videosu için;
http://www.youtube.com/watch?v=cYrmymLK0WA
"simitçi, gahveci, kazosçu" derken beni benden alır
ah bi kere eylemlere denk gelsek dedirten grup. çirkin kızlar gruba dahil edilmiyormuş.
poster fanatik ya da fotomaç ın verdiği dandik gazete kağıdındansa ve onu bantla yapıştırmışsan, genelde posterin 3 köşesindeki bantlar duvardan ayrılır da sadece alt köşedeki o bant kalır ve poster düşünce o alt köşeden yırtılır. poster çok sevdiğin bir futbolcununsa gidip bi daha gazete alırsın.
çocukluktan beri aynı nicki kullananların "lan ba ba ba baak millet ne nickler bulmuş senin ki ne? gören liseli bebe sanır, peh yuh sana" dedirten durumdur. misal : ben
doğada serbest olarak yaşayan atlar.
at yaşlanınca sahibi atı satamaz kimseye. eğer bakacak gücü de yoksa atını doğaya serbest olarak bırakır.
at yaşlanınca sahibi atı satamaz kimseye. eğer bakacak gücü de yoksa atını doğaya serbest olarak bırakır.
en iyi söyleyenlerin müzeyyen senar ve şevval sam olduğu şarkı.
derbi maçı öncesinde stada gitmeden izle, inönü'nün o tarafta renkli kovalarsın. öyle acayip bir film. kavga sahneleri çok güzel
şimdilerde beklediğimiz dönüştür..
eski değilim, eskilerden kimseyi bilmiyorum ama bir kaç kişinin profile baktım son giriş 2011 yazıyor! gelseler keşke
eski değilim, eskilerden kimseyi bilmiyorum ama bir kaç kişinin profile baktım son giriş 2011 yazıyor! gelseler keşke
istanbul üniversitesi nin öksüz bıraktığı kampüs. bakım hiç yoktur. 1998 depreminde ki hafriyatlar bahçesine dökülmüş ve halen orada durmaktadır. mühendislik ve işletme fakültelerinin ve ayrıca ulaştırma ve lojistik yüksek okulunun bulunduğu kampüstür.
2006 yılında ilk geldiğimde ilk derslerden birinde beyazıt kampüsünden gelen bir hocanın "çocuklar burası çok uzak ara sıra şehre inin" demesine anlam veremediğim, sonrasında okulun içinde (vurgula: başıboş at sürüsü) dolaştığını görünce onları yılkı atı sanıp "ulan harbiden çok uzaktaymışız lan baksanız atları serbest bırakmışlar burdaki ormanda" dedirtmiştir. sonra öğrendik ki veterinerlik fakültesinin atlarıymış onlar da kampüste başı boş gezmelerine izin veriyormuş.
mühendislik fakültesinin çapkınlarını işletme fakültesinin kantininde kızlara bakışlarından tek tek seçebilirsiniz. bahar şenlikleri genelde bu kampüste yapılır.
2006 yılında ilk geldiğimde ilk derslerden birinde beyazıt kampüsünden gelen bir hocanın "çocuklar burası çok uzak ara sıra şehre inin" demesine anlam veremediğim, sonrasında okulun içinde (vurgula: başıboş at sürüsü) dolaştığını görünce onları yılkı atı sanıp "ulan harbiden çok uzaktaymışız lan baksanız atları serbest bırakmışlar burdaki ormanda" dedirtmiştir. sonra öğrendik ki veterinerlik fakültesinin atlarıymış onlar da kampüste başı boş gezmelerine izin veriyormuş.
mühendislik fakültesinin çapkınlarını işletme fakültesinin kantininde kızlara bakışlarından tek tek seçebilirsiniz. bahar şenlikleri genelde bu kampüste yapılır.
iteklemeyin ulan.
istanbul üniversitesi avcılar kampüsü'nde eğitim görenlerin ömrünü yemiş duraktır.
istanbul üniversitesi avcılar kampüsü'nde eğitim görenlerin ömrünü yemiş duraktır.
benim de başıma gelmiş hadisedir. yatmadan önce sözlükte çok takılınca gece de sözlük sizi rüyada bi ziyaret ediyor sanırım.
eğer açılıyorsa özellikle masraflara dikkat edilmesi gereken hesaptır.. 0.05 gibi farklarla başka bankadan kendi bankalarına mevduatınızı aldırırlar sonra o 0.05 farkı fazlasıyla masraflardan çıkarırlar. açacağınız hesabın varsın faiz oranı düşük olsun ama masrafı olmasın.
görev alanı dolayısıyla pek anlaşamazlar. trafik çevirmelerinde her zaman kimliğini gösteren polisler, çevirmeyi askerler yapıyorsa hiç seslerini çıkarmazlar. aynı şey askerler için de geçerlidir.
tekrarlanırsa elbette destek vereceğim organizasyondur
ülke olarak bu büyük organizasyonun altında kalkabilir miyiz, oyunlara yeterine ilgi gösterilir mi, 100 metre final koşusunu kaç kişi izler? cevapları merak ettiğim organizasyondur
artı oyu geçtim eksi oy veren bile yok.. oy veren yok.. neredesin la seri eksi oy veren ibne? şu dönemde piyasaya çıksan acayip tutulursun, millet eksi oya bile hasret. ben pası attım gol senin kabiliyetine kalmış.
1972 de metz kulübüne transferi söz konusu olmuş, metz kulübü doktorunun platini ye kalp yetmezliği ve nefes darlığı teşhisi koyması üzerine transfer edilmeyen,oyuncu. daha sonra takımı saint etienne kendi sahasında metz i 9 -2 skorla yenmiş. şu anda ise ne yaptığını anlamadığım insan olur kendisi.
uruguaylı yazar. 1940 da Montevideo da doğmuştur. yerel dergilerde yazı işleri müdürlüğünü yaptıktan sonra buenos aires te crisis dergisini kurup yönetti. ulusal ve uluslararası bir çok ödülü vardır. "ateş anıları üçlemesi" ve "kucaklaşmanın kitabı" adlı eserleri tüm avrupa dillerine hatta rusça ve ibraniceye çevrilmiştir.
"tüm uruguaylılar gibi ben de futbolcu olmak istedim. doğrusu çok da güzel oynuyordum, hatta harikaydım bile denilebilir; ama yalnızca geceleri rüyamda. gündüzleri , ülkemin sahalarındaki çarpık bacaklı oyunculardan en kötüsü bendim. taraftar olarak da pek iyi sayılmazdım. yıllar geçti ve kimliğimi kabullenmek zorunda kaldım: ben basit bir "iyi futbol dilencisiyim". Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziniyor ve stadyumlarda yalvarıyordum: " tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!" güzel bir oyun gördüğüm zaman da bunu sağlayanın hangi takım ya da hangi ülke olduğuna bakmazsızın bu mucize için şükranlarımı sunuyorum." - eduardo galeano
"tüm uruguaylılar gibi ben de futbolcu olmak istedim. doğrusu çok da güzel oynuyordum, hatta harikaydım bile denilebilir; ama yalnızca geceleri rüyamda. gündüzleri , ülkemin sahalarındaki çarpık bacaklı oyunculardan en kötüsü bendim. taraftar olarak da pek iyi sayılmazdım. yıllar geçti ve kimliğimi kabullenmek zorunda kaldım: ben basit bir "iyi futbol dilencisiyim". Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziniyor ve stadyumlarda yalvarıyordum: " tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!" güzel bir oyun gördüğüm zaman da bunu sağlayanın hangi takım ya da hangi ülke olduğuna bakmazsızın bu mucize için şükranlarımı sunuyorum." - eduardo galeano
eduardo galeano 'nun yazdığı belki de futbol adına en güzel kitaplardan birisi. can yayınları 1998 de ilk baskısını yapmış. o zamanlar messi ve ronaldo yok eskiden buralar hep dutluktu . eski efsaneleri anlatmış kitabında.
brezilyalıların rövaşataya verdiği ad. ilk olarak şili de yapıldığı söyleniyor. 1927'de colo-colo kulubü avrupaya gittiğinde david arrellano ispanyada bu hareketi yapmış ve ondan sonra bilinirliği artmış.
(bkz: gölgede ve güneşte futbol)
(bkz: gölgede ve güneşte futbol)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?