13 milyon dolar bonservis bedeliyle az alkmaar'dan sunderland'e transfer olup; dört yıllık sözleşme imzalayan forvet.
http://prosoccertalk.nbcsports.com/2013/07/09/official-jozy-altidore-signs-for-sunderland-in-13-million-deal/related/
(bkz: fc shakhtar donetsk)
chelsea ile olan sözleşmesini 2018 yılına kadar uzatan oyuncu.
los angeles lakers ile minimum kontrat üzerinden bir yıllık anlaşma sağlayan oyuncu. transferin resmileşmesi için lakers'ın anadolu efes'e 500 bin dolar buy out ödemesi yapması gerekiyor.
maccabi electra tel aviv'e geri dönmüştür.
chelsea ile bir yıllık sözleşme imzalamıştır. ateyizler?
devamsızlıktan kaldığı için bütünleme hakkı olmayan doğum günü çocuğu. kutlu olsun.
daha çok, çatısı altındaki şehir plancıları odasının, kentsel dönüşüm kapsamında yapılan uygulamalara karşı takındığı tutum nedeniyle hedef hâline gelen meslek birliği.
edit: hmm. evet bir de bu sınav olayı var, gözden kaçmış. 100 lira karşılığında meslek lisesinde elektronik öğretmenliği yapan birisine elektronik mühendisi olma yolu açılabiliyor. satch iyi hatırlattı.
edit: hmm. evet bir de bu sınav olayı var, gözden kaçmış. 100 lira karşılığında meslek lisesinde elektronik öğretmenliği yapan birisine elektronik mühendisi olma yolu açılabiliyor. satch iyi hatırlattı.
estonya'nın ev sahipliğinde başlayan turnuva. ilk gün milli takımımız oldukça çekişmeli geçen maç sonunda hırvatistan'ı 74-73 yenerek galibiyetle başladı. transfer döneminde beşiktaş ile isimleri geçen erbil eroğlu 11 sayı 3 asist, berkay candan ise 17 sayı 4 ribaund ile en dikkat çeken oyuncular oldular. karşılaşmanın kısa özeti;
http://www.youtube.com/watch?v=9vincCEJAi4
http://www.youtube.com/watch?v=9vincCEJAi4
türkiye'nin ev sahipliğinde samsun'da devam eden organizasyon. aziz akkaya yönetimindeki u20 takımımız, bulunduğu grupta şu ana kadar aldığı üç galibiyet ve bir mağlubiyetle çeyrek finali garantilemiş durumda. bugün[ybkz]swh[/ybkz] fransa ile oynayacakları karşılaşma, sıralamalarını belirleyecek.
geçtiğimiz sezon beşiktaş kadın basketbol takımında oynayan özge kavurmacıoğlu da bu turnuvada milli formayı giyenler arasında.
geçtiğimiz sezon beşiktaş kadın basketbol takımında oynayan özge kavurmacıoğlu da bu turnuvada milli formayı giyenler arasında.
yunan basınına göre olympiacos'un transfer etmek için görüşmeler yürüttüğü oyuncu. sorun sözleşmesi devam ettiğinden bc khimki'nin 1 milyon dolar'ı bulan buy out talep etmesi. şayet anlaşırlarsa bryant dunston ile birlikte oly'nin boyalı alanı her takıma ciddi anlamda kafa tutar.
detroit pistons'un virtus roma'dan transfer ettiği 1987 doğumlu ve 2.02 boyundaki "gigi" lâkaplı italyan small forward. geride bıraktığımız sezon italya ligi'nde daha da ön plâna çıkmış ve ligin en değerli oyuncusu seçilmiştir. sıçrama yeteneği üst seviyede olduğundan ribaundlarda da etkili ve keskin bir şutör. boston celtics ile de adı geçiyordu. gerçi danny ainge o bölge için trabzonspor basket'ten rasim başak'ı düşünüyor. rajon rondo'yu teklif edecekmiş karşılığında.
boston celtics'in liga endesa takımlarından olan valencia basket'ten transfer ettiği 2.11 boyunda ve 25 yaşındaki brezilyalı center. pablo laso, kendisini real madrid'e çok istiyordu, olmadı. baktın ki olmayi, bakmayacaksun.
euroleague organizasyonuna katılan takımlara ait ürünlerin (şapka, tişört, bere, anahtarlık, bileklik) internet üzerinden satışa sunulduğu platform. en geniş ürün yelpazesi olympiacos, cska moskova, barcelona ve panathinaikos'a ait. bunun yanında son beş final four organizasyonuna özel ürünler de mevcut. ne yazık ki takımların formaları satılmıyor.
http://www.euroleaguestore.net/
http://www.euroleaguestore.net/
cevher özer'den sonra kendisinin de banvit ile anlaşmaya yakın olduğu konuşulan oyuncu.
los angeles lakers tarafından kendisine yol verilmiştir.
spor toto süper lig 2013-2014 sezonu öncesi yurt dışında oynayacağı hazırlık karşılaşmaları dsmart platformundan canlı yayınlanacak takım.
hababam sınıfı 'nın film versiyonunda geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz tiyatro oyuncusu (vurgula: engin orbey), tiyatro versiyonunda ise (vurgula: ahmet gülhan ) tarafından canlandırılmıştır.
yunanistan ve yugoslavya'nın yıllarca yükünü çektiği, bunun karşılığını da aslında lobicilik faaliyetleriyle gerek milli takımlar gerekse kulüpler bazında fazlasıyla aldığı sportif alan. gerçi şimdilerde bayrağı ispanya devraldı gibi, onların düdüğü ötüyor.
pür yetenek tek başına bir şey ifade etmiyor avrupa basketbolunda. yetenekli oyuncuların mutlaka ama mutlaka fundemental eğitimle taçlandırılıp arzu edilen kıvama getirilmesi inancı ve çabası, geleneği ayakta tutuyor. pas oyununu çok iyi bilen, -varsa- atletizmden doğan dezavantajlarını zekâ ile kapatabilen önemli kısa oyuncular, en az onlar kadar temel basketbol bilgisine sahip uzunlar yetişiyor.
hücum ve savunma setlerinin, ustaları tarafından kuyumcu titizliği ile işlendiği ve hemen her parçanın görev tanımının belli olduğu bir yapının nba'e ihraç ettiği ürünlerinin pek çoğu geriye dönüyor. zira nba'deki maç trafiğini ve sert bire bir mücadeleyi göğüsleyebilecek kondüsyondan yoksunlar. haliyle pek çoğu ilk olarak yaşadıkları şaşkınlıktan sonra salon çalışmalarına çok fazla yükleniyorlar. ağırlık çalışmalarının, hassas bileklere sahip önemli şutörlerin şut mekaniğini bozduğuna dair söylemler bir ara revaçtaydı. bu biraz değişkenlik arzediyor olsa gerek ki merhum drazen petrovic bu tip sıkıntıyı yaşamışken, peja stojakovic'te böyle bir problem görülmemişti.
80'lere yunanistan ve yugoslavya, 90'lara ise litvanya'nın -sahip oldukları ekollerle- lokomotifliğini üstlendiği avrupa basketbolunun kaptan köşkünde başta belirttiğimiz gibi atık ispanya var. dağılan yugoslavya'dan ortaya çıkan hırvatistan ve sırbistan gibi iki başat ülke duraklama dönemine girdiler. bunda cibona zagreb, split, partizan ve kızılyıldız gibi önemli akademilerin içine düştükleri derin malî krizin de etkisi var bence. tabii artık yarışmacı takım hüviyetinden uzaklaşıp, tamamiyle nba'e ve avrupa'nın top klas takımlarına oyuncu yetiştiren birer ekip hâline geldiler.
fiba, uleb vs. kurumsal bazda yaşanan skandallar çokça elbette. ama bu benim ilgi alanım değil. saha içine bakıyorum. eskiye göre beni daha az heyecanlandıran oyuncular izlesem de, 2000'den sonra nba'in bana yaşattığı yavanlığın yanında hâlen çölde serap gibiler.
benim uzmanlık alanım mı? aslında çok değil. tek kanallı dönemde hem daha çok zamanım vardı hem de şartlar daha müsaitti. artık pek çok ligi takip edecek zamandan mahrumum. hayatı idame ettirme telaşı pek çok kişisel zevkin önüne istemesek de set çekiyor. bu işin uzmanları profesyonel olarak bu alanı takip edip; buradan hayatlarını kazanan insanlar açıkçası.
toparlayacak olursak,
litvanya'dan oyuncu, yunanistan'dan yıldız, ispanya'dan artist, yugoslavya'dan da bunların hepsini ve bir de üstüne koç yetiştiren ekoldür.[ybkz]swh[/ybkz]
pür yetenek tek başına bir şey ifade etmiyor avrupa basketbolunda. yetenekli oyuncuların mutlaka ama mutlaka fundemental eğitimle taçlandırılıp arzu edilen kıvama getirilmesi inancı ve çabası, geleneği ayakta tutuyor. pas oyununu çok iyi bilen, -varsa- atletizmden doğan dezavantajlarını zekâ ile kapatabilen önemli kısa oyuncular, en az onlar kadar temel basketbol bilgisine sahip uzunlar yetişiyor.
hücum ve savunma setlerinin, ustaları tarafından kuyumcu titizliği ile işlendiği ve hemen her parçanın görev tanımının belli olduğu bir yapının nba'e ihraç ettiği ürünlerinin pek çoğu geriye dönüyor. zira nba'deki maç trafiğini ve sert bire bir mücadeleyi göğüsleyebilecek kondüsyondan yoksunlar. haliyle pek çoğu ilk olarak yaşadıkları şaşkınlıktan sonra salon çalışmalarına çok fazla yükleniyorlar. ağırlık çalışmalarının, hassas bileklere sahip önemli şutörlerin şut mekaniğini bozduğuna dair söylemler bir ara revaçtaydı. bu biraz değişkenlik arzediyor olsa gerek ki merhum drazen petrovic bu tip sıkıntıyı yaşamışken, peja stojakovic'te böyle bir problem görülmemişti.
80'lere yunanistan ve yugoslavya, 90'lara ise litvanya'nın -sahip oldukları ekollerle- lokomotifliğini üstlendiği avrupa basketbolunun kaptan köşkünde başta belirttiğimiz gibi atık ispanya var. dağılan yugoslavya'dan ortaya çıkan hırvatistan ve sırbistan gibi iki başat ülke duraklama dönemine girdiler. bunda cibona zagreb, split, partizan ve kızılyıldız gibi önemli akademilerin içine düştükleri derin malî krizin de etkisi var bence. tabii artık yarışmacı takım hüviyetinden uzaklaşıp, tamamiyle nba'e ve avrupa'nın top klas takımlarına oyuncu yetiştiren birer ekip hâline geldiler.
fiba, uleb vs. kurumsal bazda yaşanan skandallar çokça elbette. ama bu benim ilgi alanım değil. saha içine bakıyorum. eskiye göre beni daha az heyecanlandıran oyuncular izlesem de, 2000'den sonra nba'in bana yaşattığı yavanlığın yanında hâlen çölde serap gibiler.
benim uzmanlık alanım mı? aslında çok değil. tek kanallı dönemde hem daha çok zamanım vardı hem de şartlar daha müsaitti. artık pek çok ligi takip edecek zamandan mahrumum. hayatı idame ettirme telaşı pek çok kişisel zevkin önüne istemesek de set çekiyor. bu işin uzmanları profesyonel olarak bu alanı takip edip; buradan hayatlarını kazanan insanlar açıkçası.
toparlayacak olursak,
litvanya'dan oyuncu, yunanistan'dan yıldız, ispanya'dan artist, yugoslavya'dan da bunların hepsini ve bir de üstüne koç yetiştiren ekoldür.[ybkz]swh[/ybkz]
eurobasket2013'te ispanya milli takımına davet edilmesine rağmen, turnuvada forma giymek istemediğini belirten oyuncu. kendisi için yoğun ikna çabaları var.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?