confessions

forzaquila

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 5232
  2. takipçi 0
  3. puan 74066

troll

forzaquila
haklarında 5 sayfalık bir sosyoloji çevirisi yaptığım sosyal medya karakterleri.
kızsam mı sevsem mi bilemiyorum kendilerini, ama bir süreliğine 'sanal kimlikler' 'troll' 'gerçeklik hissinin yok edilmesi ve alternatif bir evren yaratılması' gibi şeyler duymak istemiyorum. ayrıca fransız sosyolog jean baudrillard'ın ismini de birkaç aylığına rafa kaldırıyorum.

çeviri yapmak

forzaquila
sadece dil bilmenin yetmediği, çeviri yaptığınız iki dile de hakim olmanın yanında çevirdiğiniz metnin konusuna ve terminolojisine de hakim olmayı gerektiren uğraş.

hiç çeviri piyasasının çevirmeni ucuz oyuncak yapımında çalıştırılan çinli çocuk işçiler yerine koymasından falan bahsetmeyeceğim, ilk çevirisini yapmış biri olarak buradan sözlüğe sesleniyorum;

forzaquila; her türlü çeviri, turist rehberliği, ingilizce arzuhal yazımı, halı, kilim, travel.
sözlük yazarlarına %15 indirim fırsatıyla, ayağınıza geldi.

glock

forzaquila
bu silahın dünyaca bilinmesinin tek nedeni 'olm görünmüyo, hayalet silah bu' şeklindeki rivayetlerdir, rivayetlere göre bu silah dedektörlerce fark edilmemektedir. fakat bu iddialar gerçek değildir;

http://www.24dakika.com/news_detail.php?id=33943

taraf gazetesi

forzaquila
bir dönem orduyu tu kaka gösterip malum operasyonları meşrulaştırmak amacına 'bakın liboşlar bile bizi haklı görüyor' dedirtmek için maşa olarak kullanılmış, sabah gazetesiyle aynı matbaada basılmış, işlev gördükten sonra da dürüm yapılıp...[ybkz]swh[/ybkz] bir kenara fırlatılmış gazete.

tabi liboşlar da pohpohlayıp demokrasi savaşçıları olarak lanse ettikleri şeyin bir canavara dönüşmesini geç de olsa farkettiler, birkaç hükümet eleştirisi yaptıklarında aba altından sopayı gördüler ve şaşkına döndüler.

bu arada şöyle bir manşetleri de vardır, kayıtlara geçsin;

http://www.taraf.com.tr/haber/analar-agliyor-49-pkk-li-olduruldu.htm
adam anaların ağlamamasına o kadar önem veriyor ki -kendi anasına sövdürmeyi göze alarak- bu manşeti atıyor,klasik 'analar ağlıyor bitsin bu savaş' saçmalığını dillendiriyor (savaşın bitmesi değil saçmalık,bunu istemek değil,bir terör örgütüyle devletin ordusunu bir tutmak asıl)
vay hamıngoyim madem sen anaların ağlamasını bu kadar önemsiyorsun,sormazlar mı adama; ''bin ladin'in,kaddafi'nin anaları yok muydu? onlar neden öldürüldü?'' ogün samast'ın anasına yazık değil mi,salıverin oğlunu,13 yaşındaki kıza tecavüz eden sapığın anasının canı patlıcan mı? kızı s*ktiret,ana ağlamasın.

kafan hiç güzel değilmiş canım kullanamıyorsun da zaten

the damned united

forzaquila
başlığının açılmadığını görünce 'bari zamanında hakkında yazdığım notu koyayım' dediğim muhteşem bir film. brian clough hakkındadır.

2009'da çekilmesine rağmen futbol filmleri arasında kült mertebesine ulaşmış bir yapım the damned united.film efsanevi ingiliz menajer brian clough'un sadece 44 gün süren leeds united macerasını konu alıyor.evet brian clough deyince akıllara hemen başında üst üste 2 kez şampiyon kulüpler kupası'nı kazandığı,ingiltere'de tozu dumana kattığı nottingham forest geliyor,ama filmin uyarlandığı aynı isimli romanın yazarı david peace alelade,başarı sosuna batırılmış tatlı bir öykü yerine clough'un menajerlikteki karanlık dönemine ışık tutmayı yeğlemiş.film clough'un ikinci lig'in dibine demir atmış derby county menajeriyken bir kupa maçında ingiltere'nin o dönemdeki en iyi takımı olan leeds united ile karşılaşması ve maç öncesine kadar hayranlık besleyip kendisine idol olarak gördüğü don revie'ye nefret duyması sonucu gerçekleşenleri anlatıyor.apaçık bir şekilde film kutsal bir clough yerine insani yönünü incelediği,hatta sık sık hastalıklı düşüncelere ve hislere sahip bir clough portresi çiziyor.

futbolun henüz endüstriyelleşmediği 70'li yıllar oldukça gerçekçi maç sahneleri ve sahici oyunculuklarla izleyenleri memnun ediyor.clough ve yoldaşı peter taylor arasındaki kardeş ilişkisi,oyuncuların benimsemedikleri bir menajerin ayağını nasıl kaydırabileceği ve daha birçok ilgi çekici detay filme ustaca yerleştirilmiş.
clough'u canlandıran michael sheen gönüllerin oscarlarını silip süpürüyor ancak dediğim gibi,bütün oyuncular harika bir iş çıkartmış durumda.


Filmin fragmanı;http://www.youtube.com/watch?v=LYzsswqPk6s

beleştepe

forzaquila
şöyle bir reklama konu olmuşluğu vardır;

http://www.youtube.com/watch?v=pyUC7G9n40Y

edit: ayrıca bir fransız belgeseline konu olmuşluğu da var;
http://www.youtube.com/watch?v=APOivRAFbbE

serhat çetin

forzaquila
kadro dışı kalışıyla şaşırtan oyuncudur. la bu adam kaptan değil miydi? eğer takımın kaptanı disiplinsizlik yüzünden kadro dışı kalıyorsa şubeyi kapatıp gidelim
daha bunun cerılsı, kıristofırı var. bazıları da galatasaray mp'nin kendisiyle ilgilendiğini ve bu kadro dışı kalma olayının bununla bağlantılı olduğunu iddia ediyor, hiç inanmıyorum. eğer galatasaray bir oyuncumuzu isteyecek olsa abdullah sözer'in yapacağı şey oyuncunun bonservisinde yüzde 75 indirim yapıp transfere yeşil ışık yakmak olurdu.

basketbolda işler kötü gidiyor, takımın yetersizliği yetmezmiş gibi bir de sakatlıklar, kadro dışı bırakmalar çıktı, acilen gerekli adımların atılması gerekiyor.

edit: takım kaptanı muratcan güler'miş ama bu kaynakta da serhat'ın kaptan olduğu belirtilmiş, benim de nereden aklımda böyle kaldıysa artık ..
http://www.bjkgazetesi.com/2013/01/16/besiktasta-sok-kadrodisi/

kaptan olarak değil de, bu takımın en eskilerinden, şampiyon kadrodan geriye kalan en etkin parça olarak bakarsak yine aynı yere çıkabiliriz. bu adam böyle yapıyorsa daha dün gelen adam ne yapsın?

hikmet karaman kuvvet çalışması

forzaquila
youtube'da bulunan iki bölümden oluşan bir kuvvet/vücut güçlendirme rehberi.
ilk bölümünde 3 oyuncunun lunge, squat gibi hareketler yapıp ısındığını görüyoruz,
ikinci videoda ise tüm takım salonda, kimi mekik kimi plank, kimi side plank, kimi arnold press kimi hammer curl çalışıyor, bir takım böyle kuvvetleniyor!

yıllarca internette elin amerikalısının brezilyalısının yaptığı egzersiz videolarını izledik durduk, türkiye'de bu işi hakkını vererek yapacak kişi de hikmet karaman'dan başkası olamazdı. vince carter'ın kendi adını verdiği çalışması misali, bu da hocamın patentli çalışması;

http://www.youtube.com/watch?v=16M4m5vHKZo
dıpstaklı müzik eşliğinde çalışmadan sonra yorgunluklarını su dolu konteynerde atan oyuncular bir yandan karpuz yiyerek kaybettikleri sıvıyı telafi ediyorlar.

95 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol