halı saha maçlarında takımlardan birisinin ani bir kontraatakla diğerini eksik yakaladığı ve karşı takımın son defans oyuncusu da ekarte edilip kaleci ile karşı karşıya kalındıktan sonra heyecanlanıp ne yapacağını bilemeyen genç hücum oyuncularına, takımın en yaşlı oyuncusunun sakinleştirmek amaçlı, aynı zamanda babacan bir eda ile sarfettiği uyarı cümlesi.
açılımı "oğlum saçma sapan bir şey yapmayın bir siz kaldınız bir de kaleci. soğuk kanlı olun." şeklinde özetlenebilecek bu sözcük genelde takımın kır saçlı, belirgin göbekli, muhtemelen gençliğinde oynadığı amatör takımın formasını her halı saha maçında üstüne geçiren, çok yüksek ihtimalle de karayollarından[ybkz]swh[/ybkz] emekli ağabeyi tarafından söylenir. buradaki püf noktası, "berabersiniz" derken ses tonunu ayarlayabilmektir. şefkat barındıran bir şekilde söyleyemezseniz, gençlerin eli ayağı iyice birbirine dolaşır. bu işin uzmanları, söz konusu atak golle sonuçlandıktan sonra aynı gençlere özgüven aşılama amacıyla oldukça sakin bir şekilde "işte bu ya" kalıbını da kullanır.
ama unutmayın, "berabersiniz" sözcüğü genç oyuncularınızı rahatlatma, sakinleştirme amaçlıdır. söylerken önce sizin sakin olmanız gerekir. yani "berabersiniz" dediğiniz anda sizi izleyen seyirciler "vay be adama bak otto von bismarck'tan üç gün önce doğmuş" ya da "helal olsun. sanki zekai tunca söylüyor" cümlesini tereddütsüz kurmalıdır.
bunları yapabilen yaşlı ustalara bin mülk-ü acem fedadır halı saha maçı organizasyonlarında.
boston garden
(b: ispanya iç savaşı ) sonrasında general franco'ya bağlı kuvvetlerin (b: madrid)'i ele geçirdiklerinde, cumhuriyetçilerin "no pasaran" sloganına karşı dile getirilen ve türkçeye "geçtiler" şeklinde çevirilen motto.
(b: ispanya iç savaşı)'nda cumhuriyetçilerin, general franco'ya karşı direnişini simgeleyen ve türkçeye "(b: geçit yok)" şeklinde çevirilen slogan.
atletico madrid'in 14 yıldır no pasaran diyemediği maç olmuştur.
90+2'de fenerbahçe köşe gönderi yakınında (b: kayserispor)'lu (b: furkan)'a gökhan gönül tarafından yapılan açık faulün verilmediği pozisyonun dönüp gol olması sonucu 2-2'lik skorla uzatmaya giden maçtır. yardımcı hakemin yardımcı olacağı tarafın orta hakem olması gerekiyordu sanki.
yorgun bir akşam üstü aklıma düşen, acem diyarının[ybkz]swh[/ybkz] yetiştirdiği büyük müzik adamı. ses dalgaları, oryantalist cıvıklığa aheste aheste vurur.
http://tinyurl.com/dl2xfy
http://tinyurl.com/dl2xfy
uzun yıllar boyunca (vurgula: sakarya üniversitesi)'nde görev aldıktan sonra (vurgula: istanbul medeniyet üniversitesi)'ne geçiş yapan kamu yönetimi bölümü yönetim bilimleri ana bilim dalı öğretim üyesi. yamulmuyorsam aynı zamanda (vurgula: başbakanlık kamu görevlileri etik kurulu ) başkanıdır. birgül ayman güler'in zıt kutbu olup; kamu yönetimi kitabı pek çok üniversitede okutulmaktadır.
dokuz eylül üniversitesi kamu yönetimi bölümü öğretim üyesi. her ne kadar kentleşme ve çevre sorunları anabilim dalı başkanı ise de yönetim bilimleri alanında da oldukça kalem oynatmış olup, bilhassa yerel yönetimler hususunda adem-i merkeziyetçi çizgiye yakın duruşu ile tanınır.
kamu yönetimi disiplininin yönetim bilimi kürsüsünün cevval akademisyenidir. kamu yönetiminin geçirdiği liberal dönüşüme hakkını vererek muhalefet eder. o yüzden post modern dönemde kamu yönetimi anlayışına yedirilen kamu işletmeciliği, müşteri odaklılık, yönetişim gibi kavramları dillere pelesenk eden çok kişinin kamu yönetimi kongrelerinde tatlı tatlı canını yakmıştır denilebilir.
karşı cephedeki muadillleri için
(bkz: zerrin toprak karaman)
(bkz: bilal eryılmaz)
karşı cephedeki muadillleri için
(bkz: zerrin toprak karaman)
(bkz: bilal eryılmaz)
rasim kara ile birlikte beşiktaşlı muadillerine göre çalıştırdığı takımlara şartlar ne olursa olsun futbolu çirkinleştirmeden daha pozitif daha dikine oynatmayı şiar edinmiş teknik adam. antalyaspor gibi transfer anlamında gerek yerli gerekse yabancı olsun elini korkak alıştıran bir organizasyonda daha öteye gidebilmesi için meslekte yaklaşık bir 15 yılını tamamlaması lâzım. pragmatist bir tarza sahip olmamasından kaynaklanan ve bu doğrultuda maç maç incelendiğinde önde olduğu anlarda yapmış olduğu taktiksel tercihler eleştiri götürür. amma ve lâkin;
futbolunun emeklilik dönemlerini yaşayan ömer çatkıç,
kayserispor'daki belli bir döneminden sonra kayıplara karışan ali turan,
yaptığı sonuca etki eden bireysel hatalarla saç baş yolduran deniz barış,
yabancı oyuncu vasfı taşımaktan başka bir özellikleri göze çarpmayan veselin minev ve ivan radeljic,
sivasspor sonrası kariyeri tepe taklak giden ibrahim dağaşan,
bank asya liginin herhangi bir orta sıra takımında emsallerine rahatlıkla rastlayabileceğiniz sedat ağçay,
istikrarsızlığı ile nam salmış tita,
ankaragücü dışında hemen her takıma göre daha alt seviyedeki ali zitouni, mehmet eren boyraz, mehmet yılmaz
gibi isimlerden oluşan bir kadroyu "şahane" olarak nitelendirmek biraz fazlaca iddialı bir tespit olsa gerek.
ali tandoğan, doğa kaya, emrah başsan, uğur inceman, musa nizam ve devre arasında gönderilmek durumunda kalınan necati ateş gibi isimlerin arzulanan performansı göstermesiyle ayakta durmaya çalışan bir takımdır antalyaspor.
rakipleriniz forvet hattına mehmet yıldız, theofanis gekas gibi kalbur üstü isimleri yerleştirirken; sizin yönetim olarak takımınızın tüm hücum gücü üzerine kurulmuş necati ateş'i galatasaray'a verdikten sonra transfer ettiğiniz isimler sinan kaloğlu ve jaba ise mehmet özdilek'in ağzı hangi kuşa odaklanacağını şaşırır.
umuyorum eskişehirspor, kayserispor, gaziantepspor gibi transfer döneminde hocalarının isteği üzerine makul paraları harcamaktan imtina etmeyen bir takımın başına gelir de buralarda daha çok alkışlarız. ha ola ki beşiktaş'ın başına geçer de olası olumsuzluklarda buralarda ağır hakaretlere mi maruz kalır?
sözün muhatabı sözle mükelleftir. sözle mükellef olmayan akılla muhataptır.
mehmet özdilek de akıllı bir spor adamıdır.
karikatürist ahmet yılmaz'ın bir dönem leman dergisi'nde çizdiği adamın kralı. her daim üzerinden kolsuz atleti, yakınından yöresinden ince belli bardakta çayı eksik olmaz. tek arzusu içinde yaşadığı toplumun fertlerinin popüler kültür geyikliğini, haytalığı, üç kağıtçılığı, hırsızlığı bırakıp; bilimle iştigal etmesi bilhassa da uzaya yolculuk yapabilmeleridir. gelgelelim şahit olduğu diyaloglar kahramanımızı çileden çıkarır ve iç sesi adeta çağlamaya başlar. seni sevmemek ne mümkün.
ercan saatçi'nin 1 dk 54 sn'lik resmi geçidi. bir saniye daha uzun ya da bir saniye kısa olmaması gerekiyormuş, öyle olmuş. klipte (vurgula: aykut gürel)'in kaşları mı gözlüğü mü yoksa gitarı mı daha çok dikkat çekiyor diye referanduma gidilmişti de o sene, ben kaşları için oy kullanmıştım.
1980'lerin sonlarındaki (b: ülker çizi ) reklamının mottosu. yamulmuyorsam bir grup arkadaş evde televizyon izlerken çizi stokları eriyor. sonra elemanların birisini bir şekilde tongaya düşürüp bakkala gönderiyorlar. "kura çektik sana çıktı. çiziiiiiiiiii. almadan gelme." tarzı bir replik geçmekte idi. ondan sonra da kitlelerin diline pelesenk oldu.
yaman okay'a kavuştu. allah rahmet eylesin. huzur içinde uyuyun.
http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=33161&p=24&rid=2369
http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=33161&p=24&rid=2369
sezon sonu (vurgula: beşiktaş)'tan ayrılması muhtemel sütlü nescafe.
http://tinyurl.com/63dpox9
http://tinyurl.com/63dpox9
ingilizce'de "well" kalıbına denk geldiğini düşündüğüm hitap tarzı.[ybkz]swh[/ybkz] verdiğiniz tonlamaya göre farklı duyguları - kızgınlık, şaşkınlık, keyif vb.- önceler. kullanımı esnektir. her cümlenin başına rahatlıkla getirebilirsiniz.
8 nisan 2012 manisaspor galatasaray maçı'nda küme düşmüş (b: manisaspor)'a karşı fernando muslera'ya penaltı attırılmasına getirilen eleştirilere, "e rogerio ceni de eleştirilsin o zaman hayret birşey yea" şeklinde geliştirdikleri argümanla yanıt vererek çağ açıp çağ kapayan fatih'in fedaileri.
şimdi ben bu arkadaşlara "(b: sao paulo kalecisi rogerio ceni, takımının daimi penaltıcısıdır. misalen sao paulo ile barcelona kıtalararası kupa finalinde karşıya karşıya gelseler ve maçın 90. dakikasında sao paulo lehine penaltı çalınırsa, atışı yine rogerio ceni kullanır.)" desem acaba dokunabilirler mi mısralarıma elleriyle?
yoksa siz süper final serisinde (b: galatasaray) lehine verilen penaltıları (b: fernando muslera)'nın kullanacağına inanmıyor musunuz sevgili sözlük? küstüm.
şimdi ben bu arkadaşlara "(b: sao paulo kalecisi rogerio ceni, takımının daimi penaltıcısıdır. misalen sao paulo ile barcelona kıtalararası kupa finalinde karşıya karşıya gelseler ve maçın 90. dakikasında sao paulo lehine penaltı çalınırsa, atışı yine rogerio ceni kullanır.)" desem acaba dokunabilirler mi mısralarıma elleriyle?
yoksa siz süper final serisinde (b: galatasaray) lehine verilen penaltıları (b: fernando muslera)'nın kullanacağına inanmıyor musunuz sevgili sözlük? küstüm.
90'lı yıllarda fırtına gibi esmiş; sadece yugoslavya'nın değil aynı zamanda tüm avrupa'nın görüp göreceği en iyi üç şutörden birisi, aynı zamanda bir o kadar da agresif ve milliyetçi bosna doğumlu sırp shooting guard/small forward.
1992 yılında partizan ile avrupa şampiyonluğunu yaşadığında herkes bu çelimsiz çocuğu konuşmaya başlamıştı bile. aynı sene ikinci turda golden state warriors tarafından draft edildiğinde, yaşadığı coğrafyanın hemen her büyük oyuncusu gibi - bu konuda tek istisna vlade divac isimli elemandır- nba'de oynamak için acele etmeyerek bir müddet avrupa'da aylaklık etmeyi yeğlemiştir. buckler bologna formasıyla ortalığı toza dumana katar. bakmayın tanımlarken prosedür icabı small forward dediğimize. 2.01 boya ve güçlü bir fiziğe sahip danilovic, kendisini savunmaya çalışan hemen her oyuncuya eşleşme problemi yaratmıştır. ne kadar agresif ve burnu havada olduğunu anlamamız, efes pilsen'in buckler bologna ile oynadığı euroleauge maçlarında mümkün olmuştur. özellikle ufuk sarıca ile hemen her maçta bir vukuatı vardır. öyle ki efes pilsen'in kendilerini istanbul'da mağlup ettikleri bir maç sonrası, yine ufuk'un üzerine yürümüş; ufuk kendisine skorbordu gösterdiği zaman çılgına dönerek yumruk atmaya teşebbüs etmiştir.
sportif anlamda oldukça parlak sayılabilecek italya yıllarından sonra 1995 yılında miami heat formasıyla nba salonlarına arz-ı endam etmişse de, burada geçirdiği iki sezonda çok fazla varlık gösterememiştir. 1997 yılında danilovic'i transfer eden dallas mavericks, çok kısa bir süre içinde kendisini serbest bırakmış; "sasha" da bunun üzerine bu sefer ki sponsoru kinder olan bologna takımına geri dönmüştür. yine efsane, yine tek liderdir danilovic. 1998 yılında muhteşem bir performansla kinder bologna'yı euroleauge şampiyonluğuna taşır. 2000 yılında aktif basketbol oyunculuğu yaşamını burada noktalayarak 2007 yılında, kendisini predrag "sasha" danilovic yapan partizan kulubünün başkanlığını yapmaya başlar. hali hazırda bu görevine devam etmektedir.
ancak tüm bunlar bir yana yugoslavya'da iç savaş patlak verdiğinde aleni bir şekilde sırbistan'ın işlediği savaş suçlarını desteklemiş; bununla da yetinmeyerek savaşın devamı için sırbistan ordusuna maddi destekte bulunmuştur. ne yazık ki slobodan milosevic'in basketbol parkelerine yansımış halidir predrag sasha danilovic. bu satırların yazarına hayranlık ile kızgınlık arasında gel-gitler yaşatmaya devam etmektedir.
1992 yılında partizan ile avrupa şampiyonluğunu yaşadığında herkes bu çelimsiz çocuğu konuşmaya başlamıştı bile. aynı sene ikinci turda golden state warriors tarafından draft edildiğinde, yaşadığı coğrafyanın hemen her büyük oyuncusu gibi - bu konuda tek istisna vlade divac isimli elemandır- nba'de oynamak için acele etmeyerek bir müddet avrupa'da aylaklık etmeyi yeğlemiştir. buckler bologna formasıyla ortalığı toza dumana katar. bakmayın tanımlarken prosedür icabı small forward dediğimize. 2.01 boya ve güçlü bir fiziğe sahip danilovic, kendisini savunmaya çalışan hemen her oyuncuya eşleşme problemi yaratmıştır. ne kadar agresif ve burnu havada olduğunu anlamamız, efes pilsen'in buckler bologna ile oynadığı euroleauge maçlarında mümkün olmuştur. özellikle ufuk sarıca ile hemen her maçta bir vukuatı vardır. öyle ki efes pilsen'in kendilerini istanbul'da mağlup ettikleri bir maç sonrası, yine ufuk'un üzerine yürümüş; ufuk kendisine skorbordu gösterdiği zaman çılgına dönerek yumruk atmaya teşebbüs etmiştir.
sportif anlamda oldukça parlak sayılabilecek italya yıllarından sonra 1995 yılında miami heat formasıyla nba salonlarına arz-ı endam etmişse de, burada geçirdiği iki sezonda çok fazla varlık gösterememiştir. 1997 yılında danilovic'i transfer eden dallas mavericks, çok kısa bir süre içinde kendisini serbest bırakmış; "sasha" da bunun üzerine bu sefer ki sponsoru kinder olan bologna takımına geri dönmüştür. yine efsane, yine tek liderdir danilovic. 1998 yılında muhteşem bir performansla kinder bologna'yı euroleauge şampiyonluğuna taşır. 2000 yılında aktif basketbol oyunculuğu yaşamını burada noktalayarak 2007 yılında, kendisini predrag "sasha" danilovic yapan partizan kulubünün başkanlığını yapmaya başlar. hali hazırda bu görevine devam etmektedir.
ancak tüm bunlar bir yana yugoslavya'da iç savaş patlak verdiğinde aleni bir şekilde sırbistan'ın işlediği savaş suçlarını desteklemiş; bununla da yetinmeyerek savaşın devamı için sırbistan ordusuna maddi destekte bulunmuştur. ne yazık ki slobodan milosevic'in basketbol parkelerine yansımış halidir predrag sasha danilovic. bu satırların yazarına hayranlık ile kızgınlık arasında gel-gitler yaşatmaya devam etmektedir.
1990'ların başından 2000'li yılların ortalarına kadar yugoslavya/sırbistan basketbolunun point guard mevkisinde feodal beyliğini ilan etmiş "sasha" lâkaplı kel kadayıf. kendisiyle ilk tanışmamız 1992 yılında istanbul'da partizan ile joventut badalona arasında oynanan avrupa şampiyon kulüpler kupası finali ile olmuştur. maçın bitimine saniyeler kala takımı partizan iki sayı gerideyken kendi yarı sahasından topu sürüp attığı üçlük ile şampiyonluğu getirmiştir.
1992 yazında italya'nın olimpia milano takımına transfer olan djordjevic, bu tarihten itibaren pek çoğumuzun hafızalarında yer ettiği gibi dazlak olarak parkelerde boy gösterecektir. neyse geçelim bu kısmı. efenim djordjevic'in partizan dönemine yetişemeyenler , 1994 yılından itibaren kendisini teamsystem bologna forması ile enseleme olanağını yakalamış; o meşhur 1996 yılı koraç kupası yarı final serisinde petse[ybkz]petar naumoski[/ybkz] ile olan çekişmelerini takip etmişlerdir.
1996 yılında portland trail blazers tarafından nba organizasyonuna teşrif edilmesi sağlanmışsa da bir sezon sonra barcelona ile anlaştığını açıklamıştır. iki sene burada üçlük attıktan sonra ispanya'nın başkentine doğru, real madrid için seyr-ü sefer etmiştir. 2003-2005 arasını italya'da geçirdikten sonra 2005 yılı yazında kariyerine başladığı partizan'da jübilesini yapmıştır. 2011 yılından bu yana italya ligi takımlarından benetton treviso'nun koçluğunu yürütmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?