heyecanlı ve tempolu bir mücadele. klişe tabirle "iyi maç oluyor."
en tepedeki iradeyi tartışamayıp, meselelere esastan tavır almadığımız müddetçe tribünler tarafından periyodik olarak istifaya davet edilecek adam.
sezer öztürk'ü beşiktaş'ta görmek istemesine rağmen camia tepkisinden çekindiğini açıkça ifade eden profesyonel yönetcisine "baktın çok bunalıyorsun sorumluluğu benim üzerime atarsın, başkan istedi dersin" diyebilen ve doğacak bütün tepkileri peşinen göğüsleyeceğinin garantisini veren irade, kunter'e dönüp "hocam integral forex'ten gelen para bu, hadi göreyim seni ehe ehe" dediğinde sesini çıkaramayanlar akatlar'da gözlerine kestirdiklerini istifaya çağırıyorlar.
şunu net söyleyeyim beşiktaş'ta basketbolun çok iyi yerlere gelmesini öncelikle seni-beni temsil noktasındaki en üst makam isteyecek. istemesi de yetmez bunun için gerekli olan tüm maddi imkânlarını ve fiziki şartlarını fazlasıyla seferber edecek. ondan sonra yetki ve sorumluluk sahibi profesyonellerinden icraat bekleyecek.
net söyledim. net sorayım. fikret orman beşiktaş basketbolu için ortaya koyduğu beklenti ve hedeflerinde ne kadar samimidir? içinde bulunulan kötü durumu kendisine dert edinen her taraftar öncelikle bunun üzerinde bir düşünmelidir. mesele kulübün resmi dergisine güleç yüzlü vesikalığını koyup "beşiktaş'ın hedefi her branşta şampiyonluktur" demekle çözülüyor mu? madem öyle neden beşiktaş'ın ismi devre arasında andre pirlo ile, ronaldinho ile anılıyor da vassilis spanoulis ile, ante tomic ile, nikola mirotic ile anılmıyor? tüm vizyon melekeleri popüler olana odaklanan idareci modeli beni çok fazla heyecanlandırmıyor açıkçası.
27 kasım 2013 beşiktaş integral forex neptunas klaipeda maçı sonrası yapılan çıkışlardan en anlamlı bulduğum, hâl ve gidişe esastan muhalefet eden çıkış "beşiktaş yalnızca futbol değildir" oldu. muhatap ve mesaj son derece açık ve olması gereken yere idi. bir yerlere yürünecekse bu kanal üzerinden yürünmelidir.
çok uzatmak da istemiyorum. icra makamı önceliklerini hangi başlıklar üzerinden belirlemişse gündemini de ona göre şekillendirir. bugün spor sayfalarına, bültenlerine yahut beşiktaş orjinli haber sitelerine baktığınızda ne görüyorsanız, beşiktaş yönetiminin aklındaki de odur.
ne zaman ki sende ikinci lig kalibresinde bir çalıştırıcı varken, royal halı gaziantep'in başına koç olarak jure zdovc'un getirilmesine, ronaldinho transferinin gerçekleşmeme ihtimalinden daha çok hayıflanır ve tepki verirsek o zaman bir şeyler değişir.
bu da taraftarın önüne geleni istifaya çağırmasıyla değil, bilinçli ve demokratik bir baskı grubuna evrilmesiyle gerçekleşir.
sezer öztürk'ü beşiktaş'ta görmek istemesine rağmen camia tepkisinden çekindiğini açıkça ifade eden profesyonel yönetcisine "baktın çok bunalıyorsun sorumluluğu benim üzerime atarsın, başkan istedi dersin" diyebilen ve doğacak bütün tepkileri peşinen göğüsleyeceğinin garantisini veren irade, kunter'e dönüp "hocam integral forex'ten gelen para bu, hadi göreyim seni ehe ehe" dediğinde sesini çıkaramayanlar akatlar'da gözlerine kestirdiklerini istifaya çağırıyorlar.
şunu net söyleyeyim beşiktaş'ta basketbolun çok iyi yerlere gelmesini öncelikle seni-beni temsil noktasındaki en üst makam isteyecek. istemesi de yetmez bunun için gerekli olan tüm maddi imkânlarını ve fiziki şartlarını fazlasıyla seferber edecek. ondan sonra yetki ve sorumluluk sahibi profesyonellerinden icraat bekleyecek.
net söyledim. net sorayım. fikret orman beşiktaş basketbolu için ortaya koyduğu beklenti ve hedeflerinde ne kadar samimidir? içinde bulunulan kötü durumu kendisine dert edinen her taraftar öncelikle bunun üzerinde bir düşünmelidir. mesele kulübün resmi dergisine güleç yüzlü vesikalığını koyup "beşiktaş'ın hedefi her branşta şampiyonluktur" demekle çözülüyor mu? madem öyle neden beşiktaş'ın ismi devre arasında andre pirlo ile, ronaldinho ile anılıyor da vassilis spanoulis ile, ante tomic ile, nikola mirotic ile anılmıyor? tüm vizyon melekeleri popüler olana odaklanan idareci modeli beni çok fazla heyecanlandırmıyor açıkçası.
27 kasım 2013 beşiktaş integral forex neptunas klaipeda maçı sonrası yapılan çıkışlardan en anlamlı bulduğum, hâl ve gidişe esastan muhalefet eden çıkış "beşiktaş yalnızca futbol değildir" oldu. muhatap ve mesaj son derece açık ve olması gereken yere idi. bir yerlere yürünecekse bu kanal üzerinden yürünmelidir.
çok uzatmak da istemiyorum. icra makamı önceliklerini hangi başlıklar üzerinden belirlemişse gündemini de ona göre şekillendirir. bugün spor sayfalarına, bültenlerine yahut beşiktaş orjinli haber sitelerine baktığınızda ne görüyorsanız, beşiktaş yönetiminin aklındaki de odur.
ne zaman ki sende ikinci lig kalibresinde bir çalıştırıcı varken, royal halı gaziantep'in başına koç olarak jure zdovc'un getirilmesine, ronaldinho transferinin gerçekleşmeme ihtimalinden daha çok hayıflanır ve tepki verirsek o zaman bir şeyler değişir.
bu da taraftarın önüne geleni istifaya çağırmasıyla değil, bilinçli ve demokratik bir baskı grubuna evrilmesiyle gerçekleşir.
--29 haziran 2013--
"bir antrenörümüz olacak. o antrenörün de rahatlıkla hareket sahası olmasını ve baskıyı hissetmemesini istiyorum. ana hatlarıyla benim sportif direktör olarak verdiğim kararlar önemlidir. ama yabancı oyuncu tercihleri ve buna benzer konulara karışamam."
--29 haziran 2013--
"bir antrenörümüz olacak. o antrenörün de rahatlıkla hareket sahası olmasını ve baskıyı hissetmemesini istiyorum. ana hatlarıyla benim sportif direktör olarak verdiğim kararlar önemlidir. ama yabancı oyuncu tercihleri ve buna benzer konulara karışamam."
--29 haziran 2013--
fatih söylemezoğlu, halil baldemir ve mehmet şahin tarafından yönetilecek olan beko basketbol ligi 8.hafta açılış karşılaşması.
--alıntı--
"bu sezonun başından beri oynadığımız en kötü maç oldu. çok fazla hata yaptık. karşılaşmanın ardından da şubemizden sorumlu yönetim kurulu üyemiz hakan özköse ve baş antrenörümüz ahmet kandemir’le uzun bir toplantı yaptık. takımımızın üzerinde ciddi bir psikolojik yorgunluk var. sıkıntının bu olduğunu düşünüyorum. hemen tedbirlerini almamız lazım.
grubumuzda yine iddialıyız ama bizim açımızdan kötü bir yenilgi oldu. üst üste 5 maç kazandıktan sonra bu yenilgiyi istemezdik. arka arkaya oynadığmız zorlu maçların bir neticesi bu. yapacak da çok fazla bir şey yok. şimdi ligde oynayacağımız olin edirne maçı büyük önem kazandı. orada hem iyi oynamak hem de kazanmak istiyoruz. dikkatli olmamız lazım. ortaya konan bu kötü basketbol bir sinyaldir. beklenmedik bir yenilgi alınınca insanın morali bozuluyor."
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
"bu sezonun başından beri oynadığımız en kötü maç oldu. çok fazla hata yaptık. karşılaşmanın ardından da şubemizden sorumlu yönetim kurulu üyemiz hakan özköse ve baş antrenörümüz ahmet kandemir’le uzun bir toplantı yaptık. takımımızın üzerinde ciddi bir psikolojik yorgunluk var. sıkıntının bu olduğunu düşünüyorum. hemen tedbirlerini almamız lazım.
grubumuzda yine iddialıyız ama bizim açımızdan kötü bir yenilgi oldu. üst üste 5 maç kazandıktan sonra bu yenilgiyi istemezdik. arka arkaya oynadığmız zorlu maçların bir neticesi bu. yapacak da çok fazla bir şey yok. şimdi ligde oynayacağımız olin edirne maçı büyük önem kazandı. orada hem iyi oynamak hem de kazanmak istiyoruz. dikkatli olmamız lazım. ortaya konan bu kötü basketbol bir sinyaldir. beklenmedik bir yenilgi alınınca insanın morali bozuluyor."
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
--alıntı--
"benim ne yapmamı istediklerini anlamadım. ben ne yapabilirim? tabii ki takım yenildiği zaman tepkiler normaldir. fazla büyütmemek lazım. beşiktaş, elindeki kadroyla bir proje oturtmaya çalışıyor. geçmiş dönemlerden kalan ciddi mali sıkıntıları olan bir kulübüz. elimizden geleni yapıp, hem geçmiş dönemlerin açıklarını kapatmaya, hem de kendi yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz. bu tip durumlarda düzen oturtulması kolay değildir.
bundan sonraki dönemlerde, içinde bulunduğumuz durumlara tekrar düşülmemesi için çaba sarf ediyoruz. beşiktaş, yapabileceği, ödeyebileceği, altından kalkabileceği maliyetlerle çalışıyor. eski dönemlerde olduğu gibi ‘sonraki yıllarda ödenir’ mantığıyla gitmemiz mümkün değil. ben buna kesinlikle karşıyım. bu tepkiler bizi kamçılıyor ve daha çok çalışıyoruz. zor günler oldu, yine olacaktır. yapıcı davranmak gerekir. biz projeler üzerinden çalışıyoruz. ben de zaten teknik konulardan ziyade bu projelerle ilgili çalışıyorum.
bir anda büyük oyuncular getirmekten ziyade, ayağını yere basan, bütçesi doğrultusunda hareket eden, sonraki yönetimlere borç bırakmayacak bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz. bu sırada tabii ki taraftarımız da başarı bekliyor. imkanlarımız ölçüsünde kurabileceğimiz en iyi takımlardan birini oluşturduk. her şeyin daha iyisi vardır. kimse bizden büyük risklere girecek şeyler beklemesin. kötü sonuçlarda taraftar tepkisi de olacaktır. takımımız uleb avrupa kupası’nda üst üste 5 maç kazanmıştı. kazanırken, grup birincisi olurken iyi de şimdi mi kötü? bu durumu büyütmemek lazım. tepkinin mercisi yanlış. niye biz? onlar da takımın iyi olmasını istiyorlar ve bu isteklerine saygı duyuyoruz.
bu yatırımın geri dönüşü hemen olmaz. üç senelik bir yatırımdır. beşiktaş’ın 2-3 sene sonrasının çok iyi olacağını düşünüyorum. yoksa sürekli oyuncu transfer etmemiz mümkün değil. modern sporda böyle bir şey yok. ‘gerekirse ödemeyiz’ mantığı bugüne kadar kulüplerimizin başına hep sorunlar açtı. beşiktaş basketbol takımı’nı, borçlarını temizlemiş, sağlıklı altyapısı olan bir takım haline getireceğiz. altyapısından kendi a takımına çıkaracağı, hatta nba’e göndereceği oyuncuları olacak. bunlar tabii ki bir anda olacak şeyler değil ama tüm çabamız bu hedeflere ulaşmak için."
--alıntı--
"benim ne yapmamı istediklerini anlamadım. ben ne yapabilirim? tabii ki takım yenildiği zaman tepkiler normaldir. fazla büyütmemek lazım. beşiktaş, elindeki kadroyla bir proje oturtmaya çalışıyor. geçmiş dönemlerden kalan ciddi mali sıkıntıları olan bir kulübüz. elimizden geleni yapıp, hem geçmiş dönemlerin açıklarını kapatmaya, hem de kendi yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz. bu tip durumlarda düzen oturtulması kolay değildir.
bundan sonraki dönemlerde, içinde bulunduğumuz durumlara tekrar düşülmemesi için çaba sarf ediyoruz. beşiktaş, yapabileceği, ödeyebileceği, altından kalkabileceği maliyetlerle çalışıyor. eski dönemlerde olduğu gibi ‘sonraki yıllarda ödenir’ mantığıyla gitmemiz mümkün değil. ben buna kesinlikle karşıyım. bu tepkiler bizi kamçılıyor ve daha çok çalışıyoruz. zor günler oldu, yine olacaktır. yapıcı davranmak gerekir. biz projeler üzerinden çalışıyoruz. ben de zaten teknik konulardan ziyade bu projelerle ilgili çalışıyorum.
bir anda büyük oyuncular getirmekten ziyade, ayağını yere basan, bütçesi doğrultusunda hareket eden, sonraki yönetimlere borç bırakmayacak bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz. bu sırada tabii ki taraftarımız da başarı bekliyor. imkanlarımız ölçüsünde kurabileceğimiz en iyi takımlardan birini oluşturduk. her şeyin daha iyisi vardır. kimse bizden büyük risklere girecek şeyler beklemesin. kötü sonuçlarda taraftar tepkisi de olacaktır. takımımız uleb avrupa kupası’nda üst üste 5 maç kazanmıştı. kazanırken, grup birincisi olurken iyi de şimdi mi kötü? bu durumu büyütmemek lazım. tepkinin mercisi yanlış. niye biz? onlar da takımın iyi olmasını istiyorlar ve bu isteklerine saygı duyuyoruz.
bu yatırımın geri dönüşü hemen olmaz. üç senelik bir yatırımdır. beşiktaş’ın 2-3 sene sonrasının çok iyi olacağını düşünüyorum. yoksa sürekli oyuncu transfer etmemiz mümkün değil. modern sporda böyle bir şey yok. ‘gerekirse ödemeyiz’ mantığı bugüne kadar kulüplerimizin başına hep sorunlar açtı. beşiktaş basketbol takımı’nı, borçlarını temizlemiş, sağlıklı altyapısı olan bir takım haline getireceğiz. altyapısından kendi a takımına çıkaracağı, hatta nba’e göndereceği oyuncuları olacak. bunlar tabii ki bir anda olacak şeyler değil ama tüm çabamız bu hedeflere ulaşmak için."
--alıntı--
artık sırbistan milli takımının koçudur. oo lâ lâ.
(bkz: domates)
basketbol için bir reklam filmi çekmişlerdir. estarabim'im ırzına ancak bu kadar geçilebilirdi sanırım. ayrıca "mavi kaplanlar" ne allasen..
http://www.youtube.com/watch?v=o4Qg4TKk2Yc
http://www.youtube.com/watch?v=o4Qg4TKk2Yc
85 yaşında hayatını kaybeden spor yazarı. "türk spor basınının duayen ismimlerinden" diye cümleye başlanacaksa gerçekten buna en uygun isim kendisiydi. pek çok gazetede görev almasına rağmen zirve noktasını bizzat başında bulunduğu tercüman gazetesi spor servisi ile yaşamıştır.
vaktiyle[ybkz]swh[/ybkz], futbolu bırakmasına rağmen geri dönmesi için yoğun bir kampanya başlatılan metin oktay'a ithafen kaleme aldığı "krallar palyaço olmaz" başlıklı yazısı dönemin tanıklarının hafızasındadır.
huzur içinde yatsın.
vaktiyle[ybkz]swh[/ybkz], futbolu bırakmasına rağmen geri dönmesi için yoğun bir kampanya başlatılan metin oktay'a ithafen kaleme aldığı "krallar palyaço olmaz" başlıklı yazısı dönemin tanıklarının hafızasındadır.
huzur içinde yatsın.
saat 18.30'da başlayacak olan uleb eurocup 2013-2014 sezonu f grubu 7.hafta karşılaşması.
sakatlığı iyileşen muratcan güler'in maç kadrosuna dahil edildiği karşılaşma. gidişata göre belli bir süre alabilir.
ferhan şensoy gibi mekteb-i sultanî mezunudur.
http://www.youtube.com/watch?v=zHOYklXHT8Y
vaktiyle ac milan scout ekibi tarafından baylar bayanlar isimli dizide takibe alınmıştır.
zannımca ilk olarak "gelen giden değişmez gerçek bir numaram hep sensin sen/yeni değil bu hep böyleydi bir numaram tek gerçeğim" gibi bir nakarata sahip olan zottirik bir şarkı ile merhabalaşan lüle saçlı.
(vurgula: garo mafyan)'ın 1990'larda başlattığı oyunun ortalarından itibaren sahaya sürdüğü pırpır forvet. golü attıktan sonra rakip kaleciye "üzgünüm" demesiyle bilinir.
#305838 [ybkz]swh[/ybkz]
90'ların başında popüler müzik kulvarında arz-ı endam etmiş ve ciddi izler bırakmış güfteci, besteci, estek, köstek. dinleyen herkes için kendilerine ayrı bir şarkısını ifade edeceği muhakkak. (vurgula: son ver)'e hep haksızlık edildiğini düşünürüm ben mesela.
sanırım bir ara saçlarını platin rengine boyatmıştı.
sanırım bir ara saçlarını platin rengine boyatmıştı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?