saat 16.30'da başlayacak olan 2013-2014 sezonu ziraat türkiye kupası karşılaşması.
çaykur rizespor ile 3,5 yıllık sözleşme imzalamıştır.
seri a takımlarından fiorentina ile kiralık olarak anlaşma sağlamıştır.
yeniden bursaspor'a dönme hazırlığında olan oyuncu. galatasaray'dan bonservisini alıp, yeşil beyazlı ekibe imza atması bekleniyor.
coca cola firmasının isim sponsorluğu için real madrid'e yıllık 80 milyon euro önerdiği stadyum. microsoft şirketi de yıllık 50 milyon euro'luk bir teklifle kulubün kapısını çalmıştı.
kayserispor'un 1,5 yıllık anlaşma sağladığı portekizli teknik adam. 2010-2011 sezonunda sporting braga'ya uefa avrupa ligi finali oynatan pacienca, en son ispanya ligi ekiplerinden deportivo la coruna'yı çalıştırıyordu.
20-25, 25-22, 22-25 ve 25-27'lik setlerle 1-3 mağlup olduğumuz karşılaşma.
16 ocak 2014 galatasaray liv hospital lokomotiv kuban maçı'nda ismail şenol'a ettikleri küfürler nedeniyle camiadan ve kulüpten gelen tepkilere karşılık vermişlerdir:
--alıntı--
"Dün akşam oynanan ve kaybettiğimiz Lokomotiv Kuban maçının ardından dün Baş Antrenörümüz Ergin Ataman’ın ve bugün Kulübümüzün yaptığı açıklamaları hayretler içerisinde takip ediyoruz.
Öncelikle gelişmelerin ardından bu açıklamayı yayınlamak zorunda kalmamızın, salonda yaşanan ve yaşanacak olan küfürü, şiddeti ve her türlü çirkinliği savunduğumuz anlamına gelmemesi gerektiğinin önemle altını çizmek isteriz
Son 3 yıldır ultrAslan olarak Ali Sami Yen Arena’da küfüre, şiddete ve yabancı maddeye karşı duruşumuz sonucu kulübümüz tek maç bile saha kapatma cezası almamış ve tribünde bir otokontrol sağlanmıştır. Salonda ise taraftar ortalamalarımız her sezon sürekli artmış ve belli başlı olaylar dışında oldukça etkili, beklenen ve özlenen bir tribün oluşturulmuş, 2 sezon öncesinin 2 finalisti bu salondan çıkamamış ve tüm Avrupa Galatasaray taraftarlarını konu etmiştir.
Öyle ki şu an almaya çalıştığımız Euroleague A lisansı konusunda Avrupa’nın dikkatini en çok çeken taraftar olmuş, günlerce konuşulmuş hatta Euroleague tarafından bir belgesel dahi çekilmiş ve bir çok maçta takımımızın arkasında büyük bir güç oluşturarak bir çok maçı çevirmiş, dünya devlerine salonu dar etmiş ve geçen yıl şampiyonluğa inanarak, isteyerek kazanılmasında büyük pay sahibi olmuştur.
Şube Koordinatörümüze Pınar KSK maçında şeref tribününde saldırılmasından sonra olayla ilgili sosyal medya hesabından Murat Özyer’in yumruklanmasını “… daha fazlasını hak ettiğini” belirten tweetler atan ve ardından silen Euroleague maçlarının yayıncı kuruluşunun aynı zamanda spikeri olan bu malum şahısa maçın başında anlık tepki gösterilmiş, sadece birkaç dakika devam etmiş ve sonrasında bastırılan küfürlü tezahüratlardan yola çıkarak kulübümüz ve camiamızla hiç bir alakası olmayan bu adı geçen şahsın protesto edilmesini hocamız Ergin Ataman’ın tamamen üstüne alınmasını hiç bir açıdan anlamamız beklenmemelidir.
Ergin Ataman maç sonu açıklamasında maç ile ilgili yorum yapmak istemediğini belirterek sadece tribünle ilgili konuşmuş ve “Bu böyle devam ederse sezon sonu bırakırım” şeklinde yaptığı tehditkar açıklama Galatasaray camiasını değilse, kimi hedef almaktadır? Tekrar ediyoruz küfürü, şiddeti ve sporu çirkinleştiren hiç bir şeyi tasvip etmiyoruz ama Galatasaray çatısı altındaki birine böylesine yaşanmış bir çirkin olay sonrası tarafsız olması gereken bir sektörde çalışan ama tuttuğu takımın formasını giyerek yorumlar yapan kim olursa olsun en sert tepkiyi her zaman görecektir.
Bu davranışın farkında dahi olmadan bu gün yaptığınız Galatasaraylılık bu değil başlıklı açıklamada, Avrupa’da parmakla örnek gösterilen taraftarınızı küfürden başka bir aksiyonu olmayan oluşum ve benzeri mesnetsiz tariflerle lanse etmek hangi “kurumsal iletişimin” ürünüdür?
Yazının devamında küçük bir grup olarak bahsettiğiniz taraftarların davranışından yola çıkarak şubeyi küçültmek veya kapatmakla tehdit etmenin tarihimizde bir örneği daha var mıdır ve suni oluşturulmuş bu soruna bulabildiğiniz çözüm 90 yıllık şubeyi kapatmak mıdır?
Kendimizden başka dostumuzun olmadığının sonunda algılanabilmesine açıkçası sevindik ancak bahsettiğiniz ortamda doğru olan Galatasaray Spor Kulübünün temel yapı taşı olan taraftarıyla iletişimini kurumsal kavramlarla değil, Galatasaraylılık kavramı esas alınarak yapılmasıdır. Medya aracılığıyla veya bildiri yayınlayarak kendi taraftarını kamuoyu ve medya önüne atarak yapılan çabaların sorunları çözmeye katkısı olmayacağı gibi camiamızın bütünlüğünü yaralamaktan ve yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağı aşikardır.
Yine yazıda; camianın bir parçası olan taraftarı içeriden vurmakla suçlarken bu açıklamayı kaleme alanlara aşağıda soracağımız bazı sorulara verilecek cevaplar bizim için kaçırılmış bir galibiyetten çok çok daha önemlidir.
*Galatasaray Basketbol takımı İzmir’de gittiği her maçta taşlanırken neredeydiniz?
*Polis parkede takımı kalkanlarla korurken neredeydiniz?
*Demirel federasyonunun hakemleri olaylara göz yumarak her şeye rağmen maçı oynatmayı düşünürken neredeydiniz?
*Şube Koordinatörü Murat Özyer “Şeref Tribünü”(!) dedikleri yerde yumruk yerken neredeydiniz? Kınamadan başka ne gibi girişimleriniz oldu?
*Hakemler maçları katledip, haklarımızı çalarken neredeydiniz?
*Geçen sezon kendi evimizde bir İzmir takımıyla oynayacağımız maç öncesi daha takımlar sahada bile yokken tribünlerde olay çıkmasından dolayı tribünler boşaltılıp oynatılırken neredeydiniz?
*Yıllardır masa başı oyunlarla kadın ve erkek basketbolda şampiyonluklarımızı çalanlara ve maşalarına karşı bu kadar sert tutum sergilemek aklınıza geldi mi?
*Bu ve bunun gibi onlarca olayda hangisinin kararlılıkla üstüne gidip Galatasaray Spor Kulübünün hakkını korudunuz?
Çok değil 2 sezon önce “Biz Bir Aileyiz Kenetlendikçe Daha da Büyüyen” derken gerçekten bir aile olduğumuz ve kenetlenmemiz gerektiğini ısrarla belirttik. Yaşanan ve yaşanabilecek sorunları kendi içimizde çözmeye yanaşmayan çıkışlar ve yönetiminde desteği ile bu bağlara darbe vurmak, resmi site aracılığıyla öğretmeye çalıştığınız Galatasaraylılıkla bağdaşmamaktadır !
Son olarak unutulmasın ki bu branşlardaki mevcut mali tablolar, gelirler – giderler, yatırımlar ve beklentiler ortadayken amatör şubelerde gidilmek istenen bir küçülmenin taraftara mal edilmesini hiç bir “kurumsal iletişim modeli” açıklayamaz.
Çünkü Türkiye’ye basketbolu getiren ve dünya kulübü olmak misyonunda olan bir kulübün, şubeleri ile ilgili alacağı kararlar sadece Genel Kurulda değil, tüm dünyadaki milyonlarca Galatasaray taraftarları tarafından yakından takip edilecek ve bu yönde atılabilecek her adımın Galatasaraylılık gereği mutlak suretle hesabı sorulacaktır!
Gündüz yayınlanan, akşam kaldırılan “Galatasaraylılık Bu Değildir” başlıklı açıklamanın neden kaldırıldığını ve hangi kurumsal iletişim stratejisinin bir parçası olduğunu sormuyoruz bile…
K E N E T L E N İ N !
B A Ş K A 'G A L A T A S A R A Y' Y O K."
--alıntı--
--alıntı--
"Dün akşam oynanan ve kaybettiğimiz Lokomotiv Kuban maçının ardından dün Baş Antrenörümüz Ergin Ataman’ın ve bugün Kulübümüzün yaptığı açıklamaları hayretler içerisinde takip ediyoruz.
Öncelikle gelişmelerin ardından bu açıklamayı yayınlamak zorunda kalmamızın, salonda yaşanan ve yaşanacak olan küfürü, şiddeti ve her türlü çirkinliği savunduğumuz anlamına gelmemesi gerektiğinin önemle altını çizmek isteriz
Son 3 yıldır ultrAslan olarak Ali Sami Yen Arena’da küfüre, şiddete ve yabancı maddeye karşı duruşumuz sonucu kulübümüz tek maç bile saha kapatma cezası almamış ve tribünde bir otokontrol sağlanmıştır. Salonda ise taraftar ortalamalarımız her sezon sürekli artmış ve belli başlı olaylar dışında oldukça etkili, beklenen ve özlenen bir tribün oluşturulmuş, 2 sezon öncesinin 2 finalisti bu salondan çıkamamış ve tüm Avrupa Galatasaray taraftarlarını konu etmiştir.
Öyle ki şu an almaya çalıştığımız Euroleague A lisansı konusunda Avrupa’nın dikkatini en çok çeken taraftar olmuş, günlerce konuşulmuş hatta Euroleague tarafından bir belgesel dahi çekilmiş ve bir çok maçta takımımızın arkasında büyük bir güç oluşturarak bir çok maçı çevirmiş, dünya devlerine salonu dar etmiş ve geçen yıl şampiyonluğa inanarak, isteyerek kazanılmasında büyük pay sahibi olmuştur.
Şube Koordinatörümüze Pınar KSK maçında şeref tribününde saldırılmasından sonra olayla ilgili sosyal medya hesabından Murat Özyer’in yumruklanmasını “… daha fazlasını hak ettiğini” belirten tweetler atan ve ardından silen Euroleague maçlarının yayıncı kuruluşunun aynı zamanda spikeri olan bu malum şahısa maçın başında anlık tepki gösterilmiş, sadece birkaç dakika devam etmiş ve sonrasında bastırılan küfürlü tezahüratlardan yola çıkarak kulübümüz ve camiamızla hiç bir alakası olmayan bu adı geçen şahsın protesto edilmesini hocamız Ergin Ataman’ın tamamen üstüne alınmasını hiç bir açıdan anlamamız beklenmemelidir.
Ergin Ataman maç sonu açıklamasında maç ile ilgili yorum yapmak istemediğini belirterek sadece tribünle ilgili konuşmuş ve “Bu böyle devam ederse sezon sonu bırakırım” şeklinde yaptığı tehditkar açıklama Galatasaray camiasını değilse, kimi hedef almaktadır? Tekrar ediyoruz küfürü, şiddeti ve sporu çirkinleştiren hiç bir şeyi tasvip etmiyoruz ama Galatasaray çatısı altındaki birine böylesine yaşanmış bir çirkin olay sonrası tarafsız olması gereken bir sektörde çalışan ama tuttuğu takımın formasını giyerek yorumlar yapan kim olursa olsun en sert tepkiyi her zaman görecektir.
Bu davranışın farkında dahi olmadan bu gün yaptığınız Galatasaraylılık bu değil başlıklı açıklamada, Avrupa’da parmakla örnek gösterilen taraftarınızı küfürden başka bir aksiyonu olmayan oluşum ve benzeri mesnetsiz tariflerle lanse etmek hangi “kurumsal iletişimin” ürünüdür?
Yazının devamında küçük bir grup olarak bahsettiğiniz taraftarların davranışından yola çıkarak şubeyi küçültmek veya kapatmakla tehdit etmenin tarihimizde bir örneği daha var mıdır ve suni oluşturulmuş bu soruna bulabildiğiniz çözüm 90 yıllık şubeyi kapatmak mıdır?
Kendimizden başka dostumuzun olmadığının sonunda algılanabilmesine açıkçası sevindik ancak bahsettiğiniz ortamda doğru olan Galatasaray Spor Kulübünün temel yapı taşı olan taraftarıyla iletişimini kurumsal kavramlarla değil, Galatasaraylılık kavramı esas alınarak yapılmasıdır. Medya aracılığıyla veya bildiri yayınlayarak kendi taraftarını kamuoyu ve medya önüne atarak yapılan çabaların sorunları çözmeye katkısı olmayacağı gibi camiamızın bütünlüğünü yaralamaktan ve yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağı aşikardır.
Yine yazıda; camianın bir parçası olan taraftarı içeriden vurmakla suçlarken bu açıklamayı kaleme alanlara aşağıda soracağımız bazı sorulara verilecek cevaplar bizim için kaçırılmış bir galibiyetten çok çok daha önemlidir.
*Galatasaray Basketbol takımı İzmir’de gittiği her maçta taşlanırken neredeydiniz?
*Polis parkede takımı kalkanlarla korurken neredeydiniz?
*Demirel federasyonunun hakemleri olaylara göz yumarak her şeye rağmen maçı oynatmayı düşünürken neredeydiniz?
*Şube Koordinatörü Murat Özyer “Şeref Tribünü”(!) dedikleri yerde yumruk yerken neredeydiniz? Kınamadan başka ne gibi girişimleriniz oldu?
*Hakemler maçları katledip, haklarımızı çalarken neredeydiniz?
*Geçen sezon kendi evimizde bir İzmir takımıyla oynayacağımız maç öncesi daha takımlar sahada bile yokken tribünlerde olay çıkmasından dolayı tribünler boşaltılıp oynatılırken neredeydiniz?
*Yıllardır masa başı oyunlarla kadın ve erkek basketbolda şampiyonluklarımızı çalanlara ve maşalarına karşı bu kadar sert tutum sergilemek aklınıza geldi mi?
*Bu ve bunun gibi onlarca olayda hangisinin kararlılıkla üstüne gidip Galatasaray Spor Kulübünün hakkını korudunuz?
Çok değil 2 sezon önce “Biz Bir Aileyiz Kenetlendikçe Daha da Büyüyen” derken gerçekten bir aile olduğumuz ve kenetlenmemiz gerektiğini ısrarla belirttik. Yaşanan ve yaşanabilecek sorunları kendi içimizde çözmeye yanaşmayan çıkışlar ve yönetiminde desteği ile bu bağlara darbe vurmak, resmi site aracılığıyla öğretmeye çalıştığınız Galatasaraylılıkla bağdaşmamaktadır !
Son olarak unutulmasın ki bu branşlardaki mevcut mali tablolar, gelirler – giderler, yatırımlar ve beklentiler ortadayken amatör şubelerde gidilmek istenen bir küçülmenin taraftara mal edilmesini hiç bir “kurumsal iletişim modeli” açıklayamaz.
Çünkü Türkiye’ye basketbolu getiren ve dünya kulübü olmak misyonunda olan bir kulübün, şubeleri ile ilgili alacağı kararlar sadece Genel Kurulda değil, tüm dünyadaki milyonlarca Galatasaray taraftarları tarafından yakından takip edilecek ve bu yönde atılabilecek her adımın Galatasaraylılık gereği mutlak suretle hesabı sorulacaktır!
Gündüz yayınlanan, akşam kaldırılan “Galatasaraylılık Bu Değildir” başlıklı açıklamanın neden kaldırıldığını ve hangi kurumsal iletişim stratejisinin bir parçası olduğunu sormuyoruz bile…
K E N E T L E N İ N !
B A Ş K A 'G A L A T A S A R A Y' Y O K."
--alıntı--
--alıntı--
"sosyal medyada sık yaşanan bilgi kirliliği sorunundan ben de nasibimi aldım. murat özyer'in uğradığı saldırı hakkında tweet atıp sildiği gibi gerçek olmayan bir bilgi var. olay günü murat abi'ye attığım kısa mesajda yaşananlardan dolayı üzgün olduğumu belirttim ve geçmiş olsun dedim. o da teşekkür etti. mesajların kayıtları duruyor. kendisi de zaten onaylayacaktır. ben sadece işini doğru yapmaya çalışan bir spor televizyoncusuyum. şiddetin her türlüsüne karşıyım. hiçbir şiddet olayını onaylamam söz konusu dahi olamaz."
--alıntı--
"sosyal medyada sık yaşanan bilgi kirliliği sorunundan ben de nasibimi aldım. murat özyer'in uğradığı saldırı hakkında tweet atıp sildiği gibi gerçek olmayan bir bilgi var. olay günü murat abi'ye attığım kısa mesajda yaşananlardan dolayı üzgün olduğumu belirttim ve geçmiş olsun dedim. o da teşekkür etti. mesajların kayıtları duruyor. kendisi de zaten onaylayacaktır. ben sadece işini doğru yapmaya çalışan bir spor televizyoncusuyum. şiddetin her türlüsüne karşıyım. hiçbir şiddet olayını onaylamam söz konusu dahi olamaz."
--alıntı--
--alıntı--
"Panathinaikos haklı bir galibiyet aldı. Savunma ribauntlarında sorun yaşadık. İlk yarıda verdiğimiz hücum ribauntları canımızı yaktı. Bu da maçın sonunda yeniden karşımıza çıktı. İlk 3 periyot elimizden geleni yaptık. Oyuncuarımdan memnunum. Hopson ve Gönlüm’ün dönüşüyle daha iyi olacağız"
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
"Panathinaikos haklı bir galibiyet aldı. Savunma ribauntlarında sorun yaşadık. İlk yarıda verdiğimiz hücum ribauntları canımızı yaktı. Bu da maçın sonunda yeniden karşımıza çıktı. İlk 3 periyot elimizden geleni yaptık. Oyuncuarımdan memnunum. Hopson ve Gönlüm’ün dönüşüyle daha iyi olacağız"
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
bogdan bogdanovic'in 27 sayı ile yıldızlaştığı karşılaşma. tarence kinsey kendisine 15 sayı ile destek oldu.
basketbol kariyerine, yetiştiği takım olan zalgiris kaunas'ta devam eden 2.05 boyunda ve 1984 doğumlu litvan power forward. ilk profesyonel olduğu 2003-2004 sezonunda, basketbolu ülkesinde bırakmaya hazırlanan büyük efsane arvydas sabonis ile takım arkadaşı olmuş ve bir müddet şoku atlatamamıştır.
ukte: laissez faire laissez passer
1990'lardan itibaren mütedeyyin/mukaddesatçı gençliğin gözünde yazıp çizdikleriyle hızla yükselmiş, sırp işgali üzerine bizzat bosna'ya giderek cephede savaşmasıyla bir nevi esfane konumuna ulaşmış, hayranlarının kendisine "albay" dediği yazar/şair. uzunca bir süre yeni şafak'ta idi. şimdilerde star gazetesi'nde gündeme dair makaleleri çıkıyor sanırım.
bir zaman aynı evi paylaştığı yakın arkadaşı nihat genç'in kendisi için "ona yıllardır bu ülkede sağ hükümetlerin/politikacıların giriştikler talanları, soygunları, vurgunları anlatmaya çalıştım ama bir türlü ikna edemedim" benzeri bir cümle kurmuşluğu vardır.
2002 yılında başlayan adalet ve kalkınma partisi iktidarı ile birlikte takındığı tutum ve tavırlar sanki genç'i doğruluyor gibi. bugün "albay"ı onca yağmaya, talana, hırsızlığa, yolsuzluğa, ölümlere körü körüne kılıf uyduracak çizgiye ne, kim ya da kimler getirdi bilemiyorum ama pek çok takipçisinin gözünde o görkemli "dava adamı" kimliğinin ciddi erozyona uğramış olduğunu düşünmek fazla abartılı kaçmayacaktır.
ukte: laissez faire laissez passer
bir zaman aynı evi paylaştığı yakın arkadaşı nihat genç'in kendisi için "ona yıllardır bu ülkede sağ hükümetlerin/politikacıların giriştikler talanları, soygunları, vurgunları anlatmaya çalıştım ama bir türlü ikna edemedim" benzeri bir cümle kurmuşluğu vardır.
2002 yılında başlayan adalet ve kalkınma partisi iktidarı ile birlikte takındığı tutum ve tavırlar sanki genç'i doğruluyor gibi. bugün "albay"ı onca yağmaya, talana, hırsızlığa, yolsuzluğa, ölümlere körü körüne kılıf uyduracak çizgiye ne, kim ya da kimler getirdi bilemiyorum ama pek çok takipçisinin gözünde o görkemli "dava adamı" kimliğinin ciddi erozyona uğramış olduğunu düşünmek fazla abartılı kaçmayacaktır.
ukte: laissez faire laissez passer
ilk yarısını fenerbahçe ülker'in 37-39 önde tamamladığı karşılaşma.
milli takım alt yaş kategorilerinde antrenörlük yapacaktır.
16 ocak 2014 galatasaray liv hospital lokomotiv kuban maçı'nda ismail şenol'a edilen küfürlere sert tepki göstermiştir:
"Maçtan daha çok, sahaya çıktığım andan itibaren beni üzen, bir grup taraftarımızın terbiyesizce takındığı tavırlar. Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Galatasaray Başantrenörü olarak, o küfür edilen İsmail Şenol, en düzgün, en karakterli, basketbol için gecesini gündüzüne katan biridir. Bana birçok zamanlarda hiçbir bedel karşılığı olmadan danışmanlık yapan, yardım eden İsmail kardeşime yapılan küfürleri şahsıma alıyorum. Bu salonda aileler var. Küfür edenlerin hepsini kınıyorum.
Biliyorum bana da Olin Edirne maçından sonra olduğu gibi sosyal medyada yükleneceksiniz. Salonlarda bu şekilde taraftar topluluğu olmamalı. (vurgula: Bu devam ettiği takdirde bugün burada açıklıyorum, sezon sonunda Galatasaray'da devam etmeyeceğim.) Burada benim çocuklarım var, ailem var, burada aileler var. Siz maçın başından itibaren gelip de burayı bir küfür şeyine çeviremezsiniz. Galatasaray taraftarı değilsiniz. Ben hepinizden daha fazla Galatasaray taraftarıyım. 48 yaşındayım, 2 yaşından beri Galatasaray taraftarıyım. Aklınızı başınıza alın. Sahaya çıktığım andan itibaren bu konuda büyük bir demoralizasyon yaşadım. Maç da maalesef son saniye basketiyle gitti. Maçla alakalı konuşmak istemiyorum."
"Maçtan daha çok, sahaya çıktığım andan itibaren beni üzen, bir grup taraftarımızın terbiyesizce takındığı tavırlar. Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Galatasaray Başantrenörü olarak, o küfür edilen İsmail Şenol, en düzgün, en karakterli, basketbol için gecesini gündüzüne katan biridir. Bana birçok zamanlarda hiçbir bedel karşılığı olmadan danışmanlık yapan, yardım eden İsmail kardeşime yapılan küfürleri şahsıma alıyorum. Bu salonda aileler var. Küfür edenlerin hepsini kınıyorum.
Biliyorum bana da Olin Edirne maçından sonra olduğu gibi sosyal medyada yükleneceksiniz. Salonlarda bu şekilde taraftar topluluğu olmamalı. (vurgula: Bu devam ettiği takdirde bugün burada açıklıyorum, sezon sonunda Galatasaray'da devam etmeyeceğim.) Burada benim çocuklarım var, ailem var, burada aileler var. Siz maçın başından itibaren gelip de burayı bir küfür şeyine çeviremezsiniz. Galatasaray taraftarı değilsiniz. Ben hepinizden daha fazla Galatasaray taraftarıyım. 48 yaşındayım, 2 yaşından beri Galatasaray taraftarıyım. Aklınızı başınıza alın. Sahaya çıktığım andan itibaren bu konuda büyük bir demoralizasyon yaşadım. Maç da maalesef son saniye basketiyle gitti. Maçla alakalı konuşmak istemiyorum."
16 ocak 2014 galatasaray liv hospital lokomotiv kuban maçı'nda galatasaray taraftarının galiz küfürlerine maruz kalmıştır. izmirli ve karşıyakalı olmasından yola çıkılarak sosyal medyada kendisi hakkında 15 aralık 2013 pınar karşıyaka galatasaray liv hospital maçı'nda murat özyer'in tartaklanma olayı için hiçbir kanıta dayanmadan "haketti" dediği iddia edilmiş ve sonucu bu olmuştur.
geçmiş olsun.
geçmiş olsun.
annesinin geçirdiği ameliyat nedeniyle beko all-star 2014 organizasyonundan affını istemiş ve talebi federasyon tarafından kabul edilmiştir.
kendisi aynı zamanda mimar olup; eşi audra penney de trabzon idman ocağı kadın voleybol takımında oynamaktadır.
bitime 4 saniye kala mantas kalnietis'in üçlüğüyle kuban'ın çok ama çok değerli bir galibiyet aldığı karşılaşma. "fukan aldemirle pops mensah bonsu oynasa real madrid'i orada yenerdik yeaaa" saptamasında bulunan galatasaraylı arkadaşların da ayaklarının yere basmasına neden olacağını umut ediyoruz. zira bu maçta ikisi de forma giydi.[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?