confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 32190
  2. takipçi 2
  3. puan 628658

entarisi ala benziyor

gidiyorum bu
melihat gülses, volkan konak, candan erçetin gibi isimlerden sıkça dinlediğimiz hareketli bir halk türküsü. rivayet odur ki, (vurgula: osmanlı devleti)'nin (vurgula: ingilizler)'e sipariş ettiği (vurgula: reşadiye zırhlısı ) için düzenlenen tören esnasında (vurgula: britanya krallığı)'nın marşı okunur. sıra osmanlı heyetine geldiğinde ufak bir sorun vardır. zira imparatorluğun çok çeşitli etnik unsurları bünyesinde barındırması nedeniyle herhangi bir ulusal marşı olması söz konusu değildir. o sırada heyetten birisi arkadaşlarına dönerek, bu türküyü bilip bilmediklerini sorar. olumlu yanıt alır almaz hep bir ağızdan marş niyetine söylemeye başlarlar. ingiliz donanması da esas duruşta dinler. olası bir küçük çaplı diplomatik krizin bu şekilde önüne geçilmiştir.

anne replikleri

gidiyorum bu
sağlık sektöründe yer yer soru cümlesi olarak kendisini gösteren söz öbekleri. bu satırların yazarı fi tarihinde bir bağırsak operasyonu geçirir. bir gece tuvalate kalktığında, çıkışta annesini ayakta beklerken görür ve olaylar gelişir.

- kabız mısın?
- hayır anne.
- ishal misin?
- ........

bu toprağın sesi

gidiyorum bu
80'li yıllarda trt ekranlarında çiftçiyi bilinçlendirmek ve gelişmiş tarım teknolojileri ışığında kırsal üretimi yeniden dizayn etmek amacıyla (b: tarım ve köy işleri bakanlığı)'nın teşvikiyle salı/perşembe günleri öğleden sonraları yayınlanan program. aynı zamanda program içinde (b: kanber ağa)[ybkz]swh[/ybkz] ile (b: satılmış)[ybkz]swh[/ybkz] karakterlerinin karşılıklı diyaloglarından oluşan dizimsi skeçlere yer verilmesiyle (b: ankara devlet tiyatrosu ) oyuncularını ekran başından izleme şansını yakalamışızdır.

12 nisan 2012 anadolu efes beşiktaş milangaz maçı

gidiyorum bu
hem anadolu efes ile hem de -normal sezonu üstünde bitirilmesi şartıyla- fenerbahçe ülker ile gerçekleşecek muhtemel eşlemelerde saha avantajının kazanıldığı önemli bir galibiyetle neticelenen maçtır. ersin dağlı'nın double double'ı (20 s 11 rb) dikkat çekmekle birlikte, beşiktaş'ın, kadro zaafiyetini teknik kadro - taraftar desteği - yabancı oyuncuların üst düzey performası eşliğinde ortadan kaldırmaya çalıştığı gözükmektedir. ilk beş oyuncularının oldukça fazla süreler alarak oynaması (b: beşiktaş)'ı, şampiyonluk yolundaki rakipleriyle oynadıkları maçların bilhassa son periyodlarında sıkıntıya sokacaktır. zira bu maçın son çeyreğinde anadolu efes geriden gelip öne geçmiştir. fakat (b: beşiktaş)'ın buna önemli isimleriyle çabuk reaksiyon göstermesi, maçı getirmiştir diyebiliriz. şampiyonluk yolunda oyananacak play off mücadelelerinde bu tip karşı cevaplar ergin ataman ve talebelerinin[ybkz]swh[/ybkz] iddiasını sürdürebilmesi açısından elzemdir.

berabersiniz

gidiyorum bu
halı saha maçlarında takımlardan birisinin ani bir kontraatakla diğerini eksik yakaladığı ve karşı takımın son defans oyuncusu da ekarte edilip kaleci ile karşı karşıya kalındıktan sonra heyecanlanıp ne yapacağını bilemeyen genç hücum oyuncularına, takımın en yaşlı oyuncusunun sakinleştirmek amaçlı, aynı zamanda babacan bir eda ile sarfettiği uyarı cümlesi.

açılımı "oğlum saçma sapan bir şey yapmayın bir siz kaldınız bir de kaleci. soğuk kanlı olun." şeklinde özetlenebilecek bu sözcük genelde takımın kır saçlı, belirgin göbekli, muhtemelen gençliğinde oynadığı amatör takımın formasını her halı saha maçında üstüne geçiren, çok yüksek ihtimalle de karayollarından[ybkz]swh[/ybkz] emekli ağabeyi tarafından söylenir. buradaki püf noktası, "berabersiniz" derken ses tonunu ayarlayabilmektir. şefkat barındıran bir şekilde söyleyemezseniz, gençlerin eli ayağı iyice birbirine dolaşır. bu işin uzmanları, söz konusu atak golle sonuçlandıktan sonra aynı gençlere özgüven aşılama amacıyla oldukça sakin bir şekilde "işte bu ya" kalıbını da kullanır.

ama unutmayın, "berabersiniz" sözcüğü genç oyuncularınızı rahatlatma, sakinleştirme amaçlıdır. söylerken önce sizin sakin olmanız gerekir. yani "berabersiniz" dediğiniz anda sizi izleyen seyirciler "vay be adama bak otto von bismarck'tan üç gün önce doğmuş" ya da "helal olsun. sanki zekai tunca söylüyor" cümlesini tereddütsüz kurmalıdır.

bunları yapabilen yaşlı ustalara bin mülk-ü acem fedadır halı saha maçı organizasyonlarında.

muhsin namcu

gidiyorum bu
yorgun bir akşam üstü aklıma düşen, acem diyarının[ybkz]swh[/ybkz] yetiştirdiği büyük müzik adamı. ses dalgaları, oryantalist cıvıklığa aheste aheste vurur.

http://tinyurl.com/dl2xfy

bilal eryılmaz

gidiyorum bu
uzun yıllar boyunca (vurgula: sakarya üniversitesi)'nde görev aldıktan sonra (vurgula: istanbul medeniyet üniversitesi)'ne geçiş yapan kamu yönetimi bölümü yönetim bilimleri ana bilim dalı öğretim üyesi. yamulmuyorsam aynı zamanda (vurgula: başbakanlık kamu görevlileri etik kurulu ) başkanıdır. birgül ayman güler'in zıt kutbu olup; kamu yönetimi kitabı pek çok üniversitede okutulmaktadır.

zerrin toprak karaman

gidiyorum bu
dokuz eylül üniversitesi kamu yönetimi bölümü öğretim üyesi. her ne kadar kentleşme ve çevre sorunları anabilim dalı başkanı ise de yönetim bilimleri alanında da oldukça kalem oynatmış olup, bilhassa yerel yönetimler hususunda adem-i merkeziyetçi çizgiye yakın duruşu ile tanınır.

birgül ayman güler

gidiyorum bu
kamu yönetimi disiplininin yönetim bilimi kürsüsünün cevval akademisyenidir. kamu yönetiminin geçirdiği liberal dönüşüme hakkını vererek muhalefet eder. o yüzden post modern dönemde kamu yönetimi anlayışına yedirilen kamu işletmeciliği, müşteri odaklılık, yönetişim gibi kavramları dillere pelesenk eden çok kişinin kamu yönetimi kongrelerinde tatlı tatlı canını yakmıştır denilebilir.

karşı cephedeki muadillleri için

(bkz: zerrin toprak karaman)

(bkz: bilal eryılmaz)

mehmet özdilek

gidiyorum bu
rasim kara ile birlikte beşiktaşlı muadillerine göre çalıştırdığı takımlara şartlar ne olursa olsun futbolu çirkinleştirmeden daha pozitif daha dikine oynatmayı şiar edinmiş teknik adam. antalyaspor gibi transfer anlamında gerek yerli gerekse yabancı olsun elini korkak alıştıran bir organizasyonda daha öteye gidebilmesi için meslekte yaklaşık bir 15 yılını tamamlaması lâzım. pragmatist bir tarza sahip olmamasından kaynaklanan ve bu doğrultuda maç maç incelendiğinde önde olduğu anlarda yapmış olduğu taktiksel tercihler eleştiri götürür. amma ve lâkin; futbolunun emeklilik dönemlerini yaşayan ömer çatkıç, kayserispor'daki belli bir döneminden sonra kayıplara karışan ali turan, yaptığı sonuca etki eden bireysel hatalarla saç baş yolduran deniz barış, yabancı oyuncu vasfı taşımaktan başka bir özellikleri göze çarpmayan veselin minev ve ivan radeljic, sivasspor sonrası kariyeri tepe taklak giden ibrahim dağaşan, bank asya liginin herhangi bir orta sıra takımında emsallerine rahatlıkla rastlayabileceğiniz sedat ağçay, istikrarsızlığı ile nam salmış tita, ankaragücü dışında hemen her takıma göre daha alt seviyedeki ali zitouni, mehmet eren boyraz, mehmet yılmaz gibi isimlerden oluşan bir kadroyu "şahane" olarak nitelendirmek biraz fazlaca iddialı bir tespit olsa gerek. ali tandoğan, doğa kaya, emrah başsan, uğur inceman, musa nizam ve devre arasında gönderilmek durumunda kalınan necati ateş gibi isimlerin arzulanan performansı göstermesiyle ayakta durmaya çalışan bir takımdır antalyaspor. rakipleriniz forvet hattına mehmet yıldız, theofanis gekas gibi kalbur üstü isimleri yerleştirirken; sizin yönetim olarak takımınızın tüm hücum gücü üzerine kurulmuş necati ateş'i galatasaray'a verdikten sonra transfer ettiğiniz isimler sinan kaloğlu ve jaba ise mehmet özdilek'in ağzı hangi kuşa odaklanacağını şaşırır. umuyorum eskişehirspor, kayserispor, gaziantepspor gibi transfer döneminde hocalarının isteği üzerine makul paraları harcamaktan imtina etmeyen bir takımın başına gelir de buralarda daha çok alkışlarız. ha ola ki beşiktaş'ın başına geçer de olası olumsuzluklarda buralarda ağır hakaretlere mi maruz kalır? sözün muhatabı sözle mükelleftir. sözle mükellef olmayan akılla muhataptır. mehmet özdilek de akıllı bir spor adamıdır.

kıllanan adam

gidiyorum bu
karikatürist ahmet yılmaz'ın bir dönem leman dergisi'nde çizdiği adamın kralı. her daim üzerinden kolsuz atleti, yakınından yöresinden ince belli bardakta çayı eksik olmaz. tek arzusu içinde yaşadığı toplumun fertlerinin popüler kültür geyikliğini, haytalığı, üç kağıtçılığı, hırsızlığı bırakıp; bilimle iştigal etmesi bilhassa da uzaya yolculuk yapabilmeleridir. gelgelelim şahit olduğu diyaloglar kahramanımızı çileden çıkarır ve iç sesi adeta çağlamaya başlar. seni sevmemek ne mümkün.

sayenizde

gidiyorum bu
ercan saatçi'nin 1 dk 54 sn'lik resmi geçidi. bir saniye daha uzun ya da bir saniye kısa olmaması gerekiyormuş, öyle olmuş. klipte (vurgula: aykut gürel)'in kaşları mı gözlüğü mü yoksa gitarı mı daha çok dikkat çekiyor diye referanduma gidilmişti de o sene, ben kaşları için oy kullanmıştım.

kura çektik sana çıktı

gidiyorum bu
1980'lerin sonlarındaki (b: ülker çizi ) reklamının mottosu. yamulmuyorsam bir grup arkadaş evde televizyon izlerken çizi stokları eriyor. sonra elemanların birisini bir şekilde tongaya düşürüp bakkala gönderiyorlar. "kura çektik sana çıktı. çiziiiiiiiiii. almadan gelme." tarzı bir replik geçmekte idi. ondan sonra da kitlelerin diline pelesenk oldu.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol