundan belliymiş.
(bkz: bir tanıdık ekolü)
(bkz: bir tanıdık ekolü)
bir takım orospu çocukları yüzünden artık çanakkale'de bile kullanması zor olan ulaşım aracı.
öncelikle çanakkale gibi dümdüz bir şehirdeyseniz rahatlıkla kullanabileceğiniz bir şeydir bisiklet. bir ucundan diğer ucuna kadar bisikletle gidilebilecek nadide şehirlerdendir çanakkale. bu nedenle birçok bisikletliye rastlayabilirsiniz bu güzel şehirde. ama son zamanlarda burada da türeyen orospu çocukları artık bu keyfi çekilmez kılıyorlar. daha önce de birçok defa kornalı tacize, özellikle ışıklarda sıkıştırmaya maruz kaldım, kaldırım orada dururken yolun ortasından yürüyen yayalar, abuk subuk yerlere park eden arabalar nedeniyle çok zorlandım. fakat bu sabah yaşadığım son olay artık iyice canımı sıktı.
az önce ufak bir işimi halletmiş bir şekilde evime dönüyordum. aklımda fırından alacağım ekmeğim vardı sadece. yavaş yavaş fırına doğru gidiyordum. ışıklarda, tam da en öne park etmiş kangoo tarzı bir araba vardı. kırmızı ışık yanıyordu arabalar için, ben de her zaman yaptığım gibi kenardan geçmeye çalışıyordum. bir anda arabanın kapısı açıldı ve ben ne olduğunu anlamadan çarptım. göğsüme geldi en önemli darbe, bir an nefessiz kaldım. sol elim hafiften ezildi. gerçi önemli bir şey yok şu an ama ilk anda aptal gibi oldum. can acısından bir şey diyemedim adama, "napıyorsun abi yaa" diyebildim sadece. "aman kardeşim, aman" dedi sadece.
sonradan fark ettim ki kendisi telefonla konuştuğu için benim geldiğimi fark etmemiş. hadi sen fark etmedin be amına koyduğum çocuğu, o şoför ne sikime duruyor orada acaba? gözünü siktiğim adamı, dikiz aynalarını ne için koyuyorlar oraya?
neyse şu an önemli bir şey yok, ama sevdiceğimin emanet bisikletiyle yaptım kazayı en çok ona üzüldüm. sepetini yamulttum iyice. zaten en korktuğum şeylerden biriydi arabanın yanından geçerken kapının bir anda açılması. deneyerek öğrenmiş oldum bu kez.
öncelikle çanakkale gibi dümdüz bir şehirdeyseniz rahatlıkla kullanabileceğiniz bir şeydir bisiklet. bir ucundan diğer ucuna kadar bisikletle gidilebilecek nadide şehirlerdendir çanakkale. bu nedenle birçok bisikletliye rastlayabilirsiniz bu güzel şehirde. ama son zamanlarda burada da türeyen orospu çocukları artık bu keyfi çekilmez kılıyorlar. daha önce de birçok defa kornalı tacize, özellikle ışıklarda sıkıştırmaya maruz kaldım, kaldırım orada dururken yolun ortasından yürüyen yayalar, abuk subuk yerlere park eden arabalar nedeniyle çok zorlandım. fakat bu sabah yaşadığım son olay artık iyice canımı sıktı.
az önce ufak bir işimi halletmiş bir şekilde evime dönüyordum. aklımda fırından alacağım ekmeğim vardı sadece. yavaş yavaş fırına doğru gidiyordum. ışıklarda, tam da en öne park etmiş kangoo tarzı bir araba vardı. kırmızı ışık yanıyordu arabalar için, ben de her zaman yaptığım gibi kenardan geçmeye çalışıyordum. bir anda arabanın kapısı açıldı ve ben ne olduğunu anlamadan çarptım. göğsüme geldi en önemli darbe, bir an nefessiz kaldım. sol elim hafiften ezildi. gerçi önemli bir şey yok şu an ama ilk anda aptal gibi oldum. can acısından bir şey diyemedim adama, "napıyorsun abi yaa" diyebildim sadece. "aman kardeşim, aman" dedi sadece.
sonradan fark ettim ki kendisi telefonla konuştuğu için benim geldiğimi fark etmemiş. hadi sen fark etmedin be amına koyduğum çocuğu, o şoför ne sikime duruyor orada acaba? gözünü siktiğim adamı, dikiz aynalarını ne için koyuyorlar oraya?
neyse şu an önemli bir şey yok, ama sevdiceğimin emanet bisikletiyle yaptım kazayı en çok ona üzüldüm. sepetini yamulttum iyice. zaten en korktuğum şeylerden biriydi arabanın yanından geçerken kapının bir anda açılması. deneyerek öğrenmiş oldum bu kez.
bugünkünü benim yazdığımdır.
şairler parkı iletilerimizin çok benzer olduğu yazar. gerçi daha önce bunu konuşmuştuk ama ben alışmışım şairler parkı'nı açınca bugun ile iletilerimizin benzemesine. şimdi anlayamaz kimse bu aşkı ile iletilerin benzerliğini görünce garip geliyor. neyse buna da alışırız zamanla.[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: hayırlı olsun)
(bkz: hayırlı olsun)
uefa'nın resmi internet sitesinde iyi, kötü, çirkin başlığıyla kaleye geçmek zorunda kalan futbolcuların hikayelerini anlattığı yazıya konu olmuştur. bu yazıdaki ilk performans kendisinin muhteşem performansını anlatmaktadır.
http://www.uefa.com/memberassociations/news/newsid=2050980.html
http://www.uefa.com/memberassociations/news/newsid=2050980.html
müthiş bir hırs, bitmeyen enerji, en az dört ciğer, muazzam kondisyon, ara ara yaptığı inanılmaz ara pasları kendisini tanımlayabilecek sözlerden bazıları. hatta sağlam iradenin gerçek tanımı diyebiliriz kendisine. yıldız heveslisi bazı taraftarlar tarafından pek beğenilmese de takımın gizli yıldızlarından bana göre.
rakipleri bazen, kendisini/kendi arkadaşlarını/kendi taraftarlarını ise çoğunlukla yanıltan numaradır. her seferinde büyük bir şaşkınlık içinde sonucunu bekliyordum yaptığı hareketin. bir de genellikle bir yaptığıyla diğerinin sonucu farklı çıkardı.
http://www.ntvspor.net/haber/futbol/102842/olcay-sahan-nikah-tazeliyor
sözleşmesini uzatacak futbolcumuzmuş. yönetimin 2 yıllık uzatma teklifini kabul edip, futbolu bu formayla bırakmak istiyorum demiş.
sözleşmesini uzatacak futbolcumuzmuş. yönetimin 2 yıllık uzatma teklifini kabul edip, futbolu bu formayla bırakmak istiyorum demiş.
geldiği günden beri maç kaçırmaması, oynadığı her maçta kötü de oynasa ruhsuz oynamaması nedeniyle sonuna kadar saygıyı hak eden oyuncumuz. gerçekten aldığı her kuruş para helal olsun kendisine. insan her gün aynı formda olamayabilir, gol kaçırabilir, saçma hatalar yapabilir fakat sahaya karakter koymuyorsa ortada sorun vardır. olcay'a kötü oyuncu denebilir fakat asla ruhsuz değildir. sağolsun sahada yıllardır görmek istediğimiz ruhu gösteriyor. yıllar sonra, bir pascal, ilhan, deli ibo'nun yanında kendisini de bolca anacağız.
beşiktaşımın sözleşmesi sezon sonunda bitecek oyuncusu. yazmayayım yazmayayım diyorum ama dayanamayacağım, umarım totem bozulmaz.
sezonun ilk yarısındaki son maçlarda kalbim beşiktaşa zikreder ile konuşurken demiştim ki, "şimdi bu sezon sözleşme bitecek ve dünya kupası var ya onun için biraz daha iyi oynayıp kendisini saklayacak. takımı çok da umursadığını zannetmiyorum." fakat o günden sonra garip şeyler yaşadık. maçlara ciddi şekilde asılıyor, sakatlığı tam geçmeden oynamak istiyor. beşiktaşımın basketbol maçında da gördük kendisini. son kasımpaşa maçında oyundan çıktıktan sonra yedek kulübesinde bacaklarını uzatarak oturmak hakkıydı. çünkü cuma günü kasığı çekmişken maçı bıraktı. üzerinden 3 gün geçmişken maça çıktı, golünü attı, takım eksik kalınca savunmaya inanılmaz yardım etti, adeta sağ açık gibi oynadı. kontraya çıkmaya çalıştı, topu ileride tuttu.
bu şekilde oynamaya devam ettiği sürece takımda kalmalı. gol kaçar, evet kendisi çok gol kaçırıyor fakat maçı böyle istemesi, takıma sahip çıkması önemli olan. o çıktıktan sonra ileride topu tutmakta çok zorlanıyoruz. neyse o devam etsin yeter.
ayrıca bıyık kendisine çok yakışıyor. [ybkz]swh[/ybkz]
sezonun ilk yarısındaki son maçlarda kalbim beşiktaşa zikreder ile konuşurken demiştim ki, "şimdi bu sezon sözleşme bitecek ve dünya kupası var ya onun için biraz daha iyi oynayıp kendisini saklayacak. takımı çok da umursadığını zannetmiyorum." fakat o günden sonra garip şeyler yaşadık. maçlara ciddi şekilde asılıyor, sakatlığı tam geçmeden oynamak istiyor. beşiktaşımın basketbol maçında da gördük kendisini. son kasımpaşa maçında oyundan çıktıktan sonra yedek kulübesinde bacaklarını uzatarak oturmak hakkıydı. çünkü cuma günü kasığı çekmişken maçı bıraktı. üzerinden 3 gün geçmişken maça çıktı, golünü attı, takım eksik kalınca savunmaya inanılmaz yardım etti, adeta sağ açık gibi oynadı. kontraya çıkmaya çalıştı, topu ileride tuttu.
bu şekilde oynamaya devam ettiği sürece takımda kalmalı. gol kaçar, evet kendisi çok gol kaçırıyor fakat maçı böyle istemesi, takıma sahip çıkması önemli olan. o çıktıktan sonra ileride topu tutmakta çok zorlanıyoruz. neyse o devam etsin yeter.
ayrıca bıyık kendisine çok yakışıyor. [ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?