forzaquila

tüketim çağının futboldaki vitrin malzemesi. çok garip yerlere gitmeye başlamış artık;
http://sports.yahoo.com/blogs/soccer-dirty-tackle/iraqi-barcelona-fan-kills-beheads-friend-supports-real-153533980--sow.html

ıraklı bir barcelona taraftarı, real madrid'i destekleyen arkadaşını öldürdükten sonra kafasını kesmiş.

1863'de kurulmuş ve bu sene 150. yaşını kutlayan eğitim kurumu.
bu kapsamda bir dolu etkinlik yapılacak olsa gerek, '150. yıl etkinlikleri komisyonu' isimli bir organizasyon ekibi kurulmuş, konserlerden haber veriyorlar.

birçok kadın çalışanının makyajsız hallerinin deşifre edildiği sektör;
http://www.theladbible.com/media/prnstars-without-make?image=3

her şey bir aldatmacadan mevcut, sanırım şu hayatta makyaja yeltenmeden karşımıza çıkan bir tek (vurgula: beşiktaş) var. o yüzden kızsanız da değerini bilin.

arsenal'in 2-0 kazandığı fakat turu geçmeyi başaramadığı maç. çok ilginç, sıkıcı bir maç olmuştur aslında. bayern için ciddi anlamda sıkıntının varlığını göstermiştir, umarım gerekli dersleri çıkarırlar çünkü o kupanın bu sene almanya'da olması lazım 2006'da temelleri atılan alman futbol devriminin tam anlamıyla başarıya ulaşabilmesi için.

2-0 sona ermiştir, ve evet malaga tur atlamayı başarmıştır. hem de ne futbol, hem de ne tribün, tribünde antonio banderas bile vardı daha ne olsun? resmen porto'yu ezip geçtiler oyunlarıyla. hak ettiler ve başardılar.

hafta sonu cengiz semercioğlu ile çok güzel bir röportaja imza atmış usta.
şuradan harf harf ilerleyebilirsiniz;http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=66650&rid=2368&p=3



--spoiler--
ben sakalı sevdim, kendime yakıştırdım. albüm fotoğraflarında sakal dışında bir de smokin yeniliği yaptım. biraz kendime baktım. sevdim kendimi bu halimle... triplerdeyim sanırım bu aralar, neyin tripleriyse... “ne zaman keseceksin?” diye sorduklarında yerine göre cevap veriyorum. “beşiktaş şampiyon olunca keseceğim” diyorum, “o zaman çok beklersin” diyorlar. ikinci klipte keserim herhalde sakalları, hatta belki klibin içinde keserim.
--spoiler--

kesme usta,çok iyisin böyle.

malaga'nın isco ve santa cruz'un golleriyle 2-0 önde götürdüğü maç. son dakikalar artık, tribün çok coşkulu, que viva espana söyleniyor,e bu bir iber hesaplaşması malum. porto bu aşamada elenirse bir daha portekizliler ispanyollar karşısındaki ezilmişliği telafi edemezler, iş psikolojik bir hal aldı.

edit: aha jackson martinez attı ama ofsayt, porto'nun ikinci ofsayt golü.

duyar duymaz içimde fırtınalara sebebiyet veren kutlamalar.
şimdi programımı kontrol ettim, aslında salı günü 13.00'den 16.00'ya kadar dersim yok. 16.00'da da kallavi bir ders var ama oradan çıkıp trafikti bilmem neydi derken çarşıya varamam, geç kalırım. o yüzden düşündüm taşındım dersi ekizlemeye karar verdim. beşiktaş lan bu boru mu? değil.

stada girişte önceliğin kombine sahiplerine verilecek olması güzel, çünkü bu bir maç olmadığından her ne kadar o saatlerde çoğu insan mesaide olsa da bir izdiham yaşanabilir, bir de bayrak dağıtsınlar ya lan. tamam 'lan' demiyorum, bayrak dağıtır mısınız ya onu bi şey etsek? fenerbahçe maçında alamamıştım çünkü hala uykumu tam alamıyorum bundan kelli.

110. yıl tişörtü ne ola ki? güzeldir umarım tasarımı, alırık giyerik. o akşam statta olmam lazım, deme takalın'a bile katlanırım gerekirse, şarkılarla coşarım.

inşallah sınav olmaz o akşam ya. allahıma 20 dakikada yapar çıkarım, beni hasta etmesinler. eğitim sistemi must be clever, everyone must be clever.

son olarak, o saatte birçok yazarın mesaide olacağını düşünüp üzülsem de orada olabilecekler mutlaka haber etsin, bir şeyler yapalım mutlaka.

son not: umarım başkan yahya efendi'de herkese nasip olmayan gül kokusunu alabilir.[ybkz]swh[/ybkz]

basitçe, herkesin anlayacağı dilden tanımlamak gerekirse;

'kodaman feysbuku'

kendini manken sanan kazulet kızın sırt dekolteli örme kazak giydiğinin görülmesi.

sırt dekolteli kazak ne lan? böyle öküz kafası kadar bir boşluk, oradan da sırt tüyleri falan... baharcım gelmese miydin acaba?

hepsini toplasan bir belaruslu rekortmen gülleci nadzeya ostapchuk etmeyecek ablalardan oluşan takım.
http://www.topnews.in/sports/files/Nadzeya_Ostapchuk.jpg

vefalı adamdır vesselam;

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/03/13/sirden-vefa-dersi/

barça'nın dönüşünü simgeleyen maç;
http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/03/13/barcanin-donusu/

lisanssız idi kendisi, artık fenerbahçeli olmayacağımdan emin olduktan sonra babamın ayaküstü eminönü'nden aldığı, ya da benim aldırdığım..evet evet ben aldırmıştım formayı.

beyaz, bir yanda arma diğerinde türk bayrağı, ortada beko yazısı ile pek hoş görünüyordu. arkasında isim yazmamakla beraber kocaman bir '11' bulunuyordu. o dönem de 11 numarayı bayram bektaş giyiyormuş ha, bu da böyle bir anım.

kendisi fiyat/performans açısından oldukça yüksek bir performans sunmuştu, yıllarca kenarı beyaz şeritli siyah şortumla takım olarak giymiştim.

bir peyami safa romanı olup başrollerini filiz akın ve ediz hun'un paylaştığı 1967 yapımı bir filmi de mevcuttur;
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/67505/sozde-kizlar-filiz-akin-ediz-hun-1967-97-dk

(bkz: sözde kızlar)

schalke'nin başına genç takım antrenörlüğünden geçmiş kişi. kendisi sakatlıklara rağmen takımı ligde toparlamayı başardı, üst üste galibiyetler alıp en önemlisi dortmund karşısında zafer kazandı. şampiyonlar ligi'nde galatasaray'a elendi, ki eğer afellay-huntelaar-fuchs-uchida gibi isimlerden iki maçta da yararlanabilseydi böyle olmayacaktı bence. eksiklere ve 'acemi olmasına' rağmen yılların imparatoresini oynatılan futbol kapsamında ezmiştir. ama "what can you do sometimes? das ist fussball" jenscim. kendisiyle ilgili nihai kararımı schalke kadrosu sakatlıklardan belini doğrultunca vermeyi düşünüyorum.

çok teknik bir oyuncu. önceleri lewis holtby'nin gölgesinde kalıyordu ancak o spurs'e transfer olunca ilk on birin değişmezi oldu. çok teknik, fizik olarak da güçlü bir oyuncu. çok kısa bir sürede mesut özil ve lewis holtby'den sonra schalke'nin alman futboluna sunduğu başka bir yıldız.

bu arada fifa12'de 12 milyon euroyu peşin sayıp stoke city'e getirmiştim kendisini, premier lig'i az ağlatmadık beraber.

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/03/13/odul-artik-dayak-degil-sampiyonlar-liginde-ceyrek-final/

çocukken eldivensiz sevilemeyecek biriymiş kendisi. değişen bir şey yok.

hak edenin sahadan üzgün ayrıldığı karşılaşma. bir takım düşünün, gruptan çıkmayı bir maç kala garantilemiş, londra'da arsenal'i sürklase etmiş, galatasaray'la eşleşiyor ve afellay,uchida,fuchs sakatlanıyor, lewis holtby tottenham'a transfer oluyor, ikinci maç öncesi bu sefer de huntelaar sakatlanıyor, buna rağmen sonuna kadar güzel futbol oynamaya çalışıyor maviler, ama olmuyor. futbol böyle bir şey. lineker meşhur sözünü galatasaraylı bir şekilde modifiye etsin.