fani madida

kayseri maçlarında "süleyman hurma" yı kastederek "koy şu götveren süleyman'a" versiyonu da duyulur zaman zaman. mehmet topuz transferindeki fenerbahçe yanlı tutumu sonrasında başlamıştı yanılmıyorsam.

ilk yarısı 2-1 ads'nin üstünlüğüyle sona erdi. ama bu maç böyle bitmez gibi duruyor.

hakem volkan bayaslan'ın otoritesini iyice yitirdiği müsabaka. özellikle ikinci yarıda oyun daha da gerilebilir gibi duruyor. olası kırmızıların karşıyaka'ya çıkması temennisi ile ağzımı hayra açıp susarım.

tv'den izleme şansı bulamayacağımız müsabaka. bari ara ara skor alma imkanımız olsa.

mahçup erkek beyanı.

üzülme, önemli olan boyu değil zaten deyip sakinleştirilmeli.

şüphesiz ki serbesttir.

ama format dahilinde olması şart tabi. format önemli.

bu konuyu iyi açıklamak gerekli sanırım. zira anlamayan bazı arkadaşlar işin kolayını moderasyona bok atmakta buluyorlar.

örnek için şu başlığa bakalım;

http://www.kartalsozluk.com/nedir/moderasyonun-kankalar%C4%B1n%C4%B1-ele%C5%9Ftiren-entry-leri-silmesi

şimdi bu başlıkta troll ile ilgili herhangi bir bağlantı var mı? yok.

ama tutup da ##233195 şu entryden sonra "mağaradan olmayana troll demek" diye bkz verirsen bu bkz silinir. niye silinir? çünkü bkz başlığa değil başka bir entrye referans içeriyor. ##233195 nolu entrynin silindiğini ya da sizin verdiğiniz bkz'dan önce okunmadığını düşünün. ee entry kendi başına anlam ifade ediyor mu? hayır. o zaman o entry silinir işte.

bunun moderasyonla onla bunla alakası yok, anlamayı istemekle alakası var. anlamayana davul zurna az o ayrı tabi.

şüphesiz ki troll sanırısıdır.

sen entryni hem forum tarzı yazıp ayıp olmasın diye bkz içine koy, hem de entrynin içine üstteki entrye fiziksel referans koy sonra "entrymi sildiler yea" diye ağla.

oldu canım.

deplasmanda oynamayacağımız maçlardan kazanmaya en yakın olduğumuz maç bana göre bu. büyük olasılıkla çarşı berlin grubu ve almanya'daki diğer beşiktaşlı taraftarlarımız takımızı yalnız bırakmayacaklardır.

12 ekim 2012 beşiktaş partizan euroleague maçı'nda gösterdiği performans ile fazlasıyla umut veren takımımız. yalnız euroleague fikstirüne baktığımıda önümüzde pek de kolay geçmeyecek bir süreç var. partizan maçından sonra oynayacağımız 5 maçın 4 tanesi deplasman maçları olacak. kendi sahamızda oynayacağımı maç ise cska maçı. bu süreç büyük olasılıkla çok da iyi geçmeyecek bizim açımızdan, çünkü euroleague gibi bir yerde deplasman maçlarını kazanmak pek de kolay olmuyor. o nedenle önümüzdeki 5 maçlık seriden hangi sonuçlarla ayrılırsak ayrılalım umudumuzu kaybetmemeli ve bu takıma aynı heyecanla destek olmalıyız.

olası iki mağlubiyetten sonra "bu takımdan bir bok olmaz"cılar türeyecektir muhtemelen, he yarram he deyip geçiniz lütfen.

(bkz: bunca yıllık yoğurtçuyum böyle kase görmedim)

kesinlikle kazanmamız gereken müsabaka. güç dengesi açısından bakıldığında cska ve barcelona'yı bir kenara koyarsak partizan ve diğer 2 takım bizim asıl rakiplerimiz olacak. bu sebeple gruptan çıkmak ve iyi başlangıç yapmak adına oldukça önemli bu maç.

bir yandan savaş çığırtkanlığı yapıp diğer yandan #akgencliksavasa hasthag'ini başlatan kişi hakında suç duyurunda bulunan örgütlenme. öyle ya fakir gençler dururken bu ap ak geçlerimizin savaşa gitmesini istemek açıkça suçtur.

bıyıklarını sevdiklerim.

çoğunlukta ya da azınlıkta olunması fark etmeksizin herkesin düşüncesini açıkça dile getirebildiği sözlük. "çoğunluğun azınlığa tahakkümü" denilen kavram ülkemizde son dönemde sıklıkla görülse de sözlük özelinde böyle bir baskı görmedim ben. hakaret içermediği sürece her görüş özgürce dile getirilebiliyor.

diyeceğim o ki, çoğunlukta ya da azınlıkta olduğunu düşünmeden herkes özgürce düşüncesini paylaşmalıdır burada. siz bakmayın "bak buna sakın cevap verme haa" ya da "yaptın işte forum yaptın111" diyenlere. sözlükler bal gibi de tartışma imkanı sağlayan oluşumlardır. hangi durumda "cevap" olarak nitelendirilip entryler silinebilir diye merak eden varsa da şu ##190396 entrye göz atabilir.

hakaret içermeyen her farklı düşünce ve bakış açısı sözlüğe renk katacaktır. ki zaten temel sorunlarımızdan biri farklı düşüncelerin olmaması iken bu sorunu ortadan kaldıracak yazarlardan kimse de rahatsız olmaz. o nedenledir ki yazalım ve yazdıralım derim ben.

şöyle bir bakınca hataları sevaplarından daha az gibi duruyor benim gözümde.

her geçen sene artış gösteren kulüp borçları geldikleri dönemden bu yana, cüz'i de olsa azalma eğiliminde. cas'ta aleyhimize açılan 16 davadan 12 tanesi çözümlendirilmiş durumda. temlik altındaki gelirlerin bir kısmı gelecek seneden itibaren kulüp kasasına girecek vs. bir de futbol takımının başına bir ceo atayarak yönetimini profesyonellere devretme fikirleri var, ki bu tüm büyük kulüplerin yapmakta olduğu bir şey.

sonuç olarak pek çok eleştirilmeye açık yönleri olsa da, içinden geçilen darboğazdan kulübü kurtarma yönündeki çabalarını takdir etmek gerekli. umarım hatalarını da görüp ders çıkarabilirler.

ilk kez babası dursun özdil'in yazmış olduğu "uzakların türküsü" adlı eseri ile tanıştığım sanatçı. ilk albümünün adı da "uzakların türküsü" idi yanlış hatırlamıyorsam. dinlenesidir.

milli savunma bakanı ismet yılmaz beyanatı.

"milletin derdi davutoğlu olmuş, demek ki zamanında iyi koymuş" ya da "uff size ne be slklar:s:s" şeklindeki yaratıcı açıklamalarını da merakla beklemekteyiz.

rakı sofrasına bile oturulmayacak adamlardan. programlarını sataşma ve tartışma üzerine inşa eder, ki zaten programlarını izlenir kılan da budur.

beşşar esad: başbakanımızın kankası, tatil arkadaşı, canı,ciğeri.

beşşar esed: tü kaka.

akp manisa milletvekili selçuk özdağ'ın iddiası.

(bkz: bunlar babadan oğula nesil herhalde)

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21675773.asp