bizim için şiddetle önemli olduğunu düşündüğüm maç. trabzonspor maçındaki eksikleri ve ruhsuz oyunumuzu kimse inkar etmesin.açıkçası bu maçtan da tırsıyo olsam bile inanıyoruz çocuklar güldürün yüzümüzü...
bırakın galatasaray'ın yenmesini eze eze yenilmesini istediğim maç.evet ülke puanı diye bir gerçek var fakat hala ergen sefili misali sekiztaş rererörö diyen ayrıca bazı iğrenç teşebbüslere yeltenmiş (bkz: mühendis oktay ) bir takımın bırakın yenmesini Türk takımı olmasından bile rahatsız olmaktayım. bu eleştirilerim karşısında eksilere açığım.
gün itibariyle tamamen beta ya geçerek kendince devrim yapmış sözlüktür.senelerdir herkesin sevemediği beta ya geçilmesinin tek sebebinin moderatörlerin aptallıkları olduğunu düşünmekteyim .eski tadı falan olaylarına zaten girmeyeceğim.hele ki coca cola zero ile geri sayım yaparak buram buram reklam kokulu bir heyecan yaratma girişimi iyice mide bulandırmıştır.kısaca olmamış bu olmamış yapamamışlar.
Eşine duyduğu büyük aşkı her fırsatta şiire akıtmış büyük şair.Bu şiiri beni adeta benden almakta ve her gün mutlaka dinlerim:
SEN…
En güzel günlerimin
Üç mel’un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye
En güzel günlerimin bu üç mel’un adamını
Yer yer tırnaklarımla kazıdım
Hatıralarımın camına..
En güzel günlerimin
Üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi..
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince…
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var;
Senin ve benim
En güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete
ben o günleri..
Sana gelince,sen o günleri kendi oğluyla yatan,
Kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun: günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için…
En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi…
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi…
Sana gelince…
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün…
Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
Düşman bile değiliz..
SEN…
En güzel günlerimin
Üç mel’un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye
En güzel günlerimin bu üç mel’un adamını
Yer yer tırnaklarımla kazıdım
Hatıralarımın camına..
En güzel günlerimin
Üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi..
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince…
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var;
Senin ve benim
En güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete
ben o günleri..
Sana gelince,sen o günleri kendi oğluyla yatan,
Kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun: günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için…
En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi…
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi…
Sana gelince…
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün…
Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
Düşman bile değiliz..
hevesimizi kursağımızda bırakarak içirten maç. üzüldük.
İlk yarı korkutsa da coşum coşum coşturan maç olmuştur.Tüm çabalarıma rağmen bilet bulamasam da okulumun UnıBjk topluluğuna öncülük ederek müthiş zevk aldırtmıştır.öyle ki çabalarımla küçücük şehri siyah beyaza boyamayı başarmış bulunmaktayım.attığımız zafer turları da cabası.Şampiyon oluruz olmayız umrumda değil bu Beşiktaşlılık gururu yeter bize.
Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele'den sonra olmuş dediğim tek filmi. Bana kalırsa filmin tek eksi yönü eşini bi şekilde ön planda tutmak istemesi ki o rol için gerçekten biçilmiş kaftan oyuncularımız mevcut.Bunlar bir yana şiir sever bir insan olarak bayıldım diyebilirim.
genel türk kızı kezban işte rerereörörö saçmalatmaca kelimedir efendim.bunu çok kullanan insanların yine bir kezbanla evlenecek olması da kuvvetle muhtemeldir.kızlara da buradan sesleniyorum : yahu en azından kanka, pampa, hacıt kelimelerini lügatınızdan silin ve o çıtçıtlı badilerinizi düşük bel kot pantolanlarınızdan göstermeyin artık bi zahmet. al bak noldu şimdi ha noldu.
frınge ızlerken bıle ağlayabildiğimi fark ettiğim anın tam sonrasındayım.kendime gelebilmek için sözlük turu yapmak iyi fikir gibi geldi.sonuç olarak her zamanki gibi an itibariyle de saçmalamaktayım.hayırlısı.
beni de alırlarsa sevindirik olabilirim.zira girdiğim her ortamdaki renkdaşlarıma övüp üye yaptırıyorum.büyüsün kocaman olsun diye.
ve yine aynı maç için bilet bulamayacağım hissi şu an beni bunalıma sokmakta. buradan okulumda üyeliğimin olduğu ünibjk ye sesleniyorum.o bilet gelecek.
şu Beşiktaşlının makus kaderini gözler önüne sermiş maçtır.şöyle ki hangi maçı dinlemeyip izlemeyip totem yapsam kazanıyoruz arkadaş.8765765765 kere denedim onayladım bu maç da üstüne pul biber ekti.napsam bilemedim izlesem mi izlemesem mi.sonuç olarak (bkz: maç bizim )
beni kimse götürmezse eğer tek başıma gideceğim karşılaşma olacak.sonuç konusunda gerçekten bir şey söylemek zor.samet aybaba yakma bizi kurban olayım.
babamın beni son maça götürüşüne ev sahipliği yapmıştır.artık paramız oldukça.kimse de rererörör diyemez çünkü (bkz: öğrenciyiz biz kardeş )
71-52 geride olduğumuz karşılaşma.gerçek şu ki maçı almamızın imkanı yok.izlemeye yürek dayanmıyor artık!
son dakika golüyle resmen sinirden ağlamaklı olduğum maç.Beşiktaş seninle donarak ve kalp krizinden ölmeye geldik.amma ve lakin yine yeni yeniden Beşiktaş diyerek de sözlerimize son verdiğimiz karşılaşmadır efendim.
yeni atkımla beraber orada olacağım karşılaşma.muhtemelen Beşiktaş lı olmaya nail olamamış fakat en güzel maçların Beşiktaş tribününde izlendiğini savunan şahısları da kendimle sürükleyeceğim maç olacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?