(bkz: beline kuvvet)
türk futbolunun geldiği noktanın gözler önüne serildiği maç. 1-2 futbolcunun bireysel yetenekleri olmasa pozisyona bile giremeyeceğimizi gösteren maç olmuştur ayrıca. siz schuster i eleştirmeye devam edin, 2012 avrupa şampiyonasında katılamadığımızda da biz nerde yalnış yaptık diye sabahlara kadar konuşur durursunuz artık. [ybkz]swh[/ybkz] Emre ile ilgili ise hiçbir şey söylemeye gerek yok. kaptan yapanlar utansın diycem ama utanacak olsalar kaptan yapmazlardı zaten.
ronaldo yu izlemek güzel bir insanla yaşanan sekse benzer. messi yi izlemekse aşık olunan kişiyle yaşaşan tutkulu bir sevişme gibidir. Hangisis sizin için ağır basıyorsa onu seçersiniz.
bu çocuk harun u oynamıyor, yaşıyor ve yaşatıyor.
http://tinyurl.com/6xjydyx
http://tinyurl.com/6xjydyx
---------------spoiler---------------
feride....sana küfürler biriktiriyorum fen bilgisi defterinde....
http://tinyurl.com/683gugp
---------------spoiler---------------
feride....sana küfürler biriktiriyorum fen bilgisi defterinde....
http://tinyurl.com/683gugp
---------------spoiler---------------
messi nin bir gol bir de asist yapıp şampiyon belli, ikinci kim dediği maç olmuştur.
kastedilen futbolculuğu ve yetenekleri ise imkansız olan durum. ama kastedilen karakterse beğenmek için baya yoğun bir çaba harcamanız gerekir.
gani müjde nin salak bir filmi vardı hani osmanlı cumhuriyeti diye. filmin konusu atatürk olmasa ne olur gibi bir şeydi. işte ankara en güzel orda anlatıllıyor. bir köy kahvesi, ve bildiğin köy bile olmayan bir yerleşke.
şehir, şehir değil, insanı insan değil. deniz de olsa okyanus da olsa kurtarmaz aga....
şehir, şehir değil, insanı insan değil. deniz de olsa okyanus da olsa kurtarmaz aga....
messi nin maç içinde arjantin milli takımına futbol öğrettiği karşılaşma. sen şuraya geç, sen buraya diyerekten takımı toparlıyor resmen. ayrıca bizim çocuklar oynamasın mümkünse maçta. zaten kasap havası esiyor...
yakında 1 saate inecek olan uzaklık.
(bkz: hızlı tren)
(bkz: hızlı tren)
orta yaşlı bir erkekse bu ve beşiktaşlı ise ağlamıştır kesin. 2-0 dan verdiğimiz malmö maçında ağlamıştır belki........valeranga maçında kesin ağlamıştır mesela...özellikle o babanın maç sonrası şifo ya sorduğu "ben oğluma ne diycem sabah" sorusunu duyunca ağlamıştır...eğer onu kaçırdıysa 1-4 lük meşhur samsunspor maçında ağlamıştır sinirden...eğer orda da ağlamadıysa belki 3-4 lük istanbul hatırasında koray avcı nın golünden sonra ağlamıştır hırstan....bir erkek beşiktaşlı ise ve bunlardan birisini yaşamış ise ağlamıştır güzel kardeşim...belki içine doğru, belki hüngür hüngür...ama kesin ağlamıştır....
---------------alıntı---------------
Ekşi Sözlükten macimus decimus meridiusun Beşiktaş başlığında bir entrisinde ufak bir istatistik var. Koltuklarınıza yaslanın ve sene boyunca aklınızdan çıkmayacak bu verileri okuyun:
Beşiktaş Türkiyede (ZTK dahil) 26 karşılaşmaya çıkmış. Bu maçlarda Beşiktaşa karşı görmek istemeyen gözlerin dahi gördüğü şekilde sertliğe başvuran takımlar toplam 2 kez kırmızı kart görmüş. iki. Beşiktaş ise bu dönemde toplam 3 kırmızı kart görmüş.
Beşiktaş uefa ligi gruplarında 8 maça çıkmış. ve Beşiktaş bu maçlarda 1 kırmızı kart görürken, rakipleri toplam 5 kez kırmızıyla cezalandırılmış. beş.
Türk hakemlerinin yönettiği maçta yaptığınız sertliğe karşılık kırmızı kart görme ihtimaliniz 2/26; %7.7
avrupada hakemlerin yönettiği maçlardaysa sertliğinizin karşılığında ortaya çıkan durum: 5/8; %62.5
Verilmeyen penaltılara değil, verilmeyen gollere değil, işte bunadır bizim isyanımız. Eğer size çalımı basıp giden Simaonun topu düşünmeden bileğine tekmeyi vuruyorsanız, bunun karşılığı en az sarı karttır. Cezası sarı karttır ki aynı adam aynı tekmeyi atamayacağını bilsin ve Simao futbolunu oynasın, bu arkadaşımız da futbolunu oynasın. Daha iyiyse alsın o topu Simaodan.
Başka bir istatistik. Beşiktaş, Eskişehir deplasmanında. Guti arkadaN yediği tekmeden sonra sinirlenip rakibine fevri bir harekette bulunuyor. Haklı olarak sarı kart görüyor. Rakibi ise attığı tekmeden cezasız sıyırıyor. Aradan 9 dakika geçiyor, Guti yine arkadan bir darbe alıyor. Ve çaresiz bir yüz ifadesiyle sarı kart istiyor hakemden. Guti eyvah demeye kalmadan oyundan atılıyor.
Ve yine koltuklarınıza yaslanın, bu 9 dakika içinde Guti sadece hakemin gördüğü tam 10 (on) faule maruz kalıyor. ve Eskişehirin bu fauller karşılığında gördüğü kart sayısı 0 (sıfır)..
Bitmedi, o maçtan sonra, resmen dayak yiyen ve üstüne cezalandırılan Guti, Noele ülkesine gitmek için bilerek kendini attırmakla suçlanacak.
Arkadaşlar, Beşiktaş sezonun ilk yarısı boyunca 22 oyuncusunu sakat veriyor. Biz yine tüm saflığımızla kondüsyoneri suçluyoruz. Beşiktaşlıyız ya, olayın diğer yüzünü görmeli ve kendimizi eleştirmeliyiz. Bunların yarısından fazlasının darbeye bağlı sakatlıklar olduğunu görmezden geliyoruz. Aman yaygara yapmayalım, onlar gibi oluruz. Beşiktaşız biz, dayak da yeriz. Rakibin stadının otoparkında futbolcumuz dayak yer mesela. Rakibimiz başkanı bizimle olan maçından önce MHK Başkanını aradığını ve onu tehdit ettiğini itiraf eder. O edebilir, aman biz yapmayalım da öyle şeyler.. Rakibimizn başkanı hakem soyunma odasına girer, olur böyle şeyler. Aman biz beşiktaşız, onları da yeneceğiz.
Havalar nasıl Levent Kızıl oralarda? Memnun musun gidişattan?
Hatırlıyor musunuz, Levent Kızılın, Bursaspor Başkanı iken Fenerbahçenin 100. yıl kutlamalarında ağzından kaçanları? Aziz Başkanına söylemişti, ben bizzat kulaklarımla duydum tvde. şimdi istesek ulaşabilir miyiz o görüntülere? Beşiktaşı bitireceğim demişti hani. Oldu mu levent kızıl, operasyon nasıl gidiyor? Hakikaten Levent Abi.. Neden Beşiktaş çarşamba günü kupa maçının peşinden Cumartesi öğlen maç yaptı da, kupa maçı olmayan takımlar Pazar ve Cumartesi akşamı oynadı? Neden abi, Beşiktaş Perşembe günü Uefa maçı varken, Pazar günü maç yapıyor? Uefa maçı olmayan takımlar Cuma-Cumartesi oynarken? 1 haftada ne değişti, Beşiktaş Pazar 7 takımı oldu. Marka değeri mi arttı?
Evet Beşiktaş sahada dayak yiyecek. Saha dışında ezilecek. Hiç bir karşılığı olmayacak yapılanların. Medya üzerine yürüyecek. Bakın, Guti-Simao-Quaresma gibi bir üçlü kurduğu için adeta dalga geçilecek. Biz ne yapacağız?
Kuyruğumuzu kıstıracağız, çünkü bize öğretilen bu. Hayır böyle yapmayacağız bu sefer. Saha dışında mı istenmeyen olaylara imza atacağız Serdal Beyin dediği gibi. Hayır, işimiz olmaz. Yönetimimiz soyunma odası mı basacak? Ne hadlerine. Bilakis, gerekirse o odanın önünden geçip giderken selam dahi vermeyecek. Peki biz? Biz dönen tüm bu rezilliklere baka baka, orda Fernandesin ne işi var, Hilbert nasıl kesik yer.. muhabbetlerini gerekirse bir kenara bırakacağız. Bu takımın adil şartlarda dövüştüğünü görene kadar bu suç ne Schusterin, ne Demirörenin ne de sevgili Ekrem Dağın suçudur. Biz her daim, Schusterin, Gutinin, Ekremin yanında yer alacağız. Bize düşen budur.
Adamlar sert oynuyor o yüzden bu kadar hücum düşünen bir kadroyla çıkamayız demeyeceğiz. Gücümüzün yettiği kadar niyeti Beşiktaş formasıyla güzel işler yapmak olan bu adamların arkasında duracağız. Sahada kıllarınıa dokunulduğu an tezahüratı bırakıp, hakemin de kasabın da tepesine bineceğiz. Gücüne güç başka türlü katamayız bu adamların. Ya bunu yapacağız, ya da sonsuza dek susup oturmak zorunda kalacağız.
Siz başlayabilirsiniz taktiksel sıkıntılardan dolayı hocaya tefe koymaya veya Simaonun varlığından da rahatsız olmaya başlayabilirsiniz 1 ay sonra. Ben o oyunda yokum. Ben Beşiktaşı bitireceğim diyen adam orda olduğu müddetçe Beşiktaşın yanındayım. Gücüne güç katmak için seçtiğim yol, bu yol. Siz de bir yol seçin.
Ben, biz, Schusteri yedirmeyeceğiz. Toschackı yediler, Tiganayı yediler, Del Bosqueyi yediler. Hayır, Schusteri yedirmiyoruz. çaresizce mi geliyor kulağa? Aylar önce söylemiştim yedirmeyeceğimizi, şimdi daha gür söylüyorum, bundan sonraki inönü maçlarında daha iyi dinleyin o çaresizliği.
---------------alıntı---------------
Ekşi Sözlükten macimus decimus meridiusun Beşiktaş başlığında bir entrisinde ufak bir istatistik var. Koltuklarınıza yaslanın ve sene boyunca aklınızdan çıkmayacak bu verileri okuyun:
Beşiktaş Türkiyede (ZTK dahil) 26 karşılaşmaya çıkmış. Bu maçlarda Beşiktaşa karşı görmek istemeyen gözlerin dahi gördüğü şekilde sertliğe başvuran takımlar toplam 2 kez kırmızı kart görmüş. iki. Beşiktaş ise bu dönemde toplam 3 kırmızı kart görmüş.
Beşiktaş uefa ligi gruplarında 8 maça çıkmış. ve Beşiktaş bu maçlarda 1 kırmızı kart görürken, rakipleri toplam 5 kez kırmızıyla cezalandırılmış. beş.
Türk hakemlerinin yönettiği maçta yaptığınız sertliğe karşılık kırmızı kart görme ihtimaliniz 2/26; %7.7
avrupada hakemlerin yönettiği maçlardaysa sertliğinizin karşılığında ortaya çıkan durum: 5/8; %62.5
Verilmeyen penaltılara değil, verilmeyen gollere değil, işte bunadır bizim isyanımız. Eğer size çalımı basıp giden Simaonun topu düşünmeden bileğine tekmeyi vuruyorsanız, bunun karşılığı en az sarı karttır. Cezası sarı karttır ki aynı adam aynı tekmeyi atamayacağını bilsin ve Simao futbolunu oynasın, bu arkadaşımız da futbolunu oynasın. Daha iyiyse alsın o topu Simaodan.
Başka bir istatistik. Beşiktaş, Eskişehir deplasmanında. Guti arkadaN yediği tekmeden sonra sinirlenip rakibine fevri bir harekette bulunuyor. Haklı olarak sarı kart görüyor. Rakibi ise attığı tekmeden cezasız sıyırıyor. Aradan 9 dakika geçiyor, Guti yine arkadan bir darbe alıyor. Ve çaresiz bir yüz ifadesiyle sarı kart istiyor hakemden. Guti eyvah demeye kalmadan oyundan atılıyor.
Ve yine koltuklarınıza yaslanın, bu 9 dakika içinde Guti sadece hakemin gördüğü tam 10 (on) faule maruz kalıyor. ve Eskişehirin bu fauller karşılığında gördüğü kart sayısı 0 (sıfır)..
Bitmedi, o maçtan sonra, resmen dayak yiyen ve üstüne cezalandırılan Guti, Noele ülkesine gitmek için bilerek kendini attırmakla suçlanacak.
Arkadaşlar, Beşiktaş sezonun ilk yarısı boyunca 22 oyuncusunu sakat veriyor. Biz yine tüm saflığımızla kondüsyoneri suçluyoruz. Beşiktaşlıyız ya, olayın diğer yüzünü görmeli ve kendimizi eleştirmeliyiz. Bunların yarısından fazlasının darbeye bağlı sakatlıklar olduğunu görmezden geliyoruz. Aman yaygara yapmayalım, onlar gibi oluruz. Beşiktaşız biz, dayak da yeriz. Rakibin stadının otoparkında futbolcumuz dayak yer mesela. Rakibimiz başkanı bizimle olan maçından önce MHK Başkanını aradığını ve onu tehdit ettiğini itiraf eder. O edebilir, aman biz yapmayalım da öyle şeyler.. Rakibimizn başkanı hakem soyunma odasına girer, olur böyle şeyler. Aman biz beşiktaşız, onları da yeneceğiz.
Havalar nasıl Levent Kızıl oralarda? Memnun musun gidişattan?
Hatırlıyor musunuz, Levent Kızılın, Bursaspor Başkanı iken Fenerbahçenin 100. yıl kutlamalarında ağzından kaçanları? Aziz Başkanına söylemişti, ben bizzat kulaklarımla duydum tvde. şimdi istesek ulaşabilir miyiz o görüntülere? Beşiktaşı bitireceğim demişti hani. Oldu mu levent kızıl, operasyon nasıl gidiyor? Hakikaten Levent Abi.. Neden Beşiktaş çarşamba günü kupa maçının peşinden Cumartesi öğlen maç yaptı da, kupa maçı olmayan takımlar Pazar ve Cumartesi akşamı oynadı? Neden abi, Beşiktaş Perşembe günü Uefa maçı varken, Pazar günü maç yapıyor? Uefa maçı olmayan takımlar Cuma-Cumartesi oynarken? 1 haftada ne değişti, Beşiktaş Pazar 7 takımı oldu. Marka değeri mi arttı?
Evet Beşiktaş sahada dayak yiyecek. Saha dışında ezilecek. Hiç bir karşılığı olmayacak yapılanların. Medya üzerine yürüyecek. Bakın, Guti-Simao-Quaresma gibi bir üçlü kurduğu için adeta dalga geçilecek. Biz ne yapacağız?
Kuyruğumuzu kıstıracağız, çünkü bize öğretilen bu. Hayır böyle yapmayacağız bu sefer. Saha dışında mı istenmeyen olaylara imza atacağız Serdal Beyin dediği gibi. Hayır, işimiz olmaz. Yönetimimiz soyunma odası mı basacak? Ne hadlerine. Bilakis, gerekirse o odanın önünden geçip giderken selam dahi vermeyecek. Peki biz? Biz dönen tüm bu rezilliklere baka baka, orda Fernandesin ne işi var, Hilbert nasıl kesik yer.. muhabbetlerini gerekirse bir kenara bırakacağız. Bu takımın adil şartlarda dövüştüğünü görene kadar bu suç ne Schusterin, ne Demirörenin ne de sevgili Ekrem Dağın suçudur. Biz her daim, Schusterin, Gutinin, Ekremin yanında yer alacağız. Bize düşen budur.
Adamlar sert oynuyor o yüzden bu kadar hücum düşünen bir kadroyla çıkamayız demeyeceğiz. Gücümüzün yettiği kadar niyeti Beşiktaş formasıyla güzel işler yapmak olan bu adamların arkasında duracağız. Sahada kıllarınıa dokunulduğu an tezahüratı bırakıp, hakemin de kasabın da tepesine bineceğiz. Gücüne güç başka türlü katamayız bu adamların. Ya bunu yapacağız, ya da sonsuza dek susup oturmak zorunda kalacağız.
Siz başlayabilirsiniz taktiksel sıkıntılardan dolayı hocaya tefe koymaya veya Simaonun varlığından da rahatsız olmaya başlayabilirsiniz 1 ay sonra. Ben o oyunda yokum. Ben Beşiktaşı bitireceğim diyen adam orda olduğu müddetçe Beşiktaşın yanındayım. Gücüne güç katmak için seçtiğim yol, bu yol. Siz de bir yol seçin.
Ben, biz, Schusteri yedirmeyeceğiz. Toschackı yediler, Tiganayı yediler, Del Bosqueyi yediler. Hayır, Schusteri yedirmiyoruz. çaresizce mi geliyor kulağa? Aylar önce söylemiştim yedirmeyeceğimizi, şimdi daha gür söylüyorum, bundan sonraki inönü maçlarında daha iyi dinleyin o çaresizliği.
---------------alıntı---------------
Türkiye de yerine kimi getirirseniz getirin daha başarılı olurmuş. Schuster siksin sizi..
http://tinyurl.com/62fggf2
http://tinyurl.com/62fggf2
arada susup 5 dakika nefes alsın mesela.
izlenmemesi gereken film. zira bu filmi izledikten sonra çok zor film beğenmeye başlıyorsunuz. o yüzden hiç bulaşmayın. bırakın inception lar twighlight serileri falan iyi filmler olsun sizin için.
bir grup arkadaşla kapı açılır, akabinde hep beaber zıplayarak lay lay lay lay laaay ooo beiştaaş tezahüratı söylenmeye başlanır.bir arkadaş davula eliyle vuraraktan tempo yapar ve davulcumuz koşar adım uzaklaşır. [ybkz]swh[/ybkz]
ismi geçtiğinde 11 puandan kaybedilen şampiyonluğu, ve ilhan mansız ın japonya ya gidişini akla getiren futbolcu.
bir hitap veya bir sıfattan çok, küfrederek sevme, sempati duyma biçimidir. genelde yampirik bir gülümseme ile dökülür dudaklardan.
sanıldığının aksine sütle değil, eritilmiş dondurma ile kıvamı yoğun, tadı muhteşem olur....içine bir de dondurulmuş çikolata rendelerseniz tadına doyum olmaz....lakin kafa yapmasını beklemeyin...
(bkz: yarraam) [ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?