glnr1903

6. dakikasında caner'in gol atmasından ötürü şike olduğunu düşündüğüm karşılaşma.[ybkz]swh[/ybkz]

türk futbolunun bu halinden tek başına sorumlu tutulmaması gerekenlerdir. zira bu oyunculara prim veren, faul çalmayan, kart göstermeyen hakemler ve buna müsade eden mhk ve federasyon da en az onlar kadar suçludurlar.

sol frame'de görmeye bile katlanamadığım ama illa ki başımıza gelecek olan durumdur.

ünlü ve göz önünde olmanın getirisi olarak, milyonlarca taraftarı olan kulüplerin başındaki teknik direktörlerinin taraftarlarca eleştirilmesi üzerine tepki üzerine açılmış başlık.
bu eleştiriler bence son derece doğal. son adam oynayacak birini inatla açık oynatan, yıllarca stoper oynamış birini sağ bek oynatırsan eleştirilirsin! ve bu gayet haklıdır. hagi'nin stancu'yu açıkta oynatma sevdasının sonunu hatırlayan var mı? ya da carvalhal'in ibrahim toraman'ı sağ bek?! inanın bazı şeyler tribünden ya da ekran başından daha net görünüyor, yedek kulübesinden flu görünse de!

maçlara formsuz, kilo fazlası, kırkpınar pehlivanı kılıklı edu'yla çıkıp pektemek'le başlamayarak ve pektemek'i inatla açıkta oynatarak takdirimi toplamış hocamız.

bir de zat-ı alileri çok hücumcuyla iyi hücum yapılır gibi yanlış bir kanaate varmış, biri şu adama söylesin böyle kopuk oynayan bir takım nasıl etkili hücum eder?! fernandes'i çıkaracağını edu'yu çıkar veli, ernst ya da necip'ten birini al! pektemek'i en ileriye al. bak o zaman hücum etkinliği nasıl artıyor?!

en formsuz halinde bile kritik hata yapmayan, rakibe iki tane sarı kart aldıran tekniği ve oyun zekası yüksek oyuncumuz. quaresma kadar top ezmiyor en azından. tek çekincesi fiziksel temas. alışkın değil, sevmiyor. bu da çok normal. ispanya ve portekiz liginde bu kadar çok fizik mücadele yok. pl ya da seri a görseydi sorun olmazdı ama oralara da fiziği yetmezdi.

küçük yaşımda, bütün ressam ve ünlü sanatçıların psikopat olduğunu öğrenmemi sağlayan ressam. her ismini duyduğumda kulak kesme hikayesi gelir aklıma ve bir hoş olurum. sol frame'de adını görünce bile bi ürperti geldi içime.

the departed filminden sonra küfür gibi gelmemeye başlayan sözdür.

ilginç nickiyle dikkati çeken, tanımadığı bir insana hoş bir jest yapan kibar yazar.

teşekkürü bir borç bilirim.

(bkz: 22 eylül 2011 bursapor beşiktaş maçı)

eleştirenleri sevince boğarak adını haykırtmış mükemmel profesyonel! adam gibi adam. lafını budaktan sakınmayan doğrucu davut. öyle ki schuster'i bile eleştirip kadro dışı kalmıştı. schuster'i basın önünde eleştirmesini doğru bulmasam da eleştirilerinde haklıydı. ve bursaspor maçı'nın analizini en güzel yapan insan olmuştur.

---------------alıntı---------------
Bu maç bana geçen sezon kendi evimizde 3-2 yenildiğimiz karşılaşmayı hatırlattı. Gerek maçın başındaki yağmur olsun gerek maçın sonlarında bulduğumuz goller olsun. Karşılaşmayı mücadele ederek kazanmayı başardık. Dürüst olmak gerekir ki iyi oynamadık, kötüydük. Aslında biraz çelişkili olacak ama bizim on kişi kalmamız (Q7’nin atılması) galip gelmemizde önemli etken oldu. Bu rakibimizi psikolojik olarak etkiledi. Onlar rahatladı biz de istediklerimizi sahaya yansıttık. Tabii yapılan taktiksel değişikliklerin de kazanılan maçta büyük payı var
---------------alıntı---------------

oyundan atılması bursaspor'u rehavete sokan ve beşiktaş'ı rahatlatan beşiktaş kaptanı. hala karşıyım q7'ye kaptanlık verilmesine. çok seviyorum, çok beğeniyorum ama bir o kadar da kızıyorum. sen rabona yapayım derken düş, saçma salak bir faul yap takımı 10 kişi bırak! olacak iş mi? beşiktaş kaptanı sorumlu olmalı! guti'den bu yüzden soğudum. sıra sende mi q7? beşiktaş mücadeledir ama sen yok yere bu mücadelede takımını on kişi bıraktın. iyi olmadı mı? oldu tabii ki! ama beşiktaş kaptanı'nın bu sorumsuzluğunu hala hazmedemiyorum!

iki maçla değerlendirilmemesi gerekendir. hava hakimiyeti ve tekniğini beğendim ama zorluk seviyesi yüksek bir maça çıkmadığından net bir yorum yapamayacağım futbolcudur. ankaragücü maçı'nda ankaragücü'nün net bir forveti ve güçlü bir hücum hattı yoktu, dünse bangoura atıldı oyunun başında. kiev maçlarında milevski, shevchenko'ya karşı da böyle oynasın, ayakta alkışlayayım.

kim ne derse desin 90 dakika en iyi oynayan oyuncuydu. mücadele etti, yerinde müdahalelerde bulundu. açık oyuncusundan kırma bir bek olduğunu düşünürsek defansı gayet başarılı. hala inanamıyorum. takoz recep ve deli ibo'yu alkışlayanlar ekrem'i niye yuhalar? ki ekrem onlardan daha teknik bir isim! yapmayın gözünüzü seveyim. böyle profesyonel bir oyuncu kaç tane var takımımızda?!

geçen sezon deplasmanda oynadığımız rapid wien maçı'nın birebir olmasa da benzeri şekilde seyreden maç. o maçta da ilk golü veli atmış, rapid 1-0 öne geçmişti. quaresma sakatlanınca yerine holosko girmiş ve oyunun seyri değişmişti. bobo ve holosko'nun golleriyle 2-1 kazanmıştık. ki holosko bencilliği yüzünden birkaç tane de top ezmişti.

(bkz: takoz recep)
(bkz: deli ibo)

inönü'deki maçlarda oynamaması gereken ama deplasman onbirinin müdavimi olması gereken kontraatak futbolcusu. quaresma oyundan çıkıp o girince deplasman galibiyeti almamız kolaylaşıyor. geçen sezon deplasmanda oynadığımız rapid wien maçında da aynısı olmuştu.

tekniğini çok beğendiğim halde son dönemlerde korkunç vuruş ve ortalar yapan, simao-fernandes-quaresma'nın yokluğunda duran topları kullanırken gözümü kapayıp dualar etmeme neden olan olan sol bekimiz. sivok'a yaptığı asist neyse de holosko'ya yaptığı asiste hala inanamıyorum. nasıl toptu o öyle?

şutmesafesiveşutpozisyonu kadar uzun entry yazsam asla giremeyeceğim listedir.
onun bir entrysi beş, on sayılmalı bence.[ybkz]swh[/ybkz]

sadece 2 aydır yazmama rağmen müdahil olduğum listedir.[ybkz]swh[/ybkz]