dinle neyden kim hikayet etmede
ayrılıklardan şikayet etmede
mısralarını akla getiren tutku isteyen çalgı.
eskişehir maçından sonraki yırtığın ardından 4 hafta oynamayacak olan kartal.
geçmiş olsun dileklerimizi yan yan bağlar, acil şifalar dilerim.
kalbimiz seninle, holosko gibi herhangi birşeye ihtiyacın olursa ; burdan mesaj atman kafi.
[ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
geçmiş olsun dileklerimizi yan yan bağlar, acil şifalar dilerim.
kalbimiz seninle, holosko gibi herhangi birşeye ihtiyacın olursa ; burdan mesaj atman kafi.
[ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
herşeyin başı sağlık diyerek, geçmiş olsun dileklerimi ilettiğim, bir şeye ihtiyacı olduğunda 7/24 aramasında sakınca olmayan , mevzu sıhhat ise ; gerisi teferruattır dediğim kartal.
gece 4 sularında,ayılmaya yakın, müdüre mail atarak yolladığım mektup.
gazamız mübare ola.
gazamız mübare ola.
(bkz: olur öyle arada sonra geçer)
oyuncularımızın kendini mental olarak iyi hazırlayamamış olmasından kaynaklı, 11 çıkaramamız,10 kişi kalmamız derken ; canın sağolsun kartalım çığlıklarıyla sona eren karşılaşma.
guti'nin tatile erkenden yol alma niyetleriyle kart gördüğünü iddaa eden melih denen adama da burdan
işini daha özenli yapmasını tavsiye ediyorum. uefa maçımız var daha gerizekalı herif.
oyuncularımızın kendini mental olarak iyi hazırlayamamış olmasından kaynaklı, 11 çıkaramamız,10 kişi kalmamız derken ; canın sağolsun kartalım çığlıklarıyla sona eren karşılaşma.
guti'nin tatile erkenden yol alma niyetleriyle kart gördüğünü iddaa eden melih denen adama da burdan
işini daha özenli yapmasını tavsiye ediyorum. uefa maçımız var daha gerizekalı herif.
sporting lisbon'da yetişip barcelona, benfica ve atletico madrid formalarını giyen 1979 doğumlu portekizli kanat oyuncusu. beşiktaş'a gelişi, portekizli olan quaresma'mı da sevindirecektir dediğim futbolik adam.
düşünsene hemşerinle top sektiriyorsun böyle. [ybkz]swh[/ybkz]
düşünsene hemşerinle top sektiriyorsun böyle. [ybkz]swh[/ybkz]
sarımsaklısına ekmek banabilir miyim acaba diye bünyemdeki iğrenç nefsi sorgulamama neden olan aşk.
banılır aslında ha.
banılır aslında ha.
2.bir hoşgelişi kendisine sunduğum, 3 olmasın ama aaa çektiğim kartal. [ybkz]swh[/ybkz]
alkolün dozunu kaçırmış, kefaletini ödeyecek adam arayan insanın yapacağı iş.
halbuse madem içerken tektin, hiç gerek yok böyle ali cengizlere.
(bkz: çok içtim sakın yaklaşma)
(bkz: bir tehdit unsuru olarak alkol) [ybkz]swh[/ybkz]
halbuse madem içerken tektin, hiç gerek yok böyle ali cengizlere.
(bkz: çok içtim sakın yaklaşma)
(bkz: bir tehdit unsuru olarak alkol) [ybkz]swh[/ybkz]
kaybedicek birşeyi yokmuşçasına destek olmak,savunduğu olguyu sımsıkı tutmak, ölümüne bağlanmak.
aslında duygusal insanlardır bu fikrin özündeki insanlar .
aslında duygusal insanlardır bu fikrin özündeki insanlar .
sevgilinin karşısında çıtır görünebilmektendir belki,kimbilir.[ybkz]swh[/ybkz]
dünya nimetlerinden geçmiş, insan sevindirmeyi seçmiş şekilli insan. [ybkz]swh[/ybkz]
quaresma iyileşti mi, iyileştiyse ne kadar iyileşti, oynayabilecek mi, yoksa biraz daha dursun mu sorularını beraberinde getiren karşılaşmamız.
hayırlısıysa oynasın kanımca, değilse dursun , yandan destek versin, ona da fitim ben.
hayırlısıysa oynasın kanımca, değilse dursun , yandan destek versin, ona da fitim ben.
(bkz: yavrum benim be)
bende diyorum neden seviyorum bu iskoçları.
bende diyorum neden seviyorum bu iskoçları.
(bkz: koyduk mu) [ybkz]swh[/ybkz]
forza'da kaleme alınmış süper eser.
---------------alıntı---------------
6 yaşında olan kardeşim Asaf Yusuf'a bir sözüm vardı... Onu BEşiKTAş'ımızın maçına götürecektim...
Yıllar sonra bir gündüz maçı denk gelince onu maça götürmeye karar vermiştim fakat bu kararı biraz geç aldım. Cumartesi günü internetten bilet baktığımda ise her zaman maç izlediğim Yeni Açık tribünündeki biletlerin tükendiğini gördüm... imkanım kısıtlı olduğundan dolayı Kapalı'dan bilet alamayınca 6 yaşındaki Yavru Kartal'ı BEşiKTAş ile tanıştırmak için kendimin de ilk kez gireceği Eski Açık'tan biletimi aldım... Geçtiğimiz sezonun son maçında yaşananlardan sonra Bursa ile aramızda oluşan saçma sapan husumetin son bulduğunu düşünerek almıştım o bileti ...
Cumartesi akşamı eve vardığımda Yusuf'a bir süprizim olduğunu onu yarın çok sevdiği ve çok istediği bir yere götüreceğimi söyledim... Yusuf bir an olsun yanımdan ayrılmıyor ve süprizin ne olduğunu merak ediyordu... O gece sırf sabah onu evde bırakıp yalnız gitmeyeyim diye ilk kez benimle birlikte uyumuştu... Sabah da beni o uyandırdı...
"Abi hadi süprizinin vakti geldi, gidelim." diyordu... Ama nereye gideceğinden bir habersiz çıktık yola... Pendik'ten minübüsle Kadıköy rıhtıma indiğimizde acıktığını söylemişti. iskele yakınlarındaki büfeden ekmek arası alıyordum ki tam ona Beşiktaş iskelesinden hareket etmekte olan vapurun içinden yükselen "BEşiKTAş SENiNLE öLMEYE GELDiK... BEşiKTAAAşşş" tezahüratlarını duydu...
"Abi o gemiye bizde binelim olur mu?" diyordu ama geç kalmıştık malesef gemi iskeleden ayrılmaktaydı. Ekmek arasını paket yaptırarak bir sonraki vapur için iskeleye vardığımızda üzerinde BEşiKTAş formaları,atkıları olan bir sürü insan gördü... O gün benimde üzerimde Beşiktaş eşofmanı,forması ve montu vardı, Yusuf'un ise atkısı ve bilekliği kolundaydı ama normalde zehir gibi çalışan kafası o gün onu Beşiktaş'ın maçına götüreceğimi düşünememişti. çünkü ona söz verirken, şu an için onun maça giremeyeceğini en azından 3-4 sene daha geçmesi gerektiğini söylemiştim...
iskele önünde taraftarlar birikmeye başlamıştı. "Abi bugün niye herkes BEşiKTAşlı kıyafetlerini giymiş?" diye sorunca daha fazla dayanamadım ve onu futbolun mabedine inönü Stadyumuna götüreceğimi söyledim... Başta tam olarak nereye gideceğini çözemediğinden yada hayalinde başka bir planı olduğundan olsa gerek yüzü asılmıştı kardeşimin...
Gemiye biner binmez, yemeğini yedirdim ve gemide Beşiktaş taraftarlarının toplandığı yere geçtik. Marşlar, tezahüratlar eşliğinde Beşiktaş'a vardığımızda yüzündeki asık ifade normele dönmeye başlamıştı... Beşiktaş Büyük çarşısı önünde toplanan kalabalığın yüksek sesli tezahüratlarını duyunca iyiden iyiye ısınmaya başlamıştı ortama...
"Abi bizde oraya gidelim mi?" diye sorunca hayır demek zorunda kaldım. Henüz biletimizi almamıştık ve daha fazla vakit kaybetmeden stada gitmemiz gerekiyordu. Yolda giderken başka bir çocuğun başında Beşiktaş şapkasını gördü. Hani şu üzerinde 4 tane püskülü olan şapkalardan... Abi bana da alır mısın dediğinde cebimdeki paranın ne kadar olduğunu düşünmeden sırf kardeşimin Beşiktaş aşkı alevlensin diye gördüğüm ilk tezgahtan aldım şapkasını... Beklediğim kadar pahalı birşey değildi ama kardeşimin yüzündeki o mutluluğu görünce bunun hiçbir maddi karşılığının olamayacağını anlamıştım.
Stad önüne vardığımızda etraftaki kalabalıktan iyice etkilendiğini farketmiştim Yusuf'un... Bilet gişesini giderek biletimizi aldıktan sonra eski açık tribününe girmek için sıraya girmiştik.O esnada etrafta bir hareketlilik başlamıştı, tam olarak ben ne olduğunu anlayamadan cevik kuvvet ekiplerinin üzerine atılan bira şişelerini gördüm... içgüdüsel olarak kardeşimi korumak adına hemen üzerine kapandım, kardeşim orada neler olduğunu merak ediyor ve bakmak istiyordu ben ise onun BEşiKTAş ile ilk buluşmasında yaşananları görmesine engel olmak için elimden geleni yapıyordum.
ilk kontrol noktasına geldiğimizde olaylar iyice alevlenmişti. Kapıdaki güvenliklerden rica ederek, bizi içeri almalarını istedim ve sağolsunlar beni hemen içeri aldılar. Turnikler önüne geldiğimizde içim rahatlamıştı biraz. Dışarıda yaşanan gerginliğin farkında bile olmayan kardeşim içeri girmek için heyecanlanıyordu. Turnikeleri geçtikten sonra bir kontrol noktası daha vardı. Tam polisler beni ararken, dışarda biber gazı atıldı ve etkisi bize kadar vurdu. O esnada beni aramakta olan polisi durdurarak kardeşimin biber gazından etkilenmesi önlemek adına agzını, burnunu ve gözlerini kapattım ve polislerde sağolsunlar bizi hemen tribünlere aldılar.
Tribün merdivenlerini kardeşimi kucağımda alarak çıkmıştım. Biber gazının etkisinin geçtiğini hissettiğimde elimi kardeşimin yüzünden çektim ve gözlerinin kızardığını farkettim. Elimizdeki suyu içeri sokamayınca hemen orada gördüğüm bir arkadaşın elindeki suyu alarak kardeşimin yüzünü yıkadım kendine gelmesini sağladım ama kardeşimi o halde görünce gözlerimin dolmasına engel olamadım. ilk kez Beşiktaş ile tanışan kardeşimin başına gelen bu olaylar ilginçtir ki yıllardır tribünde olan benim de başıma ilk kez geliyordu. Dışarda çıkan olaylardan habersiz bir şekilde maç saatini beklemeye başladık.
Hikayeyi çok uzatmamak için tribünde kardeşim ile yaşadığımız güzel anları anlatmadan maç sonrasına geçeceğim. Maç bitmiş ve BEşiKTAş'ımız 1-0 galip ayrılmıştı. çıkışa doğru giderken kardeşim bana bir soru sordu.
"Abi çıkışta ta biber gazı atılacak mı?" ... Ne cevap vereceğimi o an bilemedim ve bende ona "Atılmasını ister misin?" diye sordum... Verdiği cevap 6 yaşında bir çocuk için çok büyüktü. Kardeşim dedi ki ;
"Abi o kadar boşuna mı bağırdım. BEşiKTAş SENiNLE öLMEYE GELDiK."
---------------alıntı---------------
---------------alıntı---------------
6 yaşında olan kardeşim Asaf Yusuf'a bir sözüm vardı... Onu BEşiKTAş'ımızın maçına götürecektim...
Yıllar sonra bir gündüz maçı denk gelince onu maça götürmeye karar vermiştim fakat bu kararı biraz geç aldım. Cumartesi günü internetten bilet baktığımda ise her zaman maç izlediğim Yeni Açık tribünündeki biletlerin tükendiğini gördüm... imkanım kısıtlı olduğundan dolayı Kapalı'dan bilet alamayınca 6 yaşındaki Yavru Kartal'ı BEşiKTAş ile tanıştırmak için kendimin de ilk kez gireceği Eski Açık'tan biletimi aldım... Geçtiğimiz sezonun son maçında yaşananlardan sonra Bursa ile aramızda oluşan saçma sapan husumetin son bulduğunu düşünerek almıştım o bileti ...
Cumartesi akşamı eve vardığımda Yusuf'a bir süprizim olduğunu onu yarın çok sevdiği ve çok istediği bir yere götüreceğimi söyledim... Yusuf bir an olsun yanımdan ayrılmıyor ve süprizin ne olduğunu merak ediyordu... O gece sırf sabah onu evde bırakıp yalnız gitmeyeyim diye ilk kez benimle birlikte uyumuştu... Sabah da beni o uyandırdı...
"Abi hadi süprizinin vakti geldi, gidelim." diyordu... Ama nereye gideceğinden bir habersiz çıktık yola... Pendik'ten minübüsle Kadıköy rıhtıma indiğimizde acıktığını söylemişti. iskele yakınlarındaki büfeden ekmek arası alıyordum ki tam ona Beşiktaş iskelesinden hareket etmekte olan vapurun içinden yükselen "BEşiKTAş SENiNLE öLMEYE GELDiK... BEşiKTAAAşşş" tezahüratlarını duydu...
"Abi o gemiye bizde binelim olur mu?" diyordu ama geç kalmıştık malesef gemi iskeleden ayrılmaktaydı. Ekmek arasını paket yaptırarak bir sonraki vapur için iskeleye vardığımızda üzerinde BEşiKTAş formaları,atkıları olan bir sürü insan gördü... O gün benimde üzerimde Beşiktaş eşofmanı,forması ve montu vardı, Yusuf'un ise atkısı ve bilekliği kolundaydı ama normalde zehir gibi çalışan kafası o gün onu Beşiktaş'ın maçına götüreceğimi düşünememişti. çünkü ona söz verirken, şu an için onun maça giremeyeceğini en azından 3-4 sene daha geçmesi gerektiğini söylemiştim...
iskele önünde taraftarlar birikmeye başlamıştı. "Abi bugün niye herkes BEşiKTAşlı kıyafetlerini giymiş?" diye sorunca daha fazla dayanamadım ve onu futbolun mabedine inönü Stadyumuna götüreceğimi söyledim... Başta tam olarak nereye gideceğini çözemediğinden yada hayalinde başka bir planı olduğundan olsa gerek yüzü asılmıştı kardeşimin...
Gemiye biner binmez, yemeğini yedirdim ve gemide Beşiktaş taraftarlarının toplandığı yere geçtik. Marşlar, tezahüratlar eşliğinde Beşiktaş'a vardığımızda yüzündeki asık ifade normele dönmeye başlamıştı... Beşiktaş Büyük çarşısı önünde toplanan kalabalığın yüksek sesli tezahüratlarını duyunca iyiden iyiye ısınmaya başlamıştı ortama...
"Abi bizde oraya gidelim mi?" diye sorunca hayır demek zorunda kaldım. Henüz biletimizi almamıştık ve daha fazla vakit kaybetmeden stada gitmemiz gerekiyordu. Yolda giderken başka bir çocuğun başında Beşiktaş şapkasını gördü. Hani şu üzerinde 4 tane püskülü olan şapkalardan... Abi bana da alır mısın dediğinde cebimdeki paranın ne kadar olduğunu düşünmeden sırf kardeşimin Beşiktaş aşkı alevlensin diye gördüğüm ilk tezgahtan aldım şapkasını... Beklediğim kadar pahalı birşey değildi ama kardeşimin yüzündeki o mutluluğu görünce bunun hiçbir maddi karşılığının olamayacağını anlamıştım.
Stad önüne vardığımızda etraftaki kalabalıktan iyice etkilendiğini farketmiştim Yusuf'un... Bilet gişesini giderek biletimizi aldıktan sonra eski açık tribününe girmek için sıraya girmiştik.O esnada etrafta bir hareketlilik başlamıştı, tam olarak ben ne olduğunu anlayamadan cevik kuvvet ekiplerinin üzerine atılan bira şişelerini gördüm... içgüdüsel olarak kardeşimi korumak adına hemen üzerine kapandım, kardeşim orada neler olduğunu merak ediyor ve bakmak istiyordu ben ise onun BEşiKTAş ile ilk buluşmasında yaşananları görmesine engel olmak için elimden geleni yapıyordum.
ilk kontrol noktasına geldiğimizde olaylar iyice alevlenmişti. Kapıdaki güvenliklerden rica ederek, bizi içeri almalarını istedim ve sağolsunlar beni hemen içeri aldılar. Turnikler önüne geldiğimizde içim rahatlamıştı biraz. Dışarıda yaşanan gerginliğin farkında bile olmayan kardeşim içeri girmek için heyecanlanıyordu. Turnikeleri geçtikten sonra bir kontrol noktası daha vardı. Tam polisler beni ararken, dışarda biber gazı atıldı ve etkisi bize kadar vurdu. O esnada beni aramakta olan polisi durdurarak kardeşimin biber gazından etkilenmesi önlemek adına agzını, burnunu ve gözlerini kapattım ve polislerde sağolsunlar bizi hemen tribünlere aldılar.
Tribün merdivenlerini kardeşimi kucağımda alarak çıkmıştım. Biber gazının etkisinin geçtiğini hissettiğimde elimi kardeşimin yüzünden çektim ve gözlerinin kızardığını farkettim. Elimizdeki suyu içeri sokamayınca hemen orada gördüğüm bir arkadaşın elindeki suyu alarak kardeşimin yüzünü yıkadım kendine gelmesini sağladım ama kardeşimi o halde görünce gözlerimin dolmasına engel olamadım. ilk kez Beşiktaş ile tanışan kardeşimin başına gelen bu olaylar ilginçtir ki yıllardır tribünde olan benim de başıma ilk kez geliyordu. Dışarda çıkan olaylardan habersiz bir şekilde maç saatini beklemeye başladık.
Hikayeyi çok uzatmamak için tribünde kardeşim ile yaşadığımız güzel anları anlatmadan maç sonrasına geçeceğim. Maç bitmiş ve BEşiKTAş'ımız 1-0 galip ayrılmıştı. çıkışa doğru giderken kardeşim bana bir soru sordu.
"Abi çıkışta ta biber gazı atılacak mı?" ... Ne cevap vereceğimi o an bilemedim ve bende ona "Atılmasını ister misin?" diye sordum... Verdiği cevap 6 yaşında bir çocuk için çok büyüktü. Kardeşim dedi ki ;
"Abi o kadar boşuna mı bağırdım. BEşiKTAş SENiNLE öLMEYE GELDiK."
---------------alıntı---------------
75-70 önde olduğumuz son periyodu oynanan karşılaşma.
kötü oynamışız ama yine de salsırmışız son anlar. son anda elimizden gitmez inşallah yine.
kötü oynamışız ama yine de salsırmışız son anlar. son anda elimizden gitmez inşallah yine.
aldığım duyumlara göre 21-12 ilk çeyrek sonucu yeniliyor olduğumuz maç.
cacıktan öte bir oyun düzenimizde varmış.
cacıktan öte bir oyun düzenimizde varmış.
trt haberden yayına başlamış olması muhtemel karşılaşma.
biz ofiste mahsur kalanlar için bilgilendirme yapılırsa ne hoş olur.
biz ofiste mahsur kalanlar için bilgilendirme yapılırsa ne hoş olur.
yeni bestemizi anımsatan manalı ifade.
napıyomuşuz,
bi daha yapmıyomuşuz,
çarşı "öper" adamı unutmuyomuşuz..
1500 kişi gelip tokadı yiyosan
öyle sanaldan atar gider yapmıyomuşuz..
napıyomuşuz,
bi daha yapmıyomuşuz,
çarşı "öper" adamı unutmuyomuşuz..
1500 kişi gelip tokadı yiyosan
öyle sanaldan atar gider yapmıyomuşuz..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?