confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 38708
  2. takipçi 3
  3. puan 748705

bormio

gidiyorum bu
avrupa basketbolu'nun gerek milli takımlar gerekse kulüp takımları bazında kamp yeri olarak seçtikleri italya'nın kuzeyinde bulunan yeşili ve bol oksijeni ile meşhur kasaba. bizdeki (b: çamlıhemşin)'in muadili bir bakıma.[ybkz]swh[/ybkz] yalnız görünen o ki bu sezon türk takımları özelinde bolu, kendisinin pabucunu dama atmış durumda. elbette her şeye rağmen "sosyete"nin[ybkz]swh[/ybkz] tercihi olmaya devam ediyor.

2 eylül 2012 adana demirspor çaykur rizespor maçı

gidiyorum bu
demirspor'un bu sezon ptt 1.lig bünyesinde ilk kez seyircisinin karşısına çıkacağı maçtır. karşılaşmanın başlama saati 20.00 olup; çok sevgili trt yetkilileri bu maç yerine "iklimsel" sebeplerden ötürü (b: 1461 trabzonspor - konyaspor maçı)'nı televizyon yayınına lâyık görmüşler. demirspor'un maçını da lütfedip internet üzerinden yayınlamaya karar vermişler. sevsinler.

http://tinyurl.com/9j8k9l3

ruhi su

gidiyorum bu
bu kadar berrak bu o kadar özgün bir ses renginin bir daha bu topraklara gelip gelmeyeceği konusunda şahsımda derin şüpheler uyandıran sanatçı.

http://tinyurl.com/yf6h5dd

filip holosko

gidiyorum bu
sağ forvet oynatılmasında ısrar edildiği müddetçe minimum randıman alınmasına razı gelinmesi gereken slovak hücum oyuncusu. bir futbolcunun süratli olması bu şekilde cezalandırılmamalı. ertuğrul sağlam'dan bu yana saha içinde düşülen en belirgin yanlışlardan bir tanesi holosko'nun açık olarak kullanılmaya çalışılmasıdır.

rapor alanlar benim evladım geri zekalıdır diyor

gidiyorum bu
son derece üzerinde düşünülmüş, tartılmış, ölçülüp biçilmiş, süzgeçten geçirilmiş bir başbakan değerlendirmesidir.

---------------alıntı---------------

"bu 66 ay meselesinde gidip rapor alanları ben evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. niye? 'benim evladım geri zekalıdır' diyor. yani iki ay mı senin evladını iyi noktaya getirecek? ne demek ya? ben de babayım.(b: biz de çocuklarımızı yaşları daha gelmeden okula başlattık). hatta okul öncesi eğitim de aldıkları için, mesela benim bir çocuğum birinci değil ikinci sınıftan başladı. şimdi burada da bırakalım çocuklarımızı şöyle rahatlıkla gitsin, okula başlasın. niye bundan dolayı güceniyoruz? biz bu 66 ayı söylerken rastgele atmadık ki. bunun da biz incelemesini yaptırdık. dünyadaki uygulamalar önümüzde. bizim kendi ailelerimizde yaşadıklarımız elimizde. biz istiyoruz ki bir an önce yavrularımız okullarına başlasınlar, bir an önce de hayata girsinler. mesela bizim şimdi okul öncesi eğitimi kaldırdığımız söyleniyor. biz okul öncesi eğitimi kaldırmadık, nereden çıktı bu? öyle bir şey yok.”

---------------alıntı---------------

az çok okuduğum, takip ettiğim bir şeyler var. aklım erdiğince bir şeyler geveleyeyim.

bir kere 64 ve 66 yaşındaki iki insanı karşılaştırırsanız, kendilerine anlatılanları algılama noktasında arada muazzam farklar olmadığını görebilirsiniz. ancak çocuklarda bu tip bir benzerliğe rastlamanız çok olası değil. ay farkı da olsa yıl farkı da olsa çocuk yaştaki bireylerin etrafında olup bitenleri algılaması veya yorumlaması asla yetişkinlerdeki kadar birbirlerine yakın aralıklarda seyretmez. 5 yaşındaki çocukla 7 yaşındaki çocuğa aynı sınıfta ders anlatmak durumunda kalacak bir öğretmenin temel alacağı kıstas ne olacaktır? aynı anda hem ana sınıfı öğretmeni hem de sınıf öğretmeni kimliğine soyunup şizofrenik bir hâl alacağını öngörmek çok da zor olmasa gerek. ayrıca hangi yaş grubundaki öğrencilerini baz alarak dersi anlatacaktır?

örneğin tuvalet eğitimi esnasında herhangi bir hata yaptığında kendisini doğuran annesinden dahi zaman zaman tepki alabilecek çocuklar henüz 5 yaşında öğrenemediği veya algılayamadığı bir konu mevzu bahis olduğunda, yeterli pedagojik formasyona sahip olmayan öğretmenlerin tepkileri karşısında nasıl bir ruh hâline bürüneceklerdir?

yurt dışındaki örnekleri incelediklerini ifade etmiş başbakan. almanya'da üç yaşından itibaren okul öncesi eğitim mecburidir. üç yıllık bu sürecin son senesi "ilköğretime hazırlık" sınıfıdır. ancak dikkat edilirse çocuk yine "ana okulunda" ilköğretime hazırlanmaktadır. yani buradaki gibi aynı anda hem ilkokul okuyup hem de ilkokula alışma sürecini tecrübe etmemektedir. hollanda'da üç aylık bebek iken aileleler çocuklarını kreşe vermeye başlarlar. "istedikleri takdirde" 5 yaşına geldiklerinde çocuklarını ilkokula başlatabiliyorlar. ancak öylesine profesyonel ve uzman ellerde eğitim görüyorlar ki, aileler zaten gönül rahatlığı içinde çocuklarını 5 yaşında bu okullara teslim ediyorlar.

böylesine önemli, bütün bir neslin geleceğini etkileyecek bir konuda; son derece gelişi güzel, apar topar ve bu sürecin paydaşları olan psikologların, ailelerin, ana sınıfı öğretmenlerinin, kreş sahiplerinin görüşlerine başvurulmadan çıkarılan, üzerinde bakanlar kurulu ve iktidara mensup milletvekilleri dışında hiç kimsenin fikir birliğine varmadığı bir yasa bu ülkeye ne kazandırabilir?

gelişim psikolojisi diye bir şeyden haberdar mısınız sayın başbakan? mesela çocuklarının bu yaşta ilköğretim için henüz hazır olmadıklarını düşünüyor olabilirler mi? söz konusu hazırlık sadece zihinsel hazırlıktan mı ibarettir?

son olarak onları bu raporu almaya zorlamanın sizin hükümetinizin lûgâtındaki karşılığı nedir?

feda etmeyen veda etsin

gidiyorum bu
uzun vadede taraftarın beşiktaş'a bağlılığı sırtından vaziyeti toparlama cingözlülüğünün falım sakızı kâğından çıkmış hâli. inönü stadı'nın turnikelerinde "fedametre" cihazıyla bekleyen birer güvenlik görevlisi istihdam edilerek, her taraftarın kuvvetli bir şekilde cihaza üflemesi sonucu kimlerin "veda" etmesi gerektiğine dair kesin bulgulara ulaşılabilir bence. cihazın ekranında çıkan "feda" sözcüğünün sonundaki "a" harfi kimler üflediğinde en çok çıkarsa törenle kendilerine plaket verilsin. fedametre, "feda" etmeyenler üflediğinde ise ekranda "veda" yazısı çıkacak şekilde tasarlanacağı için, kimlerin "koftiden" beşiktaşlı olduklarını anlamak güç olmayacaktır.

tabii cihaz için önce bir proje yarışması düzenlenmeli. birinci gelen projeye konu olan örnek model, seri üretim yoluyla kırmızı, beyaz ve siyah renklerde kulüp personeline dağıtılmalı.

tebrikler kendime. değil mi benjamin?

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol