saçma bulduğum, siklemediğim, "hassiktir lan" dediğim başlıktır.
yaklaşık 3 saattir ağzımdan düşmeyen sözcükler oluşumudur.
kesinlikle yanlış bi davranıştır, bunu yapan arkadaş pisliktir, kötüdür, kakadır falandır filandır ama bir tebriği hak eder kanımca. hele hele şu sonuçlara bakınca "canını yerim senin beee" denilmesi gerekir bu arkadaşa.
arnavutlara ait olduğunu düşündüğüm kaldırım. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
"bu hatuna pique yaramış arkadaş" dedirten klip.
this is our dream team my friends.
hakan arıkan
sabri sarıoğlu---gökhan zan---mehmet aurelio---baki mercimek
selçuk şahin---mustafa sarp---ayhan akman
barış özbek---serdar özkan
mert nobre
hakan arıkan
sabri sarıoğlu---gökhan zan---mehmet aurelio---baki mercimek
selçuk şahin---mustafa sarp---ayhan akman
barış özbek---serdar özkan
mert nobre
ergen detected dememe sebep olan başlık.
1-) şeriat istiyosan akp'ye, kürt halkını temsil ettiğine inanıyosan bdp'ye, akp gitsin diyosan chp'ye veya mhp'ye oy verebilirsin mesela.
2-) memlekette nazi partisi zaten olamaz çünkü burası türkiye. "alman ırkının yeryüzündeki tüm ırklardan üstün olduğunu" savunan bi partinin türkiye'de ne işi var? ha faşist bi parti diyosan ondan zaten var. (bkz: ulusal parti) (bkz: hak ve eşitlik partisi)
3-) "güzel bi sosyalist parti" haa; (bkz: tkp) (bkz: ödp) (bkz: emep)
4-) senelerdir "sadece oy atmış" insanların tabii ki bi yerden sonra "artık oy vermiyorum lan!" demesi de gayet doğaldır sayın seyirciler. [ybkz]swh[/ybkz]
1-) şeriat istiyosan akp'ye, kürt halkını temsil ettiğine inanıyosan bdp'ye, akp gitsin diyosan chp'ye veya mhp'ye oy verebilirsin mesela.
2-) memlekette nazi partisi zaten olamaz çünkü burası türkiye. "alman ırkının yeryüzündeki tüm ırklardan üstün olduğunu" savunan bi partinin türkiye'de ne işi var? ha faşist bi parti diyosan ondan zaten var. (bkz: ulusal parti) (bkz: hak ve eşitlik partisi)
3-) "güzel bi sosyalist parti" haa; (bkz: tkp) (bkz: ödp) (bkz: emep)
4-) senelerdir "sadece oy atmış" insanların tabii ki bi yerden sonra "artık oy vermiyorum lan!" demesi de gayet doğaldır sayın seyirciler. [ybkz]swh[/ybkz]
sezon öncesi yapılacak en ciddi hazırlık maçı olacaktır. kupayı kazanır kazanmayız (kazanırsak kreması olur tabii ki) orası önemli değil. guti'nin yeni sezondaki rolü, pektemek, bebe, veli, tanju, burak, sidnei gibi yeni transferlerden hangileri oynayacak, oynayanların takıma uyumu ne durumda, almeida'nın gol atamama veya takımla uyuşamama olayı ne durumda, q7 yine kendi halinde mi takılacak, necip-ernst-fernandes üçlüsünü görebilecek miyiz, kalede -artık- cenk'e şans verilecek mi vs. vs. gibi sorulara cevap arayacağımız ya da cevap aramamız gereken maç olacaktır kanımca.
hakkındaki en güzel tespiti murat murathanoğlu bu gece nba stüdyo'da yapmıştır. "dallas bu seriyi kazansa da kaybetse de mvp ödülü kesinlikle nowitzki'ye verilmelidir." aynen katılmaktayım bu tespite. birçok nedeni var ancak 39 derece ateşle sahaya çıkıp 39 dakika sahada kalıp 21 sayı atıp 11 rebound alması kendisine karşı olan sevgimi kat kat artırmış saygımı ise max düzeye ulaştırmıştır. kendi kendine "king" diye lakap takıp sahada liderlikten uzak, süper yıldızlıktan uzak performans sergileyenlere kapak olacak 5 maç oynamıştır ve min 1 maç daha oynayacaktır.
(bkz: gündoğdu hep uyandık aac'ye dayandık)
(bkz: dallas mavericks uğruna da bayraklarla donandık)
(bkz: gündoğdu hep uyandık aac'ye dayandık)
(bkz: dallas mavericks uğruna da bayraklarla donandık)
aradığım, özlediğim, istediğim anarşinin türkiye'de ilk adımlarını atan anonymous tarafından gerçekleştirilen ve halen devam eden eylemdir. devletin otoriter yapısını açık açık tehdit edip bu tehditlerin boş olmadığını herkese göstermişlerdir. ve otoriter bir o kadar da gerzek olan devletimiz birşey yapamamış bok gibi kalmıştır.
ev arkadaşımdır. ne porno izlemek için ne de kabız olduğu için. ilginç bi adam hepsi bu. [ybkz]swh[/ybkz]
Doğan Duru: Vokal,Bas
Berke Hatipoğlu: Gitar
Güneş Duru: Gitar
ilke Hatipoğlu: Klavye
Berke 'Syantek' özgümüş: Davul
"Bakın görün 10 yıl içinde Redd en fazla cover?ı yapılan grup olacak. üstelik yalnızlaşan ve her geçen gün daha da mekanikleşen insanlar, bir gün anlayıp plastik çiçekler arasında böcek olmanın çok daha makbul olduğunu kabul edince taşlar Redd için oturmuş olacak." - öykü Onur Tanyel 2008
Evet, Redd ismi reddetmekten geliyor ve grup ikişer kardeş ve bir Syantek?ten oluşuyor ama bunlar Redd?in en önemsiz özellikleri. Redd, Türkiye?de anlaşılması en uzun sürmüş ve hala da birçoğu tarafından henüz anlaşılamamış bir grup. Kendi dinleyicisinin konser salonları önünde kuyruklar oluşturduğu, biletlerini günler öncesinden tüketirken bir yandan popüler olmasından korktuğu, medyanın çekinip mesafe koyduğu, Türkiye?de her daim esen trend rüzgarlarıyla yelkenini havalandırmamış , fenomen olmaya aday bir grup Redd. Murat Beşer bir yazısında Redd?i "Akıntıya Karşı Kürek çekenler" olarak tanımlıyor. Gruba 2007?de katılan Berke özgümüş "Evet tabiri caizse ben de gıcık oluyordum Redd?e, etrafımda da gıcık olan çoktu. Yanıldığımı görmek hoşuma gidiyor" diyor.
2010 yılının Kasım ayında son stüdyo albümleri ?Prensesin Uykusu Film Müziklerini? yayınlayan Redd, 2005 yılından bu yana beş stüdyo albümü ve bir de konser DVD?si yayınladı. Kısa sürede konser DVD?si, film müziği, canlı kaydedilmiş bir stüdyo albümü, 21 şarkısıyla bir insanın yaşamını kendi ağzından anlatan konsept albümleri ile Türkiye?de en farklı ve çeşitli diskografiye sahip rock gruplarından biri oldu. ilke Hatipoğlu "Tüm albümler farklı dönemlerimizi çok net anlatıyor. Hepsi bizim hikayemizin farklı parçaları" diyor. Redd bu kadar kısa süreye bu kadar çok albüm sığdırmış bir grupken Doğan Duru, "On yılın üzerinde birlikte çalan bir grup olarak çok daha fazla şey yapmış olmamız gerekirdi" diyor.
2006 yılında yayınladıkları "Kirli Suyunda Parıltılar" albümündeki şarkılardan biri olan "Prensesin Uykusu", 4 yıl sonra çağan Irmak?a son filmi "Prensesin Uykusu" nu yazarken ilham kaynağı oldu. Redd bu filmin tüm müziklerini yaptı ve filmde rol aldı. Redd?in 2005?te yayınlanan ilk albümü "50/50" deki şarkılardan biri olan "Nefes Bile Almadan" ise aynı yıl vizyona giren, ömer Faruk Sorak?ın yönetmenliğini yaptığı "Aşk Tesadüfleri Sever" filminde kullanıldı.
Redd, 21 isimli karakterin yaşamını sözel ve müzikal bir bütünlük içinde anlatan ve Türkiye?de bu anlamda yapılmış ilk konsept albüm olan "21" i Nisan 2009?da yayınladı. Yapımı bir yıl süren albümün yapım süreci de en az kendisi kadar sıradışı oldu. 21 şarkı ve 4 bölümden oluşan, içeriği kartoneti ve konserleriyle çok özel bir iş olan albüm için Berke Hatipoğlu "Bir röportajda bize sorulabilecek tüm soruları cevaplıyor aslında bu albüm." diyor.
Redd?in canlı performansları her zaman albümlerinden daha fazla ses getirdi. Bulutsuzluk özlemi?nin 20. Yılı konserinde "Mekanik Fanatik" parçasını yorumlamak için sahneye Clockwork Orange kostümleriyle çıkan Redd ilk şaşkın bakışı Nejat Yavaşoğulları?ndan alırken bir başka konserde tüm seyircisini Küçükçiftlik Parkın sahnesine çıkardı. "Gecenin Fişi Yok" ile Türkiye?de ilk akustik konser DVD?sini gerçekleştiren grup tüm konserlerinde mutlaka farklı içeriklerle seyircisinin karşısına çıkıyor. Redd, ilki istanbul Babylon?da gerçekleşen "Softcore" serisiyle konser salonunu bir evin salonuna döndürüp seyircisiyle sorulu cevaplı muhabbet ederek bambaşka bir konser deneyimi yarattı. "21 Hikayenin Tamamı" albüm konsept konseri ile 21?in hayatını konser sahnesine taşıdı ve son olarak Ghetto?da gerçekleşen "AfterParty" ile konser sonrasında kendilerinin elektronik altyapılı müzik yaptığı, dinleyicisi ile içiçe bir parti gerçekleştirdi. Redd?i canlı izliyorsanız sahnede göreceğiniz hiçbirşeye şaşırmayın.
Redd ?21?in yapım aşamasını dinleyicisiyle paylaşmak için açtığı blogla da Türkiye?de bir ilki gerçekleştirdi. Albümün sıradışı yapım süreci, grubun kendisi tarafından yazılan yazılar, çekilen fotoğraf ve videolarla dolaysız bir yoldan dinleyicisine ulaştı. "ReddSeyirdefteri" adını verdikleri blogu web sayfasına taşıyan grup albüm sonrasında da yazmayı bırakmadı ve bugüne kadar getirdi. ReddSeyirdefter hala direk olarak grubun kendisi tarafından yazılıyor ve oluşturuluyor. Redd bu platformu sadece kendisi ve müzik hakkında yazmak için de kullanmıyor, güncel olaylar hakkında düşündüklerini dillerini hiç yumuşatmadan ifade ediyor. Güneş Duru şöyle diyor: "Etrafımızda olup bitenlerden etkilenen, onlardan beslenen, bazılarını reddetmekten kaçınmayan, kritik eden, muhalif duran, genel eğilimlerden uzak durmayı tercih eden ama herşeye rağmen umut eden bir gruptur Redd."
(bkz: copy-paste) redd başlığı açılmamış olması bende bi hayal kırıklığı yaratsa da bu başlığı açma şansına sahip olduğum için de mutlu oldum yea. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
Berke Hatipoğlu: Gitar
Güneş Duru: Gitar
ilke Hatipoğlu: Klavye
Berke 'Syantek' özgümüş: Davul
"Bakın görün 10 yıl içinde Redd en fazla cover?ı yapılan grup olacak. üstelik yalnızlaşan ve her geçen gün daha da mekanikleşen insanlar, bir gün anlayıp plastik çiçekler arasında böcek olmanın çok daha makbul olduğunu kabul edince taşlar Redd için oturmuş olacak." - öykü Onur Tanyel 2008
Evet, Redd ismi reddetmekten geliyor ve grup ikişer kardeş ve bir Syantek?ten oluşuyor ama bunlar Redd?in en önemsiz özellikleri. Redd, Türkiye?de anlaşılması en uzun sürmüş ve hala da birçoğu tarafından henüz anlaşılamamış bir grup. Kendi dinleyicisinin konser salonları önünde kuyruklar oluşturduğu, biletlerini günler öncesinden tüketirken bir yandan popüler olmasından korktuğu, medyanın çekinip mesafe koyduğu, Türkiye?de her daim esen trend rüzgarlarıyla yelkenini havalandırmamış , fenomen olmaya aday bir grup Redd. Murat Beşer bir yazısında Redd?i "Akıntıya Karşı Kürek çekenler" olarak tanımlıyor. Gruba 2007?de katılan Berke özgümüş "Evet tabiri caizse ben de gıcık oluyordum Redd?e, etrafımda da gıcık olan çoktu. Yanıldığımı görmek hoşuma gidiyor" diyor.
2010 yılının Kasım ayında son stüdyo albümleri ?Prensesin Uykusu Film Müziklerini? yayınlayan Redd, 2005 yılından bu yana beş stüdyo albümü ve bir de konser DVD?si yayınladı. Kısa sürede konser DVD?si, film müziği, canlı kaydedilmiş bir stüdyo albümü, 21 şarkısıyla bir insanın yaşamını kendi ağzından anlatan konsept albümleri ile Türkiye?de en farklı ve çeşitli diskografiye sahip rock gruplarından biri oldu. ilke Hatipoğlu "Tüm albümler farklı dönemlerimizi çok net anlatıyor. Hepsi bizim hikayemizin farklı parçaları" diyor. Redd bu kadar kısa süreye bu kadar çok albüm sığdırmış bir grupken Doğan Duru, "On yılın üzerinde birlikte çalan bir grup olarak çok daha fazla şey yapmış olmamız gerekirdi" diyor.
2006 yılında yayınladıkları "Kirli Suyunda Parıltılar" albümündeki şarkılardan biri olan "Prensesin Uykusu", 4 yıl sonra çağan Irmak?a son filmi "Prensesin Uykusu" nu yazarken ilham kaynağı oldu. Redd bu filmin tüm müziklerini yaptı ve filmde rol aldı. Redd?in 2005?te yayınlanan ilk albümü "50/50" deki şarkılardan biri olan "Nefes Bile Almadan" ise aynı yıl vizyona giren, ömer Faruk Sorak?ın yönetmenliğini yaptığı "Aşk Tesadüfleri Sever" filminde kullanıldı.
Redd, 21 isimli karakterin yaşamını sözel ve müzikal bir bütünlük içinde anlatan ve Türkiye?de bu anlamda yapılmış ilk konsept albüm olan "21" i Nisan 2009?da yayınladı. Yapımı bir yıl süren albümün yapım süreci de en az kendisi kadar sıradışı oldu. 21 şarkı ve 4 bölümden oluşan, içeriği kartoneti ve konserleriyle çok özel bir iş olan albüm için Berke Hatipoğlu "Bir röportajda bize sorulabilecek tüm soruları cevaplıyor aslında bu albüm." diyor.
Redd?in canlı performansları her zaman albümlerinden daha fazla ses getirdi. Bulutsuzluk özlemi?nin 20. Yılı konserinde "Mekanik Fanatik" parçasını yorumlamak için sahneye Clockwork Orange kostümleriyle çıkan Redd ilk şaşkın bakışı Nejat Yavaşoğulları?ndan alırken bir başka konserde tüm seyircisini Küçükçiftlik Parkın sahnesine çıkardı. "Gecenin Fişi Yok" ile Türkiye?de ilk akustik konser DVD?sini gerçekleştiren grup tüm konserlerinde mutlaka farklı içeriklerle seyircisinin karşısına çıkıyor. Redd, ilki istanbul Babylon?da gerçekleşen "Softcore" serisiyle konser salonunu bir evin salonuna döndürüp seyircisiyle sorulu cevaplı muhabbet ederek bambaşka bir konser deneyimi yarattı. "21 Hikayenin Tamamı" albüm konsept konseri ile 21?in hayatını konser sahnesine taşıdı ve son olarak Ghetto?da gerçekleşen "AfterParty" ile konser sonrasında kendilerinin elektronik altyapılı müzik yaptığı, dinleyicisi ile içiçe bir parti gerçekleştirdi. Redd?i canlı izliyorsanız sahnede göreceğiniz hiçbirşeye şaşırmayın.
Redd ?21?in yapım aşamasını dinleyicisiyle paylaşmak için açtığı blogla da Türkiye?de bir ilki gerçekleştirdi. Albümün sıradışı yapım süreci, grubun kendisi tarafından yazılan yazılar, çekilen fotoğraf ve videolarla dolaysız bir yoldan dinleyicisine ulaştı. "ReddSeyirdefteri" adını verdikleri blogu web sayfasına taşıyan grup albüm sonrasında da yazmayı bırakmadı ve bugüne kadar getirdi. ReddSeyirdefter hala direk olarak grubun kendisi tarafından yazılıyor ve oluşturuluyor. Redd bu platformu sadece kendisi ve müzik hakkında yazmak için de kullanmıyor, güncel olaylar hakkında düşündüklerini dillerini hiç yumuşatmadan ifade ediyor. Güneş Duru şöyle diyor: "Etrafımızda olup bitenlerden etkilenen, onlardan beslenen, bazılarını reddetmekten kaçınmayan, kritik eden, muhalif duran, genel eğilimlerden uzak durmayı tercih eden ama herşeye rağmen umut eden bir gruptur Redd."
(bkz: copy-paste) redd başlığı açılmamış olması bende bi hayal kırıklığı yaratsa da bu başlığı açma şansına sahip olduğum için de mutlu oldum yea. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
güzel evimde hiç yaşamadığım durumdur. (bkz: superonline)
iki çocuk konuşmaktadır.
x: moruk daldım ikisinin arasına bi ona vuruyorum bi ona vuruyorum amk.
y: sallama booooluumm bu kadar da atılmaz amk yaa.
x: olm valla yaa. yalan söylüyosam anamı siksinler moruukkk. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
x: moruk daldım ikisinin arasına bi ona vuruyorum bi ona vuruyorum amk.
y: sallama booooluumm bu kadar da atılmaz amk yaa.
x: olm valla yaa. yalan söylüyosam anamı siksinler moruukkk. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
dünyanın -şu andaki- en iyi teknik direktörüdür. ama ben çok nefret ediyorum bu adamdan yaaa. [ybkz]swh[/ybkz]
şimdi bazı çevrelerin "ne var canım bunda? hemen kıyamet koparıyolar hiç bişey yok bu lafta yav." diyeceği laftır.
ama işin aslı öyle değildir. eğer ki bu zat; "ankara'da eylemde panzerin üstüne çıkan bir kız, kadın, bayan -her ne derseniz diyin artık- yaralanıyor." deseydi kimse sorun etmeyecekti bu konuşmayı. iş sadece özgürlük vs. boyutunda kalacaktı. bu boyutlara taşınmayacaktı. ama eğer siz "kız mıdır kadın mıdır orasını bilemem artık." derseniz bu sizin kafa yapınızı net bi şekilde açığa vuran bi laf olur. çünkü herkes bilir ki halk arasında "kız" farklı bi anlam ifade eder, "kadın" farklı bi anlam ifade eder.
aslında bu olay çok net bi şekilde birşeyi -bir kez daha- açığa çıkarmıştır. o da şudur; başbakanın ve onun dünya görüşüne sahip olan herkesin belli bir görüşe mensup gençlere bakış açıları böyledir. onlara göre tkp, ödp, öğrenci kolektifleri, gençlik muhalefeti, halkevleri vs. gibi örgütlere gönül veren gençler sapkındır. bu gençlerin "dişi" olanları her gün farklı bi erkekle yatar onlara göre. işte bu yüzden "kız mıdır kadın mıdır orasını bilemem artık." lafı son derece önemlidir.
ama işin aslı öyle değildir. eğer ki bu zat; "ankara'da eylemde panzerin üstüne çıkan bir kız, kadın, bayan -her ne derseniz diyin artık- yaralanıyor." deseydi kimse sorun etmeyecekti bu konuşmayı. iş sadece özgürlük vs. boyutunda kalacaktı. bu boyutlara taşınmayacaktı. ama eğer siz "kız mıdır kadın mıdır orasını bilemem artık." derseniz bu sizin kafa yapınızı net bi şekilde açığa vuran bi laf olur. çünkü herkes bilir ki halk arasında "kız" farklı bi anlam ifade eder, "kadın" farklı bi anlam ifade eder.
aslında bu olay çok net bi şekilde birşeyi -bir kez daha- açığa çıkarmıştır. o da şudur; başbakanın ve onun dünya görüşüne sahip olan herkesin belli bir görüşe mensup gençlere bakış açıları böyledir. onlara göre tkp, ödp, öğrenci kolektifleri, gençlik muhalefeti, halkevleri vs. gibi örgütlere gönül veren gençler sapkındır. bu gençlerin "dişi" olanları her gün farklı bi erkekle yatar onlara göre. işte bu yüzden "kız mıdır kadın mıdır orasını bilemem artık." lafı son derece önemlidir.
abilerimde, arkadaşlarımın abilerinde, sağda, solda, sokakta, parkta görüyorum keşke benim de bir kız çocuğum olsa. anne benim neden kız çocuğum yok diye soruyorum bazen. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
mavericks'in 15 sayı geriden gelerek sikerttiği maçtır. yamulmuyorsam son 4-4.30 dakikanın skoru 22-5 mavericks lehine idi. seri texas'a giderken mavericks 1-1 i yakalamış bulunmakta. ve dinazorlar, maymunlar diyarı miami'ye hiç benzemez texas. orda adamı sikerler yeğen! [ybkz]swh[/ybkz]
ekşi sözlük'te şöyle bir entry vardır ki yarmıştır benihttp://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23836959
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?