confessions

huzun kovan kartalı

4. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 477
  2. takipçi 0
  3. puan 11950

mezuniyet

huzun kovan kartalı
küçük bir kızdım daha. henüz annemin kırmızı kurdeleyle saçlarımı süslediği günlerdi.her zaman uyumlu, arkadaşlarının yanında yaramaz, evde uslu bir kız.işte o zaman büyüklerin sormadan geçmediği “ne olacaksın büyüyünce?” sorusu bana sorulduğu zaman ağzımdan tek bir kelime çıkmıştı.karar vermiştim bile.öğretmen olacaktım.yanımdaki yaşıtım ben de öğretmen olacağım o zaman diye tutturduğunda ise yaptığım tek hareket onun yerde özenerek yaptığı çamurdan pastayı bozmak olmuştu.ben öğretmen olacaktım ve o bunu benden çalamazdı.öyle oldu…bunu benden kimse çalamadı.ortaokula geçtiğimde ilkokul öğretmenimin yanına gider devam ettiği birinci sınıfların derslerine girerdim.oyunlar oynatırdım, şarkılar söyletirdim.düşünce kaldırır susayınca su içirirdim ellerimle.ve o zaman kendi kendime tekrarlamıştım bu cümleyi “ben kesinlikle öğretmen olmalıyım”.ve lisede annemlerden gizlice sayısal alandan sözel sınıfa geçmem de bu yüzdendi.belki de SEVMEK istiyordum kim bilir.

çok bir şey yapmama da gerek yoktu bunun için biliyordum.ailemin, çevremin tüm ısrarlı cümlelerine rağmen üniversite tercihlerimde ilk tercihlere yazdım.puanım iyi olmasa da dua ettim.bildiğim tüm duaları içimden haykırdım.ve allah beni duymuştu.allah benim elimden tutmuştu, kalk gidiyoruz…

küçük bir şehirde dört yıl…ne kadar uzundu gözümde.ne farklı insanlar tanımıştım da kaç kez hayretimden ağzım açık kalmıştı.dostlarını kıyasıya satma rekabeti,arkadan vurmak.herkes yaşar ya hani bunu.ben daha tatmamıştım.artık bencilce düşünmek gerektiğine inanıyordum.ve bunu anlamam biraz geç olmuştu.uygulamaya koyamayacak kadar geç.

anlatmakla,yazmakla olmaz ya hani bazı şeyler ben buradaki arkadaşlarımın o ağzı bozuk duman altı bira kokan saatlerini, ev arkadaşlarımla kaldığım parasız günleri.başım bin bir türlü belaya girecek olsa da asla yalnız bırakmadığım, bana arkalarını döndüklerinde sarılmayı bildiğim dostlarım, yaptığımız kendimizce çılgın şeyler, bir kaç şehri yurttan kaçıp gezmek.anlatmakla bitmez.yazılmakla anlanmaz. içim acıyor çok.omzunda ağladığım o yürekler off…bu gün ağızlarda dolanan tek cümle vardı.nasılsa hep görüşeceğiz.bu bir veda değil.bu tam bir vedaydı.kimse kimseyle eskisi gibi olmayacaktı.farklı şehirlerde olanların sadece isimleri anılacaktı yılda bir kez olan buluşmalarda.ama unutulmazdı,yurdun yasak bölümlerinde gizli sigaralar, içilen içkiler,bin bir türlü şaka, binbir acı binbir dert binbir kahkaha.evlerde yapılan gizli fısıltılar, belki gerçek belki sahte sevgiler.eğlenmekler sonundaki ağlama krizleri.hastanede en ufak bir işin olsa bir anda etrafına yığılan kalabalık.hepsi gerçekti.gözümü açtım kapadım ve bitti.söylenecek çok söz çok hikaye var.ama ben hıçkırıklarıma hakim olup toparlayamıyorum.ve odam…perdesine tutuşturulmuş bir kocaman beşiktaş atkısı, dolabın üstüne yerleştirilmiş forma, tişörtler.kıytırık şehrin kıytırık manzaralı balkonu…yeşil başlıklı bazam bile.hepsi bana ait bir yaşamdı.sinir krizlerim, kafaya taktığım bir dünya, yatağımda uyumak için kıvrandığım güneşe küfür kokan saatler.son seste çalan sezen aksu…

şimdi mi büyük odamdayım.kep atma töreninde hıçkırarak yemin ettikten ve istiklal marşını bağıra bağıra söyledikten, babama sarılıp “bitti” dedikten sonra dostlarımla geçirdiğim son sazlı sözlü ağlamalı bir gece sonrası.odamda bana ait ufak iki parça eşya.perdedeki atkı artık yok.dolabım boş.o çok sevdiğim süslü şeyler yok.

ve belki atanamayacağım.belki iş bulamayıp sürüneceğim.fakat ben hayallerimi avuçlarıma aldım.sadece biri olsun gerçek oldu.mis kokan çocuklara hep böyle kalmalarını öğretemeyeceğim belki, ama “öğretmenim” diyebileceğim…

aklıma fikrime kilit vuruldu, ağlamaktan ve korkmaktan, artık bana ait olmayan bu odanın verdiği kötü rahatsızlıktan ne yazmaya ne düşünmeye ne konuşmaya halim yok.

ve biliyorum hiç bir şey bitmedi.en büyük korkum her şey yeni başladığı için.bana kötü davran fakat sakın bir dal parçası uzatmayı ihmal etme hayat.ben şimdi gidiyorum...

osmanlı devleti

huzun kovan kartalı
kuruluş tarihi 1299 yerine esasen 1302 olan devlet. bugün bir grup insanın savunduğu bir şey var.hukuk üstünlüğü olmayan, batıl ve ya zoraki anlayışlı bir devlet olduğu. şöyle ki osmanlı devleti tamamen bir hukuk devletiydi. benim yıllardır öğrendiğim en önemli konu budur.zamanın devletleri arasında en ufak bir olayın bile belgelerle kayda alınması, en çok hukuki belgeye sahip devlet konumuna gelmesini sağlamış.ve bu belgeler yıllardır çevrilse de hala bitmemiş durumda.yani ilk başta pek inanılası gelmiyor.vakti olan arşiv binasını ziyaretçi olarak gezebilir.bu sadece bir konuya bir örnekti.ve türkiye'nin osmanlı devleti'nin devamı olmasından rahatsızlık duyanlar gerçekten büyük yanlış içindeler.bu konuda kesinlikle tarafsızım.küçümsediğiniz o devlet bir kere hoşgörüsüyle tanınmış, cihan hakimiyetini falan katmaya gerek yok.hatta öyle ki ıslahat fermanında bile azınlıklar yenilikleri istememiş ve karşı çıkmıştır. feth edilen topraklarda nasıl bir düzen kurulduğunu artık bilmeyen insan yok.bir çok olay arasından çıkarılan alevilerle ilgili yapılan şeyler tabii ki insanlığa sığmaz.fakat devletin bekâsı diye bir anlayış var ve bunun için kendi oğlunu kardeşini öldürmüş bu adamlar.ayrıca yeniçerilerin hepsi de bektaşî tarikatına mensup kişilerdir.tabii ki bu yapılanları meşru kılmaz ama sadece hâlâ o devletin bize kattığı bir çok değerle yaşıyoruz.körü körüne kötülemeye de orda burada osmanlı geri gelecek söylemlerine de gerek yoktur.cumhuriyetle birlikte şanımız yükselmiştir.yani ben öğrencilerime [ybkz]swh[/ybkz] bu şekilde tanıtmayı düşünüyorum.
[ybkz]swh[/ybkz]

yavuz sultan selim köprüsü

huzun kovan kartalı
cinayeti işleyen katil olduğunu kendisi ağzıyla söylemiştir. hoş zaten gocunmuyor da neyse. alevi vatandaşlar nasıl ki "yavuz sultan selim bizim atalarımızdan değildir" vs bu tarz söylemlere girmeyip saygı gösteriyorsa o da bu inceliği yapacaktı. gelin görün ki kendi halkının bir kısmını saymıyor bu adam, yani bu davranışı hiç mi hiç şaşırtmamıştır. bir de dua okunması gayet normaldir. büyük olayların başlangıçlarında ve sonlandırılmasında bu gelenek yüzyıllardır türk topraklarında devam etmektedir.

1903tesemttengeziye

huzun kovan kartalı
bayıldığım oluşum.keşke istanbul'da olsam da gitsem dediğim.gezipark'a destek tam gaz devam ediyor ve her takımdan(!) insan kartal heykelinin önünde toplanarak beşiktaş topluluğuna,geziparkına destek veriyor optik başkan'ı anıyor.yalnız bir şey var.birlik beraberlik tamam da yani o ne öyle rengârenk.bir tuhaf olmuyor değilim.
11 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol