confessions

gagam koptu sira pencelerimde

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 947
  2. takipçi 0
  3. puan 18580

beyin amcıklaması

gagam koptu sira pencelerimde
sabaha kadar oturup, sabah derse giden, okuldan çıkıp arkadaşlarıyla takılan, akşam eve gelip maç izleyen ve tüm bunları 6-7 saatlik uykuyla yapan insanoğlunun gün boyunca bir çok kez yaşadığı olaydır.[ybkz]swh[/ybkz]

(b: ebesinin amından gelen edit:) ne oluyo amına koyim? neyini eksiliyorsun anlamadım babuş.

ernesto che guevara

gagam koptu sira pencelerimde
arkasında küba gibi yıkılmaz bir kale bırakan dünyanın gelmiş geçmiş en büyük lideridir. evet en büyüktür. atatürk'ten bile büyük bir liderdir. çünkü atatürk'ün geride bıraktığı türkiye temellerinden çatır çatır çatırdamaktadır; ernesto'nun geride bıraktığı küba ise dünyadaki hakim sisteme, kapitalizme, emperyalizme karşı dimdik durmaktadır.

reha muhtar

gagam koptu sira pencelerimde
kendini bilmezin tekidir. beşiktaş'lı olduğu için utanılasıdır. eleştirmek nedir bilmeyendir. gerzekçe televizyon programları yapmıştır. gazetecilikten zerre haberi yoktur.

şu milli takımın rezil, rüsva oynadığını göre göre rıdvan dilmen'i eleştirebiliyor ya pes doğrusu. almanya maçında sahada hamit ve diğerleri şekline girmiş bir milli takım vardı. oynamayı düşünen bir hamit ve oynamamayı, beraberliği düşünen ve sahada ne yaptığını bilmeyen diğerleri vardı. düşünün sahada ruhsuz gezen, fizik olarak berbat ve gerçekten de ezilen bir milli takım var ve siz yorumcusunuz. siz ne yapardınız? şahsen ben aynen rıdvan dilmen'in yaptığını yapardım. ayrıca milli takımımızdan kaç futbolcu almanya milli takımı'na girebilir ki?

sanatçı

gagam koptu sira pencelerimde
sanat icra eden kişiye verilen isimdir.

ülkesinin ve dünyanın sorunlarına karşı sorumludur. bu konularda iki çift söz söyleme hakkına sahiptir.
topluma örnek olmak gibi bir misyonu yoktur.[ybkz]swh[/ybkz]
toplumun gelişimine katkı sağlamakla yükümlüdür.
'sanat toplum içindir' anlayışına sahip olması gerekir.
vs. vs. vs.

rutkay aziz

gagam koptu sira pencelerimde
1947 istanbul doğumludur. asıl adı aziz rutkay'dır. avusturya lisesi'nde isimler soyadlarından önce okunduğu için ismi rutkay aziz olarak kalmıştır. aslen tiyatrocudur. sayısız tiyatro oyununda rol almış ve yönetmiştir. yine bir çok filmde ve dizide rol almıştır.

türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biridir. 'sanatçı' kelimesinin tam karşılığıdır rutkay aziz. 48.si düzenlenen uluslararası antalya altın portakal film festivali'nde yaptığı konuşmayla sanatçıların nasıl insanlar olması gerektiğini bir kez daha herkese göstermiştir.

http://www.youtube.com/watch?v=SDAXDO9T_iU

uluslararası antalya altın portakal film festivali

gagam koptu sira pencelerimde
ülkemizin en köklü ve en büyük film festivalidir. adından da anlaşılacağı gibi antalya'nın ev sahpiliğinde gerçekleşmektedir. 2005 yılından itibaren de uluslararası arenaya açılmıştır.

---------------alıntı---------------

Antalya Altın Portakal Film Festivali, Avrupa ve Asya´nın en köklü film festivallerinden biri, ülkemizin ise en eski ve uzun soluklu film festivalidir.

1950´li yılların ortalarında, tarihi Aspendos Tiyatrosu´nda düzenlenmeye başlayan konserler ve tiyatrolar, Antalya Altın Portakal Film Festivali´nin temel taşını oluşturur. Halkın yoğun ilgi gösterdiği ve her yıl yaz aylarında yapılan gösteriler gelenekselleşir ve 60´lı yılların başına kadar bir şenlik havasında süregelir. şenlik, uzun yıllar "Belediye Tabibi" olarak görev yapan merhum Dr. Avni Tolunay´ın 1963 yılında Belediye Başkanı olmasıyla, sinemayı da bünyesinde alarak "Antalya Altın Portakal Film Festivali"ne dönüşür. Dr. Avni Tolunay önce Antalya için bir amblem arayışı içinde olur ve yörenin simgesi olan portakalı, deniz, tarihsel öğeler ve Venüs heykeliyle bütünleştirir. Portakal sadece amblemin içine girmekle kalmaz, film festivalinin de ismi olur.

1964 yılında güç koşullarla gerçekleştirilen ilk festivale ilgi gerçekten çok büyük olmuştur. Festivalin özdeki misyonu ise "Türk sinema sektörünü maddi manevi desteklemek, Türk film yapımcısını nitelikli yapıtlar üretmeye teşvik ederek; Türk Sineması´nın uluslararası platforma açılmasına zemin hazırlamak" olarak belirlenir.

1964 -1973 yılları arasında bu çizgide devam eden Altın Portakal Film Festivali 1973 yılında Belediye Başkanlığı´na seçilen Selahattin Tonguç tarafından da devam ettirilir.

1978 yılında Plastik Sanatları da bünyesine alan Festival, bu dalda uluslararası olarak gerçekleştirilir. 1985 yılına kadar Antalya Belediyesi önderliğinde gerçekleşen Festival, o yıl, dönemin Belediye Başkanı Yener Ulusoy öncülüğünde kurulan Antalya Kültür Sanat Turizm Vakfı tarafından organize edilmeye başlar. 1985 yılında Festival´e Akdeniz Akdeniz adlı Uluslararası Müzik Yarışmasını da ekleyerek yeni bir boyut katan Yener Ulusoy, Akdeniz ülkelerini kapsayan bu yarışmayı 1985 - 1988 yılları arasında Altın Portakal Film Festivali ile birlikte gerçekleştirir.

Festival, 1989 - 1994 yılları arasında, Belediye Meclis üyeleri, turizm kuruluşları ve Antalya Ticaret Odası temsilcilerinden oluşan Festival Yürütme Kurulu adlı platform tarafından organize edilir. Festival organizasyonu, 1995 yılından itibaren, Antalya Büyükşehir Belediyesi önderliğinde "Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı" adıyla kurulan Eylül 2002´den sonra Antalya Kültür Sanat Vakfı adıyla hizmet veren AKSAV tarafından yürütülmektedir. Vakfın Kurucular Kurulu, Antalya´nın iş, politika, medya ve kültür-sanat alanında tanınmış birçok isminin de aralarında bulunduğu 109 kişiden oluşmaktadır.

Ulusalda elde ettiği deneyim ve başarıyı, 2005 yılından itibaren uluslararası platforma taşıyarak büyük bir sinema etkinliği haline gelen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Antalya´yı ve Türk sinemasını kucaklarken, dünya sinema platformunda iddialı bir film festivali olma yolunda sağlam adımlarla ilerlemektedir.

Antalya Altın Portakal Film Festivali çerçevesinde, Ulusal ve Uluslararası Yarışma´nın yanı sıra, Ulusal Belgesel Film Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması da yer almaktadır. Festivalimizde ayrıca, başta Asya ve Avrupa sineması olmak üzere, dünya sinemasının önemli ve saygın isimlerinin filmleri de sinemaseverlerle buluşmaktadır.

---------------alıntı---------------

mustafa kemal atatürk

gagam koptu sira pencelerimde
hakkında minik bir kardeşimizin okul gazetesine şunları yazdığı ulu önder.

---------------alıntı---------------

bu ülkede yaşayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan:

atatürk.

gençliğinde kot pantolon giyememiş. sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş. padişah ona trablusgarp cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş.

halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej eşliğinde mercedeslerle gezememiş anadolu'yu. kurtuluş hareketini başlatmak için 19 mayıs'ta samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş. kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş.

tarih kitaplarına bakılırsa, yunanlıları izmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar. ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş! atatürk için üzülüyorum. dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, ismet paşa için safiye ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti .

lozan zaferi'nden sonra veya cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.

atatürk'e acıyorum. sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir. aaaah ah... çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rock yapmak, babasının mercedesini alıp şöyle bir emirgan turu çekmek dururken.

bunları yapmadı atatürk. keyif çatmadı. tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...
işte onun için büyük adamdı atatürk. her fırsat elinde vardı. o ise sadece bu milletin bağımsızlığını istedi.

bütün suçu 2 kadeh rakı içmekti o kadar.

---------------alıntı---------------

sözlük yazarlarının itirafları

gagam koptu sira pencelerimde
insancıl yanımı kaybetmeye başlıyorum sözlük. insanları seven ben, insanlara sadece insan oldukları için değer veren ben insancıl yanımı kaybediyorum. rte denen mahlukat kanser gibi vücuduma işliyor sözlük. insancıl yanımı alıyor benden. her olaya, her insana anlayışla yaklaşan ben artık daha sert tepkiler veriyorum. olur olmadık şeyleri kafama takıp kendime ve çevremdekilere zarar veriyorum.

ve evet; ben bu adamdan[ybkz]swh[/ybkz] nefret ediyorum sözlük!
29 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol