hazreti guti

kendisi önder özen'in 1. tercihiydi; fakat, yine önder hoca'nın deyimiyle, ''avrupa'nın bu tarafına gelmeye sıcak bakmadığı için'' bilic'i tercih etmek zorunda kaldı.

''dünya arsızındır'' isimli mükemmel eserin yaratıcısı. farketmişsinizdir zaten, ama kendisine saygım sonsuz.

ilk yarısı sivasspor'un 1-0 üstünlüğüyle tamamlanan maç.

sosa'nın ne yapmaya çalıştığını anlamadığım maçlardan biri daha oldu. golünü attı, ara sıra kıpırdandı eyvallah da, kendisini o kadar çok seviyorum o kadar çok ümit besliyorum ki, son dakikalarda yaptıkları kahretti beni. dk 80'den sonra bi' kaç kez kameraya yansıdı, maçı kafasında bitirdiği çok belliydi. saçma sapan paslar, atmadığı deparlar gerçekten can sıkıcı. lider oyuncu bunları yapıyorsa/yapmıyorsa şampiyon olman çok zor. ve maalesef bugün çok fazla şeyden bahsedebiliriz; ama 80'den sonra bizi şampiyon yapmasını beklediğimiz adamın, maçı kafasında bitirmesi kabul edilemez.

https://vine.co/v/emdJ96a7MnT

sosa'nın yükselen form grafiğini devam ettirmesini umduğum maç. eğer sosa bildiğimiz sosa gibi oynarsa, kalitesiz ve plansız antep savunmasına karşı demba kesinlikle golü bulur. töre'de artık umarım son düzlükte olduğumuzun farkına varır; çünkü büyük futbolcular artık fark yaratmak zorundalar. belki bu gece ya da önümüzdeki diğer maçlarda kötü oynayabilir; ama büyük futbolcu gibi oynamak zorunda. zaten büyük futbolcu gibi oynamazsa, ne yaparsa yapsın en fazla ligimizde ezber bozan oyunculardan biri olur, öteye gidemez.

ayrıca bu maçta olcay'ın da golü var be sözlük.

adaşımdır.

orta okuldaki müdürümüz ismimi öğrenince, ''belli zaten, kenan evren gibi yürüyosun'' gibi bişeyler söyleyip gülümsemişti. ben de kendimi bi' bok sanmıştım o yaşta, sonuçta koskoca ülkenin eski başbakanına benzetilmişim. çok geçmeden öğrendim tabii bi' bok olmadığımı ve olamıyacağımı. ölümüne üzülmediğim gibi sevinmedim de; ama şunu söylemek gerekir ki #kötübilirdik.

sözleri karacaoğlan'a aittir.

fernandao'nun 2'si penaltıdan olmak üzere 4 gol kaydettiği maç.

fenerbahçenin 87. dk'da öne geçtiği karşılaşma.

fakat sevinsem mi, üzülsem mi karar veremedim. fenerbahçe yarıştan koparsa, 33. haftadaki mücadelemiz çok rahat manipule edilip, hakemin olabildiğince saçma kararlarıyla galatasaray'a verilebilir. biz kendimizi koruyamıyoruz, ama fenerbahçe yarışın içinde kalırsa lobileri sayesinde açık açık doğranmaktan kurtulabiliriz.

3 mayıs 2015 kasımpaşaspor bursaspor maçında yeni takımıyla 2. galibiyetini elde eden, ülkemizin en değerli spor adamlarından biri.

sözleri ve melodisi harika olan şarkı. ne zaman duysam, içerimde bi' yerlerde umutlarım yeşeriyor. buna rağmen bir kerecik olsun, ''dur şunu açayım da dinleyeyim'' demişliğim yok, yine hiç beklemediğim bi' anda yakaladı beni.

(bkz: souleymane youla)

açıkçası hiçbir zaman beşiktaş'ta 1. kaleci olabileceğini düşünmediğim kaleci. fakat sezon başından beri 18'e bile giremeyip, son düzlükte de bu seviyede katkı alabileceğimiz bence tek türk kaleci yoktur. yaptıkları çok değerliydi. umarım bu şekilde devam eder. keşke sezon sonunda cenk'e ve tolga'ya elveda deyip, gereksiz maaşlarından kurtulabilsek. böylece yeni yabancı kuralıyla beraber, ''puan kazandıran kaleci'' transferine yer açmış olurduk, hem de günay bu kadar güven verirken 3. kaleci konumunda olmasına gerek yok, kulubeye geçerdi.

korkarım ki hatır ilişkilerimiz sebebiyle cenk ve tolga takımda kalıcak; günay'ın bu performansı ve sık sakatlanan kalecilerimiz sayesinde de kalede bol bol rotasyon yapıcaz. bu da bizim için kötü sonuçlar doğuracak. yani özetle 3-4 yıl daha bu gözler ''maç kazandıran kaleci'' göremeyecek.

umarım aklı başında birisi çıkıp realist kararlar alabilir.

opare dönecekse, cenk'in demba'nın yerini almasını istediğim maç. taşları yerinden fazla oynatmaya gerek yok, bizim için işleri zorlaştırabilir. hem demba bu kadar bitkin durumda, hem de cenk bu kadar moralliyken bu değişikliğin takım bütünlüğüne zarar vereceğini sanmıyorum. ayrıca veli'nin durumu belirsiz, ama geri dönecekse yerini alması gerekebilir. hem trabzon'un hücumcu orta sahasına üstünlük kurarız, hem de veli'nin ayarsız faulleriyle trabzonun sertliğine cevap veririz. eğer ersun yanal'ın klasik sertliğine cevap veremezsek, ordaki atmosferle beraber takım çok rahat sindirilebilir. bu arada ersan'ın da ne yapılıp edilip maça yetiştirileceğini düşünüyorum.

eğer bu şekilde sahaya çıkarsak, sosa'nın yapacakları skoru belirler. açıkçası son zamanlardaki performansı da güven veriyor.

özet: günay-opare-sivok-ersan-motta-veli-atiba-töre-sosa-olcay-cenk

dün oynanan (bkz: 27 nisan 2015 beşiktaş kardemir karabükspor maçı) nda beğenilmemesine anlam veremediğim futbolcu. uzun topların çoğunu arkadaşlarına servis etti, kontrol etti ya da hiçbir şey yapamasa bile rakibi bozdu. her zamanki gibi sağ sola sık sık deplase olup hem demba'yı rahatlattı, hem de savunmanın dengesini bozdu. ayrıca attığımız ilk golde de topu 6 oyuncudan sakladıktan sonra, doğru yere çıkartarak golde pay sahibi oldu. golün öncesinde de, atılan uzun topu mükemmel kontrol edip içeri çevirdi; ama demba ba yetişemedi. demba yetişebilse ya da saliseyle topu içeriye geç çevirse, hanesine 1'de asist yazdıracaktı.

ayrıca 4-4-2'de demba oynayacaksa, yanında oynaması gereken adam mutlaka mustafa pektemek'tir. pis işleri yapar, gezgindir, hava toplarından sakınmaz, pozisyona az girer ama bulursa da atar; yeter ki sahaya çıktığında özgüvenini de yanına alsın. cenk ise demba'yla aynı tip oyuncudur; gole odaklı, pis işleri pek fazla umursamayan, ceza sahası içinde salağa yatan ya da bir şekilde oralarda rakip oyuncudan önce topa müdahele eden oyuncudur. sahaya tek forvet diziliminde çıkıldığında, cenk'in ismi tahtaya pektemek'ten önce yazılır/yazılmalıdır; fakat aksi durumda, yani 4-4-2'de, özellikle bizim 4-4-2'mizde, mustafa'nın, demba'nın yanında olması elzemdir.

iki oyuncuda maça ve ortama göre değersizleşebilir, fakat ikisinin saha içi görevleri yukarda anlattığım gibi bambaşkadır. peki mustafa pektemek'in maaşı fazla mıdır ya da ısrarla bu paraya sözleşme yenilemek istemesi ona yakışmış mıdır, o bambaşka bi' konu tabii.

ne yaparsa yapsın taraftara yaranamayan hoca. yenilen golün zaten değişiklikle pek alakası yok da, kırmızının olduğu pozisyonda necip değil, pedro olsa ahmet ilhan'a yaklaşamazdı bile. o zaman da rakibin hücum hattı bu kadar hızlıyken, ''neden pedro?'' diye bahane bulacaktık. zaten sahada 5 yabancıyız, mecburen sosa ya da demba oyundan çıkacağı için, ''pedro için demba/sosa oyundan çıkartılır mı, bu kadar korkak olunmaz ağbi ya'' diye sağda solda salyalarımızı saçarak bağıracaktık.

maalesef eski winner karakterimizi kaybettik ve sene başında ''son 6 haftaya lig lideri olarak başlayacağız, sonrası da allah kerim'' deseler ''harbiden mi lan?'' tepkisi verecek adamlardık. herkes kabul etmeli ki hoca bize umudumuzu geri verdi. hataları da oldu, daha da yapacak; kızabiliriz, ama küsmenin anlamı yok.

umarım ikinci yarı erken gol atarız da farka gideriz dediğim maç.

(bkz: demba ba hadi baba)

klasik yılmaz vural takımlarından birine karşı oynayacağımız maç. yılmaz hoca, takımını, galatasaray maçındaki anlayışla sahaya çıkartırsa, sahaya da 4-4-2 çıkmışken, 4 ten az atmayız. fakat sakin kalıp 75'ten sonra oynarız düşüncesiyle devam ederlerse işler bizim için karışır. o yüzden yine sivok duran toplarda çok önemli. umarım erken gol bulup rakibi dağıtırız, dosta düşmana da ''burdayız'' mesajını veririz.

skor olarak 4-0 geçiyor içimden. goller: 2xpektemek, demba, tolgay.