benim de içinde yer almaktan onur duyacağım organizasyondur.
satın alındıktan sonra arabaların dikiz aynasına asılmaması gerekendir. bu arada marmaris'ten telefon geldi. "asmayalım da dinleyelim mi?" deyip kapattı.
"kalemizde ışıl ışıl
canım sabri dino."
canım sabri dino."
"istanbul'u batırmadım ki" şeklinde bir güçlendirme çalışmasıyla daha anlamlı kılınacak söz öbeği.
çalışmalar ne aşamada bilemiyorum ama basketbol şubesinin sponsorluk durumunu artık ivediyetle sonuçlandırması gereken yönetimdir. ergin ataman bugünlerde kendilerinden bir geri dönüş bekliyor. önceliklerimiz hassasiyetlerimizi belirler. ertelemelerimiz ise zaaflarımızı. tüm ışıklar yanıyorken tenimizden çekinmeyelim. lütfen.
beşiktaş'ın ihtiraslı aşığı. öyle ki onun uğruna kendisi dahil herkese zarar verebilir. aslında tribünlerle olan gerginliği futbolculuk dönemlerine kadar gider. önemli bir kısım taraftar tarafından takım içinde gruplaşma yaratmakla, kendisiyle iyi geçinmeyenleri takımdan izole etmekle eleştirildi. hatta ve hatta jübilesini yaptıktan sonra "iyi ki gitti de onun yerine gökhan keskin oynamaya başladı." diyen beşiktaşlı sayısı pek de az değildi.
teknik direktörlük kariyerine başladığı zaman uzak hedefini çoktan koymuştu. beşiktaş'a teknik direktör olacaktı. açıkçası hep bu görev için soluk alıp verdi desem çok abartmış sayılmam. özellikle hocalıktaki ilk beş yılından sonra, beşiktaş ne zaman teknik direktör arayışına girse yerli adaylar arasında mutlaka onun ismi geçerdi. ve her seferinde yetersiz görülerek başka bir isimle anlaşılması onu daha çok kamçıladı ve hırslandırdı. 90'lardan sonra da asıl hikaye böyle başladı. şahsi düşüncem samet aybaba'daki bu idealizm zamanla patolojik bir durum arz ettti. bir nevi aşık atışması. bilhassa inönü stadı'nda beşiktaş'a karşı kazandığı her maçtan sonra gerek üslubuyla gerekse beden diliyle "siz benim yerime bir başkasını tercih ettiniz ama hata yaptınız. bakın işte ben kazandım." mesajını vermesi genç nesil beşiktaşlılarla da arasını açarken; ak saçlıları daha da kızdırdı. hararetli bir aşkın bir müddet sonra saplantıya dönüşüydü bir bakıma samet aybaba'nın durumu. ve ters tepti. çünkü camia "tüm bunlardan sonra ağzınla kuş tutsan bu takıma hoca olamazsın." psikolojisine girmişti bile.
aşırı duygusaldır samet aybaba. çoğu zaman hisleri aklının önüne geçer. çabuk sinirlenir. yeri gelir öyle bir cümle eder ki; yıkar perdeyi eyler viran. gençlerbirliği'ni çalıştırırken mısırlı futbolcusu el saka ile yaşadığı malûm gerginliğin akabinde kendisine yöneltilen sert eleştiriler karşısında "bu ülkenin insanları beni bir arap'a tercih etti." demesi bunun alâmet-i farikası niteliğinde. duygusal gel-gitler anlamında ikinci bir fatih terim olur mu? "olmaz" diyemem.
2012 itibariyle hastalık deresinde bağlı olduğu beşiktaş'ın başında artık. ama unutmayalım samet aybaba bir tercihten daha ötede mevcut şartlar itibariyle bir zorunluluktur. önceden belirtildiği gibi ancak olağanüstü şartlarda bu takımın başına gelebilirdi öyle de olmuştur. ve mesele samimi olarak genç oyunculara yönelip kendi yıldızlarını çıkarmaksa, aybaba'nın cv'si bu konuda parlaktır.
ileriye dönük yapacağımız öngörüler şu aşamada bana göre havada kalacağından sabırla bekleyip, fiiliyatta neler olduğunu gördükten sonra daha sağlıklı çözümlemeler yapabileceğimize inanıyorum.
başarılar samet hoca.
teknik direktörlük kariyerine başladığı zaman uzak hedefini çoktan koymuştu. beşiktaş'a teknik direktör olacaktı. açıkçası hep bu görev için soluk alıp verdi desem çok abartmış sayılmam. özellikle hocalıktaki ilk beş yılından sonra, beşiktaş ne zaman teknik direktör arayışına girse yerli adaylar arasında mutlaka onun ismi geçerdi. ve her seferinde yetersiz görülerek başka bir isimle anlaşılması onu daha çok kamçıladı ve hırslandırdı. 90'lardan sonra da asıl hikaye böyle başladı. şahsi düşüncem samet aybaba'daki bu idealizm zamanla patolojik bir durum arz ettti. bir nevi aşık atışması. bilhassa inönü stadı'nda beşiktaş'a karşı kazandığı her maçtan sonra gerek üslubuyla gerekse beden diliyle "siz benim yerime bir başkasını tercih ettiniz ama hata yaptınız. bakın işte ben kazandım." mesajını vermesi genç nesil beşiktaşlılarla da arasını açarken; ak saçlıları daha da kızdırdı. hararetli bir aşkın bir müddet sonra saplantıya dönüşüydü bir bakıma samet aybaba'nın durumu. ve ters tepti. çünkü camia "tüm bunlardan sonra ağzınla kuş tutsan bu takıma hoca olamazsın." psikolojisine girmişti bile.
aşırı duygusaldır samet aybaba. çoğu zaman hisleri aklının önüne geçer. çabuk sinirlenir. yeri gelir öyle bir cümle eder ki; yıkar perdeyi eyler viran. gençlerbirliği'ni çalıştırırken mısırlı futbolcusu el saka ile yaşadığı malûm gerginliğin akabinde kendisine yöneltilen sert eleştiriler karşısında "bu ülkenin insanları beni bir arap'a tercih etti." demesi bunun alâmet-i farikası niteliğinde. duygusal gel-gitler anlamında ikinci bir fatih terim olur mu? "olmaz" diyemem.
2012 itibariyle hastalık deresinde bağlı olduğu beşiktaş'ın başında artık. ama unutmayalım samet aybaba bir tercihten daha ötede mevcut şartlar itibariyle bir zorunluluktur. önceden belirtildiği gibi ancak olağanüstü şartlarda bu takımın başına gelebilirdi öyle de olmuştur. ve mesele samimi olarak genç oyunculara yönelip kendi yıldızlarını çıkarmaksa, aybaba'nın cv'si bu konuda parlaktır.
ileriye dönük yapacağımız öngörüler şu aşamada bana göre havada kalacağından sabırla bekleyip, fiiliyatta neler olduğunu gördükten sonra daha sağlıklı çözümlemeler yapabileceğimize inanıyorum.
başarılar samet hoca.
80'lerin ortasından itibaren nilüfer'den bolca dinlediğimiz bir şarkı.
http://tinyurl.com/c9tevql
http://tinyurl.com/c9tevql
ilk zamanlar juanito'dan dinlediğimiz ama galiba murat göğebakan'ın daha bir vurucu seslendirdiği eser. sözler de sanırım fecri ebcioğlu'na aitti.
http://tinyurl.com/bn2wuzq
http://tinyurl.com/bn2wuzq
"bonibon. kakaolu draje bonibon. çantada cepte bonibon." şeklinde sözlere sahip bir reklam deyişine sahipti yanılmıyorsam.
"bak dikiz aynam kalaylı" diyenler[ybkz]swh[/ybkz] bunu da söylediler. "ses vermeyen tahtalara basarak ilerledim albayım."[ybkz]swh[/ybkz]
http://tinyurl.com/5u6dzy8
http://tinyurl.com/5u6dzy8
"yeri gelmiş acıya da gülmüşsek sana olan sevdamdandır bilesin."
anayurt oteli - yusuf atılgan
tutunamayanlar - oğuz atay
tehlikeli oyunlar - oğuz atay
dublörün dilemması - murat menteş
tutunamayanlar - oğuz atay
tehlikeli oyunlar - oğuz atay
dublörün dilemması - murat menteş
ismail hakkı demircioğlu - erkan oğur ortak yapımı bir kahır mektubu.
http://tinyurl.com/d2q63sw
http://tinyurl.com/d2q63sw
deniz seki'nin kaşıkçı elması. yine de bir müslüm gürses coverı istiyor gibi. bilemedim.
http://tinyurl.com/y936m7l
(bkz: öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adam)
http://tinyurl.com/y936m7l
(bkz: öksüz başlık sevmeyen birkaç iyi adam)
"eylül'de gel" in gölgesinde kalmış bir alpay şarkısı.
http://tinyurl.com/c4zkgg4
http://tinyurl.com/c4zkgg4
" e yapmasan sen bunu bana " dediğimdir. gözlerimi bağlamasıyla dinleyen adam. ille de senin mızrapın yaralar beni.
http://tinyurl.com/bp677qs
http://tinyurl.com/bp677qs
cska moskova ile üç yıllık sözleşme imzalamıştır.
geride bıraktığımız sezon montepaschi siena'yı çalıştıran ve bir dönem aynı takımda ergin ataman'ın yardımcılığını üstlenmiş 1969 doğumlu italyan koç. aynı zamanda italya basketbol milli takımının da başında bulunuyor. önümüzdeki sezon için fenerbahçe ülker ile anlaştığı haberleri dolaşmaktadır.
güney amerika kıtası'nın oldukça problemli oyuncu-menajer ilişkileri nedeniyle üfleyerek yenilmesini umut ettiğim yoğurt. ağız yakan sütler için;
(bkz: osvaldo nartallo)
(bkz: francesco manessero)
(bkz: marinho)
bu konuda antonio carlos zago'nun rehberliğine başvurulabilir.
(bkz: osvaldo nartallo)
(bkz: francesco manessero)
(bkz: marinho)
bu konuda antonio carlos zago'nun rehberliğine başvurulabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?