maddi sıkıntı içerisine düşen er kişinin son çare olarak para karşılığı erkeklerle birlikte olması durumu. "abi bana acil para lazım" diye yanaşan kişilere verilen tavsiye bu olur genelde.
(bkz: kumbarayı bozdurmak)
basketbol konusunda duayendir. fakat bazı düşünceleri enteresandır. mesela "kadın basketbolu" demez: "bayan basketbolu" der. bunun gerekçesi ise hayli enteresan;
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19696756.asp
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19696756.asp
16 mart 2013 beşiktaş kasımpaşa maçı'nda kendisine çok büyük sorumluluk düşen futbolcu. orta sahadaki pas trafiğini tek başına yönetecek. daha önce de manuel fernandes'in yokluğunda bu görevi üstlenmiş ve layıkıyla da yerine getirmişti. umarım aynı başarılı çizgisini tekrar gösterir.
bu konu biraz yanlış anlaşılıyor bence. gerçi "demirören yalakası" sıfatı yiyip eksileri toplamam muhtemel ama ona da katlanmak lazım artık.
y.d.sanki alacaklarının tahsili amacıyla kulübe dava açmış gibi göseriliyor ki böyle bir şey yok. istediği şey genel kurul'un vermediği "ibra etme" kararını mahkemenin vermesi. yani sorumlu olmadığının tespitini istiyor sadece.
peki davayı kazanır mı? bana göre kesin kazanır. onun nedenini de açıklamıştım zaten, merak edenler için;
#252257
y.d.sanki alacaklarının tahsili amacıyla kulübe dava açmış gibi göseriliyor ki böyle bir şey yok. istediği şey genel kurul'un vermediği "ibra etme" kararını mahkemenin vermesi. yani sorumlu olmadığının tespitini istiyor sadece.
peki davayı kazanır mı? bana göre kesin kazanır. onun nedenini de açıklamıştım zaten, merak edenler için;
#252257
şampiyonluk konuşacaksak eğer mutlaka kazanmamız gereken müsabaka. kolay maç değil orası kesin, kasımpaşa özellikle büyük takımlara karşı iyi konsantre olabiliyor. ama şampiyon olacaksak iç sahada puan kaybını unutmalıyız her şeyden önce. ki zaten pek fazla iç saha maçımız da kalmadı.
bir de maç sonu özellikle taksim civarında falan kasımpaşa'nın çapulcu sürülerine dikkat etmek gerekli. bir kişiye 30 kişi saldırmayı delikanlılık olarak görüyorlar malum.
bir de maç sonu özellikle taksim civarında falan kasımpaşa'nın çapulcu sürülerine dikkat etmek gerekli. bir kişiye 30 kişi saldırmayı delikanlılık olarak görüyorlar malum.
iki sarı kırmızı takımın mücadelesi. bobo bize bir kıyak yapmalı bu maçta. galatasaray tam olarak konsantre olamayacaktır bence. kayserinin puan ihtiyacı da şüphesiz.
galatasaray puan bırakır gibi geliyor bana.
galatasaray puan bırakır gibi geliyor bana.
spor toto süper lig 26. hafta açılış karşılaşması. başlama saati 20:00. müsabaka bursa atatürk stadı'nda oynanacak.
sözlük içinde cidden can sıkmaya başlayan hadise.
yüz yüze geldiğinde yüzüne gülüp tek laf etmeye götü yemeyen adamlar, sözlük üzerinden kendilerince triplere girip atara gidere meylediyorlar ya diyecek laf kalmıyor bazen. biraz cesaretli biraz haysiyetli olsalar böyle yapmayacaklar oysa.
yapacağınız işi sikeyim.
yüz yüze geldiğinde yüzüne gülüp tek laf etmeye götü yemeyen adamlar, sözlük üzerinden kendilerince triplere girip atara gidere meylediyorlar ya diyecek laf kalmıyor bazen. biraz cesaretli biraz haysiyetli olsalar böyle yapmayacaklar oysa.
yapacağınız işi sikeyim.
açtığı davayı çatır çatır kazanacak olan şahıs.
öncelikle bir ibra edilmediği döneme bakalım. söz konusu zatın ait 1 ocak-27 şubat 2012 dönemi faaliyetleri, idari ve mali açıdan ibra edilmedi. öncelikle şunu belirteyim idari açıdan ibra edilmek gibi bir husus söz konusu değil. bu konuda "adnan polat" davasında yargıtay hukuk genel kurulunun emsal kararı var.
mali açıdan söz konusu zatın sorumluluğunu doğurabilecek eylemler hep önceki senelere ilişkin eylemler. ki o seneler için zaten ibra edilmişti. son 2 aylık dönem içerisinde bir bok yemediyse -ki sanmıyorum- mahkemenin ibra edilmemesi için bir sebep görmeyeceğini düşünüyorum.
mahkemenin ibrası her ne kadar 2 ay'a ilişkin olsa da basına demirören tüm başkanlık dönemlerinden aklanmış gibi yansıyacak ve hep birlikte yüzsüzlüğüne şahit olmaya devam edeceğiz.
öncelikle bir ibra edilmediği döneme bakalım. söz konusu zatın ait 1 ocak-27 şubat 2012 dönemi faaliyetleri, idari ve mali açıdan ibra edilmedi. öncelikle şunu belirteyim idari açıdan ibra edilmek gibi bir husus söz konusu değil. bu konuda "adnan polat" davasında yargıtay hukuk genel kurulunun emsal kararı var.
mali açıdan söz konusu zatın sorumluluğunu doğurabilecek eylemler hep önceki senelere ilişkin eylemler. ki o seneler için zaten ibra edilmişti. son 2 aylık dönem içerisinde bir bok yemediyse -ki sanmıyorum- mahkemenin ibra edilmemesi için bir sebep görmeyeceğini düşünüyorum.
mahkemenin ibrası her ne kadar 2 ay'a ilişkin olsa da basına demirören tüm başkanlık dönemlerinden aklanmış gibi yansıyacak ve hep birlikte yüzsüzlüğüne şahit olmaya devam edeceğiz.
mesaj yazarken zahmet edip bir başlık yazarak kolaylıkla çözülebilir. cevaben giden mesajlar basliksiz olduğunda gitmiyor. ve zaten hata uyarısı da veriyor. böyle olması mantıklı mı? değil elbet, düzelmesi için çabalıyoruz.
uefa avrupa ligi rövanş mücadelesi. ilk maçtaki oyunundan sonra pek umudum olmasa da gönlüm viktoria plzen'den yana.
başlama saati 21:45 olan şampiyonlar ligi 2. tur rövanş müsabakası.
beşiktaş'ın avrupa'da yaşadığı yenilgilerle sanki yenen kendileriymiş gibi dalga geçen; 15 yıl önce kazandıkları uefa kupasıyla da sanki beşiktaş'a karşı kazanmışlar gibi böbürlenen taraftara sahip takım. tarihlerindeki kara lekelerden bahsetmiyorum bile.
böyle bir takımı ben desteklemem, başarısıyla da zerre gurur duymam. bana göre şampiyonlar liginde çeyrek final oynamalarının tek olumlu yanı o maçlar öncesinde lige olan konsantrasyonlarının azalacak olması.
böyle bir takımı ben desteklemem, başarısıyla da zerre gurur duymam. bana göre şampiyonlar liginde çeyrek final oynamalarının tek olumlu yanı o maçlar öncesinde lige olan konsantrasyonlarının azalacak olması.
öncelikle baştan belirteyim, bu yazdıklarım bir savunma psikolojisi içeerisinde yazılan şeyler değil. sadece madem sorunlarımıza çözüm arıyoruz o zaman sorunları daha detaylı inceleyelim diye yazıyorum bunları. kurulduğundan bu yana öyle ya da böyle sözlük yönetimi içerisinde olan biri olarak sanırım sorunları daha detaylı inceleyebilirim.
öncelikle script konusundan başlayalım. şu anda kullanmakta olduğumuz versiyon şimdiye kadar kullandıklarımız içerisinde en iyisi. fakat yine de pek çok hata ve eksiklik çıkıyor. bunların kimini biz düzeltiyoruz, bizim kapasitemizin yetmediği işlere ise dışarıdan yardım alıyoruz. önce şunu belirteyim ki en büyük esiklerimizden biri yönetim içerisinde bir coder bulunmayışı. "açılın ben phy,java,sql biliyorum" diyen varsa bir adım öne çıksın lütfen. mobil de dahil tabi buna.
kodlama işini hep dışarıdan kişilere yaptırıyoruz. bu hem oldukça yüksek maliyetli oluyor hem de bu kişilere her zaman ulaşma şansımız olmuyor. şansımız varsa ve boş bir dönemine denk getirebilirsek bazı eksiklikleri düzeltebiliyoruz. tabi bir de şu var; bazen bize çok basit gibi gelen bir bug'ı düzeltmek için tüm sözlüğü silip baştan kodlamak gerekebiliyor. takdir edersiniz ki bu bizim için pek olası değil. bunun dışında bazı hataların düzeltilmesi güvenlik açığkları ortaya çıkarabiliyor. yine takdir edersiniz ki açıksız olmak hatasız olmaktan daha önemli. bir gün uyandığımızda renkliler tarafından hacklenmiş bir sözlük görmeyi kimse istemez sanırım.
kodlama olayı böyle, dediğim gibi ben kodlarım/kodlattırırım diyebilen yazar varsa buyursun gelsin kapımız her zaman açık. olayın maddi boyutlarına değinmiyorum bile. hani hep "gs sözlük" diyoruz ya mesela; onların coder'ları ekşinin coder'ları farkımız bu noktada ne yazık ki.
sözlüğe yazar kazandırma olayına gelince; bunun için de elimizden geldiğince çabaladık. hala da çabalıyoruz. diğer sözlüklerde aktif yazarlarımız var onları kullanarak sözlüğün tanıtımını diğer sözlükler üzerinden yapmaya çabalıyoruz. mesela herkesin burun kıvırdığı kerami pestenkerani ekşideki bildiği beşiktaşlılara mesaj atarak onları sözlüğe kazandırmaya çabaladı. gelen olmadı mı? oldu. fakat kalıcılıkları pek olmadı. bizim de hatalarımız olmuş olabilir kalıcı olmamalarında fakat benim bildiğim kadarıyla sözlüğün henüz yeterince büyümemiş olması onları uzaklaştırdı. kendini sözlüğe adayıp sözlüğü benimseyenler ise zaten her zaman bizimle kaldılar.
ünlülerin sözlüğe çekilmesi mevzusu üzerinde de çok çalıştık. tivitler attık, mailler yazdık fakat elimize geçen bir kaç rt'den fazlası olmadı ne yazık ki. ünlü beşiktaşlılarla şahsi ilişkileri olan bu şekilde onlara ulaşabilecek yazarımız varsa bize yardımcı olabilir. ya da bir gün yine birleşip twitter üzerinden bu kişilerle iletişim kurmaya çabalayabiliriz.
yönetimle ilişkileri beste sayesinde kurmaya başlamıştık aslında. fakat ahmet ateş'in şike sürecinde tutuklanması ve sonrasında değişen yönetim ile bu ilişkimiz sıfır düzeyine indi. özellikle beşiktaş dergisinde bize ayrılacak bir sayfa için çabalarımız halen sürüyor bunu başarırsak çok şeyi değiştirmiş olabiliriz diye düşünüyorum. yine yardımcı olabileceklerin yardımına hazırız tabi bu konuda da.
yazar sayısını arttırarak sözlüğün büyümesini sağlayamayacağımızı düşünüyorum ben. sözlüğe gelen yazar format bilgisi olan ve sözüğe bir artı değer kazandırabilecek kişiler olmalı. yoksa aksi yöndeki yazarlar mevcut yazarları bile soğutabiliyor kimi zaman, kendimden biliyorum. bir de bence sözlüğün marka değerini arttırmak için daha fazla beşiktaş konuşmalıyız. unutmayalım ki burası beşiktaş sözlüğü. bazı arkadaşlarımdan farklı olarak ben kalem,silgi defter ve sair başlıklara sıkıcı tematik entrylerin kasılmasını doğru bulmuyorum. bu sözlüğü tek düze sıkıcı ve beşik'tan kopmuş hale getirebiliyor. entry yazmak için olan zaman ve enerjimizi beşiktaş üzerinde harcarsak bence daha başarılı oluruz. çünkü unutmayalım ki beşiktaşla alakasız başlıklara yazacağımız şeylerin büyük çoğunluğu daha önce bir şekilde diğer sözlüklerde yer bulmuş oluyor. bizi farklı kılacak olan ise şüphesiz ki beşiktaş.
sık sık zirve organize ediyoruz. hatta bu yüzden eleştiri bile alıyoruz. "zirveye gidenler gruplaşmış gitmeyenler zirve sonrası başlıklardan bir şey anlamıyor" gibi. kısmen hak da veriyorum aslında bu eleştiriye, fakat şunu herkes kabul eder sanırım ki sözlükte gelişen arkadaşlık ortamı doğuştan gelen bir durum değil. kimse de bu ortamın dışında bırakılmıyor. kendi adıma örnek verirsem bana gelen her mesaja elimden geldiğince olumlu ve yapıcı cevap vermeye çabalıyorum hep. ben bile sevgi kelebeği oluyosam zaten siz düşünün gerisini.
ve son olarak kişisel kapris mevzusuna değinmek istiyorum. şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sözlükteki hiç bir yönetici sözlük üzerindeki yetkisini kişisel sorunlarına alet edemez. sözlük içerisinde farklı görüş belirtmek herkesin olduğu kadar yöneticilerin de hakkı. fakat sırf kendine laf sokuluyor diye bir entry silinmez. hukukçu arkadaşlar gayet iyi bilir ki; sözlük formatı dışında kalan her sözlük kuralı güncel mevzuata göre yazılmıştır. ve ortada tck'nın dahi suç saydığı bir durum varken o entry silindi diye sözlüğe tavır almak yönetimin değil ne yazık ki yazarın kaprisi olabilir sadece.
hukuksal sorunlarda genelde newcastle ve bana danışılıyor. kendi adıma söyleyebilirim ki bir şey sorulduğunda yapanın kim olduğunu sormuyorum bile. sadece olayı yorumluyorum. beni fail değil fiil ilgilendiriyor çünkü. yönetimin de bakış açısı bu yönde. hatalı karar verilmiş olamaz mı? elbette olabilir. o işlemi yapan arkadaşla iletişim kurun gerekçe sorun, her yönetici gerekçe açıklar size. hala haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız yapılan haksızlığı ifşa edin. utanılacak bir şey yaptıysak herkes görsün.
söylemek istediklerim şimdilik böyle. başta da dediğim gibi bir çeşit savunma değil bu, sadece belirtili sorunları bizim de gördüğümüzü çözmeye çabaladığımızı ama geldiğimiz noktadan fazlasını beceremediğimizi anlatmak istedim. "şunu yapabiliriz" diyen yaksın mesaj lambamızı değerlendirelim birlikte.
biraz uzun oldu sanırım; uzun entrylerin okunmadığı gerçeği gibi bir gerçek de önümüzdeyken lafı daha fazla uzatmayayım ben.
eyyorlamam bu kadar.
öncelikle script konusundan başlayalım. şu anda kullanmakta olduğumuz versiyon şimdiye kadar kullandıklarımız içerisinde en iyisi. fakat yine de pek çok hata ve eksiklik çıkıyor. bunların kimini biz düzeltiyoruz, bizim kapasitemizin yetmediği işlere ise dışarıdan yardım alıyoruz. önce şunu belirteyim ki en büyük esiklerimizden biri yönetim içerisinde bir coder bulunmayışı. "açılın ben phy,java,sql biliyorum" diyen varsa bir adım öne çıksın lütfen. mobil de dahil tabi buna.
kodlama işini hep dışarıdan kişilere yaptırıyoruz. bu hem oldukça yüksek maliyetli oluyor hem de bu kişilere her zaman ulaşma şansımız olmuyor. şansımız varsa ve boş bir dönemine denk getirebilirsek bazı eksiklikleri düzeltebiliyoruz. tabi bir de şu var; bazen bize çok basit gibi gelen bir bug'ı düzeltmek için tüm sözlüğü silip baştan kodlamak gerekebiliyor. takdir edersiniz ki bu bizim için pek olası değil. bunun dışında bazı hataların düzeltilmesi güvenlik açığkları ortaya çıkarabiliyor. yine takdir edersiniz ki açıksız olmak hatasız olmaktan daha önemli. bir gün uyandığımızda renkliler tarafından hacklenmiş bir sözlük görmeyi kimse istemez sanırım.
kodlama olayı böyle, dediğim gibi ben kodlarım/kodlattırırım diyebilen yazar varsa buyursun gelsin kapımız her zaman açık. olayın maddi boyutlarına değinmiyorum bile. hani hep "gs sözlük" diyoruz ya mesela; onların coder'ları ekşinin coder'ları farkımız bu noktada ne yazık ki.
sözlüğe yazar kazandırma olayına gelince; bunun için de elimizden geldiğince çabaladık. hala da çabalıyoruz. diğer sözlüklerde aktif yazarlarımız var onları kullanarak sözlüğün tanıtımını diğer sözlükler üzerinden yapmaya çabalıyoruz. mesela herkesin burun kıvırdığı kerami pestenkerani ekşideki bildiği beşiktaşlılara mesaj atarak onları sözlüğe kazandırmaya çabaladı. gelen olmadı mı? oldu. fakat kalıcılıkları pek olmadı. bizim de hatalarımız olmuş olabilir kalıcı olmamalarında fakat benim bildiğim kadarıyla sözlüğün henüz yeterince büyümemiş olması onları uzaklaştırdı. kendini sözlüğe adayıp sözlüğü benimseyenler ise zaten her zaman bizimle kaldılar.
ünlülerin sözlüğe çekilmesi mevzusu üzerinde de çok çalıştık. tivitler attık, mailler yazdık fakat elimize geçen bir kaç rt'den fazlası olmadı ne yazık ki. ünlü beşiktaşlılarla şahsi ilişkileri olan bu şekilde onlara ulaşabilecek yazarımız varsa bize yardımcı olabilir. ya da bir gün yine birleşip twitter üzerinden bu kişilerle iletişim kurmaya çabalayabiliriz.
yönetimle ilişkileri beste sayesinde kurmaya başlamıştık aslında. fakat ahmet ateş'in şike sürecinde tutuklanması ve sonrasında değişen yönetim ile bu ilişkimiz sıfır düzeyine indi. özellikle beşiktaş dergisinde bize ayrılacak bir sayfa için çabalarımız halen sürüyor bunu başarırsak çok şeyi değiştirmiş olabiliriz diye düşünüyorum. yine yardımcı olabileceklerin yardımına hazırız tabi bu konuda da.
yazar sayısını arttırarak sözlüğün büyümesini sağlayamayacağımızı düşünüyorum ben. sözlüğe gelen yazar format bilgisi olan ve sözüğe bir artı değer kazandırabilecek kişiler olmalı. yoksa aksi yöndeki yazarlar mevcut yazarları bile soğutabiliyor kimi zaman, kendimden biliyorum. bir de bence sözlüğün marka değerini arttırmak için daha fazla beşiktaş konuşmalıyız. unutmayalım ki burası beşiktaş sözlüğü. bazı arkadaşlarımdan farklı olarak ben kalem,silgi defter ve sair başlıklara sıkıcı tematik entrylerin kasılmasını doğru bulmuyorum. bu sözlüğü tek düze sıkıcı ve beşik'tan kopmuş hale getirebiliyor. entry yazmak için olan zaman ve enerjimizi beşiktaş üzerinde harcarsak bence daha başarılı oluruz. çünkü unutmayalım ki beşiktaşla alakasız başlıklara yazacağımız şeylerin büyük çoğunluğu daha önce bir şekilde diğer sözlüklerde yer bulmuş oluyor. bizi farklı kılacak olan ise şüphesiz ki beşiktaş.
sık sık zirve organize ediyoruz. hatta bu yüzden eleştiri bile alıyoruz. "zirveye gidenler gruplaşmış gitmeyenler zirve sonrası başlıklardan bir şey anlamıyor" gibi. kısmen hak da veriyorum aslında bu eleştiriye, fakat şunu herkes kabul eder sanırım ki sözlükte gelişen arkadaşlık ortamı doğuştan gelen bir durum değil. kimse de bu ortamın dışında bırakılmıyor. kendi adıma örnek verirsem bana gelen her mesaja elimden geldiğince olumlu ve yapıcı cevap vermeye çabalıyorum hep. ben bile sevgi kelebeği oluyosam zaten siz düşünün gerisini.
ve son olarak kişisel kapris mevzusuna değinmek istiyorum. şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sözlükteki hiç bir yönetici sözlük üzerindeki yetkisini kişisel sorunlarına alet edemez. sözlük içerisinde farklı görüş belirtmek herkesin olduğu kadar yöneticilerin de hakkı. fakat sırf kendine laf sokuluyor diye bir entry silinmez. hukukçu arkadaşlar gayet iyi bilir ki; sözlük formatı dışında kalan her sözlük kuralı güncel mevzuata göre yazılmıştır. ve ortada tck'nın dahi suç saydığı bir durum varken o entry silindi diye sözlüğe tavır almak yönetimin değil ne yazık ki yazarın kaprisi olabilir sadece.
hukuksal sorunlarda genelde newcastle ve bana danışılıyor. kendi adıma söyleyebilirim ki bir şey sorulduğunda yapanın kim olduğunu sormuyorum bile. sadece olayı yorumluyorum. beni fail değil fiil ilgilendiriyor çünkü. yönetimin de bakış açısı bu yönde. hatalı karar verilmiş olamaz mı? elbette olabilir. o işlemi yapan arkadaşla iletişim kurun gerekçe sorun, her yönetici gerekçe açıklar size. hala haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız yapılan haksızlığı ifşa edin. utanılacak bir şey yaptıysak herkes görsün.
söylemek istediklerim şimdilik böyle. başta da dediğim gibi bir çeşit savunma değil bu, sadece belirtili sorunları bizim de gördüğümüzü çözmeye çabaladığımızı ama geldiğimiz noktadan fazlasını beceremediğimizi anlatmak istedim. "şunu yapabiliriz" diyen yaksın mesaj lambamızı değerlendirelim birlikte.
biraz uzun oldu sanırım; uzun entrylerin okunmadığı gerçeği gibi bir gerçek de önümüzdeyken lafı daha fazla uzatmayayım ben.
eyyorlamam bu kadar.
yıldırım demirören'in annesi tülin demirören beyanatı.
(bkz: 16 kasım 1991 fenerbahçe beşiktaş maçı)
http://www.youtube.com/watch?v=9PKgIzvaorM
--alıntı--
"evet, goldü. top çizgiyi 10-15 santim kadar geçmişti. ama ben o zaman bunu söyleyemedim. üzerimde müthiş bir baskı vardı. keşke adam gibi çıkıp, doğruyu söyleseymişim. çünkü yıllar sonra maçlar, skorlar unutuluyor. asıl önemli olan kalıcı dostluklar..."
--alıntı--
ha bir de unutmadan;
(bkz: ne f16lar ne de füzeler besiktaş'ı yenmek böyle göt ister)
http://www.youtube.com/watch?v=9PKgIzvaorM
--alıntı--
"evet, goldü. top çizgiyi 10-15 santim kadar geçmişti. ama ben o zaman bunu söyleyemedim. üzerimde müthiş bir baskı vardı. keşke adam gibi çıkıp, doğruyu söyleseymişim. çünkü yıllar sonra maçlar, skorlar unutuluyor. asıl önemli olan kalıcı dostluklar..."
--alıntı--
ha bir de unutmadan;
(bkz: ne f16lar ne de füzeler besiktaş'ı yenmek böyle göt ister)
kartalspor maçında yaşanan olaylar yüzünden 2 maç seyircisiz oynama cezası alan kulüp. bu cezaya karşı tahkime gitmeye hazırlanıyormuş ankaragücü. yaşanan olayların sorumlusu beşiktaş'mış. evet, beşiktaş.
http://www.haber7.com/ikinci-lig/haber/996472-ankaragucu-tahkime-gidiyor?wr=1
http://www.haber7.com/ikinci-lig/haber/996472-ankaragucu-tahkime-gidiyor?wr=1
2012-2013 sezonunu şampiyon bitirme olasılığını pek mümkün görmediğim takımım.
özellikle fenerhbahçe galibiyeti camiayı oldukça havaya soktu ve yeniden şampiyonluk beklentileri dillendirilmeye başlandı. fakat kabul edelim ki hiç de kolay bir fikstüre sahip değiliz. trabzonspor,bursaspor, antalyaspor, kayserispor gibi çok önemli deplasmanlarımız var. ve galatasaray ile arada da kapanması gereken 5 puan.
o nedenle bence hedefimizi doğru olarak koyup lig ikinciliğine odaklanmalıyız. olası bir şampiyonlar ligi mücadelesi maddi yönden oldukça rahat bir nefes almamızı sağlayacaktır. fenerbahçe'den aldığımız galibiyet de bu açıdan bakıldığında çok çok önemli.
umarım beşiktaş sezonu şampiyon bitirerek beni yanıltır. ama ben ikinciliği de bu sezon için oldukça sevindirici bulacağım.
özellikle fenerhbahçe galibiyeti camiayı oldukça havaya soktu ve yeniden şampiyonluk beklentileri dillendirilmeye başlandı. fakat kabul edelim ki hiç de kolay bir fikstüre sahip değiliz. trabzonspor,bursaspor, antalyaspor, kayserispor gibi çok önemli deplasmanlarımız var. ve galatasaray ile arada da kapanması gereken 5 puan.
o nedenle bence hedefimizi doğru olarak koyup lig ikinciliğine odaklanmalıyız. olası bir şampiyonlar ligi mücadelesi maddi yönden oldukça rahat bir nefes almamızı sağlayacaktır. fenerbahçe'den aldığımız galibiyet de bu açıdan bakıldığında çok çok önemli.
umarım beşiktaş sezonu şampiyon bitirerek beni yanıltır. ama ben ikinciliği de bu sezon için oldukça sevindirici bulacağım.
her ne kadar maça gidemeyecek olsam da saati gerçekten de oldukça uygun. "büyük takım gündüz maçı yapmaz" kafasında olan hocamız da belki fikrini değiştirecektir bu maçı görünce. evine dönmek için kıçını yırtmayan insanlar, maça aileleriyle gelen taraftarlar ve sair pek çok artısı oluyor gündüz maçının. bugün bir el clasico bile gündüz oynanıyorsa bizim bu tür önyargılardan arınmamız gerekiyor.
maça gelince pek kolay bir maç gibi görünmese de ben kazanacağımızı düşünüyorum. hele ki trabzon deplasmanından çıkacak olası bir 3 puan bizi tamamen havaya sokar. fikstürümüz zaten pek kolay değil özellikle galatasaray'a göre. bu tür maçları mutlaka 3 puanla geçmemiz şart o yüzden.
maça gelince pek kolay bir maç gibi görünmese de ben kazanacağımızı düşünüyorum. hele ki trabzon deplasmanından çıkacak olası bir 3 puan bizi tamamen havaya sokar. fikstürümüz zaten pek kolay değil özellikle galatasaray'a göre. bu tür maçları mutlaka 3 puanla geçmemiz şart o yüzden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?