confessions

forzaquila

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 5232
  2. takipçi 0
  3. puan 74069

alevli futbol topu

forzaquila
bir 2002 fifa world cup enstrümanıdır. oyundaki bazı yıldız oyuncular mesafe ne olursa olsun alevli şut atabilirler. türkiye'de bu isim hakan şükür'dü. şahsen slovenya ile oynarken ispanya'ya karşı zlatko zahovic'le orta sahanın ilerisinden attığım alevli golü hala hatırlıyorum.

26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı

forzaquila
maçın üstünden bir gün geçmiş ve ben yavaş yavaş kendime gelirken analiz yapmak farz oldu tabi.

maçtan önce beraberlik iyi bir sonuçtu kafamda, sonuçta ne zaman ne yapacağı belli olmayan cenk, henüz birbirlerine alışmamış sivok-escude ikilisi, rakibin hamit-selçuk-melo üçlüsüyle ezebileceği orta sahamız, gol umudumuz holosko...

zaten maça felaket başladık, dakika bir bile değilken golü yiyorduk ya,biraz umut bulut'un futbol zekasının kısıtlı olması biraz da şansımız korudu bizi.

yalnız ilk yarıyla ilgili şunu söyleyeyim; savunmamız tek kelimeyle rezaletti. arkaya atılan her top tehlike yarattı.

beşiktaş'ın bu sene başarılı olma yolunun birkaç kilit noktadan geçtiğini söyleyeyim;

1-takım it gibi mücadele edecek, oyuncular düşene kadar koşacak, ciğer tüketecek ki teknik eksikliği mücadeleyle kapatabilsinler.

2- fernandes bu takımın lideri. özellikle önemli maçlarda en üst düzeyde oynayacak.

3- senin hücum gücün zaten kısıtlı, o zaman savunman çok iyi olacak.

dünkü maçta ilk iki maddenin işlediğini söyleyebiliriz. savunma ise ikinci yarıda toparlanabildi.
bir gol bulmamız için ya kontratak ya da duran top gerekiyordu ve fernandes resmen melo'ya al da at dedi, öne geçtik. zaten bu gol melo'nun sinirlerini bozdu, akabinde fatih terim onun görmesi muhtemel kırmızı kartı düşünüp ikinci yarıya amrabat'la başladı. bu da bekleneni vermedi, üstüne üstlük orta saha üstünlüğü bize geçti.

holosko çok ilginç bir adam. yeryüzünde ters geldiği tek takım galatasaray kendisinin, her galatasaray maçında sahada olması şart, ayrıca kısıtlı olan yeteneğinin yanında tam bir takım oyuncusu olduğunu es geçmemek lazım. rakip kaleyle savunması arasında ciğeri tükenene kadar koşup yararlı olmaya çalışıyor. yeni numarası umarım hayırlı olur, 37 numarayla çok gol atar umarım. attığı ilk golde beni çok şaşırttı düzgün vuruşu. pektemek'in sakatlığı süresince belki de kendisini inside forward yani kanattan içeri kat edip golcü olarak görev yapabilen adam olarak kullanmamız mantıklı olabilir.
ama şunu da belirteyim, kendisi açık alan oyuncusu olduğundan kapalı defanslara karşı yine etkisiz kalacaktır, sakın beklentilerinizi yüksek tutmayın onla ilgili.

olcay şahan'ı transfer edildiği günden beri destekliyorum. iyi bir tekniği var. çok hızlı değil ama oyun zekası bizim için çok değerli.

mustafa pektemek bu sene en önemli silahlarımızdan biri olacaktı, inanılır gibi değil bu talihsizlik. maçı kaybetseydik de mustafa'ya bir şey olmasaydı keşke. içim acıdı. yokluğunda muhakkak bir golcü alınması lazım ama bu isim danko lazovic olmamalı. yırtıcı bir golcü lazım bize.

şu konuda uyarmak istiyorum taraftarı; sakın ama sakın bu maç şaşırtmasın. çünkü bu takım galatasaray'a 3 gol atarken yarın bir gün akhisar karşısında pozisyon bile bulamayabilir. hücum gücü gerçekten çok kısıtlı takımın.

quaresma insanının oynatılmasından yanayım. sonuçta bu adam eğer piyasa yapmak istiyorsa beşiktaş'ta başarılı olması şart. aklı başında her futbolcu bunu düşünür. kendisinin hırslandığını da düşünüyorum. ayrıca bu sürüncemenin devamı beşiktaş'ta huzursuzluk yaratacaktır. al adamı de ki 'sana şans veriyorum. bu takıma uyum sağlayacaksın, mücadele edeceksin.' oynat, eğer ki laubalilik ederse zaten kendi ipini çekecek, bazı çevrelerden gördüğü desteği de kaybedecek zaten. ancak yaşla beraber olgunlaşıp bir de sahaya kalitesini yansıtırsa o zaman beşiktaş 2 gömlek üstün hale gelir. quaresma sorununu bitirmenin tek yolu budur, şans vereceksin, arenaya salacaksın adamı.

bülent yıldırım,burak yılmaz,erdinç sezertam üçlüsüne ne diyeyim bilmiyorum. daha doğrusu dediğimi dedim de buraya ne yazayım bilemiyorum sahiden. pozisyon alengirli bir pozisyon, eyvallah. ancak faul (b: olsa dahi) ceza sahasının dışında. ki pozisyon senin gözünün önünde, sen devam ettirdikten sonra ne halt yemeye yardımcına icazet ediyorsun be adam? yardımcı o pozisyonu nasıl görecek? bu kararın anlamı 'ne olur nolmaz,penaltıysa ve vermezsem ağzıma sıçarlar, yardımcı penaltıyı verdi zaten işin içinden çıkarım' çakallığıdır. ama yazıklar olsun.

burak yılmaz'a da yazıklar olsun. bugün trt'de yorumculuk yapıyor arif erdem, 10 yıl sonra da burak gülerek anlatır bu maçtaki ve diğer vukuatlarını. çünkü bu ülkenin futbol ekseni bu kadar sığ.

beşiktaş zaten sürünüyor, hiç avrupa fatihi galatasarayı yenip de havaya girmesine katlanamayız vallahi, sürünsün pezevenkler deyip reytinge dayalı lig yarışı şekillendirmek nasıl bir şerefsizliktir allah aşkına?
bu yüzden kapattığım süper lig aboneliğimi aktive etmeyeceğim. ayda 10 liraya hd kalitede premier lig izlerim, çatır çatır futbol izlerim ama sizin iğrenç tezgahlarınıza para dökmem.

samet aybaba elindeki kadroyu biliyor, bu ligi devam ettiremeyeceğimizi de biliyordur herhalde. ne akla hizmet drenthe transferini veto ettiğini anlamadım ama kısa sürede transfer yapılması şart.

son temennim bu maçtaki direnişin,mücadelenin takıma özgüven olarak dönmesi. rakipleri mücadelesiyle bezdiren, savunmasıyla döven bir takım izlemek dileğiyle.

umut bulut

forzaquila
'pozisyon kesinlikle penaltıydı,beşiktaşlı oyuncu zaten bıdı bıdı' ve 'yok yok asla elime çarpmadı zaten kameralar gösterdi yakın çekimde' gibi akla zarar açıklamalar yapmış oyuncu.

evet canım benim,kameralar gösteriyor.

26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçı

forzaquila
her beşiktaş taraftarından farklı değilim şuan.
elbette maçla ilgili sakin kafayla yazacaklarım var,ama şuan değil, ben zaten söveceğim o ayrı da önce chris adında amerikalı bir arkadaşımın yazdıklarını kopyalayacağım. bu çocuk türkiye'de geçirdiği birkaç hafta içinde beşiktaş aşığı olmuş, taa amerikalardan maçları izleyen, haberleri takip eden bir çocuk, penaltı pozisyonunu gönderdim ve konuşma başladı;

ben- fuck's sake, how coud this be a penalty;http://inciswf.com/5okphipx.swf

chris- fuckin a, i was reading the s about it and it sounded like bullshit
and that's not even in the fucking box and its the biggest dive ever\\
he probably wouldn't have gotten the ball anyway
fuck galatasaray

(siktir, yazılanları da okudum, hepsi saçmalık, ceza sahasında bile değildi, büyük ihtimalle topu bile alamayacaktı. en büyük dalış (atlama)lardan biri bu.)

ben- we're already in a shit situation economically, so they think 'there already fucked up,why woud they be contenders' they're creating their own title race.

(zaten ekonomik açıdan corroyu yemişiz, onlar da 'beşiktaş zaten corroyu yemiş, neden lig için favori olsun ki?' diye düşünüyor, kendi yarışlarını yaratıyorlar.)

devamı da premier lig hakkında gelişen bir sohbet.

allah aşkına ya, böyle bir şey olabilir mi? hiçbir şey diyemiyorum...bir insanın nasıl ruhu kararmaz, nasıl böyle bir şeye karar verebilir? yazıklar olsun. keşke 3-0 kaybetseydik, yarrak gibi oynasaydık, 3 tane boru gibi şaibesiz döşeselerdi bunları görmeseydik. sinir krizi geçirmezdik en azından.

26 ağustos 2012 liverpool fc manchester city maçı

forzaquila
uyuyakalmam nedeniyle ilk 20 dakikasını kaçırdığım maç. ilk on birde başlayan lucas sakatlanmış ve yerine jonjo shelvey girmiş. ben tabi uyanır uyanmaz sahada raheem sterling ve jonjo shelvey'i görünce bir şoke oldum.

ama shelvey kendini o kadar geliştirmiş ki, inanılmaz oynadı. pasları, şutları, oyun görüşü harikaydı. hiç beklemezdim kendisinden böyle bir performans, hele ikinci yarıda bir şutu var gelişine, top biraz aşağıdan gitse doksana takılacak...

94'lü raheem sterling ufacık boyuyla ve devasa özgüveniyle city savunmasını çok rahatsız etti, sonlara doğru fizik olarak zayıflasa da etkiliydi. daha bu takımda assaidi,downing,joe cole var, kanatların çok iyi çalışması gerek bu kadroyla.

borini yine dalgalı bir performans sergiledi, tamam rodgers onu tanıyor ediyor ama arsenal maçında ilk on birde çıkarmasın allasen.

joe allen çok iyi bir pasör, nuri şahin'le beraber oynarlarsa müthiş olabilir.

liverpool önce skrtel'in kafa golüyle öne geçti, sonra ikinci yarıda pozisyon yokken basiretsizlikten yaya toure'nin golünü yedi,
hemen sonra luis suarez müthiş bir frikik golü attı ama skrtel'in saçma sapan geri pasında tevez reina'yı geçip golü attı. yine de oyun iyiydi, rodgers'ın ideal 11 belirlemesi lazım bir an önce.

bir de işe bahis yönünden bakan arkadaşlara bir ipucu vereyim; liverpool anfield'da büyük bir takımla oynuyorsa kolay kolay karşınıza almayın. real madrid de gelse karşınıza almayın.

goller;http://www.goalsarena.org/video/england-barclays-premier-league/26-08-2012-liverpool-manchester-city_en.html

suarez'in frikik golüne dikkat.

26 ağustos 2012 liverpool fc manchester city maçı

forzaquila
premier lig ikinci hafta maçı. tsi 18.00'da oynanacak ve beşiktaş-galatasaray maçı öncesi iki kat heyecan yaşatacak.
ilk hafta deplasmanda west brom'a 3-0 yenilen liverpool'da daniel agger yok, manchester city'de agüero ve richards yok.

liverpool'un 4-3-3 yerine 4-5-1 formasyonunda oynaması daha iyi olacaktır çünkü city gücünü orta sahasından alıyor.

liverpool'un tek avantajı maçın anfield'da oynanacak olması, sırf bu yüzden maç başa baş oynanabilir.
süper lig aboneliğini iptal ettirip sadece premier lig için digiturk'e para veren biri olarak iple çektiğim maç ayrıca.

jean jacques gosso

forzaquila
beşiktaş yolundaymış;
http://skorer.milliyet.com.tr/gosso-besiktas-yolunda/besiktas/detay/1586246/default.htm

tabi orduspor başkanı üç kuruş para, iki çuval kömür, bir kutu da yıldız sakız karşılığı transfer ettiği gosso için '3 milyona beşiktaş'a satarım' demiş hemen,çölde bedeviyi bulduk sikelim mantığıyla.

kendisi 29 değil de 26 yaşında falan olsa borç harç 3 milyon denkleştirip, hatta 2.5 olmaz mı hacı? falan deyip alınmasını isterdim ama zannetmiyorum transferin gerçekleşeceğini.

halkın takımı beşiktaş

forzaquila
hep diyorum ya 'değişen beşiktaş taraftarı profili' diye, o yüzden tehdit edilen sıfatımız işte 'halkın takımı'.
fenerbahçe ve galatasaray taraftarı çok daha önceden bozuldu, ben ilk gittiğim beşiktaş maçında 'ahmet dursun seba gitsin'i duyunca çok utanmıştım,koskoca adam, dedem gibi seviyordum seba'yı, fenerbahçeli babam, galatasaraylı annem de çok utanmışlardı,ama binlerce adam utanmadı yolladı seba'yı.
zaten süleyman seba gibi kaç başkan var günümüz futbolunda? benim aklıma ingiltere'den bill kenwright geliyor, everton fc'nin geçimini oyun yazarlığı yaparak kazanan başkanı kenwright. everton taraftarlarının çoğu onun gidip paralı birilerinin gelmesini istiyor, çünkü artık onlar da başarı istiyor. insanoğlunun mayasında var bu. beşiktaş artık serencebey'de birkaç gencin yaşattığı bir zümre takımı değil, nasıl kurucuları çerkes olan bu takım günümüzde onlarca farklı etnisiteye mal olmuşsa taraftar profili de tamahkar ve geleneksel olanla sınırlı kalmadı. kalmasını bekleyemeyiz maalesef.

bugün benim gibi ali ece gibi ne bileyim, bizim gibi futbol romantiklerinin beşiktaş taraftarı içindeki oranı yüzde 10'u geçmez. ki bu oran galatasaray ve fenerbahçe'de yüzde 5'in de altındadır.[ybkz]swh[/ybkz]

beşiktaş günümüzde,olabildiğince yine halkın takımıdır. ama bir st pauli, bir livorno da değildir. hem büyük takım olup hem de böylesine marjinal olunmaz zaten. maalesef olunmaz. ama hem dünyanın en büyük takımlarından biri olup hem de geleneklerinize sıkı sıkıya bağlı kalabilirsiniz; real madrid gibi, barcelona gibi, liverpool gibi. en önemlisi borussia dortmund gibi; borussia dortmund halkın takımıdır, tribünlerin takımıdır,başkanın falan değil. ben hala 5-10 yıllık başarılı bir dortmund planı uygulaması sonrasında güzel günler görebileceğini düşünüyorum halkın takımı beşiktaşın.

athletic bilbao

forzaquila
aa nasıl olur da ben buraya bir şeyler karalamam...ufaktan yazalım;

bilbao şehrinin en büyük geçim kapısı bilbao limanı. kentin dünyaya açılan kapısı aynı zamanda, ingiliz işçiler sayesinde şehir futbolla tanışıyor, ardından ingiltere'ye öğrenci olarak giden bilbaolu gençler şehirde futbol rüzgarı estiriyor. kurdukları kulübün renklerini yine bir liman takımı olan southampton'dan esinlenerek kırmızı beyaz olarak belirliyorlar. madrid'e giden bilbaolu gençler sıla hasretiyle orada da kırmızı beyaz renkli bir takım kuruyor; o da; atletico madrid


ilk yıllarda sadece baskların forma giydiği kulüp hala bu özelliği devam ettiriyor, tabi pes,fifa veya football manager gibi bir oyunda değilseniz.
1905 yılında barcelona'ya 10 gol atıyorlar, 1930-31 sezonunda yine barcelona'yı 12-1 yeniyorlar. bilbao taraftarının türkiyedeki '6s,5b,8jk' kafasındaki ergenler gibi olduğunu düşünsenize, uzay takımı barcelona'nın yatacak yeri kalmaz.
bilbao la liga'dan düşmeyen 3 takımdan biri. diğer ikisi de barça ve real zaten. her bask futbolcunun hayali katedral olarak nitelenen san mames'de çubuklu formayı giymek. bölgedeki diğer bask takımı real sociedad ile genç bask yetenekler üzerinden bir rekabetleri var ama en iyilerin tercihi her zaman bilbao oluyor.

san mames gerçekten bir futbol cenneti. ispanya'ya gitsem maç izlemek isteyeceğim stadlardan biri. tabi bilet fiyatları biraz uçuk olabiliyor ama olsun.

sürekli oyuncu yetiştirip iyi meblağlara satıyorlar, en son yıldızları fernando llorente'nin 30 milyon euro karşılığında juventus'a gideceği söyleniyor. iker muniain ve javi martinez'in de uzun süre bilbao'da kalmayacağı kesin gibi. ama onlar şimdiden önlemlerini almış durumdalar; aritz aduriz gençlik hayallerinin başkenti san mames'e geldi bile.

aly cissokho

forzaquila
porto'dan lyon'a oradan valencia'ya...
adam hızlı, çok iyi kesici, hücuma katkısı müthiş, uzaktan şutları bomba.

fifa12'de 6 milyon euro karşılığında önce wolfsburg'a, 2 sezon sonra da malaga'ya transfer ettiğim oyuncudur aynı zamanda.

adana demirspor

forzaquila
1. ligdeki ilk maçında boluspor karşısına çıkacak takım. çok seviyorum kendilerini ancak durum çok fena maalesef. yönetim abuk subuk transferler yapıp taraftarı delirtmiş durumda. hüseyin çimşir'i aldı lan adamlar, bu taraftar nasıl çıldırmasın. maalesef süper lig yolundan geçmeleri olası gözükmüyor, bu sene ligde kalsınlar da,onu da başarırlar.

in yor hee ed diye okul koridorunda dolanan kız

forzaquila
cranberries dinleyen kızdır, bak iyiymiş bu, bu kız okur ben söyleyeyim.

onun dışında hem cranberries dinleyip hem de sözleri bilen kızdır. ben mesela zombie şarkısının o meşhur nakaratını 'iyaheeeyy iyaheeeeeyy sahaabe sahabe sahabee eee ooo oo' diye söylüyordum ortaokuldayken. hatta sempatik bir adam olan din dersi hocamızdan yüz bulup kendisiyle de paylaşmıştım bunu.

nuri şahin

forzaquila
sonunda arsenal'e değil de liverpool'a imzayı atmış futbolcu.
http://a3.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc6/253817_436179233100648_1836402504_n.jpg

umarım sakatlık sorunu yaşamadan liverpool'a adapte olur ve başarılı da olur. tabi real'in modric'i alması durumunda liverpool'a bonservisi karşılığında verilmesi de gündeme gelebilir o zaman.

gerrard-lucas ve joe allen ile güzel bir orta saha hattı oluşturacaktır.
138 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol