confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34207
  2. takipçi 3
  3. puan 666800

andres nocioni

gidiyorum bu
galatasaray mp koçu ergin ataman'ın, transferi için temasta olduklarını açıkladığı arjantin'li şutör. jaka lakovic ile takas edilebileceği söylentileri var. ancak caja laboral'in böylesine önemli bir oyuncuyu neden elden çıkarmak istediğini anlamak güç. bir ihtimal ispanya'nın ülke olarak yaşadığı ekonomik kriz sebebiyle, takımın yüksek kontratlı oyunculardan kurtulmak istemesi gererekçe olabilir.

ercan taner

gidiyorum bu
23 kasım 2012 beşiktaş brose baskets bamberg maçı esnasında murat kosova için edilen küfürleri ima ederek genel bir serzenişte bulunmuştur.

http://tinyurl.com/c4lwl2y

iligili maçta olup bitenler beşiktaş'ı ilgilendiren pek çok sanal platformda yine beşiktaşlılar tarafından eleştiriye tabi tutulmuştur. yalnız sizin dostunuz fuat akdağ'ın bu konuda beşiktaş taraftarını terbiye etmeye çapı da el vermez, haddi de. bunda bir anlaşırsak, zaten sizinle her türlü anlaşırız. elbette siz derken ercan taner olarak sizin şahsınızı kastediyoruz. yoksa bize o maçları izlettirdiğini söylettiğiniz medya patronlarını değil. ne biçim bir argüman bu? yani o medya patronları hiçbir maddi kaygı gütmeden yalnızca türkiye'deki futbol izleyicisinin görsel zevkini tatmin edebilmek amacıyla mı bu maçların yayın haklarını satın alıyor?

şunu mu diyorsunuz "bu adamlar sizden beş kuruş talep etmeden la liga, euroleague maçlarını ayağınıza getiriyor. nankörlük ediyorsunuz. yetmiyor küfrediyorsunuz.". yapmayın güzel ağabeyim, siz de biliyorsunuz biz de biliyoruz. modern dünya, merkezinde daha çok kâr etme ve daha çok tüketme arzusunu kamçılayan bir ekonomik işleyiş üzerine kuruludur. doğuş grubu'nun kanalları aracılığıyla bu karşılaşmaları yayınlamasını, nazife teyze'nin aşure kaynatıp mahalleliye dağıtması gibi lanse etmeyin. gülünç duruma düşersiniz.

murat kosova'ya gösterilen tepki özünde doğrudur. bu tepkinin arkasında yatan saikler de son derece nettir. ancak seçilen yöntem yanlıştır. en azından yaratıcı zekâsıyla övünen beşiktaş taraftarına hiç yakışmamıştır. hiç yakışmadığı da aile içinde defaatle dile getirilmiştir. ancak dostunuz, genel yayın yönetmeniniz olan zatın değneksiz gezmeye kalktığı köy beşiktaş'ın köyiçi olursa, kimse bunu sineye çekemez.

bize ne düşman, ne mensubu olduğunuz grubun lûtufları lâzım. ancak çalıştığınız kanalın; beşiktaş'ın içinde yer aldığı basketbol hazırlık turnuvalarının, hentbol takımı maçlarının yayın politikalarına, beşiktaş'ın euroleague galibiyetleri sonrası spor gecesi vs. programlarda kendisine kaçıncı sırada yer bulduğuna bir bakın.

sonra da dönüp aynaya bakın. size ne lâzım?

not: ha bir de zamanında süleyman seba'ya edilen küfürler üzerinden bildik alan işaretlemelerine meyletmişsiniz. ben o dönem hiç bu organizasyonların içinde olmamış bir beşiktaş taraftarı olarak gönül rahatlığıyla söylüyorum. herhangi bir vesileyle bir yerlerde karşılaştığınız beşiktaş tribünlerinin bir çok önemli ismi o hakaret içeren tezahüratların bir şekilde içinde olmuştur. mutlaka onlarla görüştüğünüzde bu siteminizi yüksek sesle dile getiriyorsunuzudur değil mi?

tabii tabii. mutlaka...

tek başına eve çıkmak

gidiyorum bu
lise bittikten hemen sonra çıktığınız zaman, ergen dönemlerde erken tecrübelerle donatılmanıza ön ayak olacak girişimdir. mesela yemeyi içmeyi çok seven ve hâliyle yemek yapmakta da oldukça hünerli babanızdan işin tüm püf noktalarını öğrenebilirsiniz. pazar/market alışverişleri, kira/elektirik/su/apartman aidatı gibi çok da yabancısı olmadığınız ama o zamana kadar da aktif olarak içinde de yer almadığınız aktivitelerin odağında birinci tekil şahıs olarak kendinizi bulmanız söz konusudur.

"kaça domates?", "aa çok dedin", "pilavlık bulgur ne zaman gelecek?" tarzı cümle kalıplarını içselleştirip, sigara böreği yapmadan önce "lan yufkayı kaça bölüyorduk? önce ortadan ikiye, sonra onları dörde, sonra sekize hoyda breee" şeklinde içsel devinimler yaşayabilirsiniz. bu sayede "sigara böreği" ve "içsel devinimler" şeklindeki söz öbeklerini aynı cümlede kullanabilme imkânınız doğar.

fakülte kantinindeki kız arkadaşlarınızın "benim pilavım tane tane düşmüyor" yakınmalarına işlevsel öneriler getirip, karşı taraftan "vayyy seni alan yaşadı" tarzı klişe sululuklara maruz kalabilirsiniz. öğrenci olmanıza rağmen aidatı zamanında ödemeniz bina yöneticisini, kirayı zamanında ödemeniz ev sahibi fazalsıyla memnun edecektir ki, sizi evlatlık olarak düşünenlerin sayısının hiç de azımsanmayacak seviyeye ulaştığına şahit olursunuz.

sosyal hayatınıza harket getirmek açısından "ya daniel amokachi'nin ikizlerinin sünnet düğününü benim evde yapsak mı acaba?" tarzı fantastik düşüncelere kapılınabilir. elektrik süpürgesinin çok güzel bir buluş olduğuna kanaat getirip; bal mumundan heykelini yaparak çamaşır odasının ortasına diktikten sonra, en yakın mezarlıkltan çelenk kaçırıp her yıl sabit bir tarihte önüne koyabilirsiniz.

en kötüsü ne biliyor musunuz? bunca cümleden sonra yazdığınız yazının içeriğinin "tek başına evde yaşamak" ile ilgili olduğunu farkedip başlık uyumsuzluğunu gerekçe göstererek yetkili mercilerden ilgili girinin silinmesini talep edebilirsiniz.[ybkz]swh[/ybkz]

daniel ewing

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

Ne yalan söyleyeyim Dasic’ten sonra Erman hoca yine transferde beni ters köşeye yatırdı. Beklediğim oyuncu tipi 3 numarayken ki açıklamalarda o yöndeydi 1 ve 2 numaraya takviye olarak Ewing alındı. Muhtemelen Dasic’le değişecekler gibi. Ewing mevkisel olarak aynı olmasa da Türkiye Ligi maçlarında Falker’dan gelmeyen sayı katkısını fazlasıyla verebilecek bir oyuncu.Muhtemelen lig maçlarında Falker ile değişecekler. Ona bağlı olmasa da onun gelişi zaten hasarlı olan boyalı alan savunmasını sekteye uğratacak gibi. Kendi savunması da pek iyi seviyede değildir.özellikle 1 ve 2 numarada Jerrells’la birlikte sahada olurlarsa dış savunma baya sıkıntı çeker.Bu yüzden birlikte oynamalarına çok ihtimal vermiyorum. Jerrells dışarıdayken topun dolaşımı daha rahat olurken,skor yapacak oyuncu eksikliğimiz oluyordu.Ewing bunu daha üst seviyede yapabilecek bir oyuncu.Penetreleri kuvvetlidir, skorer yanı Jerrells’tan bile iyidir ama bazen bireyselliği abartması kabak tadı verir. Top paylaşımı yönünden Jerrells’a nazaran iyidir ama bir Tutku Açık havasında organizasyonlar beklemek hayal olur. Jerrells’la beraber birbirlerinin ikamesi olurlarsa ne ala, ama aynı anda sahada olmaları hücum setlerini kabusa çevirebilir. çift guarda dönen bir yapıda Tutku ve Can süreleri paylaşıp,bunların yanında Jerrells ve Ewing 2 numarada rotasyona girerlerse bir sıkıntı olmaz. Ama Muratcan’ın rolünde bir sıkıntı olabilir. Muhtemelen Serhatla beraber 3 numaraya geçecekler. Aslında iş yapabilecekleri bölgeler ama 2 numara onlar için daha elzem olur diye düşünüyorum. işin özü ihtiyaç olan bir bölgeye yapılmış transfer mi zaman gösterecek ama Christopher’ın istikrarsız performansında bu tarz skorer bir oyuncu iş yapabilir düşüncesindeyim.

---------------alıntı---------------[ybkz]swh[/ybkz]

ergin ataman

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

Beşiktaş'ı bırakıp kaçmadım. şampiyon takımdan gitmek pek görülen bir durum değildi. Sponsor sıkıntısı vardı. Takım dağılacaktı ve bu yüzden ayrıldım. Geçen sezon da çok sıkıntılar çekmiştik. Bunun en canlı şahitlerinden biriyim.

Sokaktaki taraftar bilmez. Oyuncuları geçtim. Ekibinizin huzurlu olması önemlidir. Ben, etrafımdaki insanların eve ekmek götüremediği zamanları yaşadım. Bizzat onlara kendi gücümle destek oldum. Bunlar çok acı şeyler. Bu şartlarda çalıştım.

MiLANGAZ sponsorluktan çekilmese Galatasaray’ın hocası Erman Kunter olacaktı. Profesyonellikte bu tip ani gelişmeler var.

---------------alıntı---------------

tuttuğu takımla ilgili "erman kunter'i benim beşiktaş'taki durumum belli olana kadar oyalarak; milangaz'ın sponsor olmayacağı netleşip ayrılacağım kesinleştikten sonra yüz üstü bıraktılar." tarzı ani profesyonel gelişmelerden bizleri anında haberdar eden galatasaray mp koçu.

(i: hadi sen git işine de herkes kendi işine.)

randal falker

gidiyorum bu
kendisini falker yapan özelliklerini sahaya yansıtamadığı zaman eleştirilmesinin daha doğru olacağına inandığım pota altı oyuncusu. şöyle ki her oyuncunun bir takıma trasnfer ediliş amacı vardır. bu amaç doğrultusunda takımda kendisine belli bir rol biçilir ve o rolün gerektirdiği işlevleri yerine getirip getirememesi üzerinden bir performans değerlendirmesi yapılır.

randal falker'ın takıma transfer ediliş amacı nedir? erman kunter kendisinin gelişi esnasında "ribaund özelliği ön plâna çıkacak" yorumunda bulunmuş. yani kendisine biçilen rol ağırlıklı olarak işin savunma kısmında üstleneceği sorumluluk. oynadığı maç sayısı, aldığı süre göz önünde bulundurulduğunda falker bunu yapabilmiş mi yapamamış mı? ona bakmak gerekir. falker eleştirilebilir. ama nasıl? örneğin 30 dk süre aldığı bir maçı bir ribaund, sıfır blok ile tamamlıyorsa kesinlikle eleştirilmelidir. çünkü kendisinin oyun karakteristiğini meydana getiren özelliği bu alanlarda somutlaşmıştır. zira pozisyon bilgisi çok güçlü olduğu için eşleştiği adamlara karşı ne kadar kısa kalsa da hiçbir şey yapamasa dahi kolay sayı imkânı vermiyor.

erman kunter'in sezon öncesinde takımın skor yükünü çekecek oyuncuları zaten kafasında tasarladığını söyleyebiliriz. kim bunlar? curtis jerrells, vladimir dasic ve patrick cristopher. ekstra katkı için damir markota, gasper vidmar, tutku açık, cevher özer ve serhat çetin. şimdi bu isimlerden belki de en çok güvenileni bekleneni hiç mi hiç verememiş. jerrells ve markota dışındakiler de türlü sebeplerden dolayı istikrarsız. yani 6-7 tane isim kendilerine bu noktada güvenildiği hâlde pas geçilip de, kariyerinde hiçbir zaman hiçbir yerde başat skor opsiyonu olmamış bir randal falker'ın potayı düşünmemesini eleştirmek haksızlık olur. bir başka deyişle falker bundan önce oynadığı takımlarda her sezon 15-20 arası bir sayı ortalaması yakalayıp da beşiktaş'a geldiğinde hücumda skor bulamayan bir adam olmadı ki? falker hep buydu. bakın hep hücumda "skora" katkı dedim. çünkü sadece sayıyla değil başka şekilde de hücuma katkı verebilirsiniz.[ybkz]swh[/ybkz]

anlatmaya çalıştığım her oyuncu için geçerli. mesela curtis jerrells için "oyunun ritmini kontrol edemiyor, asist özelliği yok" tarzı eleştiriler geliyor. yanlış değil. ancak jerrels zaten hiçbir zaman böyle bir oyuncu olmadı. potaya 10 kere penetre edip birini sayıyla sonuçlandırıyorsa eleştirebilirsin. çünkü bu tip hücumları bitiriciliğiyle tanınır. en iyi yaptığı işlerden birisidir.

zaafları yok mudur falker'ın? elbette var. örneğin bana göre avrupa'nın üst düzey uzunlarına karşı boy dezavantajını fazlasıyla hissettiğinden doğru pozisyon alsa bile savunmakta çok çok zorlanabiliyor. bu yüzden bu tip eşleşmelerde çok kısa sürede faul problemine giriyor. zira bu adamlara sayı attırmamak onun için adeta bir onur meselesine dönüşüyor.

toparlarsak, şu an ki rotasyonda pota altı savunmasında ve hücum ribaundlarında gösterdiği performansla rahatlıkla kendisine yer bulabilecek, sağlam bir beş numaranın yanında gözü kapalı bir şekilde tüm "pis" işleri kotarabilecek kapasitede bir adam. oyun stili bakımından beşiktaş'ın dennis rodman'ıdır işte. "rodman niye sayı atmıyor?" diye eleştirildi mi?[ybkz]swh[/ybkz]

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol