risk toplumu & başka bir modernliğe doğru - ulrich beck
yeniden doğu & asya çağında küresel ekonomi - andre gunder frank
benim ölçülerimde bir futbol entelektüelidir. ancak ağalar erenler meseleyi biraz yanlış yerden tutuyoruz gibime geliyor. bir organizayondan bashediyorsak ki burada bahsi geçen özne beşiktaştır. bu organizasyonun başında bulunan kişilerin ortaya koyduğu hedefleri işaret eden söylemlerden yola çıkmamız gerekir.
büyük mustafa, bahsedildiği üzere kriz yönetiminin futbol anlamında kitabını yazmıştır evet. kalın diye kimse okumaz belki. o daha başka bir tartışma konusu. beşiktaş'ın başına geçtiğinde de, fenerbahçe'nin başına geçtiğinde de ortak paydaya bakarsak camianın acil şampiyonluk beklentisidir. bir başka deyişle o dönem ki krizin tanımı budur. ancak şu an ki beşiktaş'ın yüz yüze olduğu kriz şampiyonluktan daha ötededir. ekonomik dar boğaz belirgin manâda sportif dar boğazın önüne geçmiştir. bu doğrultuda yönetici konumunda bulunanlar kısa vadede şampiyonluktan ziyade uzun vadede yeniden ekonomik ve sportif yapılanma üzerine plânlamalarını yapmışlardır. en azından söylem bazında durum bunu işaret ediyor.
büyük mustafa bu bağlamda beş yıllık bir dönem için teknik direktör olarak düşünülür mü. ben buna bir çırpıda evet diyemem. itiraf etmek gerekir ki öz kaynak düzeni ile de arası çok hoş değildir. olmuş oyuncuları kullanmayı tercih eder. kariyeri düşüşte de dahi olsa bu oyuncuları yeniden ayağa kaldırır. yineliyorum çok önemli yeteneklerle donatılmamışsa kolay kolay genç bir futbolcuya düzenli forma şansı vermez. ama rahattır büyük mustafa. maç öncesi maç sonrası söylemleriyle sizi rahatlatır. herhangi bir kritik maç öncesi beş tane eksiğiniz olsa, öyle bir tebessüm eder ki sanki hazırlık maçına çıkıyormuşsunuz havası yaratır. 26. haftayı bekleyin diyerek spor basını ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynar mesela. kötü oynayıp yenildiğiniz bir maç sonrası öyle bir demeç verir ki, yarın şampiyonluk maçına çıkacağınızı düşündürebilir size. camianın moral motivasyonunu gerek beden diliyle gerek söylemleriyle en üst seviyede tutar.
fakat "beş yıl çalışacağımız bir hoca düşünüyoruz" cümlesinin kesin karşılığı mustafa denizli midir? ben öyle bir mustafa denizli tanımıyorum. ama "on yıl çalışacağımız bir futbol direktörü düşünüyoruz" derseniz benim tanıdığım bir büyük mustafa var.
beynime bir iş gelmeyecekse beşiktaş'ın futbol direktörü/yöneticisi olarak görmek istediğim isimdir.[ybkz]swh[/ybkz]
büyük mustafa, bahsedildiği üzere kriz yönetiminin futbol anlamında kitabını yazmıştır evet. kalın diye kimse okumaz belki. o daha başka bir tartışma konusu. beşiktaş'ın başına geçtiğinde de, fenerbahçe'nin başına geçtiğinde de ortak paydaya bakarsak camianın acil şampiyonluk beklentisidir. bir başka deyişle o dönem ki krizin tanımı budur. ancak şu an ki beşiktaş'ın yüz yüze olduğu kriz şampiyonluktan daha ötededir. ekonomik dar boğaz belirgin manâda sportif dar boğazın önüne geçmiştir. bu doğrultuda yönetici konumunda bulunanlar kısa vadede şampiyonluktan ziyade uzun vadede yeniden ekonomik ve sportif yapılanma üzerine plânlamalarını yapmışlardır. en azından söylem bazında durum bunu işaret ediyor.
büyük mustafa bu bağlamda beş yıllık bir dönem için teknik direktör olarak düşünülür mü. ben buna bir çırpıda evet diyemem. itiraf etmek gerekir ki öz kaynak düzeni ile de arası çok hoş değildir. olmuş oyuncuları kullanmayı tercih eder. kariyeri düşüşte de dahi olsa bu oyuncuları yeniden ayağa kaldırır. yineliyorum çok önemli yeteneklerle donatılmamışsa kolay kolay genç bir futbolcuya düzenli forma şansı vermez. ama rahattır büyük mustafa. maç öncesi maç sonrası söylemleriyle sizi rahatlatır. herhangi bir kritik maç öncesi beş tane eksiğiniz olsa, öyle bir tebessüm eder ki sanki hazırlık maçına çıkıyormuşsunuz havası yaratır. 26. haftayı bekleyin diyerek spor basını ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynar mesela. kötü oynayıp yenildiğiniz bir maç sonrası öyle bir demeç verir ki, yarın şampiyonluk maçına çıkacağınızı düşündürebilir size. camianın moral motivasyonunu gerek beden diliyle gerek söylemleriyle en üst seviyede tutar.
fakat "beş yıl çalışacağımız bir hoca düşünüyoruz" cümlesinin kesin karşılığı mustafa denizli midir? ben öyle bir mustafa denizli tanımıyorum. ama "on yıl çalışacağımız bir futbol direktörü düşünüyoruz" derseniz benim tanıdığım bir büyük mustafa var.
beynime bir iş gelmeyecekse beşiktaş'ın futbol direktörü/yöneticisi olarak görmek istediğim isimdir.[ybkz]swh[/ybkz]
milliyet gazetesi geleneksel yılın sporcusu ödül töreninde tff başkanı yıldırım demirören'in, yanında duran beşiktaş kulübü başkanı fikret orman'ın omzuna vurarak sarfettiği deyim. arkadan bir de gevrek bir kahkaha patlıyor. ne o sizin gülüncünüze gitmedi mi yoksa? sayın orman'ın da gitmemiş olsa gerek hemen sonrasında gazetecilerin röportaj isteğine vermiş olduğu yanıta bakınca.
http://tvarsivi.com/milliyet-gazetesinin-geleneksel-yilin-sporcusu-odul-toreninde-tff-baskani-yildirim-demiroren-ve-bjk--29-05-2012-izle-i_2012050916125.html
aidiyet tesciliyetlerini beşiktaş üzerinden ilişkilendirenlerin jeopolitik konumları kasımpaşa kavşağında yanan yeşil ışıkta geçmeye müsait olunca, bıraktığınız enkazı "hadi mars'a gidelim" misalinden bir anlamlandırmayla geçiştirmek mümkün olmuyor sayın demirören. e büyük taşın da büyük derdi oluyor hâliyle. anlamıyorsunuz değil mi? yel değirmenlerine saldıran don kişotlar gibi gözüküyoruz galiba sizin pencerenizden? cervantes mi daha çok kazanmıştır sizce yoksa vicente del bosque mi? gençliğinizde kapalı tribünden "siyah" diye bağırdığınızda "beyaz" karşılığını verenlerin çocukları şimdi okul harçlıklarını denkleştirip feda tişörtü alıyorlar. nereden nereye değil mi ekselansları? neden süleyman seba'nın ayhan akman için ödediği sekiz milyon dolar bonservis, sizin rodrigo barbosa tabata'ya ödediğiniz sekiz milyon euro kadar hatırlanmayacak hiç düşündünüz mü? dertsiz başlarımıza açtığınız dertleri beş takside bölüp senetlendirince arzu ettiğiniz soğuklukta şakalar yapabiliyorsunuz. ona şüphe yok. ancak biliniz ki;
"(i: bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var)"
http://tvarsivi.com/milliyet-gazetesinin-geleneksel-yilin-sporcusu-odul-toreninde-tff-baskani-yildirim-demiroren-ve-bjk--29-05-2012-izle-i_2012050916125.html
aidiyet tesciliyetlerini beşiktaş üzerinden ilişkilendirenlerin jeopolitik konumları kasımpaşa kavşağında yanan yeşil ışıkta geçmeye müsait olunca, bıraktığınız enkazı "hadi mars'a gidelim" misalinden bir anlamlandırmayla geçiştirmek mümkün olmuyor sayın demirören. e büyük taşın da büyük derdi oluyor hâliyle. anlamıyorsunuz değil mi? yel değirmenlerine saldıran don kişotlar gibi gözüküyoruz galiba sizin pencerenizden? cervantes mi daha çok kazanmıştır sizce yoksa vicente del bosque mi? gençliğinizde kapalı tribünden "siyah" diye bağırdığınızda "beyaz" karşılığını verenlerin çocukları şimdi okul harçlıklarını denkleştirip feda tişörtü alıyorlar. nereden nereye değil mi ekselansları? neden süleyman seba'nın ayhan akman için ödediği sekiz milyon dolar bonservis, sizin rodrigo barbosa tabata'ya ödediğiniz sekiz milyon euro kadar hatırlanmayacak hiç düşündünüz mü? dertsiz başlarımıza açtığınız dertleri beş takside bölüp senetlendirince arzu ettiğiniz soğuklukta şakalar yapabiliyorsunuz. ona şüphe yok. ancak biliniz ki;
"(i: bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var)"
"(i: sen insanlığa kucak açan bir mabet
mihrabında yükseliyor mavi-lacivert
sabret demirspor'um sabret göz nurum
özlediğin zaferlere erişeceksin elbet)"[ybkz]swh[/ybkz]
muharrem gülergin, füze selami, kartal yaşar, puto mustafa, lastikotin ahmet ve daha niceleri aşkına...
mihrabında yükseliyor mavi-lacivert
sabret demirspor'um sabret göz nurum
özlediğin zaferlere erişeceksin elbet)"[ybkz]swh[/ybkz]
muharrem gülergin, füze selami, kartal yaşar, puto mustafa, lastikotin ahmet ve daha niceleri aşkına...
orta öğretimde genel olarak ismail tunalı, selman erdem ve sadettin elibol'un kitaplarını okutan hocalardır. favorileri selman erdem'dir.
gerek beşiktaş'a ayırılan bilet sayısı gerekse açıklanan maç saatleri açısından 2004-2005 sezonundaki final eşleşmesini[ybkz]swh[/ybkz] anımsatan müsabaka. aslında çok da sürpriz değil. sene başında oldukça yüksek maliyetlerle kurulmuş; buna karşılık türkiye kupasında yarı finalde elenmiş ve euroleauge organizasyonuna top 16'da veda etmiş bir anadolu efes kadrosu var. tutunacakları son dal olarak beko basketbol ligi şampiyonluğu kaldı. bu da kaybedildiği takdirde anadolu efes'te engin özerhun dahil olmak üzere herkesin geleceği tartışmaya açılacaktır. hâliyle bütün kartlarını oynamak istiyorlar. ancak şahsımca asıl dikkat etmemiz gereken maçı yönetecek olan hakem üçlüsü olmalıdır. sekiz sene öncesinin rövanşını almak umuduyla.
an itibariyle teknik direktör ercan albay'ın göz yaşlarına hakim olamadığı maçtır.
demirspor finalde. öpün şener'in elini. geliyoruk[ybkz]swh[/ybkz]
mete kalkavan'ın katkılarıyla uzatmaları da 0-0 ile sona eren maçtır. penaltılar sonucu tayin edecek. haydi çocuklar.
mbilla attı. 2-2.
normal süresi 0-0 berabere biten karşılaşmadır. uzatmalara gidilecek.
ayrıca ufaktan ısınma turlarına başladığımız maçtır.[ybkz]swh[/ybkz]
http://tinyurl.com/c3g7bx5
http://tinyurl.com/c3g7bx5
akdeniz tv maç öncesi canlı yayınlarına başladı fakat teknik aksaklık nedeniyle fragman koydular[ybkz]swh[/ybkz]. bunun dışında uydu üzerinden sanırım adana tv ile ortak yayının yapılacağı maçtır.
burnumuzdan getirdiği 76'ers serisini td garden'da bu sabaha karşı aldığı 85-75'lik galibiyetle 4-3 bitirerek doğu konferansı finalinde -normal sezonda üç kez yendiği- miami heat ile eşleşen takımdır. en göze çarpan problem kenardan yeterince skor katkısı alamamaları. serinin son maça kalmasının da ana nedeni bu bana göre. hatırladığım kadarıyla yedi maçın beşinde 76'ers benchi boston benchinden çok daha fazla sayı üretti. bu da yeşillerin sahaya çıkan ilk beşinin üstüne bütün skor yükünü yüklemek anlamına geliyor. doc rivers'ın biraz bu duruma kafa yorması lâzım. bir başka sorun ise bu sezon gösterdiği performansla dikkatleri çeken avery bradley'in bu seride yaşadığı omuz sakatlığı oldu. son hâli nedir bilemiyorum.
bir de bu 76'ers forması giyen jrue holiday bayağı yetenekli çocuk ve henüz 21 yaşında. ileride daha çok canlar yakar.
bank asya yolunda ikinci önemli sınavına bu akşam çıkacaktır. ekran başında bizsek, sahada sensin.
adana, demirspor'ludur.
http://tinyurl.com/bn3mubz
adana, demirspor'ludur.
http://tinyurl.com/bn3mubz
finlandiya 3-2 öndeyken 90+1'de seyircilerimizin sahaya girmesi sonucu yarıda kalan maçtır. tüm ikna turlarına rağmen maçın hakemi uzatma dakikalarını oynatmayarak raporuna maçı tatil ettiğini ve son kararı fifa'nın vereceğini söylemiştir. eh.. sepp blatter, disiplin kurulunu bu gece acil gündemle toplar artık.[ybkz]swh[/ybkz]
an itibariyle futbol prensi programında gordon milne'in elini öperek kendisine beşiktaş taraftarı adına feda tişörtü hediye etmiştir.
türkiye futbol federasyonu'nun muhteşem bir öngörüyle avusturya'da boş tribünlere oynanan bir finlandiya maçı ile kendisine jübile hazırladığı koca kaptan. hakettiğin uğurlamayı beşiktaş sana yapacaktır.
bu akşam 23.00'te yayınlanacak final programına kevin keegan, gordon milne ve (b: dean saunders) üçlüsü konuk olacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?