confessions

forzaquila

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 5233
  2. takipçi 0
  3. puan 73773

the football factory

forzaquila
2004 yapımı bir futbol filmi.2005 yapımı green street ile karşılaştırıldığında yarısı bile olamayacak bir film,ama green street de bu filmden etkilenip,üzerine koyup buradaki millwall-chelsea holiganizmini west ham-millwall üzerinden aktarmış.[ybkz]swh[/ybkz]

basit bir film tamam ama konuyla ilgilenenler için gideri var.filmden bir diyalog;

‎-Telefondaki annemdi,hafta sonu Londra'ya geliyorlarmış ve bizi görmek istiyorlarmış.
-Cumartesi olmaz,Millwall'la karşılaşıyoruz.
-Ah..Cumartesi Rod.
-*sigarasından bir nefes çeker* Pazara ne dersin?
-Reading'deki kardeşime gidecekler,sakın futbol maçına gideceğim deme.
-Evet ben erkeğim.
-Sadece bir oyun.
-Ben erkeğim.
-Ama ailem buraya birkaç ayda bir geliyor.
-Millwall da ay tutulmasından daha az sayıda geliyor.

ricardo quaresma

forzaquila
4 aydır maaşını alamadığı söylenen futbolcu.
tamam bu adam aç değil açıkta değil ama 4 ay ulan.4 ay ne be? allah aşkına biz 4 ay maaş alamasak ne yaparız? 'eytere be,skerler işini de maaşını da' der ceketimizi alır çıkarız.aile şirketi değil ki bu,sen profesyonel bir şirketsin,dünya futbol piyasasında yeri olan bir futbolcuya imza attırıyorsun,belli şartlar taahhüt ediyorsun,bu adam hakkını alsın ki kafasını sadece futbola versin değil mi? ama yok,bütün takım aynı durumda neredeyse,ernst,sivok,almeida,hatta guti,nihat..ama basın bu haberleri yaptıkça taraftarın öfkesi oyunculara yoğunlaşıyor,ulan adam bu oyunu hayrına oynamıyor ki.adam ricardo quaresma,boş mukaveleye imza atan ziya doğan değil,olmak zorunda da değil.
ayıptır kendilerini kurtarmak için şu adamları taraftarın önüne atmaktan çekinmeyen yöneticilere yazıklar olsun.
quaresmacıyım ulan,nasıl bir adam olduğunu biliyorum,bazen sinirlendirecek küfür ettirecek bazen yüzümüzü güldürecek,bundan bir vites üstü cristiano ronaldo zaten,neyin kafasını yaşıyoruz amk[ybkz]swh[/ybkz]

ha,her başlığa yazacağım; paran yoksa alma kardeşim portekizlileri,transfer yapma,neciplerle,ersanlarla,muhammetlerle oynayalım,borussia dortmund krizden çıkmak için koller'i rosicky'i satıp yıllarca orta sıralarda oynamadı mı? oynadı,döndüler japonya ikinci liginden aldıkları kagawa ile,altyapı mahsülü nuri ile,almanya alt liglerinden üç kuruşa aldıkları götze ile schmelzer ile bender ile şampiyon oldular.10 sene şapiyonluk mücadelesi vermeyin,borçları temizleyin,özkaynak düzenine geri dönün.ben bunu istiyorum arkadaş.

not: 'e o zaman neden quaresma forması giyiyorsun?' derseniz[ybkz]swh[/ybkz] e giyerim arkadaş,bu adam gelmiş 'sen git' mi diyeceğiz,ama kıçın açıkken böyle transfer yapıp geleceği ipotek altına alma,yapma bunu.

14 şubat 2012 sc braga beşiktaş maçı

forzaquila
verilen ilk 11 doğruysa ben bir secdeye yatıp geliyorum..

şaka lan şaka,elimizdeki en iyi kadro tercihi bu,forvetsiz çıkmışız,3'lü orta yerine ileride mustafa olsa daha iyi olurdu ama ikinci yarı girecek demek ki mustafa.
orta sahadaki ernst-necip-veli üçlüsü hugo viana'yı kilitler,güzel olur,fernandes ve quaresma da yüzümüzü güldürsün artık.[ybkz]swh[/ybkz]

filmlerdeki gibi yaşamak

forzaquila
abartmazsan çok güzel.mesela football factory'deki millwall ve chelsea holiganlarının kokain çekmeleri var ya[ybkz]swh[/ybkz] işte mojitoya pipeti sapla,pipeti öyle tut,öyle kaygısız bir şekilde çek mojitoyu.
green street'deki charlie hunnam gibi yürü,'yamuk yapanın ırzını skerim' havasıyla ve umursamadan.
bence hoş

san diego'ya giden yol

forzaquila
15 şubat 2012 ve 29 şubat 2012'de taksim'deki instituto cervantes de estambul'da gösterilecek olan futbol filmi.film arjantin yapımı ve ispanyolca olup ingilizce alt yazı ile gösterilecek.
maradona hayranı bir futbolseverin kahraman olarak gördüğü el diego'nun hastaneye kaldırıldığı haberini alınca ülkenin bir ucundan diğerine yaptığı bir yolculuğu konu ediniyor film.maradona ile ilgisi dolaylı yoldan diyebiliriz yani,tıpkı ken loach'un yönettiği enfes futbol filmi looking for eric gibi.

http://estambul.cervantes.es/FichasCultura/Ficha78306_52_33.htm

ben arkasında maradona yazan arjantin forması görünümlü tişörtümü giyip izlemeye gideceğim,bu fırsat kaçmaz vesselam.

14 şubat sevgililer gününü kutlayan beyin fakiri insancıklar

forzaquila
şimdi şöyle yaklaşalım duruma,ben bu günün kutlanmasına karşı değilim,ha sevgiliye her gün bayram olmalı.ben bu tüketim pompalayıcı reklamların,söylemlerin karşıtıyım.'seviyorsan al,hediyesiz olur mu aq'ya kadar gidiyor olaylar,bir de bu günde sevgilisi olduğunu cümle aleme duyurmaya çalışan tiplere tabi.
ulan dalyarak,o gün senin sevgini,sevgilini onore etmen için bir vesile sadece,sen aylarca sap gezip 14 şubat yaklaşıyor sevgili bulmalıyım diye davranıyorsun,sen ne götlek bir tipsin ya.
geçmişte kutlamadım mı? kutladım,aldım bir gül,bir de kolye,daha sonra gülün yaprakları serpiştirildi falan..bunlar sevenleri yakınlaştıran umut veren günler,ama olayın bokunu çıkarmak gerçekten iğrenç.

tribün dergi'de bir paylaşım gördüm; 'dünya kupası her sene,sevgililer günü dört yılda bir olsun.' diyordu,epey güzel evet,ben bunu istiyorum işte.

14 şubat 2012 bayer leverkusen barcelona maçı

forzaquila
maç öncesi analizimizi yapalım bakalım maçla ne kadar uyum gösterecek.

öncelike leverkusen kısmına bakalım;
adler'in uzun süreli sakatlığı kaleyi 19'luk lino'ya bıraktı ama kendisi pek başarılı.defans hattında ömer toprak-reinartz-kadlec-castro gibi isimler var,takımın bu maç öncesi en büyük eksiği belki de eren derdiyok olacak,chelsea maçında attığı golle maç kazandıran forvetin yerinde kiessling oynayacak,zaten kiessling ilk onbir oyuncusuydu,o yüzden pek sıkıntı olmaz.ama yok lan sidnei sam de sakatmış,onun yerine de barnetta oynayacak demek ki.
pes 2012'de leverkusen'in default taktiği 4-2-3-1 gözüküyor,bu taktikle barcelona'yı sürklase etmeniz de pek kolay[ybkz]swh[/ybkz] işte orada iki ön libero var,kaptan simon rolfes ve lars bender.bu iki oyuncunun güçlü performansı hücumda andre schürrle-barnetta-renato augusto-kiessling'in barcelona savunmasını rahatsız etmesini kolaylaştırabilir.
maçın bay arena'da oynanacağını düşünürsek leverkusen taşakoğlanı olmaz gibi geliyor,sağlam savunma,rakibin orta sahasını bozup hızlı ileri çıkma ve kontradan gol arama planlarını gerçekleştirmeye çalışacaklar,işleri zor ama bakalım ne olacak bekleyip görelim; ama stuttgart maçında öne geçtikten sonra yaptıkları gibi bütün maç kale önünde kapanmaya çalışırlarsa folloş olurlar.
barcelona'ya gelirsek; üzerlerinde çok büyük yük var.dünya üzerinde en az 1 milyar insan barcelona'nın sürekli kazanması gerektiğini düşünüyor,barcelona sürekli kazansa bile bunu yeterli görmüyorlar,en az 4 fark bekliyorlar,barcelona zaten her şeyi kazandı,rehavet normaldir,ayrıca bu takımın rotasyonu çok dar,evet ilk on birleri dünyanın en iyisi ama yedek kulübesi yetersiz,kulüp borç istemiyor,transfer yapmıyor,b takımından gelen gençler monte edilmeye çalışılıyor,çocuklar şimdilik yetersiz olunca ortaya 10 puan fark çıkıyor,uzun maratonda artık dinlenmeleri gerekiyor,o yüzden ligi mecburen de olsa koyvermek durumunda kaldılar,şampiyonlar ligi daha kısa bir maraton,bu maç öncesi dinlendirilen xaviesta sahada olacaklar,klasik bir barcelona göreceğiz yani sahada,rakibin direncine ve atacakları golün dakikasına bağlı olarak her şey olabilir,bir leverkusen geçilmez performansı işi az gole götürebilir [ybkz]swh[/ybkz] ya da 5.dakikada gelecek bir golle maç 5'e gidebilir.

bekleyip görmek lazım ama ilk yarım saat gol olmayacak gibi geliyor bana[ybkz]swh[/ybkz]

yazarların beşiktaşlı olma hikayeleri

forzaquila
hiç hatırlamıyorum, nasıl oldu hala bilemiyorum.
annem galatasaraylı, babam fenerli, dayılarımdan birisi sıkı galatasaraylı, diğeri beşiktaşlı. ama fanatik değil, maçları izleyebiliyorsa izler, o kadar. bir dönem onunla vakit geçirmiştim, ama kendisinin hiç beşiktaşlı olmam yönünde bir isteği olmamıştı, öte yandan babam fenerbahçeli olursam en pahalısından bir akülü cip vaat ederken [ybkz]swh[/ybkz] dayım galatasaraylı olursam altyapıya giriş müjdesi veriyordu, 'ı-ıh' dedim inat ettim, annem de galatasaraylı olmasına rağmen 'sakın tuttuğun takımı değiştirme, karakterinden ödün verme' dedi, dinledim.
hayır bir de çocukluk dönemimde sürekli galatasaray maçı izlemişim, uefa şampiyonluğuna giden yolda sevinmişim, uefa'da hagi, ligde hagi, sonra jardel falan, ama kırk yılda bir izlediğim beşiktaş'a hep sadık kalmışım, hele pascal'ın levski sofia'ya attığı golden sonra perdeyi kornişinden ayırmışım..

sanırım inat sonucu beşiktaşlı oldum.

bob paisley

forzaquila
14 şubat 1996,hayatının yarım asrını Liverpool'a adamış Bob Paisley'nin ölüm tarihi.Futbolcu olarak oynadığı 253 maç,menajer olarak 9 yılda kazandığı 19 kupa,3 şampiyonlar Ligi kazanan tek menajer olma gururu...Hepsinden ötesi Bill Shankly ile beraber bu kulübe ruh aşılayan en önemli isim olması.Liverpool'un sevgilisi bir sevgililer gününde ayrıldı bizden,16 yıl önce. R.I.P Bob Paisley,efsaneler efsanesi.

Outside the Paisley Gates
I heard a Kopite calling
Paisley they have taken you away
You led the great 11
Back in Rome in '77
And the Redmen they are still playing the same way

andy carroll

forzaquila
newcastle'ın championship'de geçirdiği sürgün sezonunda takımı sırtlayarak ingiliz futboluna ümit olmuştu,torres'in ani gidişinden sonra biraz panik refleksiyle,biraz da newcastle'daki başarısıyla kendini liverpool'da buldu.yüksek bonservis altında ezildiği açık,stresli,ama bitiricilik olsun biraz yahu,allah aşkına biraz ciddiyet,biraz hırs andrew.
yaşı nedeniyle midir bilinmez pek vurdumduymaz,biraz savruk,topla ilerleyemiyor[ybkz]swh[/ybkz],daha da kötüsü futbolda pivot santrforun devri kapanmışken liverpool'un ondan çok şey beklemesi.
daha genç,hala kendini geliştirebilir,biz ona bu kadar güveniyorsak o da kral kenny dalglish'in yıllar önce çok paralar verip transfer ettiği bir başka ingiliz golcü yüzünden,adı; alan shearer olan efsane yani.
230 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol